TİCARET GAZETESİ/ÖNLEM ALINMAZSA SICAK EKONOMİYE ÇARPIYOR/15.07.2019
Hayvanlarda çevresel faktörler ile ortaya çıkan sıcaklık stresi ekonomik kayıplara neden oluyor.
Çiftlik hayvanları üretim esnasında çeşitli çevresel stres faktörlerine maruz kalabiliyor. Bu stres faktörlerinin başında yetersiz, kalitesiz yem ve su kaynakları gelirken, bazı dönemlerde yüksek sıcaklık ve nem gibi diğer çevre faktörleri ile ortaya çıkan sıcaklık stresi de önemli düzeyde ekonomik kayıplara neden oluyor.
Çiftlik hayvanlarında üretim performansının gerilemesine ve refahın bozulmasına yol açan sıcaklık stresinin nedenleri ve korunma yollarını aktaran TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, hayvancılık işletmelerinde yeterli düzeyde gölgelik alan, sıcaklık-nem indeksi (SNİ) hesaplaması, içme suyunun sıcaklığı, rasyonlara eklenecek katkı maddelerinin stresi azaltacağını belirtti.
“Hayvanlar konfor sıcaklık aralığında yetiştirilmeli”
Çiftlik hayvanlarının sıcakkanlı hayvanlar grubuna dahil olup bulundukları çevre sıcaklıkları ne olursa olsun vücut sıcaklıklarını çok dar bir aralık içerisinde tutmak zorunda olduğunun altını çizen Güngör, “Hayvanların sağlıklı bir şekilde yaşayabilmeleri için vücutlarında ürettikleri ve vücutlarından attıkları ısının dengeli olduğu uygun çevre sıcaklığı aralıklarında yetiştirilmeleri gerekiyor. Bu sıcaklık aralıklarına “konfor sıcaklık aralığı” da denilmekte ve alt ve üst değerleri türe, ırka, cinsiyete, yaşa ve hayvanın içinde bulunduğu fizyolojik dönemlere göre değişim gösterebilmektedir. Konfor sıcaklık aralığının alt ve üst sınırı olarak tanımlanan değerler, alt ve üst kritik sıcaklık değerleri olarak da tanımlanıyor. Etkili çevre sıcaklığının, alt kritik sıcaklık değerinin altında olması soğuk, üst kritik sıcaklık değerinin üstünde olması ise sıcaklık stresine neden oluyor” diye konuştu.
“İklimsel faktörler önemli”
Sıcaklık stresinin ortaya çıkmasında sadece hayvanın bulunduğu çevredeki hava sıcaklığı değil aynı zamanda nem, rüzgar, solar radyasyon gibi diğer iklimsel faktörlerin de etki gösterdiğini ifade eden Güngör, “Etkili sıcaklık olarak tanımlanan bu durum çevrenin ısıtma veya soğutma gücünü göstermektedir. Bununla birlikte hayvanın lif örtüsü, deri altı yağ tabakası, beslenme düzeyi ve vücudunun ıslak veya kuru olması gibi türe/ırka/hayvana bağlı olarak değişebilen faktörler de sıcaklık stresinin ortaya çıkmasında etkili oluyor” dedi.
“Sıcaklık-nem indeksi hesaplanmalı”
Hayvancılık işletmelerinde sıcaklık stresinin etkisinin yapılacak bazı düzenlemeler ile azaltılması gerektiğini belirten Güngör, “Sıcaklık stresi ve stresin şiddeti, sıcaklık ve nispi nemin birlikte değerlendirildiği, sıcaklık-nem indeksi (SNİ) ismi verilen çok sayıda eşitlik yoluyla tahmin edilebilmektedir. Bu eşitlikler birbirlerinden farklılıklar göstermesine rağmen genel olarak benzer sonuçlar vermektedirler. Hesaplanan SNİ değerleri ile gerek sıcaklık stresinin olup olmadığını, gerekse stresin ortaya çıktığı durumlarda stresin şiddeti belirlenebilmektedir” ifadelerini kullandı.
