YALOVA TİGEM

YALOVA TİGEM
MERKEZ
01.07.2008

Atatürk’ün Yalova’da kurduğu ve 1937 yılına kadar bizzat kendisinin işlettiği çiftlik, Arap sermayesine verilmek isteniyor…

 

Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün Yalova‘da arazi satın alarak kurduğu ve 1937 yılına kadar bizzat kendisi işlettikten sonra "tarım yapılması ve hilesiz meyve yetiştirilmesi" için halka bağışladığı çiftlik, rant uğruna yok ediliyor. Başbakanlık Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararıyla tasfiye edilen Atatürk Tarım İşletmesi, AKP‘li Yalova Belediye Başkanlığı tarafından turistik tesise dönüştürülmesi için Dubai İslam Bankası‘na tahsis edilmek isteniyor. Atatürk‘ün tek bir ağacı kestirmemek için evini ray döşetip taşıttığı çiftlikteki 60 yıllık deneyim gözardı edilirken, yalnızca kivi bahçelerinden bu yıl 1.5 trilyon lira gelir elde etmeyi bekleyen çiftliğin zarar ettiği iddiaları da gerçeği yansıtmıyor.

Yalova kent merkezinin batısında yer alan Atatürk Tarım İşletmesi‘nin kuruluşu 1928‘li yıllara dek uzanıyor. "Yalova Benim Kentim" diyen Mustafa Kemal Atatürk, 1928 yılında Yalova‘ya geldiğinde bölge ve ülke tarımının gelişmesi, yetiştiricilikte modern tekniklerin kullanımı ve çiftçilerin bu tekniklerle tanışması amacıyla bir zirai işletme kurulması için araziler satın alıyor. 1929 yılında kurulmaya başlanan "Millet Çiftliği"ni 1937 yılına kadar bizzat Atatürk işletiyor. Çiftlik, o yıllarda Atatürk‘ün tarıma verdiği önemi gösteren bir olaya da tanıklık ediyor.

Çiftlikte Atatürk için yapılan evin yanındaki çınar ağacı zamanla büyüyor ve eve zarar vermeye başlıyor. Bunun üzerine çiftlik çalışanları ağacın dalını kesmek istiyor. Buna karşı çıkan Atatürk, ağaca dokunulmaması için ray döşeterek evi taşıtıyor. O günden sonra ev "Yürüyen Köşk" olarak anılmaya başlıyor.

Atatürk‘ün evi şu anda çiftliğin arazisi bölünerek kurulan Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü arazisinde yer alıyor. Halkın ziyaretine açık olan evin bakımı bugüne dek Araştırma Enstitüsü tarafından yaptırıldı. Yürüyen Köşk‘te şu anda restorasyon çalışmaları da devam ediyor.

Atatürk, Yalova da dahil çiftliklerini 11 Haziran 1937‘de Hazine‘ye devrederken, buraların nasıl kullanılmasını istediğine ilişkin bir yazı da bırakıyor. Atatürk‘ün vasiyeti şöyle:

"Çiftliklerin, yerine göre araziyi ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek, bazı yerlerde ihtikarla (vurgunculuk) fili ve muvaffakiyetli mücadelede bulunmak gibi hizmetleri de zikre şayandır (anmaya değerdir). Bünyelerinin metanetini (sağlamlığını) ve muvaffakiyetlerinin temelini teşkil eden geniş çalışma ve ticari esaslar dahilinde idare edildikleri, ve memleketin diğer mıntakalarında da, mümasilleri (benzerleri) tesis edildiği taktirde, tecrübelerini müspet iş sahasından alan bu müesseselerin ziraat usullerini düzeltme, istihsalatını (elde ettiklerini) arttırma ve köyleri kalkındırma yolunda devletçe alınan ve alınacak olan tedbirlerin hüsnü intihap (iyi seçimi) ve inkişafına (gelişmesine) çok müsait birer amil (sebep) ve mesnet (dayanak) olacaklarına kani bulunuyorum, ve bu kanaatle, tasarrufum altındaki bu çiftlikleri bütün tesisat, hayvanat ve demirbaşlar ile beraber hazineye hediye ediyorum."

