TOPRAKLARI OLMAYANLAR BAŞKA TOPRAKLARDA YAŞAM MÜCADELESİ VERİYOR - ANTALYA EKSPRES GAZETESİ 21.10.2014
SERPİL BAYDAĞ/RÖPORTAJ
Topraksızlık mevsimlik tarım işçilerini başka topraklara sürüklüyor. Sürüklendikleri bu yolda ne yazık ki almış oldukları ücretlerle yoksulluk sınırının altında kalıyor. Onlar Türkiye‘nin en yoksul kesimini oluşturuyor.
Türkiye‘de altı milyonluk bir istihdam tarım alanında sağlanıyor. Hizmet sektöründen sonra en büyük istihdam imkânını tarım sektörünün sağladığını söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer, mevsimlik tarım işçilerinin net sayılarının bilinmediği, fakat altı milyona sahip bir kırsal nüfusun olduğunu, bunun da yarısının tarımda çalıştığını belirti.
Antalya‘ya gelen mevsimlik tarım işçilerini başta Güneydoğu Anadolu, Doğu ve İç Anadolu bölgesinden gelen insanların oluşturduğunun altını çizen Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer , Bu bölgelerde daha çok topraksız köylüler, bölgesinde iş imkânı bulamayanların doğrudan mevsimlik tarım işi yaptıklarını belirti. Ayrıca Tuncer, kırsalda yaşayan yedi yüz eli binle bir milyon kişinin topraksız olduğunu açıkladı. Antalya‘ya Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Siirt, Erzurum, Çorum, Yozgat gibi kırsal nüfusun yüksek olduğu yerlerden mevsimlik tarım işçilerinin geldiğini Tuncer belirti. Bu illerin dışında Hatay‘dan da çalışmak için Antalya‘ya gelen tarım işçileri de bulunuyor. Bunun nedeni de Hatay Ortadoğu‘ya narenciye ihracatı yaptığı için buraya da paketleme işi için geliyorlar. Tarım ürünlerinin hasat zamanı hangi aya, mevsime denk geliyorsa mevsimlik tarım işçileri de o zaman geliyor.
İşçiler artık seralarda çalışıyor
Antalya‘ya eskiden pamuk toplamak için gelen mevsimlik tarım işçilerinin, şimdilerde pamuk üretiminin azalmasıyla birlikte daha çok serada çalışmak için geldiklerini belirten Tuncer, "Daha çok işçiler yaş meyve sebze ihracatı ve seralarda çalışmak için geliyor. Bunların dışında Antalya‘da çok sayıda fide firması var. İşçiler aynı zamanda fide işinde de kullanılır. Narenciye bahçelerinde de kullanılır. Yaz ve ilkbahar mevsiminde Antalya‘da yoğun bir mevsimlik tarım işçisi göçü yaşanıyor" açıklamalarında bulundu.
Kimliksiz işçiler
Tam olarak Antalya‘ya yılda ne kadar mevsimlik tarım işçisinin geldiğini hiç kimse bilmiyor. Türkiye genelinde de bilinmiyor. Bilinmemesinin nedeni ise bu işçilerin kayıt altına alınmaması olduğunu belirten Tuncer, " Tarım işinde çalışanların kayıtları bulunmuyor. Daha yeni yeni mevsimlik tarım işçilerin kayıtları alınmaya başlandı. Şunu üzülerek söyleyebilirim; bu insanların yüzde onundan fazlasının kimlikleri bile yok. Çocukların nüfusa kayıtları yapılmamış. Yüzde onunun sadece sağlık güvencesi olduğunu, kayıt altında olduğunu biliyoruz. Yüzde yetmiş, yetmiş beşi devletin ücretsiz sağlık güvencesinden faydalanabiliyor" açıklamasıyla tarım işçilerinin kayıt altında tutulmadıklarına dair tabloyu çizdi.
