TÜRKİYE ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİ IX. TEKNİK KONGRESİ'NDE 1. GÜN
ODA’mız tarafından her beş yılda bir düzenlenen Türkiye Ziraat Mühendisliği IX. Teknik Kongresi 13 Ocak 2020 Pazartesi günü, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde başladı.
Beş gün sürecek olan Teknik Kongremizin açılış konuşmaları; Genel Başkanımız Özden GÜNGÖR, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ergin DURSUN, İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci CİNİSLİ, İYİ Parti Bursa Milletvekili İsmail TATLIOĞLU, CHP Bursa Milletvekili Orhan SARIBAL ve TMMOB Başkanı Emin KORAMAZ tarafından yapıldı.
Açılış konuşmalarının ardından ödül törenine geçildi.
Hizmet Ödülleri; Prof. Dr. Abdülkadir YAĞCIOĞLU’na, Prof. Dr. Ali Arda IŞIKBER’e, Prof. Dr. Erdem AYKAS’a, Prof. Dr. Halis ARIOĞLU’na, Prof. Dr. Senih YAZGAN’a, Prof. Dr. Temel GENÇTAN’a, Hicri NALBANT’a, Mahmut Nedim BARIŞ’a, Sait Beyhan ÇINGI’ya, Saadettin KARAASLAN’a, Dr. Mesut GÖLBAŞI’ya,
Teşvik Ödülü; Eren TUNA’ya,Tufan Can ULU’ya ve Hilal ERDOĞAN’a,
Basın Ödülleri; Cumhuriyet Gazetesi Haber Muhabiri Gamze BAL’a, Fox TV Haber Muhabiri Nazlı YEREBASMAZ’a, Kanal B program yapımcısı ve sunucusu Selim BAKAL ’a,
Özel Ödül, Sezen ZAMBAK adına babası Metin ZAMBAK’a takdim edildi.
Ayrıca mesleğimize yarım asır emek veren üyelerimize 50. Yıl Plaketi, mesleğimizde 35 yılını tamamlamış üyelerimize ise 35.Yıl Plaketi takdim edildi.
Ödül töreni, Kongremize suponsor olarak destek veren BAYER, BESD-BİR, TÜRKİYEM BİR Yöneticilerini Björn HARDT, Dr. Sait KOCA ve Ülkü KARAKUŞ’a teşekkür plaketlerinin takdim edilmesi ile sona erdi.
Kongremiz öğle yemeğinin ardından oturumlar ile devam etti.
I.Oturum: Prof. Dr. Ahmet ÇOLAK (Ankara Ü. Ziraat Fakültesi)’ın başkanlığında “Tarımda Küresel Gelişmeler ve Yansımaları” ana başlığında düzenlendi.
Doç. Dr. Yener ATASEVEN (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarım Ekonomisi Böl), Dr. Öğr. Üyesi Hasan ARISOY (Selçuk Ü. Ziraat Fak. Tarım Ekonomisi Böl.), Dr. Öğr. Üyesi Betül GÜRER (Niğde Ömer Halisdemir Ü. Tar. Bil. ve Tek. Fak. Çift. Yön. ve İşlet. ABD), Dr. Alper DEMİRDÖĞEN (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarım Ekonomisi Böl.,) Prof. Dr. Necat ÖREN (Çukurova Ü. Ziraat Fak. Tarım Ekonomisi Böl.) ve Prof. Dr. Emine OLHAN (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarım Ekonomisi Böl.) tarafından ortaklaşa hazırlanan “Küresel Tarım Politikaları ve Türkiye Tarımına Yansımaları” konu başlıklı bildiri Doç. Dr. ATASEVEN tarafından sunuldu.