3 bin dönümlük arazi

Bağışlandıktan sonra çiftlik 1957 yılında Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü (DÜÇ) bünyesine alınıyor. DÜÇ Genel Müdürlüğü ile Hara ve İnekhaneler‘in 1983 yılında TİGEM çatısı altında birleştirilmesinin ardından Atatürk Tarım İşletmesi 2980 dekarlık arazı üzerinde çalışmalarına devam etti.

Marmara Denizi‘nin kıyısındaki arazide, tarım işletmelerindeki personelin yararlandığı büyük bir kamp ve uzun bir plaj bulunuyor. İşletme arazisinin tarıma uygun alanlarının tamamı tarım kültürü altında. Kültür bitkilerinden tarla ziraatinde yem bitkileri, bahçe ziraatinde ise elma, zeytin yetiştiriciliği ile seracılık ve çiçekçilik yanında badem zeytin, kivi ve diğer meyve fidancılığı yapılıyor. Tarıma uygun olmayan diğer alanlarda, Akdeniz iklimine özgü çalılık ve makiliklerle seyrek olarak meşe, fıstık çamı, akçaağaç, kestane, çınar ve kermes meşesi yer alıyor.

2005 yılı rakamlarına göre işletmede, 253 dekarlık arazide kivi, 200 dekarda elma yetiştiriliyor. Ayrıca damızlık meyve bahçelerinde fidan üretimi yapılıyor. Araştırma Enstitüsü‘nün katkısıyla böğürtlen, ahududu gibi alternatif ürünlerden bu yıl 1500-2000 adet fidan elde edilirken, 68-70 bin badem çöğürü, 20 bin kivi fidanı ve 5 bin zeytin fidanı da işletmenin ürünleri arasında yer alıyor. Damızlık hayvan üretimi de gerçekleştirilen işletmenin sığır varlığı ise 150 adet.

Tasfiye dönemi başlıyor

Ancak YPK, 14 Mart 2005‘te "Atatürk Tarım İşletmesi‘nin tasfiye edilmesine, tasfiyeden sonra devir esnasında tapu kayıtlarına halen kullanılmakta olan tarım arazilerinin tarım arazisi olarak korunması şeklinde bir şerh düşülmesi kaydıyla sözkonusu arazinin Hazine adına tescil edilmesine ve Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü‘ne devredilmesine" karar verdi. Bu kararın ardından Yalova Atatürk Tarım İşletmesi‘ndeki hayvanlar dahil taşınır her türlü mal, TİGEM Genel Müdürlüğü tarafından gereksinimi olan işletmelere tahsis edildi. Üretilen fidanların büyük bölümü de satıldı ya da başka işletmelere gönderildi. Ayrıca yeniden tarım arazisi saptamasına gidildi.

İşletmede 3 yıl önce kurulan kivi bahçeleri ilk ürününü bu yıl verecek. 2003 yılında 1.7 trilyon lira zarar eden işletme, yalnızca kivi bahçelerinden bu yıl 1.5 trilyon lira gelir sağlamayı bekliyor. Kivinin özelliği gereği gelecek yıllarda bu gelirin katlanarak artacağı vurgulanıyor. Kapatma kararının tam bu aşamada çıkması bir yandan üzüntü verirken, diğer yandan dikkat çekici bulunuyor. Çiftlikteki ziraat mühendislerinin atamalarının çıkarılmasıyla kivilerin bakımsız kalacağı belirtiliyor.

Konumu ve arazisinin niteliği açısından sürekli rant kaynağı olarak görülen işletmeye yönelik olarak Yalova Belediyesi‘nin çeşitli tarihlerde el koyma girişimleri olduğu biliniyor. Son olarak Yalova Belediye Meclisi‘nin 04.10.2004 tarihli toplantısında konu gündeme geldi. Toplantıdan, çiftliğe ait taşınmaz malların "çok amaçlı sosyol-kültürel-eğitim ve ekonomik tesisler yapmak üzere belediyeye devredilmesi" kararı çıktı.

‘Siyasi desteği arkamıza aldık‘

Meclis tutanaklarına göre bu toplantıda Yalova Belediye Başkanı Barbaros BİNİCİOĞLU, "Karşılıklı mutabakat ile bu yere bir değer konulacak. Ne onları ne de bizleri rahatsız etmeyecek bir değerde anlaşacağız. Bu konuda gerekli siyasi desteği arkamıza aldık. Teknik desteği de aldık. Bir problem çıkacağını sanmıyorum. Burasının Yalova hayatına katılması bir dönüm noktası. Bir reform, bir devrim olacağını söyleyebilirim" diye konuştu.

