TOHUMCULUK ALANI DA PİYASAYA TERK EDİLİYOR!

ŞANLIURFA
27.09.2006

TARIMA YENİ BİR DARBE

 


Şube Başkanımız Abdullah MELİK, ODA'mızın "Tohumculuk Alanı da Piyasaya Terk Ediliyor" başlıklı basın açıklamasını, basın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna iletti. Basın açıklaması şöyle:

- BASIN AÇIKLAMASI -

TOHUMCULUK ALANI DA PİYASAYA TERK EDİLİYOR !.. 

27 Eylül 2006          

Bitkisel üretim materyali olan tohum, bir ülkenin tarım sektörü için stratejik öneme sahiptir. Bu bağlamda, tohum üretim ve dağıtımını çokuluslu şirketlerin tekeline bırakan ülkelerin, bağımsız bir tarım sektöründen söz edebilmeleri olanaksızdır.

“AB Uyum Paketi” içinde bugün TBMM’de görüşülecek olan “Tohumculuk Kanunu Tasarısı”, tohum alanından kamuyu çekerek sektörü tümüyle çokuluslu şirketler ve onların yerli taşeronlarının egemenliğine terk etmeyi amaçlıyor…

Tasarı ile Türkiye’de, Tarımsal Araştırma Genel Müdürlüğü (TAGEM)’e bağlı Enstitülerin tarımsal ar-ge faaliyetleri sonucunda, Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü (TİGEM)’e ait çiftliklerde tohum üretip, ucuz fiyatlarla ve zamanında üreticiye ulaştırma şeklinde işleyen kamusal sistem “demode” ilan ediliyor; devlet bir yaşamsal alandan daha çekilerek, yabancı şirketler ile onlara taşeronluk edenlere yeni kar alanları yaratılıyor.

Çoğu alanda olduğu gibi bu alanda da, yıllardır TAGEM ve TİGEM’lere kaynak aktarılmayarak, teknik elemanlarla oynanarak kurumların içi boşaltılmış ve sektör özelleştirmeye hazırlanmıştır. Günümüz Türkiye’si, sebze tohumluğunda % 90’ın üzerinde dışa bağımlıdır. Sertifikalı hububat tohumluğunun ise ancak % 25’i üretilebilmektedir.

Kırsal alanda açıkça yaşanan bu gerçekler görmezden gelinerek hazırlanan bu Tasarı, Türkiye’nin tohum üretim gücünü tümüyle kırarak, alanı, üretici üzerinde egemenliğini ilan edecek bir yapıda çokuluslu şirketlere açmaktadır.

Tohumculuk Kanunu Tasarısı’nın içerdiği en tehlikeli hüküm ise, çeşit’in; “.. geleneksel ve/veya biyoteknolojik yöntemlerle geliştirilmiş olan genetik yapı” olarak tanımlanması ve tescile tabi kılınmasıdır.

Türkiye’ye her yıl, 2 milyon tona yakın genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) mısır, soya, pamuk ve kolza hiçbir denetime tabi olmadan girmekte; yem rasyonlarına katılmakta, işlenmekte ve 800 çeşidin üzerinde ürün olarak tüketici sofrasına ulaşmaktadır.

Türkiye’de üretimi ve dağıtımı yasak olan GDO’lu tohumlar, bu Yasa Tasarısı ile yasalaştırılmakta ve ülkenin GDO ile işgaline ortam hazırlanmaktadır. Artık yabancı şirketler, gen kaynağı olan ülkemizde, herhangi bir tohumumuzu, biyoteknolojik yöntemlerle kazandırdıkları bir özelliği gerekçe göstererek patentleyebileceklerdir.

Tüm Avrupa’daki bitki çeşidine yakın bir sayıda olmak üzere, 3 bini endemik toplam 13 bin bitki çeşidine sahip olan Anadolu coğrafyası, gen bankası niteliğindedir. GDO işgali, biyolojik çeşitliliğimiz üzerinde büyük bir tehdit oluşturacak, çiftçinin tohum ayırma hakkı da elinden alınmış olacaktır.

Türkiye’de giderek gerileyen sektör ve artan kırsal yoksulluk gerçeği, tohumculuk alanında yeni bağımlılık ilişkileri kurmayı değil; genetik potansiyeli bu denli zengin olan ülkemizde, üreticiye zamanında, ucuz, kaliteli ve yüksek verimli, çevreye uyumlu, hastalık ve zararlılara dayanıklı tohumluk temin etmeyi, yerli çeşitlerimizi inat ve ısrarla koruyup geliştirmeyi gerekli kılmaktadır.

Bu anlayışın tam zıddı bir yaklaşımla hazırlanmış Tasarı’nın yasalaşması, sektör ve üretici için yıkım; çokuluslu şirketler ile onların taşeronları için yeni kar alanları anlamına gelecektir.

Bu doğrultuda Ziraat Mühendisleri ODASI, Tasarı’nın geri çekilerek, ülke ve üretici yararına düzenlemelerin yaşama geçirilmesi konusunda TBMM’den duyarlılık beklemektedir.

Kamuoyuna önemle duyurulur.

Saygılarımızla

 

Abdullah MELİK

Başkanı

Yönetim Kurulu Adına

Okunma Sayısı: 1494