TEKEL KAPATILAMAZ (18.01.2006)

ADANA
18.01.2006
 
Yeni Sayfa 1

Özelleştirme İdaresi tarafından yerli tütünle üretim yapan Adana sigara fabrikasının kapatılması 400 bin Tekel çalışanını zor durumda bırakacaktır. Kâr eden Tekel Adana sigara fabrikasının kapatılmasına yada özelleştirilmesine karşın Ziraat Mühendisleri Odası Şube üyeleri ile birlikte katılan ZMO Şube Yönetim Kurulu üyeleri 18.01.2006 günü Adana Tekel sigara fabrikasında basın açıklaması yaptı. ZMO olarak Tekel’in kapatılmasına yada özelleştirilmesine yönelik her türlü girişime karşı olduğunu belirten Ayhan BARUT, kamuoyunu bu konuda duyarlılığa davet ederek, TEKEL işçilerinin mücadelesinin yanında olduklarını belirtti.

TEKEL KAPATILAMAZ

TEKEL, Türkiye’nin tütün ve içki sanayinde faaliyet gösteren bir kamu kuruluşudur. Kamuoyunda kısaca Tütün Kanunu olarak bilinen 4733 sayılı Kanunla İktisadi Devlet Kuruluşu statüsüne geçirilmiş bulunmaktadır.

Cumhuriyet tarihimizin en eski ve en köklü kuruluşlarından biri olan TEKEL, Türk tütüncülüğünün yanı sıra, tütün ve alkollü içki sektörünün de en önde gelen ulusal firmasıdır.

Tüm dünyada tütün mamulleri ve alkollü içkiler sektöründe yaşanmakta olan çok uluslu yayılmacılığı, özellikle gelişmekte olan ülke ulusal firmalarını özelleştirme yada kapatma baskısı altına sokmuştur. Ne yazık ki, TEKEL’in de bu gelişmeden nasibini aldığı gözlenmektedir.

Oysa, tarımsal girdilere dayalı olarak faaliyet gösteren TEKEL’in ülke ekonomisi ve sosyal yapısı içinde son derece önemli bir fonksiyonu bulunmaktadır. Gerek dünyaca önemli Türk tütünü ve tütüncüsünü ayakta tutması, gerek ekicilerle beraber sanayide önemli bir istihdam alanı yaratması ve gerekse kamuya sağladığı fon ve gelirler nedeniyle, kapatma yada özelleştirme yerine özerkleştirilerek kamu kuruluşu vasfının titizlikle korunması gerekmektedir.

Tüm dünya örnekleri göstermektedir ki, sektördeki özelleştirmeler sonuçta mutlak bir yabancılaştırma ve çok uluslu şirket tekelleşmesi gerekmektedir. Tekelleşmenin kaçınılmaz olduğu bir alanda, kamu tekelinin varlığı kamu yararı açısından tartışılmaz bir gerekliliktir.

Türkiye’de tütün tarımı ile iştigal eden ekici ve köy sayısı bazında 1997 ürün yılında tütün ekilen köy adedi 5.105; tütün ekici adedi 560.380, 1998 ürün yılında tütün ekilen köy adedi 5.076 ; tütün ekici adedi 622.063, 1999 ürün yılında tütün ekilen köy adedi 5.006 ; tütün ekici adedi 568.121, 2000 ürün yılında tütün ekilen köy adedi 4.962; tütün ekici adedi 583.474, 2001 yılında tütün ekilen köy adedi 4.835; tütün ekici adedi 477.829, 2002 ürün yılında tütün ekilen köy adedi 4.626; tütün ekici adedi 402.889 dur.

ÜRÜN YILI

TÜTÜN EKİLEN KÖY ADEDİ

TÜTÜN EKİCİ ADEDİ

1997

5.105

560.380

1998

5.076

622.063

1999

5.006

568.121

2000

4.962

583.474

2001

4.835

477.829

2002

4.626

402.889

Türkiye’de 2002 yılı verilerine göre 4626 köyde 402.889 ekici tütün tarımı ile uğraşmaktadır. Tütün ekiciliğinin aile tarımı olduğu gerçeğinden yola çıkılırsa, yaklaşık 2.5 milyon insanın tütün ekiminden hayatını kazandığını kabul etmek gerekir. 4733 sayılı Tütün Kanununun 2001’de yürürlüğe girmesinden sonrasında ise bir yıllık süre için ekilen köy ve ekici adedinde dikkat çekici bir gerileme göze çarpmaktadır. Sadece bir yıl içinde köy adedinde yüzde 4,3’lük, ekici adedinde ise yüzde 15,6’lık bir düşüş hesaplanmıştır.