893 bin çocuk işçi
Türkiye‘nin yaklaşık 6 milyon kırsal nüfusu var. Bunun da yarısının geçici olarak mevsimlik tarım işçisi olduğunu söyleyen Tuncer, Türkiye genelinde sekiz yüz doksan üç bin çocuk işçinin olduğunu, bunun dört yüz bininin tarımda çalıştığını belirti. Türkiye‘nin imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşme‘sine göre on sekiz yaşın altındakilerin çocuk sayıldığını ve işletmelerde çalıştırılmasının yasak olduğunun altını çizen Tuncer; Türkiye‘de iki yüz ine yakın on beş yaşın altında çocuk işçinin çalıştırıldığını açıkladı.
İşçilerin acı tablosu
Türkiye‘nin en yoksul kesimini geçici tarım işçileri oluşturuyor. Her hane altı, yedi kişilik ailelerden oluşuyor. Ve bu ailelerin hepsi aynı işi yapıyor. Bu böyle devam ettiği için yoksulluk zincirini kıramadıklarını belirten Tuncer işçilerle ilgili acı bir tabloyu gözler önüne şu açıklamalarıyla anlattı.
" "Geçici Mevsimlik İşçiler" adından belli. Bu insanların düzenli bir gelirleri yok. Bir yılda sadece yüz yirmi gün çalışıyorlar. Diğer günler ise ne yazık ki çalışmıyor. Dört ayda kazandıkları parayla bir yıl geçinmeye çalışıyorlar. Bu insanlar ağırlıklı olarak çay tüketiyor. Ekmek ve baklagil tüketmeye bütçeleri anca yetiyor. Kısacası bu insanlar sağlıklı beslenemiyor. Bu insanlar et, meyve yemiyor. Ciddi anlamda sağlık sorunları yaşıyor. Şanslı olanlar Antalya‘dakiler evlerde, barakalarda kalabiliyor. Şansı kötü olanlar ise tek gözlü çadırlarda yaşıyor. Yüzde sekseni tek gözlü çadırda yaşıyor. Tuvaletleri, elektrikleri yok. Bu da büyük sağlık sorunlarına yol açıyor. Bu insanların yüzde otuz üçü sağlıklı su kullanamıyor. Derelerden, çeşmelerden akan suları tüketiyor. Yüzde on beşinin ise banyosu yok. Bu tek gözlü çadırlarda banyo ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Sosyal güvenceleri yok. Dünyada iki milyon iş kazası meydana geliyor. Bir milyon iş kazası tarım da yaşanıyor. Ulaşım sırasında ve iş esnasında bu insanlar hayatını kaybediyor".
Eğitim seviyesi düşük
Eğitim seviyesine bakacak olursak kadınlarda düşük olduğunu söyleyebiliriz diyen Tuncer, "erkeklerin yüzde on sekizi- yirmisi ilkokul üstü, fakat okuryazarlık oranlarında düşüş var. Kadınların yüzde elliye yakını ise okuryazar değil. Çocuklar ise doğru düzgün okula gidemiyor. Dönemin ortasında derslere yetişebiliyor. Bu durumda çocukların okuldan uzaklaşmasına neden oluyor. Evlenme yaşlarına gelecek olursak kadınlarda yüzde elli yedisi on sekiz yaşın altında evleniyor. Erkelerin yüzde on sekizi on sekiz yaşın altında evleniyor. Kadınların çoğu on dokuz yaşında anne oluyor" sözleriyle eğitim seviyesinin düşük olduğunun altını çizdi.
Sömürülen kesim
Türkiye‘nin en çok sömürülen kesimini tarım işçilerinin oluşturduğunun altını çizen Tuncer; Güneşin doğumundan batımına kadar bu insanların çalıştığını, çok yoksu olduklarını, işverenleriyle direk muhatap olamadıklarını, çavuş ya da elçiyle muhatap olduklarını belirti. Elçilerin onlara takdim ettiği ücretleri alan geçici tarım işçilerinde ücretler şöyle. Kadınlar otuz sekiz lira ücret alırken; erkekler kırk sekiz lira ücret alıyor. Burada da kadınların erkeklerden daha düşük ücret aldıklarını görebiliriz diyen Tuncer, Türkiye‘nin en az ücret alan kesimini oluşturduklarını, yoksulluk sınırının altında olduklarını belirti.