TMMOB SÖZÜNÜ SOKAKTA SÖYLÜYOR

TMMOB SÖZÜNÜ SOKAKTA SÖYLÜYOR
BALIKESİR
25.11.2008

TMMOB Balıkesir İKK Basın Açıklaması Yaptı

 

TMMOB İKK SEKRETERLİĞİ

BASIN AÇIKLAMASI

(22.KASIM.2008)

 

            TMMOB Yönetim Kurulunun almış olduğu karar gereği İl Koordinasyon Kurullarının bulunduğu tüm illerde 22 Kasım 2008 cumartesi günü saat 12.30 da eş zamanlı olarak " TMMOB (Krize, AKP‘ye , Gericiliğe, neoliberalizme, ırkçılığa karşı) sokakta sözünü söylüyor" başlığı ile kent merkezlerinde basın açıklaması düzenleyeceği bildirilmiştir. İKK Sekreterliğimizce İlimizde bulunan TMMOB‘ a bağlı odalar ile yapılan iki toplantı neticesinde basın açıklamamızın kapalı mekanda yapılması kararlaştırılmıştır.

            Dünyada ve Türkiye‘de yaşanan son gelişmeler üzerine TMMOB‘un bu güne kadar yaptığı çok sayıda etkinlik, miting, basın açıklamaları, sempozyumlarla kamuoyu bilgilendirilmiştir.

            Bu ülkenin Mühendisleri, Mimarları ve Şehir Plancıları olarak Kapitalist Küreselleşmenin yarattığı küresel krizin bize, emekçilere, ücretliye, yoksullara yani alttakilere nasıl yansıyacağını anlatmaya çalışacağız.

            Mevcut iktidar, ülkeyi sermayeye pazarlamakta,yoksulu daha da yoksullaştırmakta,  siyasal üst yapıda İslami gericileşme dalgası ile paralel yürümektedir.Sosyal devlet tahrip edilirken,cemaat ağaları,sadaka dernekleri ülkeyi sarmış,yurttaş olmanın gereği olan sosyal hakların elde edilmesinin yerini biat kültürü,el pençe divan durma öne çıkarılmıştır.

            Bilindiği üzere Elektriğe en son Ocak ayı içinde yaklaşık yüzde 20 oranında zam yapan hükümet 1 Temmuz‘dan geçerli olmak üzere konutlarla ticarethanelerin kullandığı elektriğe yüzde 21, sanayi elektriğine de yüzde 22 oranında zam yaptı. Böylece 2008 yılı içinde elektrikteki fiyat artışı yüzde 42 düzeylerine yükseldiği;

            Doğalgaza 2008 yılı içinde otomatiğe bağlanarak yapılan zamların toplamının %95 lere ulaştığı;

Otomatiğe bağlanan akaryakıt fiyatlarının yükselişte otomatik,düşüşte ise her nedense  bir türlü otomatikleşmediği;

Tarımsal üretimde girdilerin %100  lerin üzerinde arttığı, çiftçinin üretemez duruma geldiği,Üretimin değil tüketimin teşvik edildiği;

            Bunun yanında memura, işçiye, emekliye yapılan ücret zamlarının %4 lerde tutulduğu, ülkemizde üsttekilere han hamam,gemi, alttakilere din iman enjeksiyonu ile nasıl bir politika izlenildiğini gözler önüne sermek istiyoruz.

            Kamu çalışanlarını yoksulluk sınırı altında yaşamaya mahkum eden, ülkenin geleceğini gözden çıkaran AKP düzenine "artık yeter" diyoruz

  

Yıllardır uygulanan neo-liberal ekonomik politikalar sonucunda ülkemiz ekonomisinin temel dengeleri yitirilmiş, üretimden uzaklaşılmış, şiddeti her defasında daha da artan ekonomik ve sosyal bunalım süreçleri birbirini izlemiştir. Bu süreçler çalışanların ücretlerinde her defasında çok büyük düşüşler yaratmıştır

            Bu duruma rağmen AKP hükümeti, kamuda çalışan arkadaşlarımızın insanca yaşayacak bir ücret alması yerine, tahmin edilen enflasyon rakamları kadar zam yapma anlayışından vazgeçmemiştir.