Ancak 4.10.2004 ve 13/170 sayılı bu karar ve devamındaki plan değişikliklerinin iptali için Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Bursa 3. İdare Mahkemesi‘nde yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtı. Bu dava halen sürüyor.

AKP‘li Yalova Belediyesi‘nin, araziyi gerçek değerinin çok altında tekliflerle alma isteği de, Sami GÜÇLÜ‘nün döneminde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nca reddedildi. Bunun üzerine Yalova Belediye Başkanı Barbaros BİNİCİOĞLU‘nun Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ile görüşmesinin ardından YPK kararı çıkarıldı. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü‘ne devredilen arazinin belediyeye devri için çalışmaların ise halen sürdüğü belirtiliyor.

İslam Bankası ile protokol

Yalova Belediyesi‘nin alana, deniz ve termal turizme yönelik tesisler ile bir üniversite yaptırmayı planladığı vurgulanıyor. Dubai İslam Bankası ile turizm protokolü imzalayan Yalova Belediyesi‘nin, işletmedeki kampların bulunduğu alanı turizm tesisi kurmak üzere İslam Bankası ile Çalık Holding ortaklığına tahsis edeceği ileri sürülüyor. Belediyenin bu amaçla İl Meclisi‘nden karar çıkartmaya çalıştığı kaydediliyor. Çiftlik arazisini odak alarak Yalova‘da turizm bölgesi oluşturmaya çalışan belediye, YPK‘nin tasfiye kararındaki "tarım arazilerinin tarım arazisi olarak korunması" koşulunu da, "organik tarım" gibi proje başlıklarıyla aşmaya çalışıyor.

Atatürk‘ün halka bağışladığı tarım arazilerinin bu şekilde kullanılmak istenmesi kamuoyunda büyük tepkiye neden olurken, Atatürk‘ün evinin halen Araştırma Enstitüsü arazisinde yer alması nedeniyle şimdilik kurtulduğu belirtiliyor. Çalık Holding‘in de Atatürk‘ün evinin restorasyonu için 300 milyar lira bağış yaptığı bildiriliyor.

Deprem kuşağına turistik tesis!

1999 depreminden sonra prefabriklerin kurulduğu Çınarcık Yolu üzerindeki çiftlik arazisinin "heba" olduğuna işaret eden yetkililer, turizm tesisinin de aynı sonucu doğuracağını vurguluyor. Yalova‘da turizm sezonunun 2-2.5 ay sürdüğünü anlatan yetkililer, tarım işletmesinin bir turizm işletmesinden daha fazla gelir getireceğini söylüyor. Deprem kuşağında yer alan Yalova‘nın geçmişte yaşadığı acı deneyimleri anımsatan uzmanlar da, olası bir depremin bu işletme arazisine yapılacak yerleşim alanlarındaki insanların ölümüne yol açabileceğine dikkat çekiyor.

İşletmedeki tarım arazilerinin süreç içinde "tarımsal özelliğini yitirdiği" iddiasıyla tamamen imara açılmasından endişe ediliyor. Süs bitkileri alanında İzmir ve Antalya ile yarışan Yalova‘nın TİGEM işletmesinin kapatılmasının ardından bu alanda da gerilere düşeceği belki de sektörden tamamen çıkacağı vurgulanıyor.

TİGEM‘de 3 aydır mal taşınıyor

Atatürk Tarım İşletmesi‘nin personeli ise bir yandan çalışmaları aksatmadan sürdürürken, diğer yandan eli kulağında bakanlıktan gelecek tayinleri bekliyor. Kendilerini tarıma adamış, çiftlikteki her ürüne çocuğu gibi bakan çalışanlar, bu belirsizlik ortamının biran önce son bulmasını istiyor.

