TARIMSAL ARAŞTIRMALAR YOK EDİLİYOR - CUMHURİYET

MERKEZ
22.04.2010
 

ARADA BİR

Prof. Dr. TAYFUN ÖZKAYA

Tarım Bakanlığı‘nın yasası değişiyor. Hazırlanan yasa tasarısında bakanlık küresel sermayenin istediği yönde yapılanıyor. Bugün sadece araştırmalarla ilgili yazacağım. Yeni yasada "Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü"nün yeni adı "Tarımsal Politikalar ve Araştırmalar Genel Müdürlüğü" oluyor. Ancak görevler içerisinde tarımsal politikalarla ilgili bir madde bulunmamaktadır. Tarımsal ürün piyasalarını izlemek yeterli görülmüştür.

Bornova, Adana ve Diyarbakır zirai mücadele enstitüleri kapatılıyor. Demek ki bu işler hemen hepsi aynı zamanda tohumla da uğraşan, tarımsal ilaç üreten yabancı tekellerin alanına bırakılacak. Yabancı ve zararlı otlar da çalışma alanının dışında tutulmuştur. GDO şirketlerinin yabancı ot ilaçlarını ürettiği ve GDO denilen olayın aslında büyük ölçüde yabancı ot öldürücü (herbisit) kullanımına dayandığına dikkatinizi çekerim. Yeni biyogüvenlik yasasında GDO üretimi yasak diyebilirsiniz. Acaba ileride kamuoyu hazır olunca buna kapı açılacak mıdır?

Tarsus, Menemen, Eskişehir, Konya, Tokat, Samsun, Erzurum ve Kırklareli toprak ve su araştırma enstitüleri de kapatılacak kurumlar arasında. Hayvan sağlığı konusunda da problem var: 37 araştırma kuruluşu içerisine bir tane bile merkez veteriner araştırma kuruluşu girememiştir.

Tasarının genel gerekçesinde değişen teknolojik koşullara uyumun arzulandığı ileri sürülmektedir. Uyum, gördüğünüz gibi araştırma enstitülerini kapatarak yapılmaktadır. Bilgi toplumu vb. gibi lafların çokça edildiği bir dönemde bu kapatma furyası ne oluyor?

Genel müdürlüğün adı bile aslında teknik araştırmaların pek istenilmediğini ortaya koymaktadır. Politika öne çekilmekte, ancak o da piyasaları izlemeye indirgenmektedir. Kısacası araştırma işleri özel kuruluşlara havale edilmektedir. Bu kuruluşların ise temel olarak ilaç, gübre ve tohum satmakla ilgilendiği unutulmamalı.

Belki denecektir ki araştırma çalışmaları başarısız. Halbuki çok başarılı araştırma çalışmalarımız vardır. Son zamanlarda Osmancık çeltik çeşidinin geliştirilmesi bunlardan sadece biridir. Getirdiği verim artışı ile diğer bütün araştırmalar başarısız olsa bile yapılan masrafları kat kat ödemiştir. Başka yörelerde de çok başarılı araştırma sonuçları vardır. Örneğin Erzurum‘da araştırma enstitüsünün çok verimli yonca, mercimek vb. birçok çeşit geliştirdiklerine şahit olmuş idik. Ancak bakanlığın bunları çiftçilere yayması oldukça başarısız görülüyordu.

Araştırma enstitüleri kapatıldıkça bu konularda hep yabancı dev şirketlerin eline kalacağız.

Böyle bir yasa tasarısı karşısında hadi çiftçilerin haberi yok, araştırmacılar niçin susuyor? Ziraat Mühendisleri Odası her zamanki gibi çıkışını yapıyor. Bütün bunların ise bilgi toplumu laflarının çokça yapıldığı bir dönemde yapılabildiği ise ilginç bir çelişkidir.

Okunma Sayısı: 497