Prof. Dr. İlkay DELLAL (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarım Ekonomisi Bölümü), Dr. İlknur ÜNÜVAR (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarım Ekonomisi Bölümü), Zir. Yük. Müh. Merve BOLAT (T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, TAGEM) ve Dr. Kübra POLAT (T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Ekonomi ve Politika Gel.Ens.Müd.) tarafından ortak hazırlanan “İklim Değişikliği ve Tarım: Ekonomik Etkisi Uyum ve Azaltım Politikaları” konu başlıklı bildiri Prof.Dr. DELLAL tarafından sunuldu.
“Global Gıda Güvencesi ve Yeni Yaklaşımlar “ konulu bildiri ise Prof. Dr. Aziz EKŞİ (Ankara Ü. Mühendislik Fak. Gıda Müh. Böl. Emekli Öğr. Üyesi) tarafından sunuldu.
Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Metin ÖZGÜVEN (Tokat GOP Ü. Zir. Fak. Biyosis. Müh.), Doç. Dr. Ufuk TÜRKER (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarım Makinaları ve Tek. Müh. Bölümü), Prof. Dr. Bahattin AKDEMİR (Namık Kemal Ü. Ziraat Fak. Biyosis. Müh. Bölümü), Prof. Dr. Ahmet ÇOLAK (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarım Makinaları ve Tek. Müh. Bölümü), Prof. Dr. Ali İhsan ACAR (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarım Makinaları ve Tek. Müh. Böl.), Prof. Dr. Ramazan ÖZTÜRK (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarım Makinaları ve Tek. Müh. Böl.), Dr. M.Barış EMİNOĞLU (Ankara Ü. Ziraat Fak.Tarım Mak.ve Tek.Müh.Böl.) tarafından ortaklaşa hazırlanan “Tarımda Dijital Çağ” konu başlıklı bildiri Dr. Öğr. Üyesi ÖZGÜVEN tarafından sunuldu.
II.Oturum, Prof. Dr. Ayten NAMLI (Ankara Ü. Ziraat Fakültesi )`nın başkanlığında “Tarımda Doğal Kaynaklar ve Çevre-I” ana başlığında düzenlendi.
Prof. Dr. Orhan DENGİZ (Ondokuz Mayıs Ü. Ziraat Fak. Toprak Bilimi ve Bitki Besl. Böl.), Prof. Dr. Taşkın ÖZTAŞ (Atatürk Ü. Ziraat Fak. Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Böl.), Mediha HALİLOĞLU(T.C. Tarım ve Orman Bak. Çöl. ve Erozyonla Müc. Gen. Müd.) ve Kenan ŞAHİN(T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Çöl.ve Erozyonla Müc. Gen. Müd. ) tarafından ortaklaşa hazırlanan “Arazi Tahribatı Dengelemesi” konulu bildiri Prof. Dr. DENGİZ tarafından sunuldu.
Prof. Dr. İlknur AYAN (Ondokuz Mayıs Ü. Ziraat Fak. Tarla Bitkileri Böl.), Prof. Dr. Zeki ACAR(Ondokuz Mayıs Ü. Ziraat Fak. Tarla Bitkileri Böl.), Prof. Dr. Hanife MUT (Şeyh Edebali Ü. Ziraat ve Doğa Bil. Fak. Tarla Bit. Böl.), Dr. Mehmet CAN(Ondokuz Mayıs Ü. Ziraat Fak. Tarla Bitkileri Böl.), Dr. Öğr. Üyesi Gülcan KAYMAK (Ondokuz Mayıs Ü. Ziraat Fak. Tarla Bitkileri Böl.) ve Utku TUNAL (Ondokuz Mayıs Ü. Ziraat Fak. Tarla Bitkileri Böl.) tarafından ortaklaşa hazırlanan “Çayır ve Mera Alanlarında Mevcut Durum Sürdürülebilirlik ve Gelecek ” konu başlıklı bildiri Prof. Dr. AYAN tarafından sunuldu.
