TÜRKİYE’NİN YEDİ TARIM HAZİNESİ TEHDİT ALTINDA - DÜNYA GAZETESİ

MERKEZ
28.01.2013
 

 

İbrahim EKİNCİ

 

İSTANBUL - Konya Ovası gündemdeydi birkaç yıl önce… Ovadaki çoraklaşmanın,  çöküntülerin fotoğrafları yayımlandı gazetelerde. Ovayı sulayan bir nehir yoktu, çiftçi suyu yerin  altından çekiyor, çektikçe su seviyesi düşüyor, su yüzeydeki tarım toprağından uzaklaşıyor, su uzaklaştıkça çoraklaşma oluyordu…  Dahası, yeraltından yeryüzünü tutan su çekilince, obruklar oluşuyordu. Mavi Tünel`e umut bağlandı, tünel ovaya ulaştı ama daha çok suya ihtiyaç var. Bütün bunlar, ovayı besleyen bir nehrin yokluğundan oldu sanılabilir ama öyle değil. Bir nehir tarafından beslenen ovalar da ne yazık ki aynı kaderi paylaşmakta. Ergene, Küçük ve Büyük Menderes gibi, Gediz gibi hayat kaynağı nehirlerdeki kirlilik, şimdi besledikleri odvalar için en büyük tehdit. Ergene ve Gediz nehirlerinin başına gelenler gündemde şimdi. Sularımızı kaybediyoruz, beraberinde ovalarımızı kaybediyoruz. 

Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası`ndan ilgililer destekledi, bir çalışma yaptık. Karadeniz hariç, her bölge için hayat kaynağı ovalara baktık. Mühendisler anlattı. Ortaya çarpıcı bir manzara çıktı: Türkiye`nin tarım hazineleri tehdit altında! Yapılaşma tehdidi altında, tuzlanma, çölleşme, çoraklaşma, erozyon tehdidi altında!İslah edilmemiş nehirler, dekar dekar toprak koparıp götürüyor. Çukurova, Konya, Ergene, Küçük ve Büyük Menderes (Nazilli, Söke, Aydın ovaları) Iğdır Ovası, Bursa Ovaları (Kemalpaşa, Karacabey, Yenişehir ovaları) Harran Ovası ve diğerleri için acil koruma önlemleri gerekiyor.

 

 

KONYA OVASI

 


Özkan TAŞPINAR

Konya ZMO Şube Başkanı

 

Dünyanın en önemli tarımsal havzaları arasında ilk 10`da sayılıyor. Çok önemli. 2 milyon 247 bin hektar tarım arazisi.

Buğday ambarı. En fazla tahıl ve pancar var. Buğdayın yüzde 12`sini, arpanın yüzde 14`ünü, şeker pancarının yüzde

35`ini sağlıyor. Tohumluk için vazgeçilmez bir bölge. Ayçiçeği tohumluğunun yüzde 75 – 80`i bu ovada. Arpa buğday tohumluğunun yarıdan fazlası burada. SON DURUM: Kaçak kuyu açılmaları sonucu yeraltı sularında büyük kayıp var. Çölleşme oldu. Çöküntüler devam ediyor. Acil yeni su ihtiyacı var. Yarılma  ve kuraklaşmalar önlenebilir. Yağış rejimini yükseltmek için ağaçlandırma gerekli. Ova içinde üstten kirlenme yok. Karapınar`da erozyon vardı, o bitirildi.

