YENİ DÖNEM GAZETESİ: HAYVANCILIĞA KÖSTEK DEĞİL DESTEK OLUNMALI!- 1 MAYIS 2020
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez "Hayvancılık koşulsuz desteklenmeli" dedi.
Koronavirüs salgınıyla birlikte gıda krizi de dünyanın gündeminde. Son günlerin en çok konuşulan konularından biri de yerli tarımsal ve hayvansal üretim...
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez de yaptığı açıklamada bu konuya dikkat çekerek "Ülkemizde hayvancılıkta yaşanan sorunlar artarak devam ederken, kovid-19 salgını nedeniyle gerek bitkisel ürünlerde gerekse hayvancılıkta ithalat olanakları sınırlanmış, paramız olsa dahi dışarıdan hemen ürün alınamayacak konuma gelinmiştir!" dedi.
Suiçmez`in vurguladığı konular, Türk tarımının yıllardır en büyük sorunu olarak dillendirilen yüksek girdi maliyetleri. Tarımda olduğu gibi hayvancılıkta da girdi maliyetleri yüksek.
ZMO`nun açıklamasında maliyet girdileri arasında yem ham maddelerinin yüzde 70`inin dışalım yoluyla karşılandığını, yem ham madde ve yem bitkileri üretim planlamasının ve destekleme miktarının yetersiz kalması yer aldı.
Başkan Suiçmez`in paylaştığı veriler oldukça çarpıcı:
Tarım ve Orman Bakanlığı internet sayfasında yer alan verilere göre 2019 yılı 1. dönemi büyükbaş hayvan varlığı: 18 milyon 251 bin 226; küçükbaş hayvan varlığı 49 milyon 816 bin 60; toplam olarak ise 68 milyon 67 bin 286 adet...
1960 yılında Türkiye nüfusu 27 milyon 754 bin; toplam hayvan varlığı 72.670.000, kişi başına düşen hayvan sayısı 2,6 adet..."
2019 Türkiye nüfusu 83 milyon; kişi başına düşen hayvan sayısı ise 0,82 adet! (Ancak ZMO`nun hesabında Türkiye`de yaşayan Suriyeli ve diğer sığınmacılar yok. Onlar da sonuçta bu ülkede yaşıyor ve haliyle de besin tüketiyorlar. Türkiye`de yaşayan nüfus üzerinden hesaplama yaptığınızda en az 87 milyon kişiye 0,78 adet hayvan düşüyor!..)
Son 10 yılda yaklaşık 5 milyon büyükbaş, 3 milyon küçükbaş olmak üzere toplam 8 milyon baş hayvan dışalımı yapılmasına karşın kişi başına düşen hayvan sayısı böyle... Aynı dönem içinde 300 bin ton et de alınmış. Büyükbaş hayvan ve kırmızı et dışalımına toplam 8 milyar 100 milyon dolar ödeniyor. Dışarıdan alınan küçükbaş hayvan bedeli de eklenince, rakam 8 milyar 500 milyon doları buluyor!..
ZMO`NUN ÖNERİLERİ
ZMO`nun gündeme getirdiği çözüm önerileri ise şunlar:
"Gıda güvencesinin sağlanması, yurttaşlarımızın sağlıklı ve yeterli et tüketimi için ülkemizde hayvancılık koşulsuz desteklenmeli.
Başta yem olmak üzere tüm girdi maliyetlerini düşürmeye yönelik somut destekleme politikaları açıklanmalı.
Yem bitkileri üretimini artırma kadar kaba yem üretimini de artırıcı destekler hayvancılık destekleme paketinin içinde yer almalı.
Hayvanların ihtiyacı olan yem ham maddelerinin yurt içinde üretiminin planlanması ve yem açığının kapanması, yeme dayalı yetiştiriciliğin yanında meralarımızın amacı dışında kullanımı önlenerek mera hayvancılığı imkânlarının yaygınlaştırılması, üretim, girdi temini ve pazarlama üçgenini kapsayacak nitelikte kooperatifleşme ağı kurulması, hayvan ıslah çalışmalarının ciddi anlamda hayata geçirilmesi gibi projeler açıklanmalı.
TİGEM`lerin amacına yönelik hizmet vererek damızlık hayvan varlığının artırılması ve yeni üretim çiftliklerinin kurulması, ESK`nın kurumsal kapasitesinin artırılması ve yurt geneline yayılması ile piyasayı düzenleme işlevinin etkinleştirilmesi gibi kurumsal düzenlemeler yapılmalı.
En önemli sorun olan üretim maliyeti düşürülerek, hayvancılık yapmak yetiştiricilere yeniden cazip kılınmalı, yetiştiricilerin zarar etmeyeceği ve kâr marjının yüksek olacağı bir üretim ve pazarlama sistemi kurulmalı.
Bu sistem aynı zamanda tüketicinin de yeterli ete uygun fiyatla ulaşabileceği yapısal özellikler taşımalı. Gerek destekleme politikaları, gerek yerli üretimi artırmaya yönelik projeler, gerekse sisteme müdahaleye dönük kurumsal düzenlemeler ödünsüz uygulanmalı..."
DESTEK OLMUYORSUNUZ, BARİ KÖSTEK OLMAYIN!
Hazır söz hayvancılığa gelmişken... Karacabey`de genç bir çiftçi var; Sencer Solakoğlu. 11 yaşında İsviçre`ye gitmiş: ABD`de davranış bilimleri üzerine akademik kariyerini yapmış, birkaç yabancı dil biliyor.
2008 yılında Türkiye`ye geliyor. 2009 yılında Solakoğlu aile kuruluşu olarak Karacabey`de Feyz Çiftliği kuruluyor; işin başındaki üretimden sorumlu kişi Sencer Solakoğlu. Finansal yönetim eşi Ayça Solakoğlu tarafından yürütülüyor.
6 bin dönümlük arazide ekip biçtiği yemlerle 2 bin hayvanı besliyor. Tarlalar hayvan gübresiyle gübreleniyor. Feyz Çiftlik dünya standartlarında, bilimsel üretim yapıyor.
Sencer Solakoğlu aynı zamanda Tüm Süt Et ve Damızlık Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı. Solakoğlu tarım politikalarını eleştirdiği için firması cezalandırıldı.
Bursa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından 5 yıl boyunca tüm tarımsal desteklerden men cezası verildi.
Türkiye`de tarım ve hayvancılığın ahvali ortada; sorunların gündeme getirilmesi, çözüm talep edilmesi, eleştirilmesi doğaldır!
Çiftçi köylü, üretici, hayvan yetiştiricisi, tarım işletmeleri korunur; maliyet girdileri ürün maliyetinin üstüne çıkmaz... Üreticiler; üretmeyip sadece alıp satan bezirgânlara pardon ithalatçılara ezdirilmez... Bilimsel tarım desteklenir, kooperatifleşme gelişir... Türkiye hayvancılıkta, tarımda kendi kendine yeten bir ülkeye dönüşür... İşte o zaman alkışlarız!..
Sencer Solakoğlu; yoğun emek isteyen kahırlı bir işe koyulmuş. Madalya verilmesi gerekir değil mi? Hadi madalyadan geçtik, en azından bir takdir görmesi gerekir! Ama tekdire layık görülüyor; cezalandırılıyor!..
Sencer Solakoğlu, Bursa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü`nün talebi üzerine Karacabey İlçe Tahkim Komisyonu tarafından verilen tarımsal desteklerden 5 yıl men cezasının iptaline yönelik Bursa 1. İdare Mahkemesi`ne açtığı davayı kazandı...
Haber: H. Gül KOLAYLI
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız.