TOHUMLA BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ - HAMLE GAZETESİ
Tohumla bağımsızlık mücadelesi
Özcan ÖZGÜR
Tohumla bağımsızlık mücadelesi olur mu?
Olurmuş...
Bunu Muğla Kent Konseyi Kadın Meclisi‘nin "Tohum Yaşamdır, Yaşam Bizimdir" sloganı ile geçen hafta gerçekleştirdiği "Yerel Tohumların Sağlık, Çevre ve Çiftçi Refahına Etkileri" konulu konferansta gördük.
xx xx xx
Bağımsızlık mücadelesinin "tohum" ile ne ilgisi var?
İlgiyi konferansın açış konuşmasını yapan Ziraat Mühendisleri Odası Muğla Şube Başkanı Uluhan Korkut kurdu. Korkut, 2006‘da çıkarılan Tohumculuk Kanunu ile yerli tohum satışının yasaklandığını ve bunun da biyo çeşitliliği olumsuz etkilediğini belirtirken "Yerel çeşitliliğin korunması bu topraklarda bağımsız yaşamak için tohumumuza sahip çıkmalıyız. GDO‘lara inat tohumlarınıza sahip çıkın." diyordu.
Ekinliğin konuşmacısı E.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya da 1970‘de Irakta da yerli tohum satışının yasaklandığına dikkat çekerek, "Irak işgal edilmişti. Amerika‘nın dayatması ile yasak getirildi. Biz işgal edilmedik, ama 2006‘da TBMM de kendimiz kabul ettik." diyerek çağrıya destek veriyordu.
xx xx xx
Ben öncelikle Muğla Kent Konseyi Kadın Meclisi‘ni ve Yerel Tohumların Yaygınlaştırılması Çalışma Gurubunu kutluyorum. Çok hayati bir konu ile yüzleşmemiz ve bilgilendirilmemiz sağlandı.
Dünya‘da tohum ve tarım ilaçlarında tekelleşmeye dikkat çeken Prof. Dr. Özkaya, Dünya‘da tohumların yok olmaya başladığını ve son 100 yılda tohum biyo çeşitliliğinin yüzde 70 azaldığını belirtirken, buna neden olan Dünya tekellerinden tohum alanında ayrı, kimyasal ilaç alanında ayrı ilk 10‘a giren 4 firmanın aynı zamanda "beşeri ilaç" üreticisi olduklarını söylüyor ve "Bu firmalar Bayer (Almanya), Syngenta (İsviçre), Mansanto (ABD), Duupont (ABD) firmalarıdır. Bu firmalara karşı mücadele etmenin zorluğu ortada. Yasalarla korunuyorlar, ama bunlarla mücadele etmekten başka da çaremiz yok." diyordu.
Sanki sadece Türkiye‘nin değil, Dünya‘nın işgal altında olduğunu ortaya koyuyordu!
xx xx xx
Nasıl mücadele edeceğiz?
2006‘da çıkarılan Tohumculuk Kanunu‘nun yerel tohum satışını yasakladığını belirten Prof. Dr. Özkaya, "Yerel çeşitler yüksek verimli değil, ama kimyasal ilaçsız, gübresiz yetiştirilebiliyor. İthal tohumların verimi yüksek ama kimyasal ilaç ve gübre ihtiyaçları da yüksek. Kullanılan kimyasal ilaçlar nedeniyle yediğimiz sebzelerden vücudumuzda zehir birikiyor. Artık bu nedenle anne sütünden bile ilaç artığı çıkıyor. Anne farkında bile olmadan bebeğini zehirliyor." derken şu çağrıyı yapıyordu:
"Bunun için Yerel üretip yerel tüketmeliyiz. Getirdikleri yasa yerli tohum satışını yasakladılar, ama takas yasak değil. Yerel tohumları korumamız, sahip çıkmamız gerekiyor. Bu amaçla Ege‘de ‘Tohum Takas Şenlikleri‘ başladı. Torbalı Tohum ve Tarım Şenliği bunlardan biri. Bu şenlikleri çoğaltmalıyız. Köylerde hala tohum saklayan kadınlar var. Torbalı‘da yapılan şenlikte tohum takas ediliyor. O tohumların yaşamını sürdürmesi için bahçesine, saksısına ekim yapanlar bile var. Kendi sağlığımız, çocuklarımızın sağlığı ve geleceği, topraklarımızın sağlığı ve biyo çeşitliliğimizin sürdürülebilirliği, yerli tohumlarımıza ve ülkemizin bağımsızlığına sahip çıkmak için bu ürünleri tercih etmeliyiz."
xx xx xx
Prof. Dr. Özkaya‘yı dinlerken, Kurtuluş Savaşı mücadelesinin Mustafa Kemal Atatürk tarafından "Hattı müdafa yoktur, sathı müdafa vardır..." deninceye kadar herkesin kendi köyünde, tarlasında, evinin önünde verilmeye başladığını anımsadım...
Prof. Dr. Özkaya sanki "Tohumla bağımsızlık mücadelesi"nin böyle bir şey olduğunu anlatıyordu!
Doğrusu böylesine önemli bir konunun irdelendiği konferansta; bazı muhtarlar nasıl oldu da geldiyseler de; Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Uluhan Korkut Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü çalışanı olsa da; gözlerim Muhtarlar Derneği yöneticilerini, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü‘nü, TZOB Ziraat Odası yöneticilerini, Muğla Belediye Başkanını aradı...
xx xx xx
Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün Karabağlar Yaylası Geliştirme ve Güzelleştirme Derneği kurucularındandır. Bu gün Muğla Belediyesi Kültür Şenliği içinde gerçekleştirilmekte olan "Geleneksel Yayla Kavunu" yarışmaları o yıllarda dernek tarafından yapılırdı ve yarışmanın mimarı Başkan Gürün‘dü. Sanki bu günü o günden görmüş... Bu günleri yallar öncesinden görenlerden biri de Can Yücel... "Tohum Bankası" kurulması vasiyetlerindendi... İlk vasiyeti; mezarı gerçekleşmişti. İkincisi de geçen Ağustos‘ta 12. ölüm yıldönümünde gerçekleştirildi. Güler Yücel anma etkinliklerinde "Türkiye‘nin kendi tohumlarının korunduğu, gelecek nesillere aktırılabileceği bir tohum bankası projesinin kurulmasını çok isterdi. Bugüne kadar bu vasiyeti gerçek olmadı. Türkiye‘nin ilk yavaş kenti Seferihisar‘da katıldığım bir tohum takasında bu vasiyeti gerçekleştirmek üzere girişim başlattım." dedi ve anlamlı bankanın temeli atıldı...
xx xx xx
Şimdi Başkan Gürün‘e görev düşüyor... Gelecek şenlikte, "Kavun Yarışması"na "Karpuz Yarışı"da eklenip, Muğla‘da da tohum takası başlatılıp, bu şenlikte "Muğla Tohum Bankası" temeli atılabilir... Geleneksel Perşembe Pazarı‘nda "Köylü Pazarı"nın yerini "Organik Pazar" alabilir...
Bir "Tohumla bağımsızlık" cephesi de Muğla‘da açılabilir. Evet, yerel üretip, yerel tüketelim...