URFA KALESİ: ZMO: KITLIK OLMAMASI İÇİN DERHAL TARIMSAL ÜRETİM SEFERBERLİĞİ BAŞLATILMALI- 26 MART 2020

URFA KALESİ: ZMO: KITLIK OLMAMASI İÇİN DERHAL TARIMSAL ÜRETİM SEFERBERLİĞİ BAŞLATILMALI- 26 MART 2020
MERKEZ
02.04.2020
 

images (1)

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Türkiye’de kıtlık ve açlık sorunu yaşanmaması için “Tarımsal Üretim Seferberliği” ilan edilmesi çağrısında bulundu.

Koronavirüs salgını tüm dünyayı sararken evlerine kapanan insanların en büyük temel ihtiyacı olan gıda malzemelerine olan ihtiyacın önemli de gündeme gelmeye başladı.

Kıtlık ve açlık sorunu olabilir

Salgın sonrası Türkiye’de de gıda malzemelerine olan ihtiyacı karşılamak için Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı Ziraat Mühendisleri Odası Yönetiminden Türkiye’nin kıtlık ve açlık sorunu yaşamaması için derhal “Tarımsal Üretim Seferberliği” ilan edilmesi çağrısı yapıldı.

TMMOB ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez şaptığı yazılı açıklamada Çiftçilerin ise bir yandan sağlık tehdidiyle uğraşırken, bir yandan da geçimi için üretim telaşında olduğunu belirterek; “Sağlığımızı korumanın tıbbi yöntemler dışındaki en önemli etkenlerinden ikisi, her insanın temiz ve sağlıklı su ile gıdaya ulaşma hakkıdır. Su ve gıda, günümüzde ve gelecekte dünyadaki en stratejik iki üründür. Bir yandan su kaynaklarımızı korurken, diğer yandan tarımsal üretimimizi artırmamız mutlak bir zorunluluktur.” dedi.

Dış odaklara bağımlı desteklerin kaldırılması gerekiyor

1980’li yıllardan sonra uygulanan dış odaklara bağımlı, desteklerin kaldırılması ve azaltılmasına, dışalıma, özelleştirmelere dayalı tarım politikalarının Türkiye’de kronikleşen tarım sektörü ve kırsal alan sorunlarını günümüzde de çözemediğini belirten Baki Remzi Suiçmez Tarımsal ürünlerde net dışa bağımlı hale gelen Türkiye’nin tarım sektörünün ekonomideki ağırlığı her geçen yıl azalmakta olduğunu, Tarımın milli gelire ve istihdama katkısının azaldığını azalırken ve çiftçinin borç batağı içerisinde tarlasını satmak zorunda kaldığını belirterek; “çiftçinin yıllardır devletten alacağı büyümekte, desteklenmeyen çiftçi faizli kredilere başvurmakta, borç batağında tarlasını satmaktadır. Tarımsal örgüt enflasyonunda aslında örgütsüz olan çiftçilerimiz üretimden çekilirken, son yirmi yılda 3,5 milyon hektar işlenebilir tarım arazisini ekmekten vazgeçti. Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)’ye kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken günümüzde 2,1 milyona düştü, yaklaşık 700 bin çiftçi son derece yetersiz olan tarım desteğini bile almayı bıraktı. Gerek üretim alanlarının daralması, gerekse çiftçi sayısındaki düşüş, tarımda bir üretim sorunu olduğunu açıkça göstermektedir. Tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının, kırsal alan nüfusunun sürekli düştüğü bu süreçte, en büyük pay aracılara ve sözleşmeli tarımla çiftçiyi taşeronu olarak kullanan büyük şirketler ile ithalatçı firmalara gitmektedir. Tarımsal girdi fiyatları enflasyonun üstünde olurken, tarımsal ürünlerin tarladaki fiyatı enflasyonun altında, marketteki fiyatı enflasyonun üstünde kalmakta, üreten çiftçi para kazanamamakta, tüketiciler ise pahalı gıda tüketmektedir” dedi

Corona virüsün yıkıcı etkileri oldu

Türkiye’yi de yoğun olarak etkileyen koronavirüs salgınının sektöre yıkıcı etkilerinin açık olduğunu belirten ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez; “Bu süreçte; Covid-19 salgınının ülkemize en az zarar vermesi için, 18 Mart 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı”ndaki önlemler arasında tarım sektörüne yer verilmedi. 25 Mart 2020 tarihli ekonomik destek paketinde de tarım sektörü yer almadı.

