ÜÇ TARAFIMIZ DENİZLERLE ÇEVRİLİ AMA NİMETLERİNDEN FAYDALANAMIYORUZ !
ÜÇ TARAFIMIZ DENİZLERLE ÇEVRİLİ AMA NİMETLERİNDEN FAYDALANAMIYORUZ !
Balık popülasyonlarımız hızla azalıyor, tüketici fiyatlardan memnun değil, balıkçı kazanamıyor, sektörden kopuyor, herkes kaybediyor, mühendis ...
26 Mayıs 2016
Et ve süt üretiminde kendimize yeterli olmayı, üretici ve tüketiciyi korumayı hedefleyen politikalar üretilemediği gibi balıkçılık sektöründe de düşmeyen balık fiyatları, tüketicileri bu sağlıklı gıdayı tüketmekten uzaklaştırmış, av miktarlarındaki büyük düşüşler balıkçılarımızı avcılıktan vazgeçecek noktaya getirmiştir.
Türkiye, yaklaşık 8140 km kıyı uzunluğu olan, üç tarafı farklı ekolojik özelliklerde, denizlerle çevrili bir ülkedir. Bu avantajlı konumun nimetlerinden yararlanılamamaktadır.
Önceki av sezonlarından devraldığı sorunlarla 1 Eylül 2015 günü açılan "balık avcılığı sezonu", gerek balıkçılarımızı gerekse halkımızı memnun edemeden tüm sorunları ile birlikte 15 Nisan 2016 günü son bulmuştur.
Denizlerimizden elde edilen su ürünleri miktarı giderek gerilemektedir. TÜİKin verilerine göre 2000-2007 yılları arasında denizlerimizden 400-500 bin ton civarında balık elde edilirken, bu miktar 2007 yılından itibaren gerilemeye başlamış, 2013 yılında 295 bin tona, 2014 yılında ise 230 bin tona düşmüştür. 2015 yılı verileri henüz yayımlanmamakla birlikte bir önceki yıldan pek farklı bir durum beklenmemektedir.
Av miktarında yaşanan bu hızlı düşüş geçimini balıkçılıktan sağlayan insanların sektörden hızla uzaklaşmalarına yol açmaktadır. TÜİK verilerine göre 2006-2010 yılları arasında 43 - 46 bin kişi geçimini su ürünleri avcılığından sağlarken, bu sayı 2011 yılında 36 bin kişiye, 2014 yılında ise 30 bin kişiye gerilemiştir. Gelecek yıllarda sektörde çalışacak kalifiye eleman bulunamaması tehlikesi ortaya çıkmıştır.
Av miktarındaki düşüş, balıkçı sayısındaki gerileme, balık fiyatlarının yükselmesi, halkımızın su ürünlerine ulaşamaması gibi sorunlar birbiri ile bağlantılı olarak büyümeye devam etmektedir. Bunun nedenlerini ana başlıklar halinde aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz;
- Su ürünleri stoklarının aşırı sömürülmesi,
- Av yasaklarına (tür, boy, ağ gözü açıklığı, av zamanı, yer, derinlik) uyulmaması,
- Balıkçılık filosunun sayı ve kapasite büyüklüğü,
- Türe özgü avlanması gereken stok ve kota miktarlarının bilinmemesi,
- Sektörden kazanılan sermayenin sektörü geliştirmek yerine başka alanlara kaydırılması,
- Kirlilik,
- İklim değişimi,
- Sektörde Su Ürünleri Mühendisleri ve Balıkçılık Teknolojisi Mühendislerinin yeterince istihdamının sağlanamaması ve bundan dolayı yetersiz denetim.
Yukarıda sayılan bu olgulardan özellikle su ürünleri stoklarının aşırı sömürülmesi, av yasaklarına uyulmaması, denizlerde kirliliğin artmasına karşı önlem alınmaması acilen çözülmesi gereken konulardır. İlgili politikalar oluşturulurken orta ve uzun vadeli popülasyon artırıcı önlemlerin alınmaması durumunda et ve sütte yaşanalar kısa vadede balıkta da yaşanacaktır.
Denizlerimizde ve iç sularımızda sağlıklı ve sürdürülebilir bir balıkçılık için alınacak tedbirlerin bilime dayalı bir şekilde ve teknik personeller aracılığı ile hayata geçirilmesi gerekir. Bu kapsamda, tamamıyla bu alana yönelik eğitim alan Su Ürünleri Mühendisleri ile Balıkçılık Teknolojisi Mühendislerinin başta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm bakanlıklarda istihdamına önem verilmeli, kooperatifler ve üretim tesislerinde istihdamları teşvik edilmelidir. Balık satışı yapan işletmelerin bünyesinde mutlaka Su Ürünleri ya da Balıkçılık Teknolojisi Mühendislerinin istihdamı sağlanmalıdır. 5996 sayılı kanunda ve son yıllarda çıkarılan yönetmeliklerde gerekli değişiklikler yapılarak bu iki meslek grubunun eğitimlerine paralel olarak yetkilendirilmeleri sağlanmalıdır.
Su Ürünleri ve Balıkçılık Teknolojisi Mühendislerinden aldıkları eğitim doğrultusunda yararlanmadıkça, gerek kamuda gerekse özel sektörde istihdamları teşvik edilmedikçe, halkımızın büyük çoğunluğu fiyatından dolayı balık tüketemeyecek, şanslı ve küçük bir zümre ise sağlıklı bir balık tükettiğinden asla emin olamayacaktır.
Ahmet ATALIK
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Başkanı
(Yönetim Kurulu adına)