Mevcut iktidar, destek gerektiren tüm sektörlerde izlemiş olduğu politikalarla tekelleşmeye başlamıştır. Tüm meslek örgütlerinin çalışma alanlarına müdahale ederek rant gurupları oluşturmaya devam etmektedir. Bu durum üretimin sosyal yönünü yok etmektedir.

Meslek örgütlerini önünde bir engel olarak gören iktidara dur diyoruz.

"Paran kadar sağlık hizmeti" anlayışını getiren
düzenleme durdurulmalıdır.

SSGSS Yasası‘nın Genel Sağlık Sigortası ile ilgili maddeleri 1 Ekim‘de yürürlüğe girdi. IMF ve Dünya Bankası‘nın direktifleri doğrultusunda sağlık alanını tamamen özel sektöre bırakmayı hedefleyen bu uygulamadan bir an önce geri dönülmelidir. Sosyal devlet anlayışının tasfiyesi anlamına gelen bu yasa, toplumsal yıkıma ve geri dönülemez vahim sonuçlara yol açacaktır.

Tüm dünya büyük bir krizle çalkalanıyor. 2007 yılından itibaren Türkiye‘de baş gösteren ekonomik durgunluk, dünya çapındaki krizle birleşerek büyük ekonomik ve sosyal sonuçlar doğurmaya başladı. Her şeyden önce altını çizmek gerekir ki, kapitalizmin kendi doğasından kaynaklanan bu kriz, neoliberal politikaların iflas ettiğinin göstergesidir. Piyasacılığı, özelleştirmeleri, kuralsızlığı tek seçenek olarak dünyaya dayatanlar bu krizin asıl sorumlularıdır.

Başlangıçta "Hamdolsun, korkulacak bir şey yok" diyerek, krizi fırsatlara çevireceğini söyleyen Başbakan ve krizi görmezden gelen AKP Hükümeti, şimdilerde çeşitli vergi düzenlemeleri ve IMF ile yapılan görüşmelerle sermaye kesiminin talepleri doğrultusunda adımlar atıyor. Bugüne kadar yaşadığımız tüm krizlerin en büyük mağduru olan ücretliler, üretici köylüler ve yoksullar ise bir kez daha görmezden geliniyor.

Emperyalizmin ve onun resmi sömürü örgütü İMF nin baskılarıyla, mevcut küresel krizin faturası Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de  yoksul halk kesimlerine yükletilmesini protesto ediyoruz.

            Yangına Körükle gitmeyin diyenlerin aslında yangını çıkaranlar olduğunu "Hamdolsun kriz bize teğet geçer" diyenlerin aslında krizin faturasını bizlere ödetmeye niyetli olduklarını bir kez daha ifade ediyoruz.

            Küresel krizin faturasının halka kesileceği böylesi bir dönemde, insanlar ya kapitalist küreselleşmenin yarattığı yoksulluğa, yoksunluğa, işsizliğe, eğitimsizliğe karşı ırkçı, faşist, dinci, gerici tepkilere sarılacaklar, ya da örgütlü yapılarla bir direniş sergileyeceklerdir. Bu nedenle, tam da bugün, ülkemizdeki emekten ve halktan yana güçlerin Daha demokratik, daha barışçı, gelirini adaletli paylaşan  bir dünya için mücadelesinin yükseltilmesi zamanıdır. Gelin bir olalım, birlik olalım, farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görelim. Yaşananlara karşı ortaklaştığımız konularda programlarımızı oluşturalım. Yapacağımız eylemliliklerimizi ortaklaştıralım.

Omuzlarımızı birbirimize yaslayalım ki emperyalizm ve işbirlikçileri bizi yıkamasın.

Okunma Sayısı: 2041
Fotoğraf Galerisi