TARIMSAL ÖĞRETİMİN BAŞLANGICININ 171. YIL DÖNÜMÜ BASIN AÇIKLAMASI.
TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI MANİSA ŞUBESİNİN TARIMSAL ÖĞRETİMİN BAŞLANGICININ 171. YIL DÖNÜMÜ BASIN AÇIKLAMASI
Öncelikle ülkemizde meydana gelen terör olaylarında yaşamlarını yitiren canlarımıza Allahtan rahmet yakınlarına ve ulusumuza başsağlığı dileriz. Teröre karşı tüm benliğimizle halkımızın, askerimizin ve polisimizin yanındayız. Emperyalist canavarların ülkemiz ve bölgemiz üzerinde emellerinin bozulmasının reçetesinin Mustafa Kemal ATATÜRKün Gençliğe hitabesinde, ilke ve devrimlerinde aranmasını diliyoruz.Ayrışmayacağız, bölünmeyeceğiz terör belasını hep birlikte yeneceğiz. Yaşasın ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün olan tam bağımsız, demokratik, Laik Türkiye Cumhuriyeti. Dünya nüfusu artarken, mevcut tarım alanlarının daha fazla arttırılması artık olanaksızdır. Tarım alanlarının konut, yol ve fabrika gibi unsurlarla işgalinin önüne geçilmelidir. Toprağı, su kaynaklarını ve havayı kirleten veya kirletme riski bulunan etkenlere mutlaka dikkat edilmelidir. Tarımsal sit alanı uygulaması Manisanın tamamını kapsayacak şekilde derhal uygulamaya konulmalıdır. İlimizde Gediz nehrinin kirliliği Soma termik santralinin durumu ortadayken, Gördes ve Çaldağı (Turgutlu) nikel madenleri, Alaşehirden başlayarak ilimizin her tarafına yayılacak olan jeotermal kuyula, otoyollar ve termik santral girişimleri yeni kirletici adaylar, ciddi tehditler olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarım mı, enerjimi dayatması kabul edilemez bir olgudur. Enerji üretiminde alternatifler varken ve gelecekte çok daha farklı kaynaklardan enerji üretilebileceği biliniyorken, iklimi ve toprağı ile öne çıkmış olan ilimizin tarım alanlarını koruyamayanla, seyirci kalanlar gelecek nesillere ve halkımıza karşı sorumluluk altındadırlar.Canlıların beslenmesi için tarımsal üretim bir zorunluluktur. Öte yandan gerçekçi tarım politikasının olmayışı, değerini bulamayan ürün fiyatları ve yüksek girdi maliyetleri ile üreticiler geçimlerinin sağlıyamaz hale gelmiştir.Sonuç olarak; Köylerden göç artmıştır. Köylerde yaş ortalaması 60lara dayanmıştır. Tarımsal üretim hızla modern ağalık olan şirketleşmeye kanalize olmaktadır. Bu durum gelecekte üretilen ürünlerin ne kadar sağlıklı, erişilebilir olacağı ve sosyal yapımıza etkileri nedeniyle kaygılarımızı arttırmaktadır. Endişemiz bugün toprak sahibi olanların yakın gelecekte kendi arazilerinde amale, maraba olmasıdır. Bilgi ve becerilerini Asli çalışma sağası olan tarla, bağ, bahçelere aktarması gereken Ziraat mühendislerinin devlet memurluğu ve girdi pazarlama dışında geçimlerini sağlıyacak kanal bulunmayışının faturasını Tarım sektörü ve nihayetinde Türk halkı ödemektedir. Üreticilerin korunması, tüketicilerin sağlıklı ve ucuz gıdaya ulaşmasının yegane yolu Kooperatif ve birlikten geçmektedir. Halkımızın beynine yerleşen Kooperatif algısının değiştirilmesi, kooperatiflerde şeffaf yönetim ve denetim mekanizmalarının oluşturulması ile olasıdır. Tarımsal üretimde desteklerin ürün baz alınarak kooperatifler üzerinden verilmesi kooperatifleşme sürecine olumlu katkı sağlıyacaktır.
10.01.2017