Prof. Dr. Engin YURTSEVEN (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarımsal Yapılar ve Sulama Böl.), Doç. Dr. Gülüzar Duygu SEMİZ (Ankara Ü. Zir.Fak. Tarımsal Yapılar ve Sulama Böl. Araş. Gör.), Dr. Sertan AVCI (Ankara Ü. Ziraat Fak. Tarımsal Yapılar ve Sulama Böl. Araş. Gör.) ve Müslüme Sevba ÇOLAK (Ankara Ü. Zir.Fak. Tarımsal Yapılar ve Sul. Böl.) tarafından ortaklaşa hazırlanan “Tarımda Su ve Tuzluluk Yönetimi” konu başlıklı bildiri Doç. Dr. SEMİZ tarafından sunuldu.
III. Oturum, Prof. Dr. İlkay DELLAL (Ankara Ü. Ziraat Fakültesi )’ın başkanlığında “Tarımda Doğal Kaynaklar ve Çevre-II” ana başlığında düzenlendi.
Prof. Dr. Süleyman TABAN (Ankara Ü. Ziraat Fak. Toprak Bil.ve Bitki Besleme Böl.), Öğr. Gör. Dr. Özge ŞAHİN (Ankara Ü. Ziraat Fak. Toprak Bil. ve Bitki Besleme Böl.), Doç. Dr. Murat Ali TURAN (Uludağ Ü. Ziraat Fak. Toprak Bil.ve Bitki Besleme Böl.) ve Araş. Gör. Hanife AKÇA (Ankara Ü. Ziraat Fak. Toprak Bil. ve Bitki Besleme Böl. ) tarafından ortaklaşa olarak hazırlanan “Tarımsal Üretimde Çevre ve Atık Yönetimi” konu başlıklı bildiri Prof. Dr. TABAN tarafından sunuldu.
Prof. Dr. Ayten NAMLI (Ankara Ü. Ziraat Fak. Toprak Bil. ve Bitki Besleme Böl.), Prof. Dr. Nur OKUR (Ege Ü. Ziraat Fak. Toprak Bil. ve Bitki Besleme Böl. ), Prof. Dr. Rıdvan KIZILKAYA (Ondokuz Mayıs Ü. Ziraat Fak. Toprak Bil.ve Bitki Besleme Böl.), Prof. Dr. Oğuz Can TURGAY (Ankara Ü. Ziraat Fak. Toprak Bil.ve Bitki Besleme Böl.), Doç. Dr. Selçuk GÖÇMEZ (Adnan Menderes Ü. Ziraat Fak. Toprak Bil. ve Bitki Besleme Böl.), Dr. Kadriye KALINBACAK ( T.C. Tarım ve Orman Bak. TAGEM Toprak-Su Kaynakları Araş. Daire Bşk. ), Doç. Dr. Hüseyin Hüsnü KAYIKÇIOĞLU (Ege Ü. Ziraat Fak. Toprak Bil.ve Bitki Besleme Böl.), Dr. Nejat ÖZDEN (T.C. Tarım ve Orman Bak. Menemen Uluslararası Tarımsal Araş. ve Eğit. Merk.) ve Prof. Dr. Işıl AKMEHMET BALCIOĞLU (Boğaziçi Ü. Çevre Bilimleri Enstitüsü) tarafından ortaklaşa hazırlanan “Toprak Kirliliğinin Nedenleri Etkileri ve Giderilme Yöntemleri” konu başlıklı bildiri Prof.Dr. NAMLI tarafından sunuldu.
Prof. Dr. Uygun AKSOY (Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği), Prof. Dr. İbrahim DUMAN (Ege Ü. Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri Böl.) Dr. Gülay BEŞİRLİ (T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Atatürk Bahçe Kültürleri MAE) Dr. Emre BİLEN (Tarım ve Orman Bakanlığı Atatürk Bahçe Kültürleri MAE) ve Doç. Dr. Zerrin KENANOĞLU BEKTAŞ (Ege Ü. Ziraat Fak. Tarım Ekonomisi Böl.) tarafından ortaklaşa hazırlanan “Türkiye’de Organik Bitkisel Üretim” konu başlıklı bildiri Prof.Dr. DUMAN tarafından sunuldu.
