ÜRETİCİ ARTIK KARNINI DOYURAMIYOR - EVRENSEL - 01.10.2005
ÜRETİCİ ARTIK KARNINI DOYURAMIYOR
AYHAN BARUT*
TARIMIMIZ DOLAYISIYLA ÜRETİCİMİZ CUMHURİYET TARİHİNİN EN ZOR DÖNEMLERİNİ YAŞAMAKTADIR. ANADOLU’YU ŞÖYLE BİR DOLAŞIRSAK DURUMUN NE KADAR KÖTÜ OLDUĞUNU HEP BERABER GÖRÜRÜZ. ÜLKEMİZİN ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİN NE KADAR ZENGİN OLDUĞUNU BİLİYORUZ. HER ÜRÜN BÖLGESİNİN SORUNU FARKLI GİBİ GÖRÜNSE DE ASLINDA TEMELİNDE YATAN ŞEY AYNI. ÖRNEĞİN MALATYA-ELAZIĞ BÖLGESİNDE KAYISI ÜRETİCİLERİ FERYAT EDİYOR. KURUTULMUŞ KAYISININ KİLO FİYATI 600-750 YTL, ELMA BÖLGESİ ÜRETİCİSİ; O DA FERYAT EDİYOR ELMANIN KİLOSU 230-250YTL, MISIR ÜRETİCİSİ PERİŞAN KİLO FİYATI 230 YTL, YERFISTIĞI 600-700 YTL, ÖRNEKLERİ ÇOĞALTABİLİRİZ AMA EN ÖNEMLİSİ FİYATLAR BU ŞEKİLDE DÜŞÜK OLMASINA RAĞMEN DOĞRU DÜRÜST ALICI YOK. KISACASI ÜRETİCİ PERİŞAN. BU ŞARTLAR ALTINDA ÜRETİM YAPMAYA DEVAM EDEN ANADOLU ÇİFTÇİSİ ASLINDA MADALYA HAK EDİYOR. HER ŞEYE RAĞMEN ÜRETMEKTEN VAZGEÇMEYEN ÜRETİCİLERİMİZİ KUTLUYORUM.
BAĞIMLI POLİTİKALAR
BU DURUMUN TEMELİNDE YATAN ŞEYİN BAĞIMSIZ POLİTİKALAR UYGULANMAMASI OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ. BİZE DAYATILAN POLİTİKALARI KAYITSIZ ŞARTSIZ UYGULUYORUZ. IMF VE DÜNYA BANKASI GÜDÜMLÜ TARIM POLİTİKALARININ ÜLKEMİZİ NE HALE SOKTUĞUNU GÖRÜYORUZ. ÖZELİKLE 2.5 YILLIK AKP İKTİDARINDA TARIM, DIŞA BAĞIMLI KONUMA GELMİŞ, TARIM ALANI İŞGALLERİNE YASAYLA AF SAĞLANMIŞ, ÜRÜN FİYATLARI GERİLETİLMİŞ, GİRDİ FİYATLARI SÜREKLİ ZAMLANMIŞ VE ÜRETİCİ KARNINI DOYURAMAZ HALE GELMİŞTİR. YAZIK OLUYOR BU ÜLKEYE, YAZIK OLUYOR! SON GÜNLERDE, GEREK HÜKÜMET YETKİLİLERİ VE GEREK TARIM BAKANLIĞI TARAFINDAN “TARIM SEKTÖRÜNE 4.5 KATRİLYON TL DESTEK VERİLDİĞİ”, AKP HÜKÜMETİ’NİN ÇİFTÇİNİN DAİMA YANINDA OLDUĞU YOLUNDA AÇIKLAMALAR YAPILMAKTADIR. BU BEYANLARIN TÜMÜ, KAMUOYUNU YANILTMAYA YÖNELİKTİR. AÇIKLANANLARA TABAN TABANA ZIT OLAN GERÇEKLERİ, ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI, KAMUOYUNA DUYURMAYI GÖREV SAYAR. AKP HÜKÜMETİ, 2005 YILINDA, ÇİFTÇİYE, AŞAĞIDA BELİRTİLEN DESTEKLERİ VERDİĞİNİ İLAN ETMEKTEDİR;
<İ>DESTEKLER
TL
DOĞRUDAN GELİR 1.672
PRİM 650
HAYVANCILIK 497
ÇAY 114
TARIM SİGORTASI 20
KIRSAL KALKINMA 14
KREDİ-FAİZ 33
TOHUM-FİDAN 40
SULAMA-ENERJİ 22
AR-GE 2
ALTERNATİF ÜRÜN 8
HUBUBAT 570
MAZOT 410
GÜBRE 273
TOPLAM 4.325 KATRİLYONİ>
GERÇEKLER
ÖNCELİKLE ŞU SAPTAMAYI YAPMAK GEREKMEKTEDİR Kİ, 2005 YILI BÜTÇESİNDE AKP HÜKÜMETİ'nin tarıma aktardığı toplam kaynak 3.4 katrilyon olup, bu GSMH'NIN 0.08'i tutarındadır. AKP Hükümeti'NİN 2.5 YILINI DOLDURDUĞU DÖNEMDE, ÜRETİCİ, CUMHURİYET TARİHİNİN EN ZOR DÖNEMİNİ YAŞAMAKTADIR.
