"ÜLKEMİZ KAYNAKLARININ YAĞMALANMASINA HAYIR! TÜRKİYE HES ÇÖPLÜĞÜ OLMASIN!"

DENİZLİ
08.09.2011
 

Şube Başkanımız, 08.09.2011 tarihinde "Ülkemiz kaynaklarının yağmalanmasına hayır! Türkiye HES çöplüğü olmasın!" başlıklı basın açıklamasında bulundu.

Basın açıklaması metni aşağıdadır.

 

Ülkemiz Kaynaklarının Yağmalanmasına Hayır!

Türkiye HES Çöplüğü Olmasın!

  

Ülkemiz öyle sanıldığı gibi su zengini bir ülke değildir.Ülkemiz topraklarında doğan ve değişik denizlere dökülen çok önemli akarsularımız olmasına karşılık,yüksek debili akarsu varlığımız oldukça yetersizdir.Yıllık ortalama 643 mm‘lik yağış miktarıyla toplam 501 milyar metreküp su ülkemiz toprakalrına düşmekte ve bu miktarın 274 milyar metreküp kadarı buharlaşma yoluyla tekrar atmosfere dönmektedir.69 milyar metreküplük kısım yer altı sularını beslemekte,158 milyar metreküplük kısım ise yüzeysel akışla deniz ve göllere dökülmektedir.Sonuçta,teknik ve ekonomik olarak kullanılabilir su gizilgücümüz ortalama 112 milyar m3/yıl ve kişi başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir su miktarımız ise 1650 m3 civarındadır.Bu veriler ile ülkemiz su kıtlığı çeken ülkeler arasında yer almaktadır.Daha da önemlisi,gelecek 20 yıl içinde nüfüs artış hızına koşut olarak kişi başına düşen su miktarının azalacak olmasıdır.

        Durum böyle iken,bugün ülkemizde 2000‘e yakın nehir tipi HES planlanmış,bunlardan 400‘e yakını için hemen çalışma başlatılmış durumda.Doğrusu Türkiye‘de nerede bir akarsu kaynağı varsa,hemen burada uygun olsun olmasın HES projeleri devreye sokulmuş.

Her türlü kamusal yarar kaygısı taşımaktan uzak,enerji kıtlığı bahane edilerek,bilimsel kurum ve kuruluşların görüşleri alınmaksızın ve halkımıza dahi sorulma gereği duyulmaksızın hazırlanan HES projelerinin ardındaki gerçek sizce ne olabilir?

Evet yenilenebilir enerji kaynağı olarak HES‘ler önemli.Su kaynaklarımızın bu amaçla kullanılması bir zorunluluk.Ama bu nasıl yapılmalı?

Bir kere toplumun yararı gözetilmeksizin, doğa ile barışık olmayan,her türlü temel bilimsel altyapıdan ve planlamadan uzak,tam bir piyasacı anlayışla,bir avuç şirketlere rant aktarmak adına,onların daha fazla kar anlayışlarına hizmet etmek anlayışı ile asla olmamalı.

Uzmanlar,planlanan HES‘lerin tamamı faaliyete geçse bile,enerji ihtiyacımızın,%5‘ni karşılayabileceğini belirtmekteler.Kuruldukları bölgede doğal yaşamı tam  yıkıma uğratan , böylesi HES‘lerin bu açıdan gerekliliği,geç olmadan doğru sorgulanması bir zorunluluktur.

Evet enerjide üreteceğiz ama kaynaklarımızı doğru bir planlama ile kamu yararı odaklı doğa ile barışık sürdürülebilirlik temelinde olması koşulu ile.

Doğrusu ülkemizde mevcut tutum ve anlayışlara ile mevcut uygulamalara bakıldığında,burada gerçek amacın uluslararası ve yerli şirketlere yeni rant alanları yaratmak olduğu görülecektir.

Vadi ve akarsular üzerine HES‘ler kurmak ve bunları şirketlere satmak, suyun her türlü kullanım hakkının bölge halkının elinden almak,sadece sudan elde edilen enerji kullanım hakkının değil,kuruldukları bölgelerde madencilik,tarımsal kaynakları da kullanma haklarını devretmek anlamına gelmektedir.

