"ÜZÜM ÜRETİCİSİ BU YIL DA ZARARDA"
BASIN AÇIKLAMASI
Şube Başkanımız ilimiz tarımında geniş yer tutan üzüm tarımında kuraklık ve aşırı sıcaklığa bağlı oluşan zararlara ilişkin 10 Ekim 2007 tarihinde yaptığı basın açıklaması ile konuyu Denizli kamuoyuna taşımıştır.
Basın açıklaması metni aşağıdadır;
ÜZÜM ÜRETİCİSİ BU YIL DA ZARARDA
Üzüm üreticisi geçen yıl olduğu gibi bu yılda zararda. Üstelik kuraklık ve sıcaklık yüzünden de daha fazla zararda.
Üzüm üreticisi Boğazkere, Öküzgözü, Siran gibi sofralık çeşitlerini bundan 3-4 yıl önce 1.100-1.300 YTL arasında satarken, geçen yıl ve bu yıl aynı fiyattan ortalama 600 YTL ye satmak zorunda kaldı.Ayrıca kuraklık ve sıcaklıktan oluşan % 40-60 ürün kaybından dolayı da 3-4 yıl öncesine göre iki kat daha fazla zararda. Yine bundan 3-4 yıl öncesine göre bugün üreticilerin kullandıkları girdi fiyatların da %30-45 arasındaki artışlarda dikkate alındığında bu yılki üzüm fiyatların üretim maliyetlerine denk yada daha altında olduğu görülecektir.Bu durum, üreticileri çok daha zor durumda bırakmaktadır.
Böyle giderse üzümü ile anılan ilçelerimizde üreticiler bağlarını sökmek zorunda kalmaları kaçınılmaz olacaktır.Zira üretime devam etmelerine neden olarak bir gerekçeleri kalmamaktadır.
Tüm bunların yanında alkollü içeceklere uygulanan yüksek ÖTV nin yanında KDV oranları, ilimizdeki şarap işletmelerini de zor durumda bırakmakta. Bazı şarap işletmeleri faaliyetlerini durdurmuş yada çok düşük kapasite ile çalışmak zorunda kalmaktadır.Çok yakın zamanda bu gelişmeler ilimiz bağcılığını ve şarap işletmelerinin çökertilmesini kaçınılmaz hale getirmektedir.
Aslında burada kaybeden sadece ne üzüm üreticileri, ne de şarap işletmeleridir.Kaybeden Türkiye tarımıdır, Türkiye ekonomisidir.Kaybeden üreticisi ile tüketicisi ile Türk toplumudur.
Üretimin bu alanda artık sürdürülemez hale gelmesinde en büyük neden, tarımımızda var olan sorunları çözmekten uzak IMF ve DB dayatmalarına bağlı olarak varolan destekleri kestiren yanlış tarım politikalarıdır.
Üreticilerimizin örgütsüz oluşları veya varolan örgütlerinin işlevsizliği yanında alıcılar karşısında yalnız hareket etmeleri gerçeğin ayrı bir boyutunu da oluşturmaktadır.
Oysa üreticilerin kendi demokratik öz örgütleri olan kooperatifleşerek örgütlenmeleri, kendi işletmelerinde kendi ürünlerini işleyerek kendileri programlamaları ve bu şekilde yaratılacak katma değerlerin kendilerinde kalması üretimin sürdürülebildiği için bir zorunluluktur.Bu sorunların kesin çözümüdür.Tabiki hükümetlerinde böylesi yapıların oluşturulması için bırakın varolan destekleri kesmesi bir yana destek miktarlarını artırmak zorunluluğundadır.
Hükümet, üzüm üreticilerini hiç olmazsa bu yıl zararlarını karşılamak için, üzümde oluşan kuraklığa bağlı zararların bir kısmını karşılamak için, üzümde kuraklık desteği vermelidir.Ayrıca alkollü içeceklerdeki yüksek ÖTV oranını kabul edilebilir sınırlar içine çekmek zorundadır.
Eğer bunlar gerçekleştirilmezse, yapılan üreticiye üretme, şarap işletmelerine şarap yapma demektir.Özetle üreticileri cezalandırmak demektir.Sonuçta bu durum ilimizde yaklaşık iki bin yıldır varolan bağcılık ve şarapçılık kültürünü de ortadan kaldırılması demektir.
Gelinen bugün kü noktada, ilimizde 10223 dekara varan şaraplık üzüm ekilişinin, yine sofralık çeşit olarak 220365 dekara varan ekiliş alanlarının hızla azalması, üzüm üreticilerinin üretimden kopmaları ve hatta kentlere göç etmeleri kaçınılmaz görünmektedir.
Çözüm, siyasi iktidarın uluslar arası sermayenin emrindeki IMF ve DB nin emirleri harfiyen yerine getirmekten vazgeçip yüzünü bu ülkenin insanına, bu ülkenin gerçeğine döndürmesinde yatmaktadır.
İbrahim GÜR
Ziraat Mühendisleri Odası
Denizli Şube Başkanı