TARIMSAL ÖĞRETİMİN 163. YILDÖNÜMÜ KUTLAMALARI

TARIMSAL ÖĞRETİMİN 163. YILDÖNÜMÜ KUTLAMALARI
GAZİANTEP
21.01.2009

Tarımsal Öğretimin 163. Yılı kutlamaları dolayısıyla düzenlenen etkinlikler çerçevesinde, üyelerimizin katılımıyla Demokrasi Meydanı‘nda bulunan Atatürk Anıtı‘na çelenk konulup, saygı duruşunda bulunuldu.

 

 

    Tarımsal Öğretimin 163. Yılı kutlamaları dolayısıyla düzenlenen etkinlikler çerçevesinde, üyelerimizin katılımıyla Demokrasi Meydanı‘nda bulunan Atatürk Anıtı‘na çelenk konulup, saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okunduktan sonra basın açıklaması yapıldı.

     Şube Başkanımız Ahmet Faru DEMİR ‘in yapmış olduğu basın açıklamasında;

    Tarımsal eğitim ve öğretimin başlangıç yıl dönümünü kutlama amacıyla, düzenlediğimiz Tarım Haftası etkinliklerine teşrifleriniz için teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum.

     1846 yılında, Yeşilköy‘de, Ayamama Çiftliği‘nde başlayan tarımsal eğitim ve öğretimin, 163. onur yılını kutlamaktayız. 1933‘te Ankara‘da açılan Ziraat Enstitüsü ile ziraat mühendisliği meslek disiplininin çağdaş tarım tekniklerini öğretme ve yayma konusunda gösterdiği aşama sayesinde tarım sektörümüz, bitkisel ve hayvansal üretim deseni ile, Türkiye‘de sosyo - ekonomik yapının en kırılgan olduğu dönemlerde dahi toprağı işledi, bitkiyi ve hayvanı besledi - büyüttü,  ülkeyi doyurdu.  İnsanlara iş ve aş sağladı,  dış satıma katkı yaptı,  sanayi sektörünü destekledi.

    Tarım, Türkiye için sosyal-ekonomik-politik bakımdan son derece de önemli bir sektördür. Tarımın yalnızca köyde yaşayan nüfusun bir sorunu ve ekonomiden pay alan bir sektörden ibaret olmadığı da kavranmalıdır. Tarımın, nüfus payıyla, istihdam gücüyle, sanayiye hammadde sağlama, iç ticaretin temel dinamiği niteliğiyle,  ihracattaki önemli yeriyle ve çok daha önemlisi yetmiş beş milyona ulaşan ve hızla büyüyen Ülkemizin aş ve ekmeğini üreten, doyuran - barındıran bir sektör olduğu bilincine varmak durumundayız.   

    Buna karşın,  sektörün son yıllarda sürekli kan kaybettiği,  sektörün genelinde üretim artışlarının nüfus artış hızının gerisinde kaldığı, bazı alt sektörlerde üretim de geriye gidişlerin yaşandığı,  kırsal yoksulluğun dayanılmaz boyutlara ulaştığı bilinmektedir.

    Bütün bu nedenlerle toplumumuzun bütününün ve ekonomimizin büyük bir sorunu olan tarımın sorunları çözülmeden Türkiye‘nin sorunlarının çözülemeyeceğini anlamak zorundayız.

    Toplumun ve ekonominin talebini karşılayacak, doğal kaynaklar ve ekolojiyi ekonomik kılacak,  sektörün ülkeye katkısını en üst düzeye çıkaracak,  üreticinin refahını sağlayacak,   gelir dağılımı dengesini kuracak olan tarım sektörü için;

     Türkiye sulamaya uygun alanlarda sulanmamış bir karış toprak bırakmayarak, tarla içi geliştirme,  arazi toplulaştırma hizmetlerini,  buna bağlı olarak doğal kaynaklarını en etkin bir biçimde kullanmalıdır. Bir an önce basınçlı sulama sistemleri desteklenmelidir.Ayrıca pazarlama altyapısının kurulması, örgütlenme açığının kapatılması, tarıma bilgi ve teknoloji transferinin yapılması, bitkisel ve hayvansal üretim materyalinin ülke içinden karşılanması, stratejik ürünlerimizi kesinlikle koruması ve geliştirilmesi, gibi politika seçeneklerinin başarılabilmesi,  ortalama maliyetleri azaltıcı,  verimliliği yükseltici,  rekabetçi bir tarım yapısı kurulmalıdır.

     Tarım sektöründe yer alan, İnsanlığın varlığını sürdürmesine katkı sağlayan, alın terini akıtan,  üretimde bulunan,  bu üretimin kalitesini ve verimini arttırmaya çalışan,  Sanayicisine,  Mühendisine, teknisyenine, çiftçisine,  işçisine insanlık adına şükran duygularımızı camia adına iletmekten onur duyuyorum.

     Bizler,  herkes için özgür,  karnı tok ve mutlu şekilde  yaşanabilir bir ülke ve  dünya isteyen, her zaman insandan,  emekten,  barıştan,  laik ve sosyal hukuk devletinden ve ulusal bağımsızlıktan yana olan Ziraat Mühendisleri olarak diyoruz ki; Tarım Yaşamdır. Kaderine terk edilemez. Dün olduğu gibi bugün ve yarın da geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Okunma Sayısı: 1447
Fotoğraf Galerisi