YENİ ANKARA GAZETESİ: “TARIMDA SÜREKLİLİĞİ SAĞLAYAMAZSAK, DIŞA BAĞIMLI HALE GELİRİZ!” - 26 NİSAN 2025

YENİ ANKARA GAZETESİ: “TARIMDA SÜREKLİLİĞİ SAĞLAYAMAZSAK, DIŞA BAĞIMLI HALE GELİRİZ!” - 26 NİSAN 2025
MERKEZ
28.04.2025

ZMO Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, Türkiye'de etkili olan don, dolu ve sel olaylarının tarım ürünlerine büyük zarar verdiğini ve rekoltede ciddi azalmalar yaşandığını belirterek, "Bu doğal afetler gıda arz açığını artıracak ve üreticinin gelir elde etmesini zorlaştıracak” dedi.

 

Türkiye genelinde yaşanan “Zirai Don” ve ardından gelen şiddetli yağışlara bağlı olarak sel felaketi ile karşı karşıya kalınması üzerine, TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, çiftçilerin yaşadığı mağduriyetin acilen giderilmesi gerektiğini istedi. Suiçmez, tarımda sürekliliğin sağlanamaması halinde, ülkenin dışa bağımlı hale geleceğini söyledi.

Yeni Ankara muhabiri ile görüşen Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Suiçmez, şöyle konuştu:

“ŞİDDETLİ HAVA OLAYLARI”

Geçtiğimiz hafta Türkiye'yi etkileyen şiddetli bir don olayı yaşandı. Meyve ve sebze ürünleri ile tarlalardaki ürünler büyük zarar gördü. Bu durumun yarattığı hasarların giderilmesi konusunda endişeler devam ederken, aşırı yağışların sel zararına, kuraklığın ise önümüzdeki yazda tekrar yaşanmasına yol açacağına dair meteorolojik veriler de ortaya çıkmaktadır. Dün Ankara'da şiddetli bir dolu ve sel zararı meydana geldi. Polatlı'daki bu meteorolojik olaylar, tarım ürünlerinin zarar görmesine, rekoltenin azalmasına ve ürünlerin kalitesinin bozulmasına yol açtı. Bu da gıda arz açığının artmasına ve doğal olarak fiyatların yükselmesine sebep olacak. Ancak üretici, artan fiyatlardan yeterli gelir elde edemiyor. Bu durum tüketiciyi de yüksek fiyatlarla meyve, sebze ve diğer tarım ürünlerini almak zorunda bırakıyor. Bu aşamada; dolu, don, sel ve kuraklık gibi olumsuz etkilerle karşılaşan çiftçiler için sigorta sistemi büyük önem taşıyor.

“GEÇ ÖDENEN DESTEK, GERÇEK ANLAMDA BİR DESTEK DEĞİLDİR”

Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSİM) yaygınlaştırılması gerekse de poliçe bedelleri ve kesintiler çok yüksek, ayrıca kayıtsız çiftçiler sigortadan faydalanamıyor ve hasar tespitleri doğru yapılamıyor. Bu nedenle başvuru oranı bitkisel ürünlerde yüzde 30 seviyelerine kadar düşüyor. İklim faktörlerinin dışında ise yüksek gıda enflasyonunun etkisiyle, döviz kuru artışı ve yükselen mazot fiyatları gibi sorunlar da çiftçiyi olumsuz etkiliyor. Buna rağmen, girdilerdeki artışa karşın herhangi bir indirim yapılmıyor. Zaten destek bütçesi oldukça sınırlıydı ve geçen yılın destekleri hala ödeniyor, bu yılın destekleri ise ancak gelecek yıl ödenecek. Geç ödenen destek, gerçek anlamda bir destek değildir. Önümüzdeki günlerde, ürünler hasat edilmeye başlandığında alım fiyatları tartışılmaya başlanacak ve geçen yıl açıklanan düşük teminatlı alım fiyatlarının yanı sıra, tüccarların ve şirketlerin sözleşmeli üreticilikte tarlada fiyatları baskıladığını da göreceğiz. Ekonomik krizin; dolu, don, sel gibi doğal afetlerin etkileri düşünüldüğünde, bu yılın alım fiyatlarının, üreticiyi alanda tutacak şekilde yüksek açıklanmasını talep ediyoruz.

"TARIMDA SÜREKLİLİĞİ SAĞLAYAMAZSAK, DIŞA BAĞIMLI HALE GELİRİZ”

Çiftçilerin zararlarının, TARSİM kapsamında ayrım yapılmaksızın, özellikle yoğun hasar gören bölgelerde afet bölgesi ilan edilerek karşılanması gerekiyor. Ayrıca, çiftçilerin harcadığı girdilerin de mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Çünkü üretici, alandan uzaklaştığında geri dönmüyor ve tarımda süreklilik sağlanamazsa, dışa bağımlı hale geliriz. Bu bağlamda, dolu ve sel zararlarına, ayrıca önümüzdeki sonbahar ve ilkbaharda yaşanabilecek don felaketlerine karşı gerekli önlemler alınmalıdır. Geçen yıl olduğu gibi kuraklık etkilerine karşı da sulama yatırımları ve üreticiyi koruyucu desteklerin artan bir şekilde ödenmesi gerektiği düşünülmelidir. Tarım Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından sağlanan finansmanla, dış ticaretin düzenlenmesi ve ihracat yasağı getirilmemesi, aksine dışarıdan ürün alımına karşı korumacı önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır. Ticaret Bakanlığına önemli görevler düşüyor; eğer çiftçimizi gecikmeden korursak, tüketicimizi de korumuş oluruz.

“DOLU ZARARLARI, ARZ AÇIĞINI ARTIRABİLİR"

Don zararı, özellikle erken çiçek açan meyvelerde oldukça belirgin oldu. Ankara'da, kamuoyuna yansımamış olsa da birçok don zararı yaşandı. Tarım ve Orman Bakanı, stratejik ürünlerde zarar olmadığını belirtse de, dolu zararı da ciddi boyutlara ulaştı. Şu anda ekili olan hububat, buğday, arpa, mercimek ve sebzeler, dolunun şiddetiyle büyük hasar görebilir. Bu hasarların sonuçları önümüzdeki 1-2 hafta içinde netleşecektir. Ankara ve çevresindeki dolu zararı, üretim miktarımızı daha da düşürebilir. Eser zararı ise bölgesel olmakla birlikte, ekili arazilerde ürün kaybına neden olacaktır. Zararın büyüklüğü ve hangi ürünlerin etkilendiği, sigortalı olan çiftçiler için eksperlerin değerlendirmeleri, sigortasız olanlar için ise tarım il ve ilçe müdürlüklerinin hasar tespit çalışmaları sonrası kamuoyuna açıklanacaktır. Şu anda hasarın tam miktarını belirlemek mümkün değil, ancak dolu ve selin önümüzdeki 1-2 ay içinde tekrar etmesi bekleniyor. Bu durum, uzun vadede arz açığını olumsuz etkileyecektir. Özellikle meyve, buğday, arpa, mercimek, sebzeler ve ekilecek olan yeni ürünlerde ciddi kayıplar yaşanacaktır. Hem Ankara'da hem de Türkiye genelinde bu sorunları maalesef yaşayacağız.

Haberin kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.

Okunma Sayısı: 18
Fotoğraf Galerisi