YALOVA ATATÜRK TİGEM'İN ÖZELLEŞTİRİLMESİ KARARINA KARŞI DAVA AÇTIK
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR
DANIŞTAY İLGİLİ DAİRESİNE
Sunulmak Üzere
DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA
DAVACI : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
VEKİLİ : Av.Zühal DÖNMEZ
DAVALI : T.C.Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
Ziya Gökalp cd.No:80 Kurtuluş/ANKARA
T.TARİHİ : 13.08.2008 tarih ve 26966 Sayılı RG‘de yayınlanmıştır.
KONUSU :Özelleştirme Yüksek Kurulu‘nun 12.08.2008 tarih 2008/51 sayılı kararının Yürütülmesinin Durdurulması ve İptali talebidir.
OLAYLAR
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı‘nın 14/7/2008 tarih ve 5281 sayılı yazısına istinaden,
1. Mülkiyeti Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM)‘ne ait Yalova Atatürk Tarım İşletmesi Müdürlüğü (İşletme)‘nün -İşletme TİGEM bünyesinde kalacak şekilde- kullanımında bulunan;
- Yalova İli, Merkez İlçesi, Bahçelievler Mahallesinde bulunan 2 ada, 8,17,18 parsel sayılı taşınmazların,
- Yalova İli, Merkez İlçesi, Bahçelievler Mahallesinde bulunan 4 ada, 11,12 parsel sayılı taşınmazların,
- Yalova İli, Merkez İlçesi, Bahçelievler Mahallesinde bulunan 317 ada, 2,6,7,8,10,11,12,13 parsel sayılı taşınmazların,
- Yalova İli, Merkez İlçesi, Bahçelievler Mahallesinde bulunan 21 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın,
- Yalova İli, Merkez İlçesi, Kazimiye Mahallesinde bulunan 666 parsel sayılı taşınmazın,
özelleştirme kapsam ve programına alınmasına,
2. Özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar İşletmede bulunan ürünlerin ve diğer stokların TİGEM bünyesinde bırakılmasına,
3. Her türlü bakım, onarım ve benzeri işlerin özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar TİGEM tarafından yürütülmesine,
4. Söz konusu taşınmazların "satış" yöntemiyle özelleştirilmelerine,
5. Özelleştirme işlemlerinin 1 (bir) yıl içerisinde tamamlanmasına,
Özelleştirme Yüksek Kurulu‘nun 12.08.2008 tarih 2008/51 sayılı kararı ile karar verilmiştir (Ek-1).
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı‘nın 14/7/2008 tarih ve 5281 sayılı yazısında özelleştirme kapsam ve programına alınma gerekçelerinin neler olduğu konusunda bilgi sahibi değiliz. Mahkeme dosyasına gelecek olan belgelerden sonra ayrıca beyanda bulunulacaktır. Müvekkil ODA sözkonusu yazıyı Bilgi Edinme Kanunu kapsamında isteyememektedir, çünkü, Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu‘nun görüşüne göre müvekkil ODA bilgi talep eden değil bilgi vermesi gereken kuruluşlardandır (Ek-2).
İPTAL NEDENLERİ
USUL YÖNÜNDEN
1) Davacı Ziraat Mühendisleri Odası Bu Davada Taraftır
Müvekkil Oda, kaynağını Anayasadan alan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, üyelerinin tüm toplumsal, ekonomik ve mesleki sorunları ile doğrudan ilgilenmekle yükümlüdür. Ayrıca ülkemizin tarımsal kaynaklarının, topraklarının korunması için gereken her türlü girişimde bulunmakla yükümlüdür.
7472 Sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun, Ziraat Yüksek Mühendislerinin toprak muhafazasına ilişkin hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya yetkili olduklarını düzenlemiştir. Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzükte, toprak ve su muhafazasının toprak bilimi alanında öğrenim görmüş ziraat mühendisleri tarafından yapılacağı, hükmü yer almaktadır. 06.04.2005 Tarih, 25778 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 6.maddesine göre de; Ülke tarımı ve tarımsal üretim kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ve verimli kılınması, kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması, kırsal ve tarımsal gelişime yönelik strateji, politika, program ve proje oluşturulması çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla her türlü girişim ve etkinlikte bulunmak, Odanın amaç ve görevleri arasında sayılmıştır. Bu bağlamda müvekkil ODA tarım topraklarının kaybına neden olacak her türlü düzenlemenin karşısındadır.
2) Yalova Atatürk Tarım İşletmesi Atatürk‘ün hediyesidir, özelleştirilmesi mümkün değildir.