TÜM TARIMSAL GİRDİLER (MAZOT-GÜBRE-İLAÇ-TOHUM VB.) HER YIL YÜZDE 35-40 DOLAYINDA TAMLANIRKEN, ÜRÜN FİYATLARI DAHA ÖNCE ÖRNEĞİNE RASTLANMAMIŞ BİÇİMDE, BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE DAHA DÜŞÜK DÜZEYLERDE SAPTANMAKTADIR VE İLAN EDİLMEKTEDİR.
BU ÇERÇEVEDE OLMAK ÜZERE;
2004 YILINDA 370 BİN TL/KG OLARAK İLAN EDİLEN BUĞDAY FİYATLARI, 2005 YILINDA 350 BİN TL OLARAK SAPTANMAKTADIR; KG BAŞINA 30 BİN TL ÖDENECEĞİ SÖYLENİLEN PRİM TOPLAMI OLAN 570 TRİLYON TL, DESTEK PAKETİNE DAHİL EDİLMEKTEDİR (!) BAŞKA BİR DEYİŞLE AKP HÜKÜMETİ, GEÇEN YILDAN DÜŞÜK BELİRLEDİĞİ BUĞDAY FİYATININ BİR BÖLÜMÜNÜ, "DESTEK" ŞEKLİNE DÖNÜŞTÜRDÜĞÜNÜ İLAN EDEREK KAMUOYUNU YANILTMAKTADIR.
2005 YILINDA 332 BİN TL/KG OLAN MISIR FİYATI, 2005 YILINDA 260 BİN TL/ KG OLARAK İLAN EDİLMİŞ VE ADETA ÜRETİCİ İLE ALAY EDİLMİŞTİR.
HÜKÜMET, ÇEŞİTLİ ÜRÜNLERE GÖRE DEĞİŞMEK ÜZERE, DEKAR BAŞINA 1 MİLYON İLA 3 MİLYON TL GÜBRE DESTEĞİ VERECEĞİNİ İLAN ETMİŞTİR. OYSA ÇİFTÇİNİN ÖDEDİĞİ GÜBRE FİYATLARI ÇOK DAHA FAZLADIR. ÖRNEĞİN, MISIR ÜRÜNÜNDE DEKAR BAŞINA GÜBRE GİDERİ 45 MİLYON TL İKEN, BU TUTARIN 1/15'i düzeyinde, 3 milyon TL sözde destek vaat edilmektedir.
Türkiye'DE TÜKETİLEN MAZOT'un, yüzde 30'UNA YAKINI ÇİFTÇİ TARAFINDAN TÜKETİLMEKTEDİR. MAZOT FİYATI, 2 MİLYON TL/LT'nin üzerine çıkmıştır. AKP Hükümeti, lt başına 300 bin TL destek vaat etmektedir. Bu destek ödendiğinde dahi, mazotun çiftçiye litre maliyeti 1.7 milyon TL düzeyinde gerçekleşmektedir. AB ülkelerinde 55 cent düzeyinde, ABD'DE 40 CENT DÜZEYİNDE OLAN 1 LT MAZOTA, TÜRK ÇİFTÇİSİ 1-2 DOLAR ÖDERKEN, BU DURUMU KAMUOYUNA "BİZ ÇİFTÇİNİN MAZOTUNU DESTEKLİYORUZ" ŞEKLİNDE AÇIKLAMAK, GERÇEKLERLE ÖRTÜŞMEMEKTEDİR.
2005 YILINDA DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİ OLARAK İLAN EDİLEN 16 MİLYON TL'nin 10 milyon TL'Sİ ÖDENMİŞ, GERİYE KALAN 6 MİLYON TL BİR SONRAKİ YILA KALMIŞTIR.
2004 YILI NİSAN AYINDAKİ DON VE DOLU FELAKETİNDE, MEYVE VE FINDIKTA ÜRETİCİNİN UĞRADIĞI KAYIP 2 KATRİLYON TL DÜZEYİNDE İKEN, YALNIZCA 20 TRİLYON LİRALIK BİR ÖDEME YAPILMIŞTIR.
YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE, IMF TARAFINDAN BÜTÇE İÇİNE DAHİL ETTİRİLMEYEN HUBUBAT PRİMİ (570 TRİLYON TL) MAZOT DESTEĞİ (410 TRİLYON TL), GÜBRE DESTEĞİ (273 TRİLYON TL) VE DGD'nin 6 milyon TL'LİK KISMI OLAN 1.250 KATRİLYON TL'nin üzerinde olan kısım, üreticiye ödenmiş değildir.
IMF ve Dünya Bankası güdümlü tarım politikalarının ülkeyi getirdiği yer ortadadır. 2003 yılından bu yana tarım sektöründe dışa bağımlı konuma gelmiş, tarım alanı işgallerine yasayla af sağlanmış, ürün fiyatları geriletilmiş, girdi fiyatları sürekli zamlanmış ve üretici karnını doyuramaz hale gelmiştir!...
