TMMOB HEYETİ, SARAÇHANE'YE DAYANIŞMA ZİYARETİNDE BULUNDU

TMMOB HEYETİ, SARAÇHANE'YE DAYANIŞMA ZİYARETİNDE BULUNDU
MERKEZ
24.03.2025
 
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ beraberindeki TMMOB Yöneticileri ve TTB Heyeti, İBB Başkanı Ekrem İMAMOĞLU'nun üniversite diplomasının hukuksuz biçimde iptal edilmesiyle başlayan süreçte; haktan, adalet ve demokrasiden yana tavrını ortaya koymak için 22 Mart 2025 tarihinde Saraçhane’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne destek ziyaretinde bulundular. 

TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Sefa APAYDIN, TMMOB Denetleme Kurulu Üyemiz M. Tevfik KIZGINKAYA ve İstanbul Şube Başkanımız Murat KAPIKIRAN’ın da katıldığı heyet, CHP Lideri Özgür ÖZEL  ve Parti kadrolarıyla bir araya gelerek "Demokrasiye ve Halk İradesine Sahip Çıkıyoruz!" diyerek dayanışma duygularını iletti.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, Belediye önünde toplanan kitleye şunları ifade etti:

"Sevgili Arkadaşlar, Üniversitelerinden Direnişleri Meydanlara Taşıyan Gençler, Hakları Emekleri İçin Direnen Emekçiler, Gelecekler İçin Direnen Kadınlar, Mücadele Arkadaşlarım,

Hepinizi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına sevgiyle, dayanışmayla, umutla selamlıyorum.

Selam olsun ülkenin dört bir yanında demokrasi için, adalet için direnenlere.

Selam olsun aydınlık bir gelecek için sesini yükselten gençlere, emekçilere, kadınlara.

Selam olsun umudu büyütenlere. Dayanışma gösterenlere.

Sevgili Dostlar,

Birlik Yönetim Kurulu üyelerimiz, Birliğimize bağlı Odalarımızın ve İstanbul Birimlerimizin yöneticilerinden oluşan bir heyet olarak buradayız.

Demokrasiye ve halk iradesine duyduğumuz saygıyı göstermek ve hukuksuz bir biçimde gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile dayanışmamızı kamuoyuyla paylaşabilmek için buradayız.

İsterdik ki ülkemizin aydınlık geleceği için, demokrasiden, eşitlikten, adaletten söz etmek için yan yana gelebilelim.

İsterdik ki barışı ve adaleti konuşabilmek için yan yana gelebilelim.

Ancak ne yazık ki burada hep birlikte, bir kez daha bir demokrasi utancına şahitlik ediyoruz.

Siyasi iktidarın keyfi uygulamalarına göre önce hukuksuz diploma iptali kararı ve ardından yaşanan gözaltı uygulamaları sadece Ekrem İmamoğlu’na yönelik bir saldırı değil aynı zamanda demokrasinin en asgari ölçütü olan halk iradesine ve seçme seçilme hakkına yönelik bir saldırı girişimidir.

Türkiye ne yazık ki hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, Anayasa’nın fiilen askıya alındığı bir keyfiyet rejimi altındadır.

Dikta rejiminin alenen kurumsallaştırıldığı, hukukun fiilen askıya alındığı ve adaletin işlemez hale getirildiği bir süreçten geçiyoruz.

Seçilmiş Belediye Başkanlarının görevden alındığı, kayyım atandığı, siyasi parti eş genel başkanlarının, milletvekillerinin, gazetecilerin, sanatçıların cezaevinde tutulduğu bir ülkede yaşamaktayız.

Bu koşullarda asgari ölçütte de olsa demokrasiden söz etmek mümkün değildir.

Asgari ölçüde bir demokrasinin bile halka fazla görüldüğü bir düzen, toplumun tamamı için daha fazla baskı daha fazla hak ihlali demektir.

Güvencesiz bir gelecek, umutsuz yarınlar demektir.

Ancak bu böyle gitmez!

Çok iyi biliyoruz ki bu saldırıların her biri,  muhalif tüm toplumsal kesimlere gösteilen birer sopadır.

Siyasi iktidarın demokrasiye ve halk iradesine bakışının özetidir.  

Ülkeyi yönetenlerin kendi siyasi ajandalarına göre suni gündemler ve hukuk dışı yollarla muhalefeti etkisizleştirmeye yönelik bu baskı ve dayatmalar asla kabul edilemez.

Sokaklara taşan milyonları baskı ve zor ile susturmaya çalışmak, sandıktan çıkan sonucu gasp ederek halk iradesini çiğnemek; ülkemizin ve halkımızın demokratik geleceğine, özgür yarınlarına darbe vurmaktır.

Ülkemizin ve halkımızın demokratik, eşit ve bir arada, barış içerisinde yaşayabileceği bir geleceği tehdit etmektedir.

Değerli Arkadaşlar,

Bizler, bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları olarak ne bu hukukuz düzeni ne de anti demokratik dayatmaları kabul etmiyoruz.

Hiç kimsenin ülkemizdeki asgari demokrasi işleyişini yok etmeye, insanların demokratik iradesine ipotek koymaya hakkı yoktur.

Ülkeyi yönetenleri, ülkenin en acil sorunları olan işsizlik, açlık, güvencesiz bir gelecek, her geçen gün artan borç yükü ortada duruyorken, bu ülkenin gerçek sorunlarıyla yüzleşmeye, anayasaya, hukuka ve halk iradesine saygı duymaya çağırıyoruz.

Biz buradan siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz:

Yaşanan bu demokrasi ayıbından, halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir.

Bu hukuksuzluk derhal son bulmalıdır. Hukuk ve demokrasi herkes içindir ve tüm yurttaşlara eşit uygulanmalıdır.

Hukuk dışı yollarla, baskı ve zor yöntemleriyle muhalif siyasetçileri etkisizleştirme anlayışı terk edilmelidir.

Demokratik bir ülkenin en asgari ölçütü olan seçim sonuçlarına saygı duyulmalıdır.

TMMOB olarak tarihimizin her döneminde antidemokratik ve baskıcı uygulamaların karşısında olduk. Bundan sonra da demokrasiden, özgürlüklerden, halkların kardeşliğinden ve barıştan yana tavrımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

Hep beraber omuz omuza vererek bu tehditleri savuşturup, demokrasiyi ve ülkemizi savunmak hepimizin görevidir.

Türkiye’deki 700 bini aşkın mühendis, mimar ve şehir plancısının örgütü TMMOB olarak nerede olursa olsun halkının iradesini ve demokrasiyi her şeyi üstünde tutuğumuzu ve bu mücadeleden vazgeçmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz."

 

Okunma Sayısı: 70
Fotoğraf Galerisi