YENİHABER GAZETESİ ATIL KALMASIN, ÇİFTÇİ KAZANSIN -7 ŞUBAT 2020
Tarım Şurası Eylem Planı’ndaki en önemli konulardan birinin su olduğunu söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Murat AKBULUT, “Konya’mızda yaklaşık iki milyon 200 bin hektar bir arazimiz var. 600 bin hektar kadarı sulanabilir pozisyonda. Bizim hem su sorununu hem de atıl arazileri tarıma kazandırmak için çalışmamız gerekiyor" dedi
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin açıkladığı Tarım Şurası Eylem Planı’ndaki en önemli konulardan bir tanesinin su olduğunu ifade eden Konya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Akbulut, “Su kanununun çıkarılıyor olması çok önemli bir konu. Su, bölgemiz açısından da son derece önemlidir. Konya’mızda yaklaşık iki milyon 200 bin hektar bir arazimiz var. Bunun 600 bin hektar kadarı sulanabilir pozisyondadır. Tarım Şurası’nda alınan kararlardan ‘Bir yıl öncesinden ekim planlaması yapılacağı’ maddesini önemli bulduğunu belirten Akbulut, “Havza bazlı modelle birleştirilip bu ekim desenini ona göre ayarlaması çok önemli olacaktır. Önümüzdeki süreçte bu iki madde bizim için son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.
‘KONYA’YI SUYA KAVUŞTURMALIYIZ’
Konya’nın tarımsal sulamada çektiği sıkıntıya dikkat çeken Akbulut, “Su, ülkemiz için önemli fakat Konya için iki kat daha önemli. Fırat, Dicle gibi nehirlerden gelecek suyun pahalı olacağı konuşuluyor. Maliyetin yüksek olacağına dair söylemler var. Bunun 30-50-100 yıllık planını yapmak zorundayız. Suyun ilerleyen zamanlarda uzun vadede hiçbir maliyet teşkil etmeyeceğini çok net görebilirsiniz. Tarımsal üretim yapamıyorsanız, ihracat yapacak potansiyeliniz varken ithalat yapıp bir yandan para ödüyorsanız, bu durumun genel ekonomik politika içerisinde yanlışlar doğurmasına neden olursunuz. O yüzden tarıma yapılan yatırım uzun vadede ekonomide büyük etkiler doğurur” şeklinde konuştu.
‘GIDA GÜVENİRLİĞİNİ SAĞLAMAMAMIZ GEREKİYOR’
Gıda güvenliğinin önemine değinen Akbulut, “Kendi gıdanızı üretemez pozisyona geldiğiniz takdirde ülke olarak çökmüş olursunuz. Gıda güvenliği için toprak ve suyu çok net bir şekilde ayağa kaldırmamız gerekiyor. Bunun yolu da Konya’ya kazandırılacak olan suyun pahalı olup olmadığına bakmadan yatırım yapmamızdan geçiyor. Ülkemizden çıkan suyun yaklaşık 500 milyar metre küpü dışarıya gidiyor. Biz bunun çok az bir kısmını ülkemizde kullanabiliyoruz. Oysaki ülkemizdeki her damlanın çok ciddi bir kıymeti var bizim için. Alt yapı üretmek gerekiyor. Su kanunuyla beraber milli su projesinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu kapsam içerisinde de bundan en çok faydalandırılması gereken İç Anadolu bölgemizdir. Suyu etkin bir şekilde kullanabilmesi adına bu alt yapıların biran önce atılması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
‘ATIL ARAZİLERİN KAZANDIRILMASI GEREKİYOR’
Nadas alanlarının devre dışı bırakılmasıyla ciddi bir alanın ekilir vaziyete geleceğini ifade eden Akbulut, ”Türkiye’ye ve Konya’ya baktığımız zaman 2 milyon hektar sulama alanı var. Bu arazileri sulamaya kazandırdığınız zaman nadastan vazgeçilecektir. Zaten yapılması gerekene toprakların korunmasıdır. Çünkü topraklarımız tarımsal faaliyetten ciddi anlamda çıkıyor. Kullanılabilir toprak miktarında son 10 yıla baktığımız zaman 25-26 milyon hektardan 22- 22 buçuk hektarlara düşmüş görünüyoruz. Tarım dışı kullanıma çıkılması sebebiyle düşüş yaşanıyor. Bunun da ciddi bir şekilde önüne geçilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra, 22 buçuk milyon dediğimiz şuan ki tarımsal arazinin varlığını ciddi manada koruma altına alarak burada da kullanamadığımız kısımları aktif bir şekilde tarım alanlarına kazandırmamız gerekiyor. Bununla alakalı da gerekenler yapılacağı noktasında açıklamaların olması sevindiricidir” diye kaydetti.
‘ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİ KONTROL EDEBİLMEK ÖNEMLİ’
Ürün çeşitliliğini artırmaktan ziyade kontrol edilmesi gerektiğine değinen Akbulut şunları söyledi: “Kıraç alanlarda üretim çeşitliliğinizi çok fazla artırma şansınız yok. Kıraç alanlarda hububat ekimi var. Konya’da belli ölçekte yağış alan bölgelerde baklagillerden nohut ekilebiliyor. Burada deseni çeşitlendirme şansınız yok. Ama sulu alanlarda da yine yoğun bir şekilde mısır, pancar, ayçiçek, fasulye, soya, bu tarz ekilişlerimiz var. Ürün çeşitliliğine kazandıracağımız tarla sebzeciliği, pek fazla yaygın değil. Karpuz, kavun gibi ürünler belli bölgelerde bir şekilde var. Ürün çeşitliliği açısından zengin de sayılırız. Tarım ve Orman Bakanlığının açıklamasına göre; çiftçi, bir yıl önceden ne üreteceğini kararlaştıracak. Çiftçiye bu ihtiyaçlar doğrultusunda bölgesel bazda destek verilecek. Bu ekimler yaptırılır da çiftçinin de daha önceden ekimini planlayarak daha çok kâr elde etmesi sağlanırsa tarladan sofraya şeklinde hem üreten hem de tüketen kazanır. Bunlar heyecan verici şeyler. Fakat bu vaatlerin gerçekleşmemesi üreticide bir hayat kırıklığı oluşturacaktır.”
‘KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK ÖNEMSENLEMLİ’
Kırmızı etteki açığın kapatılmasındaki en önemli yolun küçükbaş hayvan sayısını artırmak olduğunu ve bu noktada tarımın korunması gerektiğini sözlerine ekleyen Akbulut, “Yumurta ve tavukçulukla alakalı ciddi problemlerimiz var. Konya’mız büyükbaş hayvancılıkta, süt üretiminde Türkiye’de birinci sırada. Tavukçulukta ikinci sıradayız. Koyunculukta da ciddi potansiyeli olan şehirlerden bir tanesi de Konya’dır. Bakanımızın hayvancılık konusunda da açıklamaları var, Konya’yı yakından takip ettiğini görüyoruz. Konya’ya ve Konya’nın sorunlarına hakim bir görüntüsü olduğunu biliyoruz. Bu da Konyalı üretici adına sevindirici bir durumdur” diye aktardı.