Bu hazineye bakılamıyor. Abdülhamit döneminde Göksu Nehri`nin aktarılması düşünülmüş. Ancak günümüzde olabildi. Mavi Tünel geldi. Daha tam manasıyla da gelmedi. Bu senenin sonunda barajın birine su verilecek. Bu su ovanın dişinin kovuğuna yetmez. 50–60 bin hektarlık alanı daha sulayabilecek bir su ihtilacı var. Dış havzalardan su getirilmesi şart. Sulanabilen kısmı 550 – 600 bin hektar. Kalanında kıraç tarım yapılıyor. 850 bin hektar alan sulanırsa… 2 milyon ton soya fasulyesi ithalatının önünü kesersiniz. 500 bin ton civarına mısır ithalatı, 1.2 milyon ton gibi ayçiçeği ithalatı var. Bunların tamamını 850 bin hektarla sulu elde edebilirsiniz. 2 yılda bir hububat yerine, 1 dekara 400 kilo soya fasulyesi elde edebilirsiniz. Kuyulara sayaç bağlanması iyi ama sorunu çözmüyor. Hayvancılık var yonca ekmek lazım. Akdeniz`e Karadeniz`e ekemezsiniz. Bu çiftçi sorunu değil aynı zamanda sanayi sorunu. Bu ova ülkenin tarım alanlarının yüzde 17‘sini karşılıyor.

 

ÇUKUROVA

 

Şahin YETER

Adana ZMO Şube Başkanı

 

250 bin tona yaklaşan saf pamuk ile Türkiye pamuk üretiminin dörtte biri buradan sağlanıyor. Tahıl, susam, kavun,

karpuz, sebze, arpa, yulaf, baklagiller, şeker kamışı, üzüm, incir, tütün, pirinç, yer fıstığı ve turunçgiller bakımından da önemli. Çok verimli bir ova.  2. ürün olarak mısır, fıstık, soya, ayçiçeği gibi ürünler ile sera ürünlerinin ekim alanları artıyor. Çukurova, dünyada özelliği olan ovalardan biri. Büyüklüğü ve toprağından ziyade iklimi önemli. 365 gün tarım yapılıyor. Açık alanda yılda 3 ürün alınabiliyor.

 

SON DURUM:  Toprak varlığı korunmuyor. Kalbi diyebileceğimiz yere, havaalanı yapılıyor. Oysaki o alan sulamaya açılmış, altyapısı tamamlanmış bir bölge. Otoban bağlantıları için 20 bin dönüm daha gidiyor. Toprak Koruma Kurulu olarak koruma kapsamına alalımdiyoruz. "Büyük Ova" statüsü verilse, engelleme imkanı artar. Bakanlığı gitti, hala bekliyoruz. İki büyük ırmakla besleniyor ama toprak yoruluyor, her yıl aynı ürün ekiliyor. Üretim deseni kötü. En büyük tehdit amaç dışı kullanım. Yerleşime açılıyor. Bazı konularda dava açtık. Betonlaşma, yapılaşma çok. Okul kampüsleri yapmak istiyorlar. Büyük ova sayılsa köydeki bile ev yapamaz. Çiftlik binası bile izinli yapılabiliyor. Şimdi adam 30 dönüm arazisinin yarısına beton dökebiliyor. 1.5 yıl önce Ankara`ya bildirdik. Dönmediler, döneceklerini de sanmıyorum, büyük projeler var. Ovaya zarar vermeden rafineri yapılabilir. Bu kadar özelliği olan bir ovada yanlış tarım politikalarından dolayı çiftçi kendini garantiye almak için hububat üretiyor. Getirisi daha yüksek sanayi bitkilerine yönelmiyor. En erkenci bölge turfanda açısından çok önemli. ABD, Çukurova`dakinin yarısı kadar alandan pamuk elde edip bize satabiliyor.

 

ERGENE OVASI

 

Cemal POLAT

Tekirdağ ZMO Şube Başkanı

 

Ergene`nin yüzölçümü 125 km. kare. Sebze meyve çeltik mısır pancar, yonca bakla bezelye, ayçiçeği nohut, mercimek ve daha birçok ürün bakımından çok önemli. Verimlilik, zenginlik ve ekolojik olarak dünyada sayılı 4 – 5 bölgeden biri. Osmanlı`nın ambarı. Buğday, ayçiçeği (yüzde 60`ı) Avrupa`da sulu koşullarda, bizdeki kuru koşullardaki ortalamayı ancak yakalıyorlar. Kuru koşullarda dekara 900 kg buğday  alırsınız. Başka yerde 600`dür.

