YANLIŞ TARIM POLİTİKALARININ FATURASI TÜTÜN ÜRETİCİLERİMİZE ÖDETTİRİLEMEZ

DENİZLİ
08.07.2010

Denizli Şubemiz basın açıklaması yaptı.

 

       YANLIŞ TARIM POLİTİKALARININ FATURASI TÜTÜN ÜRETİCİLERİMİZE cÖDETTİRİLEMEZ 

 

        İlimizde tütün üreticilerimizin yaşadığı sıkıntıları, yerinde incelenerek rapor haline getirildi ve 5 Haziran 2010 tarihinde konu ile ilgili basın açıklaması yapıldı.

       Şube Başkanımız, bazı siyasi parti ve üretici temsilcileri ile birlikte 2 Haziran 2010 tarihinde, Kale, Tavas, Serinhisar ve Acıpayam ilçelerimizde, tütün ekim alanlarını gezerek ve üreticilerimizle görüşerek, yoğun yağışa bağlı olarak oluşan maviküf salgınının yarattığı zararları tespit ederek, konu ile ilgili yetkililere sunulmak üzere rapor hazırladı.

     Ayrıca konu ile ilgili olarak 5 Haziran 2010 tarihinde Denizli Ziraat Odası ile birlikte basın açıklaması yapıldı.

 

BASIN AÇIKLAMASI

 

 

YETKİLİLERİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ

  

 

   Devletin düzenleyici ve piyasaya müdahale kurumu olan Tekel‘in özelleştirilmesi ile tütün üreticilerimiz, serbest piyasanın acımasız koşulları ile karşı karşıya kalmış,aracı ve şirketlerin adeta insafına terkedilmiştir.

       Bugün için gelinen bu noktada,zaten örgütsüz olan ve ürün fiyatlarının belirlenmesinde etkisiz kalan,bir yandan her geçen gün artan girdi fiyatları yanında  ,2007-2008 yıllarında yaşanan kuraklığın henüz etkisini atamadan,ardından gelen küresel krizin etkileri ile üreticilerimiz tam bir çıkmaza girmişlerdir.Tüm bu süreçler devam ederken özellikle bu yıl etkisini her geçen gün hissettiren küresel iklim değişikliğine bağlı olarak değişen yağış miktarı,şekli ve zamanının yanında  sıcaklıklarda oluşan değişimler,başta tütünde olmak üzere bir çok üründe zarara neden olmuştur.Artık üreticilerimizin her geçen gün artan ne harçlarını ödeyebilecek ne de girdi alıp üretim yapabilecek ,dahası hayatlarını idame ettirebilecek güçleri  kalmamıştır.

      DEĞİŞEN HAVA KOŞULLARI VE ZAMANINDA ALINMAYAN ÖNLEMLER, BU YIL İLİMİZDEKİ TÜTÜN ÜRETİCİSİNİ YIKIMA UĞRATTI.

      İlimizdeki 2010 yılı itibari ile Bekilli ilçemizde 9500 dekar alanda 650 üreticimiz,Tavas ilçemizde 78120 dekar alanda 3976 üreticimiz,Güney ilçemizde 20 000 dekar alanda 1200 üreticimiz,Acıpayam ilçemizde 16850 dekar alanda 1595 üreticimiz,Kale ilçemizde 46000 dekar alanda 2889 üreticimiz,tütün şirketleri ile yaptıkları sözleşme esasları üzerinden tütün yetiştiriciliği yapmaktadır.

      Sonuç olarak İlimizde toplam olarak 188470 dekar alanda 10045 sözleşmeli  üretim yapan üreticimiz hayatlarını sadece   tütün yetiştiriciliğine bağlamış olup,yaklaşık 35000 insanımız tütün yetiştiriciliği ile doğrudan ilişkilidir.Bunun yanında en az 2000 üreticimizde arazi kiralama ile tütün üretimi yapmakta olup, ilimizde tütünle ilgili bu sayı 45000‘e ulaşmaktadır.

     Dekara 50-80 kğ arasında tütün  alınan ilimizde, dekara maliyet az çok değişmekle birlikte,bugün için bu aşamada yapılan masraflar, arazi kirası hariç 400-450 Tl civarındadır.

 

     2010 yılı tütün üreticimizin yıkım yılı olmuştur.

 

     Bu yıl havaların,hasat zamanına kadar yağışlı,nemli ve kapalı oluşu yanında hava sıcaklıklarınında yıkıma neden maviküf (tütün  mil diyosu yada benek hastalığı) hastalığının salgın hale gelmesine ve tütünde %80‘lere varan ürün kaybı  yanında kalitesizleğe de  neden olmuştur.

     Yaptığımız araştırmalarda söz konusu hastalığın Bekilli de %30-40 Güney,Tavas ve Acıpayam ilçelerinde % 60-70

      Kale‘de ise %80-90 oranlarında ürün kaybına ,geri kalan ürünlerde de kalite kaybına neden olduğu görülmüştür.

 

    Üreticimiz maviküf hastalığı salgınında yalnız bırakılmıştır.

 

     Üreticilerimizin sözleşme yaptıkları şirketlerin teknik elemanlarının,tütün ekim sahalarında zamanında ve yerinde periyodik kontrol ve gözlemlerini yapmamaları , üreticilerimizi zamanında ve sahada doğru ve zamanında bilgilendirmemeleri,üreticilere ruhsatlı ilaçlar yanında  ruhsatsız ilaç önermeleri,tütünde ruhsatlı ilaçların bir kısmının piyasada hiç bulunmaması,üreticilerimizin bilgilendirilmemesi  sonucunda yanlış ve eksik ve uygun zamanda,istenilen sıklıkta ilaçlama yapmamaları yaşanan felaketin nedeni olmuştur.