Kongremizin birinci günü 300 den fazla kişinin katılımı ile sona erdi.
Başkanımızın, Türkiye Ziraat Mühendisliği IX. Teknik Kongresi açılış konuşması şöyledir.
Siyasi partilerimizin değerli temsilcileri, sayın milletvekilleri, sayın dekan yardımcısı, Odamız önceki dönem sayın başkanları, değerli şube başkanlarım, sayın hocalarım, kamu yönetiminin, demokratik kitle örgütlerinin ve özel sektörün değerli başkanları, yöneticileri, çok kıymetli meslektaşlarımız ve basının değerli temsilcileri,
Türkiye’de Tarım Öğreniminin 174. Yıl Dönümü nedeniyle, Ziraat Mühendisleri Odası olarak düzenlediğimiz “Türkiye Ziraat Mühendisliği 9. Teknik Kongresi” ne hoş geldiniz.
Tüm katılımcılara, şahsım ve yönetim kurulum adına katılım ve katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.
Değerli Katılımcılar,
65 yılı geride bırakmış bir meslek örgütü olarak, ilkelerimizden asla vazgeçmeden, üyelerimizden aldığımız destek ile mesleğe, meslektaşlara ve ülke tarımına yönelik olarak hizmetler vermeye devam ediyoruz.
Bu kapsamda ilkini 1965 yılında düzenlediğimiz Teknik Kongremiz, sırasıyla 1970, 1990, 1995, 2000, 2005, 2010 ve 2015 yıllarında gerçekleştirilmiştir.
Bugün 9 uncusunu gerçekleştirmekte olduğumuz kongremiz için düzenleme ve bilim kurulumuz iki yılı aşkın süredir büyük bir özveri ile çalıştı, 500 bilim insanımızın katılımı ile 1800 sayfadan oluşan 2 ciltlik Kongre kitabı hazırlandı.
Teknik ve sosyal anlamda temel bir sektör olan tarımın kısıtlarını ve olanaklarını bilimsel bir tartışma düzlemine taşıyacağımız 9’uncu Teknik Kongre’nin, tıpkı daha önce düzenlenenlerde olduğu gibi, tarımdaki değişim sürecini beşer yıllık dönemler halinde saptayıp tartışmaya açma konusundaki eşsiz katkısını, ülkenin ekonomik ve sosyo - politik evrenine sunmanın kıvancını taşıyoruz.
Değerli Katılımcılar,
Tarım sadece ekonomik bir faaliyet değil; sosyal - siyasi ve ekolojik yansımaları da olan bir süreçtir. Bu bağlamda kalkınma, gelir dağılımı, sosyal ve bölgesel politikalar, çevre politikaları ve hatta kültürel politikalar, tarım sektöründen soyut bir şekilde planlanamaz, planlanırsa da yaşama geçirilemez. Bu bakımdan, tarımı gerileyen bir ülkenin, uzun süreli büyüme rakamları gerçekleştirmesi, başka bir deyişle büyümeyi kalkınmaya dönüştürmesi olanaklı değildir.
Süreci iyi anlayan, iyi tanımlayan bir politika anlayışı içerisinde, tarım sektörünü sorunlarından arındıran ve ülke kalkınmasının etkin bir aracı haline dönüştüren bir yaklaşımın yaşama geçirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Uygun önlemleri alarak, tarım politikalarımızı rasyonel biçimde kurgulamalı, geleceği yapılandırmalıyız. Bu yapılandırma, yatırıma kaynak aktaran bir bütçe yapısı ve bu kaynakları rasyonel kullanan akılcı bir politika uygulaması ile olanaklıdır. Ayrıca, sadece tarım alanı için değil, tüm alanlarda üretimi ve istihdamı desteklemeliyiz. Tarım sektörü çöken bir ülkenin ne kalkınması, ne de bağımsız bir ülke olarak yaşaması mümkün değildir.