Yalova Atatürk Tarım İşletmesi Müdürü Mümtaz YURDAGÜL, YPK kararının ardından 3 aydır mal taşıdıklarını belirtirken, 12 seranın söküldüğünü, tahsis dışı olup da değerlendirme olanağı bulunan diğer varlıkların da ihaleyle satıldığını kaydetti. YURDAGÜL, tasfiye kararının alındığı 15 Mart 2005‘ten bu yana çiftlikte, meyve bahçelerinin bakımı ve zirai mücadele gibi çalışmaları da ara vermeden sürdürdüklerini söyledi.

Çiftlikte 253 dekarlık arazi üzerine kurulu kivi bahçelerinin ilk ürününü bu yıl vereceğini anımsatan YURDAGÜL, ortalama 3 ton ürün karşılığında 1.5 trilyonluk gelir beklediklerini kaydetti. YURDAGÜL, "Bu gelir bizim giderlerimizi karşılardı. Biraz üzüntü veren tarafı o. Biz yatırımı yaptık, bu işi gerçek anlamda sürdürecek biri varsa çok mutlu olurum. Çünkü çok emek verdik. Tesis büyük bir zahmet. Çok yoğun bakım istiyordu. Umarım bu işi yapabilecek birilerinin eline geçer. 3-5 sene sonra buraya geldiğimde dekardan 3-5 ton ürün alınıyor olursa çok memnun olurum" diye konuştu.

İşletmenin 60 yıllık deneyimi bulunduğuna işaret eden YURDAGÜL, "Burada devletin şartlarında ne kadar yapılabilirse bundan daha fazlası yapıldı" dedi.


 

İleri tarımın kaynağı Araştırma Enstitüsü

Yalova‘da, ilkokul mezunu bir çiftçiyi, neredeyse mühendis kadar bilgili duruma getiren ve kentin bağ-bahçe sektöründe önemli aşamalar kaydetmesini sağlayan Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, 1961‘den bu yana ulusal ve uluslararası düzlemde çalışmalarını başarıyla sürdürüyor.

Atatürk Tarım İşletmesi, diğer adıyla Millet Çiftliği arazisi üzerinde 1961 yılında "Bahçe Kültürleri Bölge Araştırma Enstitüsü" adıyla çalışmalarına başlayan kurum, 1986 yılında Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü adını aldı. Meyve, sebze, çiçek ve bağıcılık konusunda temel ve uygulamalı araştırmalar yaparak, bu ürünlerde uygun üretim tekniklerini ve girdi kullanımını saptayan kurum, yüksek verimli, kaliteli, hastalık ve zararlılara dayanıklı, tüketici isteklerine uygun tür ve çeşitleri geliştiriyor.

Yalova özelinde kalmayıp ülke geneline yönelik çalışmalar yapan ve uluslararası düzlemde ikili ilişkilerle birçok proje yürüten Araştırma Enstitüsü, her yıl düzenli olarak ziraat mühendisleri, ziraat teknisyenleri, ev ekonomistleri ve üreticilere yönelik kurs, seminer, konferans gibi eğitim programları düzenliyor. Halka açık yeni iş kurma ve beceri artırma kurslarının yanı sıra Ziraat Fakülteleri ve Meslek Yüksek Okulları öğrencilerine yönelik staj programları ile uluslararası eğitim organizasyonları gerçekleştiriliyor.

Enstitüde, Islah ve Genetik, Yetiştirme Tekniği, Hastalık ve Zararlılar, Hasat Sonrası Fizyolojisi, Gıda Teknolojisi, Program ve Proje Değerlendirme bölümleri yer alıyor. Enstitü, 3.500 metrekare idari bina ve bölümler, 2.000 metrekare toplantı salonları ve sosyal tesisler, 4.000 metrekare üretim tesisleri ve depolar, 9.000 metrekare cam ve plastik sera olmak üzere 18.500 metrekare kapalı alan, 410 da meyve, 190 da sebze, 160 da bağ-kivi, 20 da süs bitkileri anaç, çeşit, gen muhafaza ve araştırma tesisleri, 220 da yeşil alan ile yaklaşık her yıl 120 da münavebe parselleri olmak üzere toplam 1200 da alana sahip bulunuyor.

Enstitünün yaptığı araştırmalar ve 20 yıl öncesinden atılan adımlar sonucu bugün Yalova‘da gelişmiş tarım teknikleri uygulanıyor. Ancak elde edilen bu başarıya karşın deniz kıyısında arazileri bulunan Araştırma Enstitüsü de, TİGEM gibi rant aracı olarak görülmekten kurtulamıyor. Enstitünün arazisine göz dikenler olsa da şu an için tehlike yaratacak bir uygulama bulunmuyor.