    

     Oysa söz konusu salgın hale dönüşen hastalık için,ruhsatlı ilaçlar daha hastalığın başlangıcında ,tüm tütün ekili alanlarda,aynı zamanda,aynı dozda ve aynı sıklıkta (20-25 günde bir değilde 10 günde bir )yapmaları gerekiyordu.

   Özetle,  İlimizde tütün yetiştiriciliğinde bu yıl yaşanan felaketin sorumluları,üreticiye sadece kendi çıkarlarına uygun,tek yanlı sözleşme yapan şirketler ile Tarım İl Müdürlüklerini devre dışı bırakan politikaları uygulayanlardır .

     Şirketlerle yapılan sözleşmelerde,  olağanüstü koşullarda üreticilerimizi koruyup kollayan hükümlerin yer almaması,şirketlerin kendi sorumluluklarını zamanında ve doğru olarak yerine getirmemeleri,hastalıktan zarar görmüş ürünler için  alım garantileri vermemeleri,tek yanlı olarak ürün fiyatlarını belirlemeleri , böylesi gelişmeler karşısında, üreticinin masraf ve zararlarının karşılamamaları üreticilerimizi tam bir çaresizliğe itmektedir.

      Yapılan sözleşmelerde,ürünün kalite ölçütünü de şirket yetkilileri belirlemekte,ürünü kaça alacakları ve ödemelerin nasıl yapılacağı da net değildir.

 

      ÜRETİCİLERİMİZ YAŞANAN SIKINTILARIN SORUMLUSU DEĞİLDİR.

  

      Üreticilerimizin her geçen gün  artan gelir kayıpları ile beraber,yine her geçen gün katlanarak artan (mazot,gübre,ilaç,elektrik vb) girdi fiyatları yanında diğer tüketim mallarının artan fiyatları,üreticilerimizi bankalara borçlanarak,her geçen gün daha fazla borç alarak, hayatlarını idame etmeye mecbur kılınmışlardır.

     Sonuçta üreticilerimizin hiçte nedeni olmadıkları bugün yaşadıkları sıkıntıların nedenini bugün sektörde uygulanan politikalarda aramak gerekmektedir

.

     ÜRETİCİLERİMİZİN ZARARI HEMEN KARŞILANMALI.

 

     Evet ilimizde tütün yetiştirici üreticilerimiz bugün tam olarak çaresiz ve umutsuzdur.

     Eğer üreticilerimizin zararlarının yanında,bugüne kadar dekar başına ortalama 400-450 TL olarak yaptıkları giderler de kendilerine ödenmezse,ne bankalara olan borçlarını zamanında ödeyebilecekler,ne de gelecek yıl için girdi alıp tütün ekimi yapabileceklerdir.

     Gelecek yıl hasad sonuna kadar yaklaşık 20 ay boyunca üreticilerimizin nasıl yaşamlarını sürdürecekleri doğru öngörülürse, bankalara olan borçlarının gelecek yıllara ötelenmesi de sorunlarını çözmeyecektir.Zaten üreticilerimizin geldikleri bu noktada ne bankara ödeyecekleri borçlar ne de insanca yaşayacak paraları yoktur.

      Ayrıca çiftçi kayıt sistemine tabii olan üreticilerimize zaten çok az olan mazot ve gübre desteklerinin hemen ödenmesinde yaşadıkları sıkıntılarını gidermeyecektir.

      Zaten mevcut tütün üreticilerimizin en azından %20‘i toprak kiralama yolu ile üretim yapmakta dolayısıyla mevcut mazot ve gübre desteklerinden yararlanamamakta,destekler tarla sahibine gitmektedir.

     Üreticilerimizin bugüne kadar üretim için yaptıkları tüm masraflarının yanında zararlarınında yetkililerce  doğru tespit edilerek, kendilerine zamanında  ödenmesi bir zorunluluktur.

    Zaten gerek devlet organları ve gerekse alıcı şirketler böylesi doğal afetler karşısında ortaya çıkan zararların, üreticimize ödenmesi doğrultusunda, bir programı yasal olarak ortaya koymaları ve uygulamaları bir zorunluluk olmalıdır.

 Yine ayrıca   devletin böylesi gelişmeler karşısında aynı zararların aynı nedenlerle gelecek yıllarda da yaşanmaması adına, gerekli tüm önlemleri sürdürebilirlik temelinde, teknik ve ekonomik alt yapıya dayalı bir program oluşturması ve yaşama geçirmesi görev ve sorumluluğudur.

    Bu durum sadece tütün için değil mevcut iklim koşullarına bağlı olarak önümüzdeki süreçlere ilişkin diğer ürünler içinde geçerli olmalıdır

 

     .SONUÇ OLARAK

 

    İlimizde tütün ekimi yapılan alanlarda gerek iklim ve gerekse toprak yapısı, tütüne  ekonomik olarak alternatif  bir ürün yetiştirilmesine fazla olarak vermemesi, tütüncülük  söz konusu üreticilerimizin tek geçim kaynağıdır.

      Gerek mazot ve gübre destekleri , gerekse mevcut salgın hastalığın neden olduğu zarar miktarı toplamı, dekar başına yapılan tüm masraflar doğrudan üretim yapan üreticilerimize ödenmelidir.

    Kamu yetkililerini göreve davet ediyoruz.                                                    06.07.2010

 

        İbrahim GÜR                                                                      Hamdi GEMİCİ

                                                                                                  

 

 Ziraat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı                  Denizli Ziraat Odası Başkanı

    

 

 

 

 

Okunma Sayısı: 949