YAŞAYABİLECEĞİMİZ BİR ÜLKE, YAŞAYABİLECEĞİMİZ BİR DÜNYA İSTİYORUZ
TMMOB 48. Dönem Yönetim Kurulu 5 Haziran 2024 tarihinde Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.
YAŞAYABİLECEĞİMİZ BİR ÜLKE
YAŞAYABİLECEĞİMİZ BİR DÜNYA İSTİYORUZ
5 Haziran 1972 tarihinde Stockholm’de toplanan Birleşmiş Milletler Stockholm Konferansı`nda insanların çevre ile ilişkisi üzerinde durularak, temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamanın temel bir insan hakkı olduğu kararıyla 5 Haziran tarihi “Dünya Çevre Günü” olarak kabul edilmiştir.
Doğayı ve insan yaşamını yok sayan kapitalist sömürü düzeninin yıkıcı etkilerinin artarak kendini hissettirdiği son yıllarda “Dünya Çevre Günü”, kapitalizmin dünya çapında yarattığı tahribata karşı çevre mücadelesinin vurgulandığı bir gün olarak anlam kazanmıştır.
Bugün yaşadığımız çevre sorunları en başta kapitalist düzenin açığa çıkardığı sömürünün, rantın, kar hırsının sonucudur.
İnsan ile insan arasındaki ilişkiyi sömürü temelinde kuran, üçüncü dünya savaşı olarak nitelendirilen günümüzdeki koşulların sağlayıcısı olan kapitalizmin çevre ile ilişkisi de sömürü üzerine kuruludur. 5 Haziran Dünya Çevre Gününde sorgulanması gereken şey kapitalizmin kendisidir.
Kapitalist sömürünün, neoliberal yağmanın karşısında bilim ve teknik ile durarak; yaşanabilir bir ülke ve dünya mücadelesi vermek, bugün bizim en yaşamsal önceliğimiz olmalıdır.
Kâr hırsının ve gündelik çıkarların insanlığın, doğamızın ve gezegenimizin geleceğini tehdit etmesine izin veremeyiz.
Ne yazık ki bugün ülkemizin her yanında da çok büyük çevre sorunları yaşanmaktadır.
AKP iktidarı boyunca ülkemizdeki çevre sorunları da sistematik olarak artmakta ve dahası iktidarın rant politikaları ve alınmayan önemler nedeniyle sorunlar giderek büyümekte, ülkemizin geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşmaktadır. Ormanların, kıyıların, nehirlerin, meraların birer rant alanına dönüştürülmesi, doğal varlıklarımızın yok olmasına neden olmakta ekolojik denge bozulmaktadır.
Yaşam alanlarımız ve gelceğimiz bir bir elimizden alınırken, bu yıkım ve yağma yetmezmiş gibi sermayedarların kar hırsı ile her yeni güne daha büyük facialarla ile uyanır hale getirilmekteyiz. En son Erzincan İliç altın madeninde liç sahasında yaşanan kayma ile yaşadığımız facia bu yıkımın en acı örneklerindendir. İliç faciası, 9 emekçinin hayatını kaybettiği bir cinayeti olmakla birlikte ülke tarihimizde görülmüş en büyük çevre felaketlerinden birisidir. Fırat Nehrinin hemen yanı başındaki felaketin olası boyutlarını tahmin edebilmek hiç de zor değildir. Fırat Nehri, ülkemizde 11 şehri dolanmakta ve sınırlarımızı aşarak toplamda 3 ülkeyi katedip denize dökülmektedir. Uzun yıllar etkisinde kalacağımız felaketin sorumluları şirket ile birlikte izin ve denetim süreçlerinden sorumlu kamu kurum kuruluşlarındaki yetkililerdir.
Dünya Çevre Günü vesilesiyle yeniden hatırlatmak istiyoruz; madenlerimiz ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının yağma alanı olmaktan çıkarılmak zorundadır. İliç altın madeni işletmesi kapatılmalı, tüm izin ve ruhsatlar iptal edilmeli, yeniden işletmeye alınmasına asla izin verilmemelidir.
Anayasamıza göre "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir". Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Gelecek nesillere yaşayabilecekleri bir dünya bırakabilmek için, ekolojik bir krize dönüşen çevre sorunlarının çözümünde, bütüncül politikaların, hukuksal ve kurumsal düzenlemelerin geliştirilmesi ve uygulanması gerekir.
TMMOB olarak, çevreyle uyumlu bir kalkınma ve sanayileşme için, derelerimizin, ormanlarımızın, tabiat varlıklarımızın korunması için, insanlarımızın sağlıklı bir çevrede huzur içinde yaşaması için mücadele etmeye, mesleki teknik bilgimizi bu doğrultuda seferber etmeye devam edeceğiz.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
48. Dönem Yönetim Kurulu