 

‘Tarım arazilerine yönelik tehdit artıyor‘

Atatürk Tarım İşletmesi‘nin turizm tesisi kurulmak üzere Arap sermayesine verilmek istenmesine karşı gösterilen tepkilerden bazıları şöyle:

Gökhan GÜNAYDIN (Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı): Yalova‘nın da içinde bulunduğu ülke genelindeki 32 TİGEM işletmesi, araştırma, ülkenin tohum ihtiyacının karşılanması ve özel ekolojik bölgeler olması nedeniyle korunuyor. AKP hükümeti tarım arazilerini ranta açma konusunda son derece kararlı davranıyor maalesef. Bu uygulamalar, kaybedilince tekrar kazanılması olanaksız olan birinci sınıf tarım arazileri üzerindeki tehdidin giderek artmakta olduğuna işaret ediyor.

Gürol ERGİN (Ziraat Mühendisleri Odası Eski Başkanı ve CHP Muğla Milletvekili): Böyle bir olayı kabullenmemiz, içimize sindirmemiz kesinlikle mümkün değil. Türkiye‘de bir Mustafa Kemal varsa yapılan onun aziz anısına karşı çok büyük bir yanlışlıktır. Çünkü Mustafa Kemal Yalova‘yı Türk Ulusu‘na armağan ederek bu dünyadan göçtü. İster büyük Atatürk‘ün Türk Ulusu‘na armağanının elinden alınması açısından, ister deprem kuşağında olması, ister meyvecilikte örnek olmuş çiftlik olması açısından ele alınsın kabul edilemez. Gerekeni yapacağız. Bir şekilde bu yanlış önlenecektir.


 

TİGEM için açılan davaya müdahil olduk

Tarım-İş Sendikası‘nın, Atatürk Tarım İşletmesi‘nin tasfiyesine yönelik YPK kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açtığı davaya ODA‘mız da müdahil oldu. Sendikanın dava dilekçesinde, YPK kararının mevzuat ve kamu yararına aykırı olduğu belirtilerek, şu unsurlara dikkat çekildi:

  • Hazine‘ye devredilerek tasfiye edilen işletme arazisi, büyük ihtimalle ya sembolik bir rakamla veya bedelsiz olarak Yalova Belediyesi‘ne devredilecektir. Yalova Belediyesi‘nin niyeti de kararlarından bellidir. Gerek üniversite, gerek sanayi gerekse konut alanı vs. olarak yerleşime açılacaktır.
  • Böyle bir işlemle Mustafa Kemal Atatürk‘ün kendi öz varlığı iken tüm milletine hediye ettiği ve devrettiği, devir tarihi olan 1937 yılından bu yana milletin malı olarak kalan bu işletme arazisi siyasi rant uğruna elden çıkarılmaktadır. Hiçbir şekilde dilememekle birlikte olası bir depremde, bu işletme arazisine yapılacak yerleşim alanlarına yerleşecek kişilerin de muhtemelen ölümlerine neden olunacaktır.
  • YPK‘ye işletmelerin devri ve tasfiyesi ile ilgili olarak verilmiş ne görev ne de yetki vardır. Aksine, örneği ekli TİGEM Ana Statüsü‘nün 23. maddesinde, Tasfiye konusunda ilgili Kanun hükümlerinin uygulanacağını amirdir. İlgili KHK ise 233 sayılı olandır. Bu nedenle iptali istenen YPK kararı iptale mahkumdur. Bunun için de kararın uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız tasarrufların engellenebilmesi için öncelikle yürütmenin durdurulmasını talep ediyoruz.
  • Bu işletmede müvekkil sendika üyesi 39 işçi, bunların yanı sıra 14 memur çalışmaktadır. İptali talep edilen karar uygulanır ve işletme tasfiyeye sokulup, arazisi hazineye devredilirse, tüm bu insanlar işsiz kalacak ve kendileri ile birlikte aileleri de dahil 200-250 kişi açlığa terk edilecektir.

Okunma Sayısı: 13775
Fotoğraf Galerisi