 

SON DURUM: Yer altı sularının aşırı kullanımı, su havzalarının yok olması, kirlilik… İçme ve kullanma suyu çok kirli.

Hollanda, Fransa, ABD gibi birçok ülkede ‘tarımsal sit` alanları var. Biz de 2010`daki planlamaya dava açtık.  Yapılaşmaya açıyor, yeni sanayi ve kentleşme alanları öngörüyordu. Buranın hayat kaynağı Ergene Nehri ve yan kolları.

çok kirli, kurbağa bulamazsınız. Ergeneyi kurtarma adı altında bir plan yapıldı ama tehlikeli atık dökümü devam ediyor. Koruma bantları yok. Yanlış gübre kullanımı sonucu çölleşme oluyor. Bu konuda çalışmaları olan Prof. Dr. Osman İnci, şöyle anlatıyor: "Ergene kirliliği ülkemizde akarsu kirliliği sembolü haline gelmiştir. Komisyonlar, raporlar, planlar, konuşmalar ancak sonuç yok. Nehir, akarsu temizlik  sınıflandırılmasında A4 kategorisinde. Anlamı, bildiğiniz gibi ‘Hiçbir amaç için kullanılamaz su" demek. Uzunköprü Ovası`nda 60 bin dönüm araziye çeltik ekimi yapılamıyor, Hayrabolu köylerinde ekinler kuruyor. Nehir yatağı çevresindeki yer altı kuyularında toksik madde saptamakta. Gala Gölü sulak alanları, Saros Körfezi balıkçılığı tehdit altında."

 

HARRAN OVASI

 

Ali Rıza ÖZTÜRKMEN

Şanlıurfa ZMO Başkanı

 

150 bin hektarı sulanan bir ova. Çok kıymetli. Harran`da Türkiye pamuğunun yüzde 54`ü üretildi. Buğday tarımı bakımından yine çok önemli. 60 bin çiftçi var. Buğdayın yüzde 8`i, mercimeğin yüzde 36`sı, arpanın yüzde 11`i, mısırın yüzde 15`i, Antep fıstığının yüzde 38`i Urfa`da, Harran`da.

 

SON DURUM: Durum ağırlaşarak devam ediyor. Konut, sanayi ve petrol istasyonu olmak üzere 3 alanda amaç dışı kullanım var. Toplam tarımsal amaç dışı yapılaşma 21 bin 566 adet ve 18 bin 364 dekardır. Amaç dışı kullanım bu hızla sürerse oavayı kaybederiz. 17 bin 877 hektar yanlış sulamadan tuzlu alan oldu. Bu alanların kazanılması için yıkanması lazım. Çok zor. 5403 sayılı kanun uygulanmıyor. Her ilde toprak korumu kurulları var, yapılaşmayı engelliyor. Kurul toplanamadığı için yapılaşma hızla artıyor. Erozyon da var. Karakoyun Deresi toprak taşıyor.

 

IĞDIR OVASI

 

Mehmet Ali BULUT

ZMO Iğdır Temsilcisi

 

110 bin hektar sulanabilir arazi. Mikro klima özelliği var. Narenciye dışında her şey üretilebiliyor. Hayvancılık ve sebze meyve açısından çok önemli. Ayçiçeği, şeker pancarı, hububat... Ürün deseni çok özel. Sanayi de ovaya dayanıyor.

Sulanan alan 80 – 90 bin civarında. Doğu Iğdır Projesi var. Bölge tarım arazilerine katılacak. Orası da tahminen 40 bin hektar.