Bugün,her türlü bilimsel alt yapıdan uzak,doğa ile uyumlu olmayan,her türlü kamusal kontrol ve denetimden uzak,gerekli hiçbir kurala dahi uyulmadan faaliyet gösteren HES‘lerin yarattığı yıkıma bakılınca yakın zamanda milyonlarca yılda oluşan, bölgedeki doğal yaşam hem yok olacak,hem de yöredeki insanlarımız için" paran kadar su" anlayışı egemen olacaktır.Daha şimdiden faaliyete geçirilenlerin neden oldukları sorunlara bakıldığında,tüm ülkemizde nerde su kaynağı varsa üretim izni verilen 2000‘e yakın zira(sözde) elektrik üretmek için 49 yıllığına özel şirketlere verilen ve verilecek olan HES‘lerin faaliyetlerinin sonuçlarının şimdiden tahmin etmek bile çok güçtür.

Önemli sosyo kültürel sorunlar yaratan kırsalda tarım yada hayvancılıkla geçimini sağlayan insanlarımızın,üretim süreçlerinden kopartan ve işsizleştiren böylesi geri dönüşümsüz uygulamalara karşı tüm halkımızın demokratik haklarını kullanarak,zamanında ve yerinde doğru tepki vermesi bugün için kaçınılmaz bir sorumluluktur.Zira yarın geç olacaktır.Küçük çıkar ve beklentiler adına geleceğimizi karartmamak elimizde olduğu tüm halkımızca bilinmeli.Aksi takdirde Afrika atasözünde olduğu gibi "Aslanlar(halkımız) kendi geleceklerine sahip çıkmadıkça,avcılar(çıkar odakları)çok daha kahramanlık türküleri söylemeye devam edeceklerdir.

Unutmayalımki;

-HES‘ler faydaları yanında,oldukça fazla zararları da olan tesislerdir.

-Hava-Su ve Toprak tüm canlılar için olmazsa olmaz varlıklar arasındadır.

-Ülkemiz,elektriğe hesap edilenden daha az gereksinim duymaktadır.Elektrikteki kayıp-kaçak oranı %10‘lara düşürülerek ve enerjide etkin tasarruf sağlanarak elektrik talebi daha da azaltılabilir.

-Devlet 49 yıllığına su kullanım hakkını vererek ve üstelik üretilecek elektrik için yine devlet tarafından "alım garantisi"verilerek HES projelerine destek sağlanmaktadır.

-HES inşaatları nedeniyle yöre halkı yerlerinden-yurtlarından edilebilmektedir.

Akarsuyun dizginlenmesiyle suyun fiziksel,kimyasal ve biyolojik özellikleri değişmekte ve bu değişimden tüm canlılar az yada çok etkilenmektedir.

-Sürdürülebilir olmayan HES projeleri yöre halkına süslü bir paket gibi sunulmaktadır.

-Akarsular kuruduğunda arıcılık,tarım ve hayvancılık gibi yaşamsal kaynaklardan yöre halkı yoksun kalacaktır.

-HES‘ler ile su artık yöre halkına parayla satılır hale gelecek,su olmadan toprak,toprak ve su olmadan da yaşam olmayacaktır.

-Can suyu tartışmaları hiç etik değildir.Çünkü her canlı doğadan eşit faydalanmalıdır.

-HES‘lere köy halıkından bir iki kişiyi işe almakla iş-aş sorunu çözülemez.Bu gibi işe alma sözleri aldatmacadır.

-Herkes kendi yöresindeki akarsuları korumak için mücadele vermek yanında,bütüncül anlamda düşünerek diğer yörelerdeki doğal varlıklarında korunması için mücadele vermelidir.

-Doğal varlıkları korumak hem devletin hem de vatandaşların görevidir.Üstelik bu görev Anayasamızın 56.maddesinde açıkca belirtilmiştir.Ancak devlet bir anlamda anayasal suç işleyerek bu görevini yapmamakta ve taraf olmaktadır.

 

Denizli kamuoyuna saygı ile duyurulur!

 

 

 

 

İbrahim GÜR

TMMOB Ziraat Müh.Odası

Denizli Şb.Bşk.

Okunma Sayısı: 826