Bu denli önemli olan tarımın öğretimi bu topraklar üzerinde 1846 yılında Yeşilköy’de Ayamama Çiftliği’nde başlamıştır.
Cumhuriyet ile beraber 1933 yılında kurulan Yüksek Ziraat Enstitüsü ile çağdaş bir zemine oturmuştur.
2019 yılı YÖK verilerine göre ülkemizde 129’u devlete, 73’ü vakıflara ait olmak üzere 202 üniversite bulunmaktadır. Bu üniversitelerin 44 ünde ziraat mühendisliği eğitimine yönelik programların yer aldığı fakülteler bulunmaktadır. 2019 yılında 36 fakültede Ziraat Mühendisliği eğitimine yönelik 166 program açılmış, 4.630 öğrenci bu programlara yerleşmiştir.
Değerli Katılımcılar
Ziraat Mühendisleri Odası olarak, mesleğin ilk adımı olan ziraat fakültelerinde, geleceğe sağlam temellerin atılması gerektiğini düşünmekteyiz.
Mesleki bilgiler yanında, kendine güvenli, sorumluluğunu bilen iş disiplini yüksek, en az bir yabancı dil bilen ve teknoloji bilen ve kullanan ziraat mühendisleri olmak yalnızca Türkiye’de değil Dünyada da kabul görmektedir.
Türkiye’de bulunan ziraat mühendisi sayısı 120 bine yaklaşmıştır. İstihdam mesleğimizin en büyük sorunudur, bugün 20-25 bin meslektaşımız işsizdir. Ziraat mühendislerinin işsizlik sorunu, Türkiye`nin çöken tarım sektörünün bir sonucu niteliğindedir. Ülke kalkınmasının etkin bir aracı olarak kurgulanıp geliştirilecek bir tarım sektörü, ziraat mühendislerinin işlendirilmesinin ve tarladan sofraya gıda güvenliği düşüncesinin yaşama geçirilmesinin doğal zeminini oluşturacaktır.
Türkiye’nin arazi varlığı ve tarım potansiyeli dikkate alındığında, yaklaşık 150-160 bin dolayında ziraat mühendisine gereksinim olduğu tahmin edilmektedir.
Doğru bir planlama, doğru bir istihdam politikası ve doğru bir üretim stratejisiyle ziraat mühendisliğinin üretime ve ülke kalkınmasına katkı sağlayacak duruma getirilmesi gerekmektedir.
Değerli Katılımcılar,
Eğer sektör varsa mühendis vardır. Köylünün, üreticinin ve tarım sektörünün yaşamı geriye giderken, biz mühendis yaşamının refahının ileriye gitmesini sağlayamayız ve bunu da savunmayız.
Dolayısıyla sektör sorunlarına her zaman olduğu gibi bugün de duyarlı olmak zorundayız.
Değerli Katılımcılar,
Bugün sizler için tarımın beş yıllık bilançosunu hazırladık.
*2011-2014 döneminde %7.4 olan yıllık ortalama gelişme hızı, 2015-2018 döneminde yıllık ortalama %4.8’e indi.
*Tarım sektörü 2011 yılında % 8.2 oranında ekonomiden pay alırken, bu oran 2018 yılında 2.4 puan gerilemeyle %5.8’e geriledi.
*2007 yılından itibaren çiftçiye 317 milyar TL tarımsal destek verilmesi gerekirken, 140 milyar verildi. Çiftçinin devletten 177 milyar alacağı vardır.
*Tarımsal desteklerde aradığını bulamayan çiftçimiz banka kredilerine yönelmektedir. Kullanılan kredi miktarı 110 milyar TL’ye ulaşmış olup icra takibine düşen kredi miktarı ise geçen yılın aynı dönemine göre %53 artış göstermiştir.
*Tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı 2015 Aralık ayında 5 milyon 3 bin iken, 2018 yılının aynı ayında 4 milyon 795 bine geriledi. Diğer yandan bu dönemde tarımın istihdam içindeki payı yüzde 18,9’dan yüzde 17,3’e indi.
