YEREL YÖNETİMLERDE MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI İÇİN KADRO TAHSİS EDİLEREK KALICI VE GÜVENCELİ İSTİHDAM YAPILMALIDIR
Mühendis, mimar ve şehir plancılarının belediyelerde taşeron usulüyle işe alınarak güvencesiz, düşük ücretli çalıştırılmalarına ilişkin olarak TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ 14 Eylül 2022 tarihinde basın açıklaması yaptı.
YEREL YÖNETİMLERDE MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI İÇİN KADRO TAHSİS EDİLEREK KALICI VE GÜVENCELİ İSTİHDAM YAPILMALIDIR
Anayasa, devletin niteliğini sosyal hukuk devleti olarak tanımlamaktadır. Anayasa’da belirtilen sosyal hakları ve kamu hizmetlerini karşılamak, merkezi ve yerel yönetimlerin en önemli anayasal görevi, hatta varlık nedenidir. Özellikle kamu hizmetlerinin topluma ulaştırılmasında yerel yönetimler kilit önemdedir ve yerel yönetimlerin tüm plan, politika, karar, düzenleme ve uygulamalarında temel ölçüt, toplum yararı ve toplumsallık bağlamında kamusallık olmalıdır.
Bütçesi vergilerimizden oluşturulan ve halka hizmet sağlamakla yükümlü olan belediyelerin birçoğunda benzer yöntemlerle personel istihdamına gidilmektedir. Taşeron çalıştırma, ülkemizde hizmet alımında kar etmek amacıyla, verilen emeğin düşük ücretler ve güvencesizliğe tabi tutulduğu, sıkça başvurulan bir yöntem haline gelmiştir. Bu istihdam biçiminde mühendis, mimar ve şehir plancısı meslektaşlarımız, sözleşmeli olarak veya düşük ücretlerle güvencesiz bir şekilde taşeron şirketler üzerinden istihdam edilmektedir.
Merkezi yönetimlerin yerel yönetimlere yeterli kadro açmaması da bu sorunun katlanarak büyümesine yol açmaktadır. Yerel yönetimlerde görev alan mühendis, mimar ve şehir plancılarının tüm eğitimi, mesleki birikimi, yaptığı işin niteliği ve aldığı sorumluluk düşünüldüğünde güvencesiz, kadrosuz ve çifte standart oluşturacak biçimde farklı ücretlerde çalıştırılması hem çalışan mühendisin emeğine haksızlık hem de yapılan işin niteliğini düşürmek demektir.
Kamu için çalışmakla mükellef belediyelerin, kamu yararına çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının mali ve kadro sorunlarını, özlük haklarını görmezden gelmesi, ayrıca mesleki denetim kapsamında imza yetkilerinin kurallara uygun şekilde işletilmemesi sadece belediyelerin ve meslektaşlarımızın değil, tüm ülkenin zararınadır.
İSTİHDAM ALANLARI YENİDEN DÜZENLENMELİ
Başta büyükşehirler olmak üzere belediyelerin ve bağlı iktisadi teşebbüsler olarak faaliyet gösteren anonim şirket statüsündeki yapılanmaların hizmetleri, bilim ve teknik temelinde kamucu bir anlayışla iş güvencesine sahip teknik kadrolarla desteklenmelidir. Bu sebeplerle mühendis, mimar ve şehir plancılarının istihdamı alanları yeniden düzenlenmelidir. Haziran 2022 kamu istihdam verilerine göre belediyeler ve bağlı kuruluşları ile mahalli idare birliklerinde istihdam edilen 189.797 kişinin 104.094’ü kadrolu, 26.373’ü sözleşmeli ve 59.333’ü işçi statüsünde yer almaktadır. Belediye iktisadi teşebbüslerinde ise istihdam edilen personel sayısı 562.712 kişi olup hepsi işçi statüsündedir.
Yeni mezun mühendis, mimar, şehir plancıları arasında işsizlik oranı %30’ları geçmektedir. Öte yandan, yerel yönetimlerde mühendis, mimar, şehir plancısı istihdamı, gelişmiş ülkelerin çok altındadır. Birçok belediyede teknik eleman hizmetleri tekniker/teknisyen kadrolarıyla yürütülmektedir. Oysa planlama, projelendirme, tasarım, uygulama, denetim ve değerlendirme aşamalarında, doğal ve kültürel varlıkların korunmasında mühendislik, mimarlık ve şehir planlama disiplinlerinin önemi ortadadır. Yerel yönetimlerde mühendis, mimar ve şehir plancısı istihdamı bu değerlendirmeyle ele alınmalı ve kadrolar artırılmalıdır.
SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN
Belediye teşkilatı, norm kadroya uygun olarak çeşitli birimlerinden oluşur. Norm kadro ve personel istihdamı, mevzuattaki haliyle “norm kadro ilke ve standartları İçişleri Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir”. Kadro sayısı belirlenirken piyasalaştırma zihniyetinden vazgeçilmeli; kamusal hizmet gereği ile hareket edilmeli; mühendis, mimar ve şehir plancılarına uzmanlık alanlarına uygun olarak sorumluluk ve yetkileri kamu gücüne dayanılarak verilmeli; yetki ve çalışma şekilleri kadrolu istihdam biçiminde oluşturulmalıdır. Sözleşmeli ve işçi statüsünde gösterilerek istihdam edilme koşullarından vazgeçilmeli, çalışanlar norm kadroya geçirilmelidir.
Yerel yönetimlerde hizmetlerin etkin ve verimli biçimde yerine getirilebilmesi için uygun bir örgüt yapısı ve idari yapılanmanın geliştirilmesi gereklidir.
Yerel için önemli kamusal hizmetler, yerel yönetimler sorumluluğunda üretilmelidir. Hizmet üretimi, “toplumsal yarar” temelinde gerçekleştirilmelidir.
Tüm kamu istihdamında olması gerektiği gibi yerel yönetimlerde de teknik personel için kalıcı ve güvenceli kadro sağlanmalıdır.
Kamu hizmetlerinin güvencesiz, kiralık, taşeron, geçici, sözleşmeli personel aracılığıyla gördürülme anlayışından derhal vazgeçilmelidir. Kamuda mühendis, mimar ve şehir plancıları için kadro tahsis edilerek kalıcı ve güvenceli atama yapılmalıdır.
Yerel yönetimin personel sisteminde işe göre nitelikleri belirlenmiş yeterli kadro ayrılmalı; çalışma koşulları, güvenceleri açısından homojen, ücret ve sorumlulukları açısındansa “eşit işe eşit ücret” anlayışında bir yapılandırılmalıdır.
Çalışma yaşamının esnekleşmesi ve kuralsızlaştırılması politikalarına son verilmeli, merkezi ve yerel yönetimlerde çifte standart oluşturan sözleşmeli personel uygulaması, kapsam dışı personel statüsü ve buna bağlı olarak yaratılan ücret dengesizliği derhal ortadan kaldırılmalıdır.
TMMOB olarak planlı kalkınma yaklaşımının benimsendiği, tam istihdam ve toplumsal refah odaklı üretken bir yaşam modeli oluşturmak için akıl ve bilim temelli bir ülke modeli hedefiyle mücadele etmeye devam edeceğiz.
Ekonominin ve toplumsal yaşamın bütününde kamusal üretim, hizmet ve denetim perspektifi için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Taşeronlaşmanın kaldırılması, güvenceli çalışma ortamının sağlanması, insan onuruna yakışır ücretlerin alınabilmesi, kıdem tazminatlarının güvencesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.
EMİN KORAMAZ
TMMOB YÖNETİM KURULU BAŞKANI