Bu durum, Kanunun yürürlüğe girmesi ile ortaya çıkan en taze gelişmedir. 2001 yılı ürünlerin desteklendiği, 2002 ürününden itibaren destekleme alımlarının da yapılmayacağı göz önünde tutulursa, tütün ekicilerinde ortaya çıkan ürününden vazgeçme eğiliminin daha da artacağı ortadadır. Açık ve cevapsız olan soru ise şudur: Tütün ekiminden vazgeçmek zorunda kalan ekicileri ne beklemektedir? Esas itibariyle toprak vasfı açısından genelde sulu tarım elverişli olmayan tütün ekim alanlarını da kullanma şansı bulunmayan ekiciler açısından önlerindeki tek seçenek, topraklarını terk edip göç yollarına düşmek olarak görünmektedir.

Türk tütünü üreten ekicilerin bölgelere göre ekim dağılımında % 45,7’si Ege, % 28’i Güneydoğu, % 18.1’i Karadeniz, % 5.9’u Doğu ve % 2.1’i Marmara’da yapılmaktadır.

Verilere göre ülke üretimi 153,325 tondur. Yerli tütünün % 65.6’sı Ege, % 14.6’sı Güneydoğu, % 14.9’u Karadeniz, % 2.1’i Doğu ve % 1.6’sı Marmara bölgelerinde üretilmektedir.

TEKEL, üretilen tütünlerin, 1997 ürün yılı için yüzde 66.2’sini, 1998 ürün yılı için % 71.7’sini, 1999 ürün yılı için % 70.7’sini, 2000 ürün yılı için ise % 62,6’sını satın almıştır. 2001 ürün yılı için ise % 41,1’ünü satın almıştır.

Bölgelere göre baktığımızda ise, TEKEL, 2000 yılı ürünlerinin Ege Bölgesinden % 52,8 Marmara Bölgesinden % 30, Karadeniz Bölgesinden % 62,2, Doğu Bölgesinden % 97,5 Güneydoğu Bölgesinden ise % 92,5’ini, 2001 yılı ürünlerinin ise Ege’den % 28,7, Marmara’dan % 16,5, Karadeniz’den % 46, Doğu’dan % 96,8, Güneydoğu’dan % 90,9’unu satın almıştır.

Bu rakamların ortaya çıkardığı en önemli sonuç, her şeyden önce Doğu ve Güneydoğu Bölgesi tütünleri için TEKEL’in varlığının kaçınılmazlığıdır. Kabaca nerdeyse üretilen tütünlerin tamamının özel sektör değil TEKEL tarafından satıldığı çok açıktır. TEKEL’in önemli rol oynadığı üçüncü bölge ise Karadeniz’dir. Sadece 2001 ürün yılı verilerine baktığımızda bile üretilen tütünün yaklaşık yarısı TEKEL tarafından satın alınmaktadır.

2002 yılı ürün yılı itibariyle destekleme alımlarının kalktığı göz önünde tutulursa, 2001 ürün yılında TEKEL tarafından satın alınan 33.941 ton tütün üretilmeyecek demektir. TEKEL verilerine göre 2001 yılı için ekici başına düşen ortalama ürün miktarının 319 Kg olduğundan yola çıkarak bir hesaplama yapılırsa, sadece destekleme alımlarının kalkmasından dolayı 106.398 ekicinin ürettiği tütünün artık üretilmeyeceği ortaya çıkmaktadır.

TEKEL’İN VARLIĞI TÜRK TÜTÜNÜ VE TÜTÜNCÜSÜNÜN YAŞAMASI İLE EŞ ANLAMLIDIR. ÜLKENİN TARIM POLİTİKASI İLE BİRLİKTE TÜTÜN TARIMI POLİTİKASININ DA YABANCI ŞİRKETLERİN ÇIKARLARINA GÖRE DEĞİL, KENDİ TÜTÜNCÜLERİMİZİN VE ÇALIŞANLARIMIZIN ÇIKARLARINA GÖRE YÖNLENDİRİLMESİ GEREKİR.

BU NOKTADA DOĞRU OLAN DA TEKEL’İN ÖZELLEŞTİRLMESİ YADA KAPATILMASI DEĞİL ÖZERKLEŞTİRİLEREK REKABETÇİ VARLIĞININ SÜRDÜRÜLMESİDİR.

Kasım 2002 itibariyle, TEKEL’in bir iş günü hasılatı 17.3 trilyon TL’dir.

TEKEL GİBİ BİR KURUMU ÖZELLEŞTİRME YADA KAPATMA YOLUYLA TASFİYE ETMEK ÜLKENİN GELECEĞİNE DÖNÜK EN CİDDİ KAYNAKLARINDAN BİRİNİ KURUTMAKLA EŞ ANLAMLIDIR.

Ziraat mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak, TEKEL’in özelleştirilmesine yada kaptılmasına yönelik her türlü girişime, ortaya konan bu haklı ve ulusal çıkarlar açısından son derece geçerli olan bu nedenler ile karşı çıkılmaktadır.

Tüm kamuoyunu da bu duyarlılığa davet ediyoruz. TEK-GIDA İŞ’in bu haklı mücadelesinde yanındayız.

TMMOB

ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI

ADANA ŞUBESİ

YÖNETİM KURULU

Okunma Sayısı: 1062