Tarım ve Orman Bakanı tarafından 19 Mart 2020 tarihinde açıklanan yakın dönem bitkisel üretim desteklemeleri kapsamında yer alan fark ödemeleri, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım desteklemelerinin son başvuru tarihlerinin uzatılmasına ilişkin açıklamalar olumlu olmakla birlikte üreticilerimizin sorunlarını çözmeye yeterli olmadı.Tarım sektörü, stratejik bir sektördür. Üreticilerin bir kez üretimden koptuktan sonra tekrar tarımsal üretime dönmeleri oldukça zor, hatta olanaksızdır. Tarımda gelişmiş ülkeler desteklerini birkaç yıl öncesinden açıklayarak çiftçisini önceden yönlendiriyor. Koronavirüsün en yaygın olduğu bölge konumuna gelen Avrupa Birliği’nde tarımsal üretim ve gıda ihtiyacının karşılanması için ek destekler gündemde” diyerek Mart Nisan ayının ekim ayı olduğunu ve çiftçinin bir aylık ekim sezonunu kaçırması halinde bir yıllık mahsülün kaybadileceğini hatırlatarak; TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak; Covid-19 salgınının ülkemizde kamu sağlığı, insan yaşamı ve tarım sektörünü en az etkilemesine yönelik önerilerimizi 19 Mart 2020 tarihli “Koronavirüs Salgını, Tarım Sektörünün Dünyadaki Stratejik Önemini Bir Kez Daha Göstermiştir. Ülkemiz Tarım Sektörü Derhal Desteklenmeli, Tarımsal Üretimimiz Planlı Bir Şekilde Artırılmalıdır.” başlıklı Basın Açıklamamızda sıralamıştık Sorunlara yönelik çözüm önerilerimiz ve tarımsal politikalar konusunda yapılması gerekenlere ilişkin somut önerilerimiz şunlardır:

• 5488 sayılı Tarım Kanunu gereği, bütçeden tarıma ayrılan kaynak, 2021 yılı bütçesi ve sonraki yıllar için gayrisafi millî hâsılanın en az 1’i düzeyine yükseltilmelidir.

• 2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılına sarkmadan ödenmelidir.

• Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan üretici destekleme başvuru tarihleri, destekleme kapsamındaki diğer ürünler için de uygulanmalıdır.

• Bitkisel ve hayvansal ürünlerin destekleme kapsamı genişletilmeli, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım destekleri sürdürülmeli, girdiler dahil ek ekonomik destek paketi açıklanmalıdır.

• Çiftçilerin Ziraat Bankası, özel bankalar ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçları yapılandırılmalı, 2020 yılı için faiz alınmamalıdır. Borç ertelemesi, düşük faizli kredi yanında, çiftçi borçlarının silinmesi de gündeme gelmelidir.

• Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları, 2020 yılı hasat sezonu sonuna ertelenmelidir.

• Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamalıdır.

• TMO, buğday başta olmak üzere 2020 yılı için alım garantisi vermeli, piyasa spekülasyonlarına karşı üretim maliyetlerinin üzerinde alım fiyatı açıklamalıdır.

• Üretim için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli, tarımsal girdilere destek verilmeli, KDV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle alınmalıdır.

• Covid-19 salgını sürecinde tüm yurttaşlarımızın içme suyu ve çiftçilerimizin tarımsal su kullanım borçları ertelenmeli, mümkünse su hizmetleri ücretsiz verilmelidir.

• İçişleri Bakanlığı Genelgesi ile getirilen 65 yaş üstü insanlarımızın sokağa çıkma yasağı; özellikle Mart-Nisan aylarının bitkisel ürünler için ekim, dikim ve bakım dönemi olması, süt gibi hayvansal ürünlerin günlük olarak alıcılara teslimi gerçeği göz önüne alınarak, tarım nüfusunun yaşadığı yerlerde kontrollü olarak kaldırılmalıdır. ÇKS’ye kayıtlı çiftçilere izin belgesi verilerek ekim, dikim, üretim bölgesinde seyahat etme ve üretim alanına ulaşma yasağı kaldırılmalıdır.”dedi

ZMO’nun diğer öneri ve beklentilerini maddeler halinde sıralayan Baki Remzi Suiçmez ; “Ülkemizin en büyük gücü her türlü olumsuzluğa karşın hâlâ tarımsal üretim potansiyelimizdir.

Covid-19 salgınından ders çıkararak, ülkemizde bir an önce “kamucu tarım politikası” değişikliğine gidilmelidir.

Söylemler dışında somut olarak, tarım arazilerimizi koruyacak şekilde ülke düzeyinde arazi kullanım planlaması yapılmalı; korunan tarım arazilerimizde üretim miktarı artışı, ürün çeşitliliği ve üretim sürekliliğini sağlayan tarımsal üretim planlamasına geçilmeli; tarımsal ürün dışalımının kısıtlanmalı, girdi maliyetleri düşürülerek ürün desteklerinin artırılmasına yönelik çalışmalara derhal başlanmalıdır” dedi.

 

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız. 

Okunma Sayısı: 116