"TMMOB MÜHENDİS,MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI DAYANIŞMA GÜNÜ" BASIN AÇIKLAMASI
TMMOB MÜHENDİS,MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI DAYANIŞMA GÜNÜ
19 Eylül 2018 tarihinde TMMOB Mühendis,Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü için basın açıklaması yapıldı.
Basın Açıklaması metni aşağıdadır.
19 EYLÜL TMMOB MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI DAYANIŞMA GÜNÜNÜ KUTLUYORUZ!
Bugün 19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma günü. 19 Eylül 1979 tarihinde TMMOB’nin çağrısıyla Türkiye’nin 55 farklı ilinde, 740 işyerinde gerçekleştirilen iş bırakma eyleminin otuz dokuzuncu yıldönümü. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının hayatın her alanında, üretimin her aşamasında önemli bir yer tuttuğunu gösteren bu eylem, TMMOB’nin mücadele tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.
19 Eylül tarihi, maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan tarlalar, şantiyelerden bürolara dek farklı işyerlerinde çok zor koşullar altında görev yapan mühendis, mimar ve şehir plancılarının meslek onurlarına, özlük haklarına ve alın terlerine sahip çıktıklarını ilan ettikleri tarihtir.
19 Eylül tarihi, bu ülke için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir.
19 Eylül tarihi, mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşadıkları ülkenin geleceği hakkında söz sahibi olduklarını gösterdikleri tarihtir.
Bu yüzden bu anlamlı gün, "TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü" olarak kutlanmakta ve her yıl yeniden hatırlanmaktadır.
Bundan otuz dokuz yıl önce yapılan iş bırakma eyleminin temel talebi çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve insanca yaşanabilecek bir ücret olmuştu. Aradan geçen otuz dokuz yıla rağmen, bu temel sorunun devam ettiği görülmektedir. Mühendis, mimar ve şehir plancıları günümüzde de gerek kamuda gerekse özel sektörde kötü çalışma koşulları altında, yetersiz ücretlerle çalışmaya devam etmektedir.
Son birkaç gündür kamuoyuna yansıyan, Türkiye’nin en büyük şantiyesi 3. Havalimanındaki çalışma ve yaşam koşulları, ülkemizde emekçilerin içinde bulunduğu zor koşulların aynasıdır. Daha fazla sömürü uğruna insanların hayatlarını hiçe sayan bu insanlık dışı çalışma koşulları derhal düzeltilmelidir.
İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunları ülkemizde çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının öncelikli sorunları olmaya devam etmektedir. İçinde bulunduğumuz derin ekonomik kriz, tüm halkımızın olduğu gibi emeğiyle geçinen mühendis, mimar ve şehir plancılarının da hayatlarını zorlaştırmaktadır. Bugün içinde bulunduğumuz krizin nedeni, üretim yerine ranta, sanayileşme yerine inşaata, teknoloji yerine betona, planlı kalkınma yerine sıcak para akışına dayalı bir ekonomik yapı kurulmasıdır. Yanlış ekonomi politikaları sonucu ortaya çıkan bu krizin bedelini, emeğiyle geçirenler değil, bu krizi ortaya çıkaranlar ödemelidir.
Ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarının bugün karşı karşıya olduğu sorunlar sadece ekonomik sıkıntılar değildir. Kontrolsüz yetkilerle donatılmış tek adam rejimi altında emeğimiz değersizleşirken, özlük haklarımız da giderek budanmaktadır.
Birliğimiz ile SGK arasındaki yapılan asgari ücret protokolünün SGK tarafından tek taraflı olarak feshedilmesiyle yeni bir boyut kazanan özlük haklarımıza yönelik saldırılar, sistematik biçimde artmaktadır.
Mayıs ayında çıkartılan İmar Affı yasasında yer alan bir madde ile “teknik öğretmen, tekniker ve teknisyenlerin” Yardımcı Kontrol Elemanı adı atında yapı denetim sistemine eklenerek, mühendislik mesleğinin uygulama alanlarından birisi daha farklı meslek gruplarına açılmıştır. Yapı Denetim sistemi teknikerlere açılırken, KHK’lar ile hukuksuz biçimde kamudan ihraç edilen mühendis, mimar ve şehir plancılarının yapı denetim şirketlerinde görev yapmaları engellenerek bu arkadaşlarımızın yaşadıkları mağduriyet daha da artırılmıştır.
Meslek alanımıza ilişkin saldırıların son örneklerinden birisi de, yapı ruhsatlarındaki proje müelliflerinin imza gerekliliğinin kaldırılması olmuştur. Meslektaşlarımız hak ve yetkilerini kaybetmesine neden olan bu uygulama uzun yıllardır mücadele ettiğimiz “sahte proje müellifliği”nin ve sorunlu-denetimsiz projelerin önünü açmıştır.
Tüm bu düzenlemeler, sadece meslek alanlarımızı hedef almakla kalmıyor, halkın iyi ve güvenli mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı hizmeti almasını da engelliyor. Bu durumun toplumumuza maliyeti, daha güvensiz yapılar, daha fazla yıkım, daha çarpık bir kentleşme olarak yansımaktadır.
Bilimi, tekniği ve yaratıcı fikirleri sistematik olarak değersizleştiren bu politikalar sadece teknik elemanların yaşamlarını değil, ülkemizin geleceğini de tehdit etmektedir. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki hak ve çıkarlarını korumak aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır. Bizler bu anlayışlar, mesleğimize ve meslektaşlarımıza sahip çıkarken, ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de sahip çıkıyoruz.
Tek adam rejimi, birliğimizin bu toplumcu rolünden ve tavrından açık biçimde rahatsız olmaktadır ve bunu her fırsatta dile getirmektedir. Temmuz ayı içerisinde yayınlanan 5 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile birlikte, Devlet Denetleme Kurulu’na anayasaya ve yasalara aykırı yetkiler tanınarak, Birliğimiz ve diğer emek-meslek örgütleri baskı altına alınmaya çalışılmaktadır.
Devlet Denetleme Kurulunun bir denetleme organı olmaktan çıkartılarak adeta yargı organı biçiminde hareket etmesini sağlayan bu düzenleme, sadece meslek örgütümüzü hedef almamakta, mahkemelere ait olan yargı yetkisinin alenen gasp edilmesi anlamına da gelmektedir.
Meslek alanımızı, meslektaşlarımızı ve meslek örgütlülüğümüzü hedef alan bu saldırılar karşısında sessiz kalmayacağız. 19 Eylül 1979’un 39. yılında bir kez da hatırlatmak isteriz ki, bu ülkenin onurlu ve direngen mühendis, mimar ve şehir plancıları vardır ve yaşanan bu haksızlıklara, bu saldırganlığa asla boyun eğmeyecektir.
Bu anlayış ve kararlılıkla 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Gününü bir kez daha kutluyoruz.