TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ TANITIM TOPLANTISINA KATILDIK

DENİZLİ
07.08.2009

İlimizde, 29 Temmuz 2009 tarihinde TÜGEM Genel Müdür Yardımcısı tarafından sunulan Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli'ne ilişki geniş katılımlı bilgilendirme toplantısına katılan Şube Başkanımız, görüş ve eleştirilerini aktardı.

 

Söz konusu toplantıda Şube Başkanımız aşağıdaki görüşleri dile getirmiştir:

PLANLAMA ZORUNLULUKTUR. AMA NASIL?

 

 

            Denizli‘de 29 Temmuz 2009 tarihinde,Tarımsal Üretimi Geliştirme Genel Müdürlüğü,Genel Müdür Yardımcısı Talat ŞENTÜRK tarafından,yapılan geniş katılımlı toplantıda,23.07.2009 tarih ve 27297 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli tanıtıldı.

            Söz konusu model,bugün tarım politikalarımızı belirleyen dış ve iç etkenlerin etkilerini ve bu etkilerin gelecekte tarımımızı belirlemeye devam edeceği göz önüne alındığında,Türk Tarıma yeni ve büyük umutlar aşıladığı görüntüsü altında, içinde birçok belirsizlikleri,birçok soru işaretlerini barındırmaktadır.

            Konuyu bilenlerce,kimse planlama kavramına karşı çıkmaz.Ama planlama,ülkemiz gerçeklerine uygun,üreticimizi ve dolayısıyla tüm insanlarımızın çıkar ve beklentilerine,bugün ve gelecekte yanıt vermelidir.Mevcut potansiyelimizi doğru kullanan ve kurgulayan,yeterli desteklerle beslenen,uygulanabilir ve sürdürülebilir olmalı.

            Söz konusu model,2010 yılında belirlenen 16 çeşit ürün için,uygulamaya geçecektir.Belirlenen havza bazında,ne kadar ve nasıl destekleneceği belirtilmeyen bu modelde,her zaman ihracatın da avantajlı  olduğumuz yaş sebze ve meyveler yoktur.Yine şeker pancarı,tütün ve yem bitkileri yoktur.

            Sormak gerekir.Destekleneceği belirtilen söz konusu 16 ürün ülkemizin,ihtiyacı ve ihracat talebi dikkate alınarak üretim planlaması yapılacağı,arz açığı olan ürünlere daha çok destek verileceği,üretim fazlası olan ürünlerin ise desteklenmeyeceği belirtilen bu modelde neye göre seçildi?

            Bilinmelidir ki ülkemizde yaklaşık 150 çeşit tarımsal ürün yetiştiriciliği yapılmaktadır.

            Yine sormak gerekir ki bu modelin uygulanması için bütçeden daha fazla kaynak aktarılacak mı?Model hayata geçtiğinde,sözü edilen desteklemeler,gerek havza bazında,gerekse üreticiler arasında adaletsizliklere neden olmayacak mı?Söz konusu desteklerin üründe çeşit özelliğine mi,ekilen alan başınamı yada ürün rekoltesine mi göre verileceği modelde açıklanmamıştır.Peki bu durum bölgeler ve hatta havzalar bazında adaletsizliklere neden olmayacak mı?

            Yine havzaların kendine özgü tarımsal alt yapı sorunları(toplulaştırma,sulama,ulaşım v.b)dikkate alındığında,adetli bir şekilde uygulanabilecek mi?

            Bugünkü üretim koşullarında,nerdeyse  tüm girdilerde dışa bağımlılığımız,her geçen gün tarımda artan şirketleşme olgusu,yine zaten çok yetersiz olan desteklerin söz konusu şirketlere gittiği,bu koşullarda küçük üreticinin üretim süreçlerinden koparak tasfiyesi yaşanırken,devletin tüm müdahale kuruluşları elden çıkarılması sonucu özellikle küçük üreticilerin,serbest piyasa koşullarında tüccarın,tefecinin insafına terk edilmesi,yine her geçen gün halkımızın temel besinlerinde kendimize yeterlilikten uzaklaşarak dışa bağımlı oluşumuz gibi daha birçok sorunların varlığında,söz konusu model çözüm olabilecek mi?AB süreci modelin işleyişine müdahaleleri söz konusu olabilir mi?

            Yine söz konusu model,üreticilerin ürettiklerini kime,nasıl ve kaça satacakları konusunda,tarımsal pazarlama,tarımda yaratılan katma değerin yine tarımda kalması noktasında hiç söz etmemekte?Niye üreticilerin kendi öz ve demokratik örgütlenmelerinin desteklemesi modelde sözü geçmiyor?

            Ayrıca,tüm bazında değil de, belli havzalarda belli bir geçiş süresi sonucunda ki değerlendirmelere göre uygulamaya konulamazmıydı?Hemen uygulamaya geçilmesinin olası olumsuzlukları göz önüne bu modelde alınmış mı?

            İleride dış ticaretin daha serbestleşmesi,gümrük duvarlarının kaldırılaması sonucu daha ucuz olduğu gerekçesiyle yada dış dayatmalarla tarımsal ürün dış alımları karşısında model hiçbir şey söylememektedir.Yine yabancı şirketlerin ülkemizde tarımsal üretimlerinin gerçekleşmesi durumunda söz konusu destekleme modeli kime nasıl hizmet edecektir?

            Evet  modelle ilgili sorunları arttırmak mümkündür.

            Evet planlama zorunluluktur.Olmazsa olmazdır.Ama plan nasıl kim için ve neden diye sormak  ve doğru cevaplarını vermek zorundadır.Kimin kazanıp kimin kaybedeceği,ve gelişmeler karşısında sürdürülebilirliğinin de sorgulanması gerekir.

            Aslında ülkemiz gerçeklerine uygun,ulusal bir planlamanın bundan çok seneler önce yapılması gerekirdi.Ama neden yapılıpta uygulanmadı?Ya da uygulatılmadı  sorularının yanıtı doğru verilmeli.

            Evet adı geçen model,çok güzel şeylerden sözetmekte.Modele toptan karşı yada toptan destekçi olmak,model tümüyle neden ve sonuçları ile,ayrıca bugünkü egemen üretim ilişkileri de dikkate alındığında söz konusu olmamalıdır. Ama en azından böylesi umutlar vaat eden modeli,hayata geçtiğinde,siyasi iktidarın varolan desteklerini daha da kesmesine vesile olup olmayacağı konusunda da ciddi kaygılar taşımaktayım.

            Gerçi model,birçok taraflara danışılarak üç yılda tamamlandığı belirtilmesine karşılık doğrusu benim niçin daha birkaç gün önce haberim oldu?

            Kamuoyuna çözüm diye büyük umutlarla açıklanan içinde mutlaka doğru yanıtlanması gereken soruları içeren,birçok eksiklikleri barındıran bu modelin uygulanabileceğinden bile ciddi kaygılar taşımaktayım.Hele hele makroekonomik dengesi bozulmuş dışa sürekli kaynak aktaran,tek yanlı ipoteğe dönüşmüş,ekonomisini yatırım ,üretim ,istihdam süreçlerinden uzaklaştırılmış,istese de tarıma kaynak aktaramayan bugünkü ülkemiz koşullarında bu modelin gelecekte nasıl veya ne kadar uygulanabileceği de çok tartışılmalıdır.

 

  İbrahim GÜR

Ziraat Mühendisleri Odası

Denzili Şube Başkanı

Okunma Sayısı: 2151