YERALTI, YERÜSTÜ VE DENİZEL KAYNAKLARIMIZ ÜZERİNDEKİ HAKLARIMIZ YABANCILARA DEVREDİLEMEZ-PETROLÜMÜZE SAHİP ÇIKACAĞIZ

YERALTI, YERÜSTÜ VE DENİZEL KAYNAKLARIMIZ ÜZERİNDEKİ HAKLARIMIZ YABANCILARA DEVREDİLEMEZ-PETROLÜMÜZE SAHİP ÇIKACAĞIZ
İZMİR
08.03.2007
 

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kuruluna  bağlı birimlerin tümünün katılımıyla 23 Şubat 2007 Cuma günü Şube Binamızda "Petrol Yasası" ile ilgili bir basın toplantısı düzenlendi. İKK Sekreteri ve Şube Başkanımız Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır tarafından okunan basın bildirisinde SINDIR, TBMM Genel Kurulu‘ndan geçen ancak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından tekrar görüşülmek üzere gönderilen Petrol Yasası üzerine İzmir İKK‘nın temel itirazlarını açıkladı.

BASINA VE KAMUOYUNA

Yeraltı, Yerüstü ve Denizel Kaynaklarımız Üzerindeki Haklarımız Yabancılara Devredilemez

PETROLÜMÜZE SAHİP ÇIKACAĞIZ


Bilindiği gibi, AKP hükümetinin girişimi ile 7 Mart 1954 tarih ve 6326 Sayılı Petrol Kanunu‘nda değişiklik yapmak üzere TBMM‘ye sunulan tasarı, 17 Ocak 2007 tarih ve 5574 Sayılı Türk Petrol Kanunu olarak TBMM Genel Kurulu‘ndan geçmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer tarafından yayımlanması uygun bulunmayan 5574 Sayılı yeni yasanın, 2., 4., 19. ve Geçici 1. Maddeleri bir kez daha görüşülmek üzere TBMM Başkanlığı‘na geri gönderilmiştir.

Yasa üzerindeki İl Koordinasyon Kurulumuzun temel itirazları özetle şunlardır;

- Ülkemizdeki petrol kaynaklarının, hızlı, sürekli ve etkili biçimde aranması, geliştirilmesi ve üretilmesinin ulusal çıkarlara uygun olması ölçütü yeni yasada göz önüne alınmamıştır. 6326 sayılı mevcut yasada yer alan "Milli Menfaatin Korunması" başlıklı bölüm ve maddelerinin tamamıyla çıkarılmış olması, düzenlemenin kamu çıkarları yerine ulus aşırı şirketlerin çıkarlarının gözetildiğinin açık göstergesidir. Petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde mevcut yasanın ilk kriteri olan "talebin milli menfaatlere uygun olması" ölçütü yasadan çıkarılarak; öncelikle ülke yararını gözetme anlayışı terk edilmiş, ulus aşırı şirketlere avantaj sağlanmıştır. Oysa Anayasa‘nın 11. Maddesinde; Anayasa kurallarının yasama, yürütme, yargı organlarını, yönetimi, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan üstün kurallar olduğu açıkça belirtilmektedir. Üstünlük ve bağlayıcılık özelliği, tüm anayasal kuralların ve bu bağlamda ulusal çıkarların özenle gözetilmesi gerekeceğini göstermektedir. Devlet organları, kamu kurum ve kuruluşları, tüm eylem ve işlemlerinde ulusal çıkarları ve kamu yararını önde tutmak, koruyup güçlendirmek yükümlülüğünü taşımaktadırlar. Petrol ve doğal gaz gibi stratejik önemde olan ürünler söz konusu olduğunda, bu yükümlülüğün daha da artacağı tartışılamaz.

- Yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısıyla idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların, petrol faaliyetinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları hükmü önceki yasadan çıkarılarak; stratejik öneme sahip bir konuda yabancı devletlerin belirleyici olması önündeki engeller kaldırılmıştır. Bu engellerin ortadan kaldırılmasıyla, ulusal güvenlik açısından önemli riskler yaratılmaktadır. Ayrıca, yabancı petrol şirketleri ülkemizin her yerinde sınırsız petrol faaliyeti yürütme hakkına sahip olacaktır.

- Yeni yasada ülkemizde üretilen ham petrolün en az %60‘ının ulusal güvenlik ve ülke ihtiyacı için ayrılması hükmü, yeni yasada yer almamaktadır. Ulusaşırı petrol şirketlerine, üretilen ham petrolün tamamını ihraç etme hakkı tanınmıştır.