Özelleştirilmek istenilen Tarım İşletmesinin kuruluşu 1928 yılına dayanmaktadır. M.Kemal Atatürk Yalova‘ya geldiğinde, Yalova ve çevresinde özellikle hayvancılık ve meyvecilik yönünden potansiyel yaratacağı düşüncesi ile araziler satın almış ve 1929 yılında çiftliğin kuruluşu başlamıştır. 1937 yılına kadar bizzat Atatürk tarafından işletilen çiftlik, Atatürk tarafından hazineye hediye edilmiştir. 01/01/1938 tarih ve 3308 sayılı yasa ile Devlet Zirai İşletmeleri oluşturulmuş, daha sonra 5433 sayılı yasa ile kurulan Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Yalova DÜÇ olarak işletme devam etmiştir. 14/12/1984 tarih 18605 sayılı RG‘de yayınlanan Kamu İktisadi Teşebbüsü Ana Statüsü ile de 233 Sayılı KHK hükümleri gereğince, TİGEM Genel Müdürlüğü Oluşturulmuş ve adı geçen işletme Atatürk Tarım İşletmesi olarak faaliyetini sürdürmüş ve bu günlere gelmiştir (Ek-3).
Bu işletme konumu ve arazisinin vasıfları itibariyle devamlı rant kaynağı olarak görülmüş, önce Yalova Belediyesinin çeşitli teşebbüsleri ile belediyeye mal edilmek istenmiş, son olarak da Başbakanlık Yüksek Planlama Kurulunun 14/03/2005 gün ve 2000/T-3 sayılı kararı ile işletmenin tasfiyesi ile hazineye tesciline karar verilmiştir (Ek-4). Bütün bu girişimler yargı kararları ile engellenmiştir (Ek-5).
ESAS YÖNÜNDEN
1) İptale konu karar Anayasa‘ya aykırıdır.
T.C. Anayasası Devlete, 44. maddesi ile "toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek...", 45. maddesi ile de "tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek..." görevlerini yüklemiştir. Anayasamızın 45. maddesinin gerekçesinde; "Madde, Devlete tarım arazilerinin ve çayırlarla meraların amaç dışı kullanılmasını önleme görevi vermektedir. Bu ifade ile amaçlanan tarım arazilerinin endüstri ve şehirleşme sebebiyle yok edilmesinin önlenmesidir. Devlet, bu amaçla yasal düzenlemeler yapmalıdır" ifadesi yer almaktadır.
Anayasamızın 166. maddesi, "Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şeklide kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir" hükmünü amirdir.
Yine Anayasamızın 56. maddesine göre; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir".
2) İptale konu karar ilgili Yasalara aykırıdır.
5403 sayılı toprak koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 1. maddesinde ‘Bu Kanunun amacı;toprağın doğal ve yapay yollarla kaybını ne niteliklerini yitirmesini engelleyerek korunmasını,geliştirilmesini ve çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak,planlı arazi kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemek‘ vurgulanarak, 9.maddesinde ‘Arazi kullanımını gerektiren her türlü girişim ve yatırım sürecinde toprakların korunması,doğal ve yapay olaylar sonucu meydana gelen toprak kayıplarının önlenmesi;arazi kullanım planları,tarımsal amaçlı arazi kullanım plan ve projeleri ile toprak koruma projelerinin uygulamaya konulması ile sağlanır‘,13. maddesinde ‘Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri,dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılmayacağı‘ vurgulanmış,18. maddesinde de ‘Toprağın korunması,üretim gücünün geliştirilerek sürdürülmesi, arazinin iyileştirilmesine yönelik toprak ıslahı ve tarla içi geliştirme etkinlikleri,yeteneğe uygun arazi kullanımı konularında projeye yönelik yatırım yapan,toprak işleme sulama ve yetiştirme tekniklerini uygulayan üreticilere,tarımsal desteklemelere öncelik verilir,yatırımları Bakanlık imkanlarıyla desteklenir‘.denilmek suretiyle özendirilecekleri hükme bağlanmıştır.
Diğer yandan 441 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmü Karanamesinin 2. maddesinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığının görevleri sayılmış olup, son fıkrasında ‘Tarım alanlarının gayesine uygun bir şekilde kullanılmasını sağlamak,denetlemek ve ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak hükmü‘ yer almaktadır.
