TARIMDAKİ MANZARANIN SEVABI DA, GÜNAHI DA IMF VE DÜNYA BANKASI'NIN - DÜNYA
Tevfik GÜNGÖR / OLAYLARIN İÇİNDEN
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Gökhan Günaydın‘ın uyarısı üzerine 1999 yılında stand-by anlaşması ile IMF‘nin ve 2002 yılında kredi anlaşması ile Dünya bankası‘nın dikte ettiği tarım politikalarının neler olduğunu araştırdım.
Aşağıda IMF ve Dünya Bankası‘nın talimatı ile yaptıklarımız sıralanıyor.
2000 yılından bu yana uygulananlar ülkeye iyilik getirdi ise sorun yok. Ama tarımsal üretimi geriletti ise bunları gözden geçirmekte yarar vardı.
IMF‘nin 1999 stand-by anlaşması ile dikte edilen politikalar
IMF ile 1999 yılında imzalanan stand-by anlaşmasında bakınız IMF bize tarım politikalarında neler dikte etmiş?
Doğrudan gelir desteği sistemi ile ilgili pilot uygulama başlatılması
Kredi sübvansiyonlarının kaldırılması
Gübre ve diğer girdi sübvansiyonlarının sabit tutulması
Destekleme alımları ile ilgili kanun çıkarılması
Doğrudan gelir desteği sisteminin yaygınlaştırılması
Gübre ve diğer girdi sübvansiyonlarının sabit tutulması
Çiftçilerin kayıt altına alınması
Doğrudan gelir desteği sisteminin oturtulması
Tüm dolaylı destek politikalarından kademeli olarak vazgeçilmesi
Buğday destek alım fiyatlarının hedeflenen enflasyon seviyesini aşamayacak bir oranda artırılması ve dünya fiyatları ile arasındaki farkın en fazla yüzde 20 olması
Ödemelerin yılda iki taksitle yapılması
Çiftçi kayıtlarının büyük ölçüde tamamlanması
Kayıtlı çiftçiler için ilk taksit ödemesinin yapılması
Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ‘nin fabrikalarının özelleştirilmesi
Şeker Kanunu‘nun çıkarılması
Tekel‘in tüm birimlerinin özelleştirilmesi
Alkollü İçkiler Kanunu‘nun çıkarılması
Tütün Kanunu‘nun çıkarılması
Dünya Bankası ile 2002 yılında imzaladığımız
Tarımsal Destekler ve Tarım Reformu Uygulama Projesi (ARIP)
Dünya Bankası ile 2002 yılında bir anlaşma izmaladık. Bu anlaşma Türkiye‘de Dünya Bankası‘ndan verilecek 600 milyon dolar kredi karşılığında, Türkiye tarım politikalarında Dünya Bankası‘nın sözünü dinlemeyi kabul ediyordu.
Tarım politikalarında bir anlamda Dünya Bankası‘nın hazırladığı "reform" programını uygulamayı kabul ediyordu...
Dünya Bankası programı şu ana uygulamalara yönelikti:
- Tarımsal desteklerin ulusal bütçe üzerindeki etkisini azaltmak ve tarım sektörünün gelişimini hızlandırmak amacıyla, doğrudan gelir desteği sisteminin uygulanması,
- Alternatif ürünlere geçişin desteklenmesi,
- Tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin yeniden yapılandırılması hedef alınmıştı,
- Tarımsal desteklerde fiyat ve girdi desteği yerine doğrudan gelir desteği (DGD) uygulamasına geçişi öngören reform programı 2000 yılında başlatıldı,
- Politika değişikliğinin etkin olarak yürütülebilmesini teminen çiftçi kayıt sistemi ve bununla bağlantılı tapu-kadastro sisteminin oluşturulması, arz fazlası olan ürünlerden alternatif ürünlere geçişin sağlanması çalışmalarına ağırlık verildi,
- Tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin yeniden yapılandırılması adı altında birliklerin etkinliği azaltıldı.
İstenen düzeyde bir ilerleme kaydedilemeyince projenin kalan süresinin daha etkin değerlendirilebilmesi arayışında ARIP‘ın kapsamı ve uygulama süresi revize edildi.
Proje süresinin 2008 yılı sonuna kadar uzaltılması kararlaştırıldı.
Özet olarak, Dünya Bankası‘ndan temin edilen 600 milyon dolar kredinin karşılığında, Dünya Bankası‘nın istekleri doğrultusunda:
- Tarım Reformu Uygulama Projesi (ARIP) adını taşıyan bu program uyarınca tarımda destekleme fiyatı uygulanmasına son verildi.
- Tarım kredilerine ve girdilerine verilen sübvansiyonlar kaldırıldı.
- Dünyanın hiçbir ülkesinde tek destekleme politikası olarak uygulanmayan doğrudan gelir desteği (DGD) sistemine geçildi.
- Destekleme alım miktarları azaltıldı.
- Destekleme fiyatları gerçekleşen enflasyonun çok altında belirlendi.
- Tarım satış kooperatifleri birlikleri (TSKB), Ziraat Bankası, Tekel ve Şeker Fabrikaları‘nın özelleştirilmelerine olanak veren yasalar yürürlüğe girdi.
- Tarımsal KİT‘lerin (ORÜS, EBK, TZDK, TİG, DÜÇ, Tohum islah istasyonları) tasfiyesi sağlandı, varlıkları satıldı.
Değerleme yapmanın zamanıdır
Dünyada tarım fiyatlarındaki dalgalanma bize de yansıyınca, konunun önemi gündeme geldi. Türkiye‘de IMF ve Dünya Bankası güdümündeki tarım politikalarının üretimde gerilemeye yol açan politika ve uygulamaları gerçekçi ve tarafsız şekilde değerleme fırsatı ortaya çıktı.
Eğer bu politikalar tarımda gerçekten üretim artışına yol açmış ise tartışmayalım. Ama bu politikalar sonunda tarımsal üretim gerilemiş ve tarım sorunları artmış ise politikaları tartışmanın tam zamanıdır.