 

SON DURUM:  En büyük tehdit yanlış sulama… Bundan dolayı taban su seviyesi yüksek. Gübreleme yanlış. Su şebekesi tahliye kanalları dolu. Drenaj alanları açık değil, su seviyesi yükseliyor. Köklü bitkilerde kök hastalıkları oluşuyor. Aşırı gübreleme ve sulama sonucu zaten tuzlanma var. Böyle devam ederse kaybedeceğiz. Yapılaşma da var. Hala devam ediyor. Valilik komisyon kurdu.

 

ZMO Erzurum Şube Başkanı Adem Yavuz Sönmez: Her ovanın sorunları burada da var. Tuzlanma var. Sorun biraz bünyesel. Drenaj önlemleri alınmaya çalışılıyor. İnsan eliyle oluşan problemler de var. Her gün yeni bir imar planıyla yapılaşmaya açılıyor. Kamu kuruluşlarının, özel teşebbüslerin yapılaşma izni aldıklarını görüyoruz. Erozyon kısmen var. Asıl problem tuzluluk ve yapılaşmadır. 5403 sayılı kanunu  imara açılamaz diyor ama kanunlar deliniyor. Sadece Iğdır`da değil Erzurum ovasında da aynı problemi var.  En son hadise, yeni havaalanı ovaya kuruldu, Erzurum Teknik Üniversitesi ovaya kuruldu. Otogar kuruldu. Birçok özel şirketin depoları kuruldu. Birinci sınıf tarım toprağı üzerinde oluyor bunlar.

 

Yard. Doç Dr. Mücahit Pehlivan: Türkiye`nin en az yağış alan bölgesi.  Buna rağmen sulama suyu sıkıntısı yok. Aras besliyor. Vahşi sulama, yanlış gübre kullanımı var. Büyük kısmı tuzlanmış, çoraklaşma mevcut. 3`te 1`lik kısım tuzdan etkilenmiş durumda. Diğer kısmı da bana göre tehdit altında.

 

BURSA OVALARI

 

Ertuğrul AKSOY

Bursa ZMO Şube Başkanı

 

Karacabey, Kemalpaşa, Yenişehir, ve Bursa ovaları olarak bakıyoruz. Bütün kamu kurumlarının ortak görüşle korumaya aldıkları bir bölge. Şeftalinin, deveci armudunun yetiştiği birinci sınıf ova. Özellikle deveci armudu, Santa Maria bir numaradır. Bursa ovasının sembol ürünleri bunlardır. Sebze tarımı da vardır. Ayva çok önemlidir.

 

SON DURUM: Yapılaşmayla 8 bin 500 hektara kadar geriledi. 3 bin hektar civarında kaybımız var. Su kaynaklarının sanayi amaçlı çekilmesi sonucu kayıplar var. Kaynaklar derinleşti. 15 metreden çıkan su 60 metreden çıkıyor. Kirletip yer altı sularına tekrar veriyorlar. Topraktan boyalı su fışkırıyor. Bursa – İzmir yolunun ayırdığı Karacabey ve Kemalpaşa ovalarında kaçak yapı yok ama yol kenarlarında risk var. Yenişehir ovası toplulaştırması tamamlanmış bir ova. Sulama yatırımı için baraj var. Sebze üretim merkezi. Şimdi oraya havaalanı ve ovayı ikiye bölen bir yol yapılıyor. 2 bin dekar alanın vasfı değiştirilmek isteniyor. 5403 sayılı toprak koruma ve arazi kullanımı kanununa rağmen amaç dışı kullanımın devam ettiğini üzülerek söylemek isterim. Büyük Ova statüsü kazandırılarak korunması gerekiyor. Çabalarımıza rağmen böyle bir statü kazandırmak için ilgili kamu otoritesi harekete geçirilemedi.