TİGEM Ana statüsünün faaliyet konuları;
a)Ülkenin bitkisel ve hayvansal tüketimini artırmak,çeşitlendirmek ve ürün kalitesini iyileştirmek amacıyla yetiştirdiği tohumluk,fidan, filiz ve benzeri mallar ile ürettiği damızlık hayvan ve spermaları yetiştiricilere intikal ettirir.
b)İşletmelerde elde edilecek hayvansal ve bitkisel ürünlerle birlikte, çiftçilerden alacağı ürünleri kıymetlendirmek için tesisler kurar,kurdurdur,kurulanlara iştirak eder.
c)Bitkisel ve hayvansal üretim, yetiştirme ıslah konularında araştırmalar yapar,yaptırır ve gerektirdiğinde diğer ıslah ve araştırma kuruluşlarıyla işbirliği yapar.
d)ürettiği her türlü ürün ve hizmet konuları ile ilgili olarak çevre çiftçisi ve çiftçi örgütleri ile üretim ve tanıtım amaçlı işbirliğine gider.
e)Amaç ve faaliyetlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu her türlü mal ve hizmeti yurt içi ve yurt dışından temin eder.
f)Yurt içi ve yurt dışındaki kişi ve kuruluşlarla işbirliği yaparak her türlü mal ve hizmeti temin eder, bunları pazara hazırlayarak iç ve dış pazarlarda değerlendirir.
g)Üretim ve işletme faaliyetlerinde bulunmak ve tesislerini kurmak üzere özel ve tüzel kişilerden yer kiralar,kiraya verir.
h)İşletme ünitelerinde zaman içinde fonksiyonunu yitirmiş kümes ahır depo sundurma benzeri binaların yıpranmaya terk edilmemesi ve ekonomiye kazandırılması için,işletme bütünlüğüne zarar vermemek kaydıyla özel ve tüzel kişilere kiraya verilir.
i)Faaliyet konularıyla ilgili üretim ve işletme tesisleri kurmak üzere yurt içi ve yurt dışı özel ve tüzel kişi ve firmalarla işbirliği yapar,ortaklık kurar ve faaliyete geçmesini sağlar.
j)Yurt içi ve yurt dışı firmalarla patent, lisans teknik beceri ve benzeri anlaşmaları yapar,bilgi ve teknolojiyi mer‘i mevzuata göre satar ve satın alır.
k)İşletme yönetimi,proje,araştırma,fizibilite ve benzeri mühendislik hizmetleri yapar ve yaptırır.
l)Çalışma konularıyla ilgili beceri kazandırma seminerleri ve kurslar düzenler veya düzenletir.
Tüm bu yasal düzenlemelere aykırı bir şekilde işletme arazilerinin satışına karar verilmiştir. Tarım arazilerinin korunması gerekirken bu şekilde satılarak tarım dışı kullanıma açılmasının önünü açmak bu düzenlemelere aykırı olacaktır.
4046 sayılı Kanunun 2.maddesinde, özelleştirme uygulamalarındaki ilkeler düzenlenmiş, kuruluşların özelliklerine ve içinde bulundukları şartlara göre özelleştirme yöntemlerinin belirlenmesi, tekelci bir yapının olumsuz etkilerinin önlenmesi, stratejik konularda devletin sahip olacağı imtiyazlı hisse oluşturulması, özelleştirme işlemlerinin değer saptanması da dahil aleniyet içinde yürütülmesi ilkeleri maddenin (b), (d), (g) ve (ı) fıkralarında sayılmıştır. Maddenin son fıkrasında, Kanundaki amaç ve ilkeler doğrultusunda alınacak kararlarda öncelikler ile bunların tabi olacağı özelleştirme uygulamalarına ilişkin esas ve usullerin, kuruluşların nitelikleri ve ülke ekonomisinin gerektirdiği şartlar da dikkate alınarak Kurul‘ca saptanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, ülkemizde özelleştirme işlemlerinin bu ilkelere hiç de uygun yapılmadığı bilinmektedir.
Kısa dönemde bütçe açıklarını kapatmak için özelleştirme yapılmasının, ekonomide yarardan çok, zarar getireceği Başbakanlık yüksek Denetleme Kurulu Raporlarında ve özelleştirmenin finansörlerinden olan Dünya Bankası uzmanlarınca hazırlanan ülke raporlarında dahi dile getirilmiştir (ydk.gov.tr).
3) "İşletme TİGEM bünyesinde kalacak şekilde" özelleştirme işlemi yasal değildir.
Dava konusu Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile "satış" yöntemiyle özelleştirileceği belirtilen taşınmazlar, Atatürk Tarım İşletmesine ait Arazilerin tamamıdır. Yani işletmenin tüm arazi varlığı satılmaktadır, ama ‘nasıl olacaksa‘ işletme TİGEM bünyesinde kalacaktır. Bu tam bir aldatmacadır. İçi boşaltılmış, artık hiçbir malvarlığı bulunmayacak olan işletme TİGEM bünyesinde kalacakmış!!. Böyle bir özelleştirme bildiğimiz kadarıyla henüz yapılmamıştı. Bunun anlamı nedir?