“Öncelik yeterli gölgelik alan oluştumak”
Sıcaklık stresinin görüldüğü dönemlerde hayvancılık işletmelerinde yapılacak bazı düzenlemeler ile stresin hayvanlar üzerindeki etkisinin azaltılabildiğini söyleyen Güngör, stresi azaltmak için yapılabilecek düzenlemeleri anlattı. Güngör, “Düzenlemelerden ilki, hayvanlara yeterli düzeyde gölgelik alan oluşturulmasıdır. Bu, solar radyasyon nedeniyle oluşan sıcaklık stresini azaltmak için en ucuz ve en basit yöntemdir. Gölgelikler, mümkünse bir tepe üzerinde konumlanmalı, üst kısmı beyaz veya parlak (yansıtıcı nitelikte) ve alt tarafı mat ve koyu olacak şekilde yapılmalıdır. Gölgelik yapımında ahşap ve metal gibi çeşitli malzemeler kullanılabilir. Düzgün tasarlanmış gölgelikler hayvanların radyant ısı kazanımını önemli ölçüde azaltacaktır. Kapalı barınaklarda yeterli düzeyde havalandırma yapılması gerekmektedir. Havalandırma doğal olarak (saçak-mahya açıklıklarından) sağlanabileceği gibi yetersiz olduğu durumlarda barınak içinde takılacak fanlar yardımıyla da yapılabilir. Buna ilaveten hayvanları serinletmeye yönelik olarak hayvanların üzerine yağmurlama, spreyleme ve sisleme şeklinde su püskürtülmesi de stresin azaltılmasında etkili olmaktadır” dedi.
“İçme suyu 18 derecenin altında olmalı”
Stresin etkisinin azaltılmasında hayvanlara sağlanan içme suyunun sıcaklığının normal değerlerde olmasının önemine dikkat çeken Güngör, “Çiftlik hayvanlarına sağlanan içme suyunun sıcaklığının 18 derecenin üzerinde olmamalıdır. Bu nedenle özellikle yaz aylarında hayvanlara sağlanan suyun sıcaklığı kontrol edilerek istenilen düzeylerde olması sağlanmalıdır” diye konuştu.
“Rasyona yem katkı maddeleri koyulabilir”
Sıcaklık stresinin görüldüğü dönemlerde hayvanların yem tüketimlerinin azalması nedeniyle hayvanlara verilen rasyonlarda da bazı değişikliklerin yapılmasının stresin olumsuz etkisinin azaltılmasında etkili olduğunun altını çizen Güngör, “Rasyonlara korunmuş (by-pass) yağ, sodyum bikarbonat, K, iyonofor, glikonik öncüler, vitaminler, niasin, ve maya gibi yem katkı maddeleri ilave edilebilmektedir. Bununla birlikte hayvanlara yüksek kalitede yem verilmesi, yemlikte kalan yemin ısınmasını engellemek için bir öğünde verilen yem miktarı azaltılarak yemin daha fazla öğünde verilmesi ve yemlemenin günün serin saatlerinde yapılması da önerilen uygulamalar arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.
“Şiddetli durumlarda tıbbi müdahale gerekir”
Sıcaklık stresinin görüldüğü yaz aylarında yaz hipertermisi veya sıcak çarpması debilen ani gelişen bir durumla da karşılaşılabildiğini dile getiren Güngör, bu durumun ortaya çıkmasında da yüksek nem ile birlikte yüksek çevre sıcaklığı ve düşük rüzgar hızının önemli rol oynadığını belirtti. Güngör, “Sıcak çarpması, hayvanın vücut sıcaklığının aşırı yükselmesi ile ortaya çıkan ve hayati tehlike arz etmesi nedeniyle acil müdahale gerektiren bir durumdur. Bu noktada yapılacak müdahaleler özellikle baş bölgesinden başlayarak hayvanın vücut sıcaklığını normal değerlerine düşürmeye yönelik soğutma/serinletme uygulamalarıdır. Şiddetli durumlarda tıbbi müdahale gerekmektedir” dedi.