 

EGE OVALARI


Mahmut Nedim BARIŞ

Aydın ZMO Başkanı

 

Büyük Menderes`i aslında Söke Ovası, Aydın ve Nazilli olarak almak gerekli. Bu üçü de Büyük Menderes Nehri`yle besleniyor. Tarla bitkileri ovası olarak düşünülür ama esas önemi pamuktan, meyvecilikten, narenciyeden, dane mısırdan gelir. Dane mısır, slajlık mısır olduğu için hayvancılığı da besleyen  bir özelliği var. Pamuk çok önemli bir ürün. Ekonomik açıdan Nazilli`de domates çok. Meyvecilik, narenciye yaygın. Narenciye bölgesi.

 

SON DURUM: Menderes Nehri`nin kirlenmesi en önemli sorunlardan biri. Atıklar ve jeotermal enerji kaynaklı kirlenme var. Jeo termal sular tarımsal amaçlı kullanılıyor. Reenjeksiyon yapılsa da birçok yerde dışarıya verilince, içindeki bor konsantrosyonu yüksek olduğunda sorun yaratıyor. Pamuk dayanıyor ama mısır, incir, zeytin, narenciye dayanamıyor. Bor Menderes`e akıyor, o suyla tarla suluyoruz. Ağır metaller Menderes`in en büyük tehdidi. Birçok balık türü artık yok.

En büyük zarar Söke Ovası`nda. Orman alanlarının yanlış kullanılması, yanlış tarım işlemleri, yapılaşmanın yoğun olması bu bölgelerde tarım alanlarına zarar veriyor. Eğimli alanlarda erozyonlara neden oluyor. Dereler tıkanıyor, taşkın oluyor. Yapılaşmanın devamlı mücadelesini yapıyoruz. Aşırı göç ve yapılaşma… Tuzlanma aşırı var. Menderes`i kullanırsanız arazi tuzlanıyor. Suyu 3. 4. sınıf su oldu. Denize yakın yerlerde çoraklaşma (alkalileşme) oluyor. Bilinçsiz sulama da çok etkili.

 

KÜÇÜK MENDERES

 

Ferdan ÇİFTÇİ

İzmir ZMO Şube Başkanı

 

Küçük Menderes Ovası, 140 km uzunluğunda olan Küçük Menderes nehri tarafından beslenen ve Küçük Menderes Havzası içerisinde yer alan önemli ovalarımızdan birisi. Ödemiş, Tire, Bayındır, Beydağ, Kiraz Torbalı ve Selçuk ilçelerini kapsar. Toplam tarım alanı 1.612.036 dekardır. Bu İzmir ili toplam tarımsal alanının (3.411.189) yüzde 47`sini oluşturur. Ova içerisinde önemli üretim alanları patates, zeytin, kestane, kışlık sebze, dane mısır, şeftali olarak öne çıkıyor. Ova ayrıca yıllık 892 bin 627 tonluk üretimi ile İzmir`in ve Türkiye`nin önemli süt üretim merkezlerinden biri. Beydağ yağlık Zeytin üretimi (30.500 ton), Ödemiş patates üretimi (410.000 ton), Tire, Torbalı ve Selçuk şeftali üretimi (40.000 ton), Ödemiş, Kiraz ve Beydağ kestane üretimi (7600 ton), Kiraz ilçesi ceviz üretimi (29.000 ton) ile öne çıkıyor. Ödemiş`te yılda 10 milyon fidan üretiliyor. Bayındır`da süs bitkileri var. Küçük Menderes, ilin yıllık 6 milyar liralık tarımsal gelirinin yüzde 40`nı sağlıyor.

 

SON DURUM:  Konut ve sanayi amaçlı yapılaşma var. Küçük Menderes Nehri`ndeki kirlenme, yer altı sularının çekilmesi, süt işletmelerinin yarattığı kirlilik ovayı tehdit ediyor. Ovayı tehdit eden konut ve sanayi baskısı ortadan kaldırılmalı ihtiyaç duyulan bu alanlar için alternatif alanlar öncelikle kullanılmalı. Bölgedeki süt işletmelerinin ve sanayi tesislerinin arıtma yapılmaksızın deşarj yapmaları önlenmeli.

Okunma Sayısı: 1164