İşletmenin tasfiyesine ilişkin Başbakanlık Yüksek Planlama Kurulu Kararını iptal eden Bursa 2.İdare Mahkemesinin 26/12/2006 tarih E.2005/1080 K.2006/2562 sayılı kararında şöyle denilmektedir: Hukuk literatüründe Üstün Kamu Yararı, kamu sağlığı ve milli güvenlik gibi toplumsal menfaatler ile çevre ve doğal kaynakların sağladığı yaşamsal faydaların bir bütünü olup, her türlü ekonomik gaye ve kazançtan daha öncelikli olan en üst toplumsal yararı ifade etmektedir.
Tarım sektörü, gerek insanın yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan temel besin maddeleriyle doğrudan ilişkili olması, gerekse nüfusun belirli bir kesimini içinde barındırıp istihdam olanağı yarattığı için ülke ekonomileri açısından da oldukça önemlidir. Günümüz bilim adamlarınca da vurgulandığı üzere artan nüfus ve buna koşut olarak beslenme ihtiyacı tarım sektörünün önemini her geçen gün artırmaktadır. Yine bir çok bilim adamınca da tarihsel süreç içinde topraklar üretkenliği sebebiyle kutsal olarak kabul edilirken, bunu korumanın bir ulusun onuru olduğu ve kaybedilenin toprak olmayıp temelde ulusal servet olduğuna dikkat çekilmiştir. Çünkü doğal kaynak olan toprakların üretimi sonsuz olmadığı gibi verimli toprak oluşumu sürelerinin 100 hatta 1000 yıllarla ifade edilmesi toprağın önemini vurgulama açısından çarpıcıdır. Dolayısıyla bölgede yapılacak planlarda bu hususların göz önüne alınarak yukarda tanımlanan ‘üstün kamu yararının‘ gözetilmesi gerekmektedir. Her ne kadar davalı idarece işletmenin fiili durumunun verimsiz olduğu ve zarar ettiği vurgulanmakta ise de, yine yukarıda anılan Anayasa hükümleri uyarınca ‘toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek‘ için idarenin dava konusu yeri tasfiye etmek yerine gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Tarım bakanlığının kuruluş amacı da bu yöndedir. Konuyla ilgili 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi kullanma kanunu da bu amaçlarla 03.07.2005 tarihinde yasalaştırılmıştır. TİGEM‘in ana statüsündeki faaliyet konularında verimini artırmak için gereken yatırımların zamanında yapılmayarak işletmenin verimsiz kılınması yukarıda değinilen tarihi kimliğine de haksızlıktır.
Görüldüğü gibi, işletmenin TİGEM bünyesinde bırakılarak işletmeye ait tarım arazilerinin satılmasına karar verilmesi gibi dolambaçlı bir yolun tercih edilmesindeki amaç açıktır. "Suudi Arabistan Tarım Bakanı Fahad A. Balghunaim, beraberinde 11 iş adamı ile birlikte, tarım sektöründeki işbirliği ve yatırım alanlarında görüşmelerde bulunmak üzere Türkiye‘ye geldi" başlıklı yazıdan bu amaç ortaya çıkmaktadır (Ek-6). En turistik TİGEM olan Yalova Atatürk Tarım İşletmesi "değil" işletmeye ait mal varlıkları parası çok olan Araplara satılarak "tarım toprakları korunacaktır!!".
4) Dava konusu işlemler hukuka aykırı olduğu ve uygulandığı takdirde telafisi güç ve imkansız zararlar ortaya çıkacağından Yürütmenin Durdurulmasına karar verilmesini talep ediyoruz.
HUKUKİ NEDENLER :Anayasa, İYUK, 4046 Sayılı Kanun, 5403 Sayılı Kanun ilgili tüm mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : 13.08.2008 tarih ve 26966 Sayılı RG., dilekçe Ek-leri, kaynaklar ve dosyaya gelecek belgeler incelendikten sonra verilecek olan tüm diğer yasal deliller.
SONUÇ : Açıklanan ve Yüksek Mahkemenizce de Re‘sen dikkate alınacak nedenlerle davanın kabulü ile Özelleştirme Yüksek Kurulu‘nun 12.08.2008 tarih 2008/51 sayılı kararının Yürütülmesinin Durdurulması ve İptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim.
Av.Zühal DÖNMEZ
Davacı Vekili
EKİ: Vekaletname
Ek‘leri ve kaynakları içerir 1 adet dosya