UCUZ ET İÇİN BİR HAMLE DAHA - ANADOLUDA BUGÜN GAZETESİ - 20.12.2017
Şube Başkanımız Celil ÇALIŞ bazı yemlerde gümrük vergisinin düşürülmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Yerli besicilerinin maliyetlerinin her geçen gün artması ve yem fiyatlarında yaşanan artışın ardından, Bakanlar Kurulu kararı ile saman ve kaba yemi de kapsayan ürünlerle hayvan yemlerinde gümrük vergisi oranları yeniden belirlendi. Uygulama ile et ve süt fiyatlarının yüzde 20 aşağı çekilmesi amaçlanıyor.
Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Celil Çalış, et fiyatların düşürülmesine yönelik besicinin sırtında büyük maliyet oluşturan bazı yemlerde gümrük vergisinin düşürülmesi ile bilgi verdi. Celil Çalış, "Bakanlar Kurulunun İthalat Rejimi Kararına Ek Kararı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Karara göre, yağlı tohumlar, tıpta kullanılan bitkiler, saman ve kaba yemi de kapsayan ürünlerin gümrük vergisi oranı Gürcistan, Bosna-Hersek, Güney Kore ve Malezya için sıfır, AB ve EFTA ülkeleri, D8 üyesi ülkeler ve diğer ülkeler için yüzde 10 olarak uygulanacak. Tarım camiası olarak et ithalatı ve yem konularında gümrüklerin sıfırlanarak yem ihtiyacının karşılanması gibi olayları ihtiyaç veya arz talep durumundan ziyade zul olarak görüyoruz. Türkiye coğrafya, iklim özellikleri ile bir tarım ülkesidir. Bundan 40 sene önce dünyada kendi kendine yetebilen bir ülke iken bugün hayvanlarımızın yemini ve insanların yiyeceği etin ithal edilmesi, ithalatın kolaylaştırılmasıyla gümrük vergilerinin azalması gibi konuların gündeme getirilmesini tarım camiası olarak tasvip etmiyoruz. Bunun yerine ülkemizdeki en önemli sorununuz üretim miktarı, verim ve kalite pazarlamadan daha ziyade tarımda istihdamdır. Tarımdan kaçışı engellemek için de önlemler geliştirip insanların tarımda kalması ve tarımsal faaliyetlerin sürdürülmesi gibi konular gündeme gelse şu anda yapılan kısır tartışmalar bitecektir" dedi.
"YEME GETİRİLEN UYGULAMALAR BİR ÇÖZÜM DEĞİL STRATEJİDİR"
İthal edilen etin Sırbistan için çok önemli olabileceğini ama Türkiye için çok önemli olmadığına değinen Çalış, "Et meselesi ot meselesidir çünkü ülkemizde gerçek manada tarımdan kaçış var. Basit tarım uygulamaları ile sap saman toplanmıyor ve yaklaşık 1 milyon değerinde arazi kalan artıklar boşa gidiyor. Türkiyede hayvancılık ve yem açığının yaşanmasının en önemli nedenlerinden biri küçükbaş hayvancılıktan uzaklaşmamızdan kaynaklanıyor. Türkiye büyükbaş hayvancılık için çok uygun değil ama küçükbaş hayvancılık açısından ülkemizde önemli mera alanları bulunuyor. Bundan 30 yıl önce Konyadaki koyun varlığı kadar şu anda Türkiyede koyun varlığı kaldı. Bizim hayvancılıkta ve et açığında verdiğimiz açık büyükbaş hayvandan ziyade küçükbaş hayvancılıktan uzaklaşmamızdan kaynaklanıyor. Küçükbaş hayvancılık tekrar gündeme gelmeli ve teşvik edilmesi gerekiyor. Yeme getirilen uygulamalar bir çözüm değil stratejidir. Türkiyenin ekonomik kalkınması tarımdan geçiyor. Tarım üretim bölgelerinden insanların kaçısı durdurulmalı ve insanlar doğdukları yerde çiftçilikle uğraşmalıdır. Geçici çözümlerle et ve süt fiyatlarının düşüreceğini inanmıyorum" şeklinde konuştu.
"FİYAT ARTIŞLARININ ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN DOĞRU POLİTİKALAR UYGULANMALIDIR"
Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Mithat Direk kırmızı et fiyatlarının yüksek olması ile ilgili değerlendirmede bulundu. Direk, "Bir süredir sürekli gündeme gelen kırmızı et fiyatları üzerinden yapılan et fiyatlarının yükselmesinde temel etken maliyet artışlarıdır. Maliyetlerin artmasının birinci nedeni, ülkedeki genel fiyat artışlarının hayvancılık sektöründeki maliyetleri de etkilemesidir. İkincisi ise alternatif protein kaynaklarının geliştirilememesi nedeniyle talebin giderek artmasıdır. Bu 2 temel faktör hayvancılık sektöründeki et, süt gibi temel gıda maddelerinin fiyatlarının yükselmesine neden olmaktadır. Fiyat artışlarının önüne geçmek için ise doğru politikalar uygulanmalıdır. Öncelikle konumuz olan kırmızı et kaynaklarını, yani fiyat oluşumuna etki eden arz cephesini irdelemek gerekiyor" dedi.
"ÇÖZÜM MUTLAK YERLİ OLMALI, İTHAL ÇÖZÜMLERDEN UZAK DURULMALIDIR"
Yrd.Doç. Dr. Mithat Direk,"Müslüman ve özellikle Türkiye gibi ülkelerde, büyükbaş hayvansal üretimin alternatifi koyunculuk iken, değişen tüketim kalıplarının, sürekli büyükbaş hayvanların eti lehine düzenlenmesi ile fiyatların yükselmesinde sigorta görevi yapacak olan küçükbaş hayvancılık ihmal edilmektedir. Bunun sonucu sigortasız biçimde etkilenen fiyatların, büyükbaş hayvancılıktaki olan olumsuz olaylardan doğrudan etkilenmesi kaçınılmazdır. Sorunun çözümü de sihirli bir değnek gibi dokunmayla ya da ithalatla çözülemeyecek kadar karmaşıktır. Öncelikle toplumda beslenme rejimi belirli bir temele dayandırılmalıdır. Velhasıl politika oluşturmak bir vizyon işidir ve bu kısa süreli kararlarla çözülebilecek bir durum değildir. İkincisi de çözüm mutlak yerli olmalı, ithal çözümlerden uzak durulmalıdır. Türkiye gerek insan gerekse mevcut kaynakları ile kendi nüfusunu rahatlıkla besleyebilecek kapasitededir. Yapılması gereken sadece tarımın kendi içinden gelen, kendine yardım edebilecek politikaların üretilmesidir" diye konuştu.