*Son 16-17 yılda tarım arazileri 26,5 milyon hektardan 23 milyon hektara, mera alanlarımız ise 16,5 milyon hektardan 11 milyon hektara düştü.
*Tarımsal üretimin sürdürülebilir olması, tarımda kullanılan girdi maliyetleri ile doğrudan ilgilidir. Ancak tarımsal üretimde kullanılan girdilerden mazotta neredeyse tamamen, tarım ilacı ve gübrede çok büyük oranda, özellikle sera tohumlarında önemli düzeyde yurtdışına bağımlıyız. Bu nedenle döviz fiyatındaki en ufak bir artış çiftçinin üretim maliyetini önemli ölçüde artırmaktadır. Son beş yılda dolar %106- Euro %110 oranında arttı. (2015 Aralık ayında dolar 2,9081TL- euro ise 3,1935TL, 2020 Ocak ayında dolar 6.000TL- Euro 6.7050TL oldu)
* Girdi maliyetlerinin yüksekliği ve yeterince destek alamayan çiftçi kazanç elde edemediği için tarımdan-üretimden koptu. Çiftçi kayıt sistemindeki çiftçi sayısı 2002 yılında 2.8 milyon iken bu sene 2.1 milyon kişiye düştü yani 700 bin kişi üretimden koptu.
* Kırsalda nüfusumuz her geçen gün azalıyor. Cumhuriyet kurulduğunda 1927 yılında köy nüfusunun toplam nüfusa oranı %75.8 iken, 2015 yılında bu oran %7.9 a, 2018 yılında %7.7 ye düştü. Nüfusumuz ise son 4 yılda 4 milyon kişi arttı.
* Tarım ürünlerinde ekim alanları azaldı. 2014 yılında 79 milyon dekar alanda buğday ekimi yapılırken, 2018 yılında 73 milyon dekar alanda ekim yapıldı.
* Türkiye 2018 yılında 5,8 milyon ton, 2019 yılında ise 7,6 milyon ton buğday ithal ederek, ithalat rekorları kırdı. Oysa 1990’lı yıllardan bu yana buğday üreticisinin emeğinin karşılığını alamadığı için terk ettiği 2,5 milyon hektarlık alan tekrar buğday üretiminde kullanılsa yaklaşık 6,8 milyon ton ilave buğday üretmek mümkün olabilecek ve ithalata gerek kalmayacaktı.
* Yıllar itibarıyla sürekli artış gösteren traktör üretimi döviz kurundaki artışa ve çiftçinin alım gücündeki gerilemeye paralel olarak düştü. Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği verilerine göre bir önceki yılın aynı ayına göre 2018 yılının Ocak ayında traktör üretimine %18 artış ile başlandı. Ancak, sürekli gerileyen üretim Nisan ayından itibaren sert bir düşüş eğilimine girdi ve Aralık ayını önceki yılın aynı ayına göre %69 gerileme ile kapattı.
*2019 yılının ilk altı ayı dâhil olmak üzere son dört buçuk yılda yaklaşık 4 milyar dolar karşılığında 3.35 milyon sığır ithal edildi. Bu dönemde ithal edilen sığırların 944 bini Brezilya’dan, bir milyonu aşkın kısmı Uruguay’dan getirildi. Avrupa ülkelerinden ise Macaristan ve Çekya’dan iki yüz bini aşkın sığır alımı gerçekleştirildi. 2018 yılındaki sığır ithalatı 1.5 milyona yaklaşan sayısı ise en yüksek seviyesine ulaşmıştır.
2019 yılının ilk yarısında yapılan üç yüz bin sığır ithalatı 2017 ve 2018 yıllarına göre daha az gibi görünse de hayvan varlığımıza bakıldığında önemli bir miktardadır. En fazla sığır bulunan ilimiz Konya’daki sığır sayısının 921 bin olduğu göz önüne alındığında 2019 yılının ilk altı ayında ithal edilen sığır sayısı bunun üçte biri kadar, 64 ilimizdekinden ve Bartın, Karabük, Hakkari, Bilecik, Siirt, Tunceli, Yalova, Kilis ve Rize illerimizdeki toplam sığır sayısından ise daha fazladır.