Üretici, sürecin farkındadır. Daha evvel olduğu gibi bundan sonra da, Ziraat Mühendisleri Odası, gerçekleri kamuoyuna aktarmaya devam edecektir.
*Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı
--------------------------------------------------------------------------------
BEREKET ÜRETENİN BAŞINA BELA
Çukurova; yeryüzünde ender bulunan ovalardan biridir. Bereketli topraklar üzerinde kurulmuş 1 yılda üç ürün alınabilen özelliğe sahiptir. Ülke tarımının kalbi ve gözbebeği Çukurova'DIR. ÇUKUROVA TARIMININ DA BAŞKENTİ ADANA'dır. Adana ilimiz, ülkemizin güneyinde, Akdeniz kıyısında bulunmakta olup 14.030 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahiptir. 13 ilçe ve 550 köye sahip bulunan Adana'DA NÜFUS İSE KÖYLER VE ŞEHİR MERKEZİ OLMAK ÜZERE 2 MİLYONDUR. NÜFUSUN YÜZDE 35'i direk tarımla uğraşmakta olup, yüzde 20 civarında nüfus ise dolaylı olarak tarımdan geçinmektedir. İlimiz yüz ölçümünün yüzde 38'İ (540 BİN HA) TARIM ARAZİSİ, YÜZDE 40'ı (547 bin 730 ha) orman arazisi, yüzde 3'Ü (48 BİN 970 HA) ÇAYIR-MERA, YÜZDE 19'u (266 bin 300 ha) diğer alanlardır.
İlimiz; ülkemiz tarımsal üretiminin
Mısır üretiminde son 2 yıl öncesine kadar yüzde 50'SİNİ, SON YILDA İSE YAKLAŞIK YÜZDE 60-65'ini
Pamuk üretiminin yüzde 7'SİNİ
YERFISTIĞI ÜRETİMİNİN YÜZDE 29'unu
Soya üretiminin yüzde 70'İNİ
NARENCİYE ÜRETİMİNİN YÜZDE 30'unu
Buğday üretiminin yüzde 6-7'SİNİ
KARPUZ ÜRETİMİNDE İSE YÜZDE 12'sini gerçekleştirmektedir.
İlimiz, ülke tarımsal üretiminin ambarı olması ve topraklarından bereket fışkırmasına rağmen son yıllarda bu bereket üretenin başına bela olmuştur.
Mısırda ülke üretiminin yarıdan fazla kısmını üreten ilimizde, mısır üretimi
son 2 yılda sorunlar yaşamaktadır. Ülkemiz mısır ihtiyacı 3.5 milyon ton olup
2001-2002 ve 2003 yıllarına kadar üretimimiz 2.5-3 milyon ton civarında idi. O
yıllara kadar 500 bin ton ila 1 milyon arası mısır ithal edilirdi. 2004 ve de
özellikle 2005 yılında üretim fazlası ile karşılaşmaktayız. Ekim ve üretim
planlaması olmayan aynı zamanda tarım politikamız bulunmayan ülkemizde plansız
mısır üretimi yapılmaktadır. 2005 yılında tüm ülkede 4 milyon tondan fazla mısır
üretileceği tahmin edilmektedir. Ancak, buna rağmen mısır ithal edilmiştir. 2005
yılı Adana'DA ÜRETİLEN 1 KG MISIRIN ÜRETİCİYE MALİYETİ 30 YKR/KG OLARAK
BULUNMUŞTUR. TMO İSE MÜDAHALE FİYATI OLARAK 26 YKR AÇIKLAMIŞTIR. ŞU ANDA MISIR
ÜRETİCİLERİ ÇOK ZOR DURUMDADIR. ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA MISIR İTHALATI KAÇINILMAZ
OLACAKTIR.
AKP İKTİDARI YIKIM YILLARI
ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI GÖKHAN GÜNAYDIN, "58. VE 59. HÜKÜMET'in görev başında olduğu yıllar, tarım sektörü ve üretici açısından yıkım yılları olarak tarihe geçmektedir" dedi. Günaydın, yaptığı açıklamada, 2003 yılından bu yana Türkiye'NİN SATTIĞINDAN DAHA FAZLA TARIM ÜRÜNÜ İTHAL EDER ÜLKE KONUMUNA GELDİĞİNİ VURGULAYARAK, TÜRKİYE'nin kendi ekolojisinde yetişen tarımsal ürünlerin dışalımına, 2 milyar dolara yakın bir finansman ayırmak zorunda kaldığını kaydetti. Tarım sektörünün görünümüne de dikkati çeken Günaydın, şu görüşleri dile getirdi: "2003 yılında genel ekonomi yüzde 5.9 büyürken, tarım sektörü yüzde 2.4 küçülmüştür. 2004 yılında yüzde 9.9 olarak açıklanan büyüme rakamına karşılık, tarım sektörü büyümesi yüzde 2 ile sınırlı kalmıştır. Bütün bunlar tesadüf değildir. Tarımın yapısal sorunlarına yönelik hiçbir kalıcı iyileştirme politikası güdülmezken, kamunun tarım sektörü düzenleme görevi neredeyse tümüyle terk edilmiş durumdadır."