YAĞLI TOHUM DESTEKLEMELERİNDE DEĞİŞİKLİĞE ÜRETİCİDEN TEPKİ
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın yağlı tohumlardan pamuk, soya fasulyesi, dane mısır, ayçiçeği, kanola, aspir ve zeytinyağına verilen destekleme primlerinde radikal değişikliğe gitme çalışmasına üretici tepkili.
14.09.2007 tarihli Adana Haber, Süper Gazete, Dünya Gazetesi, Yeni Adana, Barış, Toros ve Güney Haber gazeteleri haberidir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın yağlı tohumlardan pamuk, soya fasulyesi, dane mısır, ayçiçeği, kanola, aspir ve zeytinyağına verilen destekleme primlerinde radikal değişikliğe gitme çalışmasına üretici tepkili. Ürün bazında destek yerine, alan üzerinden dekar başına destek ödenmesine geçilme çalışmalarının gündemde olması tarım kesiminde rahatsızlık yaratırken, uygulamanın hayata geçmesinin üretimsizliği beraberinde getireceğine işaret ediliyor.
Yağlı tohumlara verilen destekleme primlerinde yapılmak istenilen değişikliğe yönelik üretici kesimin rahatsızlığını düzenlediği bir basın toplantısı ile dile getiren Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Ayhan Barut, "Değişikliğin gerekçesi Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına ve AB ortak piyasa düzenine uyum sağlanması olarak söyleniyor. Fakat asıl neden destekleme primlerini artıracak kaynağın bütçede olmaması. Dolayısıyla destekleme primlerinde uygulanacak olan bu radikal değişiklik yürürlüğe girdiği zaman pamukta 2006 yılında bir kilogram kütlü pamuk primi 34.8 YKr‘den dekara 600 kilogram hesaplandığında dekar başına 209 YTL olarak ödendi. Şimdi yeni uygulama ile dekar başına verim 407 kilograma düşürülmek isteniyor. Prim rakamları aynı kalsa bile 2007‘de dekar başına yaklaşık 142 YTL olarak görülmekte. Burada ciddi kayıp söz konusu" dedi. Barut, "Aynı zamanda Hazine‘ye ait olan arazilerin Milli Emlak‘tan kiralanarak yani ecri-misillerini yatırıp orada elde edilen ürünlere alan bazında ya da ürün bazında teşvik primi ödenmemesi, ileriki yıllarda pamuk ekim alanlarını daha da azaltacak ve bu da üretimsizliği beraberinde getirecektir" diye devam etti.
"DGD‘den farkı kalmaz"
Yağlı tohumlarda üretime değil de dekar başına verilmesi planlanan prim uygulamasının hayata geçmesi halinde doğrudan gelir desteğinden (DGD) herhangi bir farkı kalmayacağına da işaret eden Barut, şunları kaydetti:
"DGD modelinin yıllardır çeşitli örgütler tarafından yanlışlığı vurgulandı. Bu model ile ilgili şikayetler had safhaya ulaştı. 59. Hükümet döneminde çıkarılan Tarım Yasası ile DGD‘nin genel destekler içerisindeki payı yüzde 85‘ten yüzde 45‘e indirildi. Zaman içerisinde bu rakam sıfırlanıp üretimle ilişkilendirilecekti. DGD‘den tarımcılar şikayet ederken hükümetler bile bu sistemden şikayetçiydi. Ancak yeni uygulamada tıpkı DGD‘de olduğu gibi üretime, verimliliğe ve kaliteye bakılmadan destekleme primi dekar başına ödenecek. Aynı zamanda arazi sahibi ile araziyi kiraya işleyen arasında çeşitli sorunlar da baş gösterecek. Üretici temsilcileri olarak bizler, milyarlarca dolar dövizin bu ülkede kalması ve ülke tarımına yatırım olması, yağlı tohumlardan elde edilen ürünlerin artırılması ve ülke ihtiyacını karşılaması için destekleme primlerinin üretimle bağlantılı olması gerektiğini savunuyoruz."