Değerli Katılımcılar,
1980’li yıllarda Türkiye’ye dayatılan neo-liberal politikalar kırsal alanın boşalmasına, kendine yeter ülkemizin ithalatçı bir konuma gelmesine yol açmıştır. Tarım alanlarımız, meralarımız, ormanlarımız, doğal kaynaklarımızın her gün yeni bir saldırının hedefi halindedir. Ülkemizin önceliği ayağı yere basmayan, üretimi göz ardı eden projeler değil; tarımsal kaynakları, üreticiyi, tüketiciyi ve kırsal kalkınmayı öncelikleyen planlı bir tarım politikası olmalıdır.
Son dönemde kamuoyu gündemine getirilen neredeyse unutmaya başladığımız Milli Tarım Projesi, Tarımda Milli Birlik Projesi, Tarım Şurası gibi Bakandan Bakana, ortaya çıkan her soruna göre değişen, üreticilerin hiçbir şekilde geleceğe dönük planlamalarını yapamadığı bir tarım politikasıyla sorunlara çözüm getirilmesi mümkün değildir.
Bu nedenle tarımsal kamu yönetimi ülke gereksinimlerine uygun şekilde yeniden düzenlenmeli, sulama, arazi toplulaştırması gibi tarımsal altyapı hizmetleri ivedilikle bitirilmelidir. Tarım topraklarının amaç dışı kullanımı, hızla el değiştirmesi ve köylünün mahalleli yapılıp üretim süreçlerinden koparılarak şehir merkezlerine göçmesi ya da kendi toprağında işçi hale getirilmesi önlenmelidir. Bu amaçla üreticilerin piyasaya karşı menfaatlerini korumak amacıyla kooperatifler şeklinde örgütlenmesinin özendirilmesi, etkin ve verimli çalışmalarının önündeki engellerin kaldırması, güçlenmelerinin sağlaması önemli ve gereklidir.
Tarımsal üretimimizin artırılması, gıda güvenliğinin sağlanması ve kırsal alanın sorunlarının çözümü için gerekli adımların atılması daha fazla ihmal edilemeyecek öncelikli bir zorunluluktur. Bunlar bilinmeyen, çözülemeyecek sorunlar değildir. Ancak bu sorunların çözümüne odaklanılması yerine, bir öncekinin sonucu alınmadan, bir yenisinin uygulamaya konulduğu, tarım teşkilatının enerjisini ve motivasyonunu düşüren, kurumsal yıkıma yol açan yeni yapılanma denemelerinden artık vazgeçilmelidir. Tarım sektörünün içinde bulunduğu sorunları çözmekten uzak, tarımsal üretimimizde gıda güvencesini ve güvenliğini değil, piyasanın kar amacını öne çıkaracak, ithalatçı politikaların artmasına yol açacak girişimlerden vazgeçilmelidir. Tarımsal kaynaklarımızın korunmasını, üreticilerimizin çıkarlarını, halkımızın gıda güvencesi ve güvenliği ile ülkemizin kendi kendine yeterliliğini sağlayacak, konuyla ilgili tüm tarafların işbirliği ile hazırlanarak hayata geçirilmelidir.
Değerli Katılımcılar,
Bu konuşmanın hiçbir yerinde umutsuzluğa davet yoktur, tam tersine bu ülkenin geniş toprakları, zengin ekolojik olanakları ve çok sayıda nitelikli teknik personeli, bütün bu tabloyu üreten ve hakça bölüşen bir yeni tabloya dönüştürmek için yeterli zemine sahiptir.
Hepinize şahsım ve Yönetim Kurulum adına saygılar sunuyorum.
Özden GÜNGÖR
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı