TBMM CHP GRUBU NARENCİYE KOMİSYONU ADANA’DA TOPLANTI GERÇEKLEŞTİRDİ

TBMM CHP GRUBU NARENCİYE KOMİSYONU ADANA’DA TOPLANTI GERÇEKLEŞTİRDİ
ADANA
04.12.2006

Akdeniz Bölgesi narenciye üreticilerinin yaşadığı sorunları yerinde görüp saptamak ve bu sorunların çözümüne ilişkin politikalar geliştirmek amacıyla TBMM CHP Grubu tarafından oluşturulan narenciye komisyonu HATAY, OSMANİYE, ADANA, MERSİN ve ANTALYA’da narenciye üreticileri, ilgili oda ve sivil toplum örgütleriyle bir araya geliyor.

 

CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Gürol Ergin‘in Komisyon başkanlığını yaptığı Narenciye grubu üyeleri Muğla Milletvekili Dr. Ali Arslan, Osmaniye Milletvekili Necati Uzdil, Antalya Milletvekili Osman Kaptan, Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur, Tacidar Seyhan, Kemal Sağ ve Uğur Aksöz  4 Aralık 2006 pazartesi günü Adana‘daki toplantılarını gerçekleştirdiler.

Prof. Dr. Gürol Ergin; "Türk çiftçisi son dönemde yaşadığı sıkıntıyı son 56 yıldır hiç yaşamamıştır. Çiftçinin yaşadığı sıkıntı esnafı vurdu. Çiftçinin, memurun, emeklinin cebinden para çıkmazsa esnaf nasıl kazanacak" dedi. Bir üründe yıl içerisinde sorun olabilir fakat son dört yılda buğday, pamuk, narenciye üreticisi perişan. Karadeniz‘de fındık, Ege‘de zeytin, Trakya‘da ayçiçeği üreticisinin perişan olduğunu kaydeden Ergin, Hiç fiyat artışı olmadığı gibi maliyetlerinde astronomik olarak yükseldiğini, bundan önceki hükümette de aynı olayların yaşandığını sözlerine ekledi.

Sayın Ergin Türkiye küreselleşmeyi kendi lehine yakalayamadığını. Bu gün Türk tarımı politikasız olmadığını ve Dünya bankasının kaleme aldığı ve bizim harfiyen uyguladığımız politikalar var olduğunu ve yaşanan her şey bilinçli bir politikanın sonucu olduğunu belitti. "Bu politikalar Türkiye‘ye hayır getirmedi. Yapılan müzakerelerde Türk çiftçisinin çıkarları gözetilmeli. Türkiye yoksulluğu yenmek zorundadır ve bunun başka yolu yoktur" dedi.

Prof. Dr. Nedim Uygun yaptığı konuşmada narenciyede ve diğer kültür bitkilerinde sorunları birbirinden ayıramadıklarını, yetiştiricilik, zirai mücadele, pazarlama gibi birçok sorunun olduğunu ve birinin çözülmesiyle sorunları giderilmiş olmadığını kaydetti.  Narenciyede 30 değişik zararlı, 16 değişik nematod ve 25‘in üzerinde yabancı ot olduğunu ancak kimyasal mücadelelerin de mümkün olduğunca aza indirmek gerektiğini söyledi.

Adana Tahıl Üreticileri Başkanı Nur Özkan ise üreticilerin çok önemli savaşlar verdiğini, 2004 yılını DGD‘sini henüz alamadıklarını kaydetti. 2005 yılında primlerin açıklandığını ve nisan ayında ödendiğini ancak bu yıl primlerin açıklanmasına rağmen henüz ödeme tarihinin belirtilmediğini sözlerine ekleyen Özkan "Sermayesini yitirmiş çiftçi artık önünü göremiyor. Artık konuşmak değil, icraat günüdür" dedi.

ZMO Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi Özden Güngör, Adana Şube Başkanı Ayhan Barut, Şube Saymanı Saim İnce, Oda delegeleri ve üyelerimizin katıldığı toplantıda Şube Başkanımız Sayın Barut narenciye sektöründe yaşananlarla ilgili ODA‘mız görüşlerini aktardı.

Ayhan Barut‘un Konuşması:

NARENCİYE SEKTÖRÜNDE SON DURUM

Ülkemizde ve de özellikle tarımın başkenti olan Adana‘da son yıllarda tarım ürünleri başta olmak üzere; pamuk, narenciye, mısır, soya, yerfıstığı, yaş sebze ve meyve sektöründe sorunlar her geçen gün büyüyerek tarım sektörü adeta yok edilmiştir. Bu yıl özellikle pamuk ve narenciye de sorunlar daha da büyüktür.

Adana İlimiz ülkemizin narenciye üretimi yapılan en önemli merkezlerin başında gelmektedir. Ülkemiz üretiminin %30‘u ilimizde gerçekleşmektedir. Narenciye ürünü son 3-4 yıl öncesinde en ayrıcalıklı ve en kârlı ürünlerin başında gelmekte idi. Ancak son 4 yıldır Narenciye sektörü adeta kan ağlamaktadır. Bu yıllar içerisinde narenciye ürünü sürekli ya dalında çürümeye terk edilmiş ya da yollara, kanaletlere dökülmüştür.

İçerisinde bulunduğumuz bu yılın şu günlerinde narenciye ürünlerinden portakal, mandarin ve limon Kg‘mı 15-20 YKR‘tan alıcı bulamamaktadır. 15-20 YKR‘tan alıcı bulamayan bu ürünler, büyük şehirlerin marketlerinde 1-1,5 YTL‘den satılmaktadır.

Ziraat Mühendisleri Odası olarak;

NARENCİYEDE YAŞANAN SORUNLAR‘I Başlıklar halinde sıralayacak olursak:

1- Girdi maliyeti her yıl artmaktadır.

2-Pazar değeri yüksek, tüketici isteklerine yönelik sağlıklı ve ucuz fidan yeterli ölçüde yoktur.

3- Zararlı ve hastalıklarla mücadelede kullanılan kimyasalları içeren teknik talimatlar yetersizdir. Örneğin; ihracatta önemli pazarımız olan Rusya ile Akdeniz Meyve Sineği zararlısı yüzünden ihracatımız ciddi bir darbe yemiştir. Aramızda çıkan bu kriz iyi yönetilememiştir.

4- Etkin ve iyi işleyen bir pazarlama organizasyonu yoktur.

5- Narenciyede dış satım organizasyonu ve dış satımı özendirecek teşvik primleri yetersizdir. Örneğin 2000 yılında limona ton başına 100$ teşvik primi uygulanırken bu rakam 2005 yılında ton başına 50$ düşmüştür.

6- Narenciyede istenilen ve yeterli ölçüde ihracat yoktur.

7- Narenciyede yurt içi talep yetersizdir. Çünkü ülkemizde narenciye tüketim alışkanlığı olmadığı gibi üreticiden tüketiciye kadar fiyatların 5-6 kat artması tüketiciyi uzaklaştırmaktadır.

8- Narenciyede henüz envanterimiz bulunmamaktadır.

9- Narenciye işleme sanayi yetersiz olmakla birlikte üretici-sanayici entegrasyonu zayıftır.

10-Mevcut hal yasası yetersizdir.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

1- Tarım ürünlerinde kullanılan temel girdiler desteklenmelidir.

2-Kooperatifler ve üretici birlikleri desteklenmelidir.

3-Hal yasası üretici lehine yeniden düzenlenmelidir.

4-Yurt içi talebi artırmak için tanıtım ve reklam kampanyaları düzenlenmelidir. Ayrıca insanlarımız narenciye ürünlerini 6 kat farklı fiyatla değil de daha da ucuza tüketmeleri sağlanmalıdır.

5-İşleme sanayi yatırımları desteklenmelidir.

6-Hastalık ve zararlılarla mücadelede dış pazarların karantina uygulamaları ve üst kalıntı sınırları göz önünde bulundurulmalıdır.

7-En önemlisi narenciyede uygulanan ihracat teşvik primleri her yıl çok düşük olmakta ve mahsup şeklinde verilmektedir. Bu durum sektörün canlanmasına yetmemektedir.

Bundan böyle aynen Pamuk, Mısır, Zeytinyağı, Soya, Ayçiçeği ve Kanola da olduğu gibi narenciyede de müdahale fiyatı sistemi uygulanmalı, tıpkı bu ürünlerde olduğu gibi bu primler üreticiye yönelik olarak verilmelidir.

İhracatçıya da nakliye, işçilik, paketleme, mumlama ve diğer masraf kolları ihracat anında nakit olarak ödenmeli ve teşvik edilmelidir.

 

 

 

 

Okunma Sayısı: 1083
Fotoğraf Galerisi