TEKEL’DEN SONRA SIRA TARİŞ İPLİK’TE - CUMHURİYET

MERKEZ
03.03.2010

BiLGi TOPLUMUNA DOGRU / ÖZLEM YÜZAK

 

Dalga TEKEL işçilerinin eylemi ile başladı. TARİŞ İplik ve Dokuma Fabrikası‘nın tasfiye kararı sonucu 600 işçinin greve başlayacağını açıklaması ile sürüyor. İlki TEKEL çalışanı 12 bin işçi ve onların nezdinde Türkiye‘de sözleşmeli işçilik statüsünde olan ya da ileride olacak herkesi ilgilendiren bir direniş. 78 günlük eylem Danıştay‘ın "30 günlük" geçiş süresine durdurma kararı ile "şimdilik" işçinin lehine döndü. Ancak hükümet 4/C‘den asla vazgeçmeyeceği için, eylemin zafer rehavetine kapılmadan boyut değiştirmesi şart... Bu yüzden keşke direniş çadırları sökülmeseydi. En azından nöbet sistemine geçilebilseydi diye düşünüyorum. TARİŞ İplik ise üretici birliklerinin akıbetini belirliyor olması açısından önemli. Çok parçalı bir sorun. Birliklerin yönetişim zaafiyetlerinden tutun çağa ayak uyduramamak, yıllar içinde çeşitli yasalarla birliklerinin gücünün azaltılmasını öngören siyasi anlayışa, AKP hükümetinin tarım ve üretim politikası olmamasına kadar birçok farklı katmanı bünyesinde barındırıyor... TARİŞ İplik‘in durumunu anlatmadan önce belki şu sorular ile başlamak daha anlamlı: Türkiye için tekstilin önemi herkes için biliniyor. Hal böyle iken TARİŞ İplik neden zora düştü? Özel sektörün onlarca iplik fabrikası var, hepsi açık. İşçisinin parasını da ödüyor, ürününü de satıyor. Peki onlar nasıl çalışıyor?

TARİŞ İplik öyle kendiliğinden ya da küreselleşme gerçeğinin bir sonucu olarak bu duruma düşmedi? İçten ve dıştan bilinçli olarak aşama aşama bu hale getirildi...

Artık herkesin bildiği gibi, Dünya Bankası, bir ülkenin tarımını yok etmeye karar verdiyse, o ülkede bir "reform" projesi uygular. Dünya Bankası‘nın 2000 yılında Türkiye‘ye dayattığı Tarımda Reform Uygulama Projesi‘nde (TRUP veya İngilizce adıyla ARIP) olduğu gibi. Tarıma verilen tüm destekler kaldırıldı, yerine üretime hiçbir katkısı olmayan doğrudan gelir desteği getirildi. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri‘nin yeniden yapılandırılarak özerk hale getirileceği ifade edildi. Çıkarılan 4572 sayılı yasa ile birliklere devletin mali desteği yasaklandı. Proje, 4 yıl uygulanacaktı, tasfiye süreci tamamlanamayınca 8 yıl uygulandı ve 31 Aralık 2008‘de sona erdi. Aynı yasa ile Destekleme Fiyat İstikrar Fonu‘nda 250 trilyon liralık bir fon oluşturuldu.

Birlikler buradan kredi kullanacak, faiziyle geri ödeyecek, tekrar biriken para kredi olarak geri dönecekti.

Peki sonra ne oldu? Bundan sonrasını TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası‘nca ocak ayı sonunda düzenlenen ve TARİŞ‘in 95 yılının ele alındığı Tarım Haftası Paneli‘ndeki konuşmalardan özetleyelim:

4 Dünya Bankası‘nın "reform" olarak dayattığı politikaların uygulanması ile Türkiye pamuk ekiminden hızla uzaklaştı. TARİŞ Pamuk ve diğer birlikler üreticiden aldığı pamuğu satarken ciddi zarara uğradı. Ekonomik kriz tekstil sektörünü vurunca pamuk ve iplikte büyük zarar oluştu. TARİŞ İplik Fabrikası‘nda üretimi durdurdu.

4 Türkiye, pamuk ithalatına yılda 1 milyar dolar öderken yarısı devlete toplam 350-400 milyon lira borcu olan asırlık TARİŞ‘in işletme sermayesi sorunu çözülemediği gibi, batması için özel çaba gösterildi.

4 Birliklerin yeniden yapılanması sürecinde, TARİŞ‘in sahip olduğu Tarişbank, Dünya Bankası‘nın baskısı ile tasfiye edildi. Banka ihalesiz olarak Zorlu Grubu‘na verildi ve Denizbank ile birleştirildi. Zorlu Grubu bankayı Belçikalı Dexia Grubu‘na sattı. TARİŞ Pamuk Birliği‘nin 108 milyon liralık borcu Denizbank‘a. Sahip olduğu banka hukuksuz olarak elinden alındı ve o bankaya borçlandırıldı.

4 Destekleme Fiyat İstikrar Fonu‘ndan piyasa şartlarının çok üstünde faizle kredi kullanan TARİŞ Pamuk ve diğer birlikler faizi ve ana parayı ödeyemez duruma geldi.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı birlikleri yeşil sermayenin kucağına iterek İslam Kalkınma Bankası‘nın bir kuruluşu olan "Uluslararası İslami Ticari Finansman Kuruluşu"ndan (ITFC) kredi almaya zorladı. Şimdi de Milli Eğitim Bakanlığı‘na, Sağlık Bakanlığı‘na, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı‘na ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı‘na (TOKİ) yazı yazarak TARİŞ‘in gayrimenkullerine müşteri arıyor.

4 Tabii bu arada birliklerin yeniden borç batağına girmesinde yönetim hatalarını da göz ardı etmek mümkün değil. Siyasetçilerin müdahale ettiği dönemde şişirilen kadrolar, birlikler özerkleştirilirken azaltıldı. Bu dönemde işten çıkarılan personelin kıdem ve ihbar tazminatları Hazine tarafından ödendi. Ancak ardından üretici çocukları çalışsın diye kadrolar yeniden şişirildi. Ürünler pahalı alınıp piyasaya ucuz satıldı. Verimli olmayan projeler yapıldı. Atıl vaziyetteki gayrimenkuller, zamanında elden çıkarılamadı. Yönetimdeki iç çekişmeler, birliğe zarar verdi. Zarar eden fabrika ve kombinalar çalıştırıldı. Üretimde maliyetler düşürülemedi. "Devlet borçları siler" zihniyeti değişmedi.

İşte "özerk" denilen TARİŞ Pamuk Birliği böyle iflas noktasına getirildi.

Okunma Sayısı: 1082