- Anayasa‘nın 168. Maddesinde, doğal servetler ve kaynakların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, bunların aranması ve işletilmesi hakkının devlete ait olduğu belirtilmiştir. Ülkemizde ise devlet bu hakkını TPAO‘ya devretmiştir. 5574 Sayılı Türk Petrol Kanunu‘na göre, devlet petrol sektöründen çekilmektedir. Böylece, devlet adına görev alan TPAO‘nun özelleştirilmesinin de önü açılmıştır. Kamu kurumu statüsünün değişmesine yol açan bu girişimle, sadece arama ve üretim zincirine sahip olan TPAO dikey entegrasyona sahip, güçlü, uluslararası petrol tekelleriyle piyasada haksız rekabetle karşı karşıya bırakılmaktadır.

- "Sınırlara 5 km mesafede, tarihi, dini yer veya tesise, su tesisine bir yol veya umumi geçide 60 m. mesafede, şehir veya kasaba, belediye imar sahası dahilinde petrol faaliyeti Bakan müsaadesi olmadan yapılamaz." hükmü mevcut yasadan çıkarılarak, yabancı şirketlere sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma hakkı getirilmiştir.

- Yasa ile kamu gelirleri ciddi biçimde azalacaktır. Bu zararlar arasında yer alan bazı nedenler şunlardır;

- Eski yasada, %12,5 olan devlet hissesinin, %2-12 arasında kademelendirilmesi ile, ve bunun yanısıra çeşitli indirim ayrıcalıkları ile ülkemizde üretilen ham petrolden sağlayacağımız gelir %85‘e varan oranlarda ciddi biçimde azalarak, milyonlarca dolarlık kayıp oluşacaktır.

- Yasa‘nın 23. maddesi ile de şirketlerin petrol ameliyesinde kullanılmak kaydı ile malzeme ve ekipmanlarının gümrük ve diğer ithal vergi ve resimlerden muaf olarak ithal edilebileceği, söz konusu malzemelerin yurt içinden temin edilmesi halinde ise alınan vergi, harç ve resimlerden muaf tutulmaları sonucu söz konusu gelir kaybı daha da artacaktır.

- Arama ruhsatlarından hektar başına alınan devlet hakkı geliri tamamen kaldırılarak gelir kaybı yaratılmıştır.

- Petrol şirketlerine; petrol faaliyeti için yapmış olduğu yatırımların transfer tarihindeki cari kur üzerinden, harice transferi tamamlanıncaya kadar, Devlet Hissesi hariç, Kurumlar ve Gelir vergisinden muaf olacakları, safi kazançları üzerinden ödemekle mükellef bulundukları vergiler toplamının % 40 oranını geçemeyeceği ve geniş KDV istisnaları gibi bir dizi vergi muafiyetleri de getirilmiştir.

- Cumhurbaşkanımız Sayın A. Necdet Sezer‘in de, TBMM‘ye yeniden görüşülmek üzere gönderdiğini belirttiği benzeri hususlar; 15 Şubat 2007 tarihinde toplanan TBMM Enerji Komisyonu‘nda hiç göz önüne alınmamış, sadece 19. Maddede değişiklik yapılmıştır.

- Sonuç olarak; 6326 sayılı Petrol Kanunu değişikliğiyle ilgili olarak; ulusal petrol politikamız doğrultusunda, ruhsat tekelleşmesi, milli menfaatlerin korunmasının kaldırılıyor olması ve böylece ihracat sınırlamasının kaldırılması; yabancı bir devletin, özellikle Türkiye karşıtı bir yabancı devletin, ruhsatlarımızda petrol bulması durumunda, ürettiği petrolün tamamını ihraç etme hakkına sahip olması; devlet hisselerinin yüzde 1‘e kadar düşürülmesi ile bulunan petrolün ülkemize bir faydası olmayacağını bir kere daha hatırlatmakta fayda görüyoruz.

Yeraltında, yerüstünde ve denizlerimizdeki doğal kaynaklarımız halkımızındır. Bunlar üzerindeki haklarımızın teslimiyetçi bir anlayışla yabancılara devredilmesine izin vermeyeceğiz, PETROLÜMÜZE SAHİP ÇIKACAĞIZ.
Saygılarımızla.


TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreterliği
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
TMMOB Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi
TMMOB Harita ve Kadastro Müh.Odası İzmir Şubesi
TMMOB İç Mimarlar Odası İzmir Şubesi
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi
TMMOB Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası İzmir Temsilcisi
TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi
TMMOB Orman Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi
TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi
TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi

Okunma Sayısı: 4535
Fotoğraf Galerisi