YENİ DÖNEM: DENİZ BİTTİ, GEMİ KARAYA VURDU…- 16 NİSAN 2025

Bugün tarımı konuşacağız.
Aslında yaşadığımız iklim krizi nedeniyle her gün önceliğimiz olması gereken tarım maalesef pek ilgi görmüyor.
Ne zaman revaçta olacak söyleyeyim:
Aç kalınca, yapay gıda yemeye başlayınca!
Hâlâ bir şansımız var diye düşünüyor ve bu nedenle çabalıyoruz.
Alanın uzmanları bazen basınla bazen siyaset aracılığıyla yetkili makamlara ulaşmaya çalışıyor ve haykırıyor:
“Tarım, bilimin ışığında yapılmalı. Doğru planlama yapılmalı; su tasarrufu sağlanmalı!”
Bunun için ilk adım cumartesi günü atıldı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Merinos AKKM’de ‘Büyük Çiftçi Buluşması’ gerçekleştirdi.
Hayatım boyunca bu kadar çiftçiyi bir arada ilk kez gördüm.
Sık dile getirilen ‘tarımsal üretim yapan kalmadı’ yorumunu düşündüm, ‘o kadar da kötü değilmiş hâlimiz’ dedim.
Tabii şimdilik!
***
Program heyecanlı bir açılışla başladı.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Tarım Peyzaj A.Ş. Genel Müdürü Sedat Akar, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak ve CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal protokoldeydi.
Konuşmalarda mesaj netti: Çiftçiye yardım edilmeli çünkü tarım hepimizin geleceği!
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal şunu da vurguladı:
“Gıda enflasyonunda dünyada 1.’yiz.”
Ne mutlu!
Büyük Çiftçi Buluşması’nın ayrıntılarını öğrenmek ve son yaşanan zirai don olayı hakkında bilgi almak için TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak’a sorularımı yönelttim.
Bu noktadan sonra kendi yorumlarımın kimseye faydası olacağını zannetmiyorum.
Hâliyle söz Başkan Çakmak’ta.
***
KURU TARIMA GEÇİLİYOR
‘Büyük Çiftçi Buluşması’na katılım yoğun, ilgi büyüktü. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği adına umutlanabilir miyiz?
Daha önceki yerel yönetimler bizimle iletişime geçmiyordu. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Tarım Peyzaj A.Ş. fikirlerimizi alıyor, bu da çok kıymetli.
Çiftçinin bilimle buluşturulması adına kesinlikle çok önemli bir organizasyondu.
Eğitim zorunlu kılınmalı. Neden mi? Çünkü ‘damla sulama sistemi’ uygulasak bile çiftçi onu unutuyor ve salma sulamadan farkı kalmıyor. Yönlendirmek zorundayız; her bitkinin farklı su ihtiyacı mevcut. Bunları anlatarak sudan tasarruf sağlayabiliriz. Suyun yüzde 77’si tarımda kullanılıyor ve durum iyiye gitmiyor.
Bir örnek vereyim, haberlerde görmüşsünüzdür:
Aydın’da çiftçiye suyun yarısını verebiliriz, gerisi kuru tarım olacak dendi!
SU BİTTİ!
Su kenti Bursa’da da böyle bir ihtimal var mı?
İznik Gölü’nden Orhangazi ve İznik çiftçisine DSİ su veremeyeceğini açıkladı. Gölette su yok. Bunlar önemli konular. Deniz bitti, gemi karaya vurdu!
Çiftçi ve bilim muhakkak bir araya gelmeli. Minimum su, ilaç, gübre kullanımı ile girdi maliyetlerini aşağı çekmemiz gerekiyor. Bu yapılabilirse çiftçi tarımın içinde tutulabilir. Bunun bir de çevresel etkisi var. Fazla gübre su ile yıkanıp yeraltı kaynaklarını kirletiyor.
İLÇELERE DE YAYILACAK
‘Bu bir başlangıç’ dediniz, bundan sonrası için hareket planı nedir?
Tabii basın mensupları başkanlar konuştuktan sonra salondan ayrıldı. Asıl önemli kısmı kaçırdınız; soru-cevap bölümü.
-Basına karşı bu sitemi önemsediğim için yer vermek istedim. Bununla ilgili başka bir yazıda öz eleştiri yapacağım!-
Salon kalabalıktı belki verim düşük olmuştur ama soru-cevap bölümünde Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu, BUÜ Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Barış Bülent Aşık ve Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu spesifik konularda bilgi verdi, faydalı da oldu. Bundan sonra ilçe ilçe çiftçilere eğitim verilmesini sistemleştirmeliyiz.
***
YÜZDE 90’A VARAN ZARAR
Türkiye tarihinin en büyük zirai don olayı yaşandı. Bunun bedelini birlikte ödeyeceğiz. Nasıl bir süreç bizi bekliyor?
Sadece Bursa değil tüm Türkiye etkilendi. Başta kiraz, şeftali, kivi, armut, kayısı olmak üzere aklınıza gelen yörede yetişen tüm meyvede ciddi zarar var. Özellikle İznik, Orhangazi, Kestel bölgesi yoğunlukta olmak üzere yüzde 30- 90 arası zarar mevcut.
METAL KEMİRECEĞİZ!
Peki, ne yapılmalı?
Tarım Bakanlığı’nın tespitler yaparak, afet bölgesi ilan ederek, çiftçinin zararının telafi edilmesi gerekiyor. Çiftçi yoksa hiç başa çıkamayacak. Bu yaz pek çok meyvede ithalat başlayabilir.
Patateste yaşamıştık. Akdeniz’de de zirai don yaşanmıştı, erkenci patateslerde ciddi zarar olmuştu. O zarardan dolayı patates fiyatları yüzde 40-50 artış seviyelerine geldi. İklim krizleri kendisini iyiden iyiye hissettiriyor. Alışkanlıkları terk edip, ekim mevsimi değiştirilmeli.
Son bir yılda 2023 yılında 4750 futbol sahası tarım arazisi yok olmuş!
Bu korkunç bir rakam.
Biz bir türlü sanayiyi durduramadık.
Ova koruma kapsamında olmasına rağmen hızla yok oluyor.
İlerde metal kemireceğiz.
Maliyetler kültürel alışkanlık ve inanç sebebiyle ilerde yapay gıda gündemde olacak!
***
TARLADAN ÇATALA YOLCULUK
Tarımda kullanılan ilaçlar da -Pestisit vb.- diğer bir sorun. Buna alınabilecek bir önlem yok mu?
Gıda çatala gelene kadar bilimi kullanarak üretim yapmazsanız sonuç bu olur. Bilim insanları, ziraat mühendislerinin denetiminde, kalıntı çıkınca da onların da hesap verebileceği bir sistem kurulmalı. Sadece yurt dışına giden üründe kontrol değil, ülke için de de kontrol lazım.
Dışarı çıkarken kalıntı çıkıyor ama içerdeki ürün ne halde? Bilmiyoruz.
Karekod, barkod gibi okutunca; ‘hangi tarladan gelmiş? Neler uygulanmış?’ gibi bilgileri görebileceğimiz açık bir sistem şart. O zaman sağlıklı gıdaya erişimden bahsedebiliriz.
Şimdiye kadar analiz yapılmıyordu, bilmiyordu toplum. Konu yeni yeni gündeme geliyor.
***
Tarımdan söz açılınca tek bir başlıkla sınırlı kalamadık.
İlerleyen günlerde atılan adımların devamını bekliyoruz…
Haberin kaynağına ulaşmak için lütfen : TIKLAYINIZ