ÜÇ VAN GÖLÜ KADAR SULAK ALAN KURUDU - REFERANS

MERKEZ
19.01.2007

Türkiye'de aralarında Amik ve Avlan göllerinin de yer aldığı toplam 2.5 milyon hektarlık sulak alanın 1 milyon 300 bin hektarı son 40 yılda kurutma, doldurma ve su rejimine yapılan müdahaleler sonucu kaybedildi.

 

Türkiye‘nin, 40 yılda Van Gölü‘nün 3 katı büyüklüğünde sulak alanını kurutma, doldurma ve su rejimine yapılan müdahaleler sonucu kaybettiği, önlem alınmadığı takdirde gelecek yıllarda önemli derecede su sıkıntısıyla karşı karşıya kalabileceği bildirildi. Doğal Hayatı Koruma Vakfı-Türkiye (WWF-Türkiye) Su Kaynakları Program Müdürü Buket Bahar Dıvrak, Türkiye‘deki toplam 2.5 milyon hektarlık sulak alanın, 1 milyon 300 bin hektarının son 40 yılda kaybedildiğini söyledi.

Kaybedilen alanın Van Gölü‘nün 3 katı kadar olduğunu anlatan Dıvrak,

Türkiye‘nin bugüne kadar Amik ve Avlan gölleri, Kestel, Gavur, Yarma, Aynaz, Hotamış, Eşmekaya sazlıkları gibi sulak alanlarını kaybettiğini belirtti. Dünyada iklim dengelerinin giderek değiştiğine, bunun sonucu Türkiye‘de de son derece kurak bir kış mevsimi yaşandığına işaret eden Dıvrak, gerekli önlemler alınmazsa gelecek yıllarda sulak alanların yanı sıra özellikle Ege, Akdeniz ve Orta Anadolu‘daki yağışlarda önemli ölçüde azalma ve buna bağlı kuraklık yaşanacağını kaydetti. Dıvrak, "İklim değişikliği gibi bir sorun olmasa bile su yönetimi ve suya olan bakışı değiştirmezsek Türkiye 2030‘lu yıllarda ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalacak" diye konuştu.

Önemli sulak alanların durumu

* Konya Havzası Eşmekaya Sazlıkları: Eşmekaya Barajı yapılırken tamamen kurudu. 1985 yılında yaklaşık 16 bin hektarlık alanı olan Hotamış Sazlıkları da bugün tamamen kurumuş durumda.

* Ereğli Sazlıkları: Alanı besleyen kaynaklar üzerine yapılan barajlar, tahliye kanalları ve yeraltı sularının tarımsal sulama amacıyla aşırı derecede çekilmesiyle çok büyük ölçüde kurudu.

* Tuz Gölü: Tuz Gölü, şu an olması gereken büyüklüğün yarısı kadar. Tonlarca evsel ve tarımsal atık yıllardır Tuz Gölü‘ne akıtılıyor.

* Beyşehir Gölü: Göl, tarımsal sulama amacıyla su çekilmesi nedeniyle giderek küçülüyor ve sığlaşıyor. Kirlilik de Beyşehir için önemli bir sorun.

* Suğla Gölü: Doğal göl olma özelliğini kaybederek önemli ölçüde kurudu. Şimdi su depolama alanı olarak kullanılıyor.

* Meke Gölü: Kuruma sürecinde ve parçalara ayrılmış durumda. Gölün küçülmesinde sürekli düşen yeraltı su seviyesi etkili oldu.

* Sultansazlığı: Sazlığı besleyen su kaynaklarının tarımsal amaçlı kullanımı için kesilmesi nedeniyle yüzde 90 oranında küçülmüş durumda.

* Bafa Gölü: Su kaynaklarının kesilmesi gibi nedenlerden dolayı sürekli küçülen gölde toplu balık ölümleri yaşanıyor.

* Manyas Gölü: Sığırcı Deresi ile kuzeyden, yani Bandırma tarafından gelen kirlilik baskısı devam ediyor.

* Doğu Karadeniz Havzası: Havza taş ocakları, kirlilik, plansız altyapı, kontrolsüz turizm, yasadışı avlanma, toprak kayması gibi sorunlarla boğuşuyor.

Çukurova suya hasret

Öte yandan, küresel ısınmanın en çok etkilediği Çukurova yöresine yaklaşık 70 gündür yağmur yağmaması nedeniyle başta buğday olmak üzere birçok ürün kuruma riski altında.

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Ayhan Barut, yörede başta buğday olmak üzere narenciye ile kışlık meyve ve sebzelerin kurumak üzere olduğunu belirterek "Eğer ay sonuna kadar yağış düşmezse bu ürünler kuruyacak. Ay sonuna kadar yöreye yağış düşmezse, üreticiler, buğday ekili alanlarını bozarak yeniden ekim yapmak durumunda kalacak. Bu durum karşısında çiftçiler ciddi oranda ekonomik kayba uğrayacak" dedi.

Su sıkıntısı yok

Bu arada, barajların her yıl olduğu gibi doluluk oranını sağladığına işaret eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, dün yaptığı açıklamada su konusunda bir problem olmadığını söyledi. DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu da  İstanbul başta olmak üzere, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kars gibi illerde su sıkıntısı olmadığını Orta Anadolu‘da da herhangi bir sıkıntı olması durumunda harekete geçecek şekilde çalışma başlattıklarını belirtti.

Okunma Sayısı: 505