ZAFER GAZETESİ: "AÇLIĞIN SORUMLUSU TARIM VE GIDA ÜRETİMİNDE TEKELLEŞME"- 14 OCAK 2023
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, dünyada yaşanan açlığın üretim yetmezliği yerine üretim ve tüketimdeki adalet yetmezliği olduğunu dile getirerek "Bu durumun sorumlusu ise tarım ve gıda üretiminde tekelleşmedir." diye konuştu.
TÜRK Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) 48’inci dönem yönetim kurulu olarak tarımsal öğrenim başlangıcının 177’inci yıl dönümüne özel “Türkiye Tarım Sempozyumu” düzenlendi. Ödül töreni ve iki oturumu kapsayan sempozyum Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi Sabahattin Ali Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını yapan TMMOB ZMO Genç Üyesi Mehmet Çınar, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve ZMO Yönetim Kurulu Başkanları Baki Remzi Suiçmez konuşmacılarının ardından ödül törenine geçildi.
Söz konusu sempozyumda ziraat mühendisleri odası 2022 yılına dair Bilim Ödülü Prof. Dr. Yalçın Kaya’ya; Hizmet Ödülü Doç. Dr. Çoşkun Erüz’e ve Mehmet İrfan Mutluay’a; Özel Ödül Ayhan Barut’a; Basın Ödülü Kanal B çalışanı Gizem Küçüktepe’ye, Kanal İzmir Sorumlusu Prof Dr. Harun Raşit İzmir’e ve Cumhuriyet Gazetesi Çalışanı Mustafa Çakır’; ilgili üyelere Meslekte 50’inci yıl ile Meslekte 30’uncu yıl ödülü takdim edildi. Türkiye Tarım Sempozyumu’nda ilk oturum “Dünyada ve Ülkede Ekonomik Politikaların Tarım ve Gıda Üzerine Etkileri”, “1923 Türkiye İktisat Kongresi ve Mustafa Kemal Paşa’nın Kılıç Saban İkilemi ile Çiftçi Grubunun İktisadi Esasları” ve “Türkiye’de Tarımsal Yapının Dönüşümü” konularına değinildi.
Söz konusu sempozyumun ikinci oturumunda ise “Tarım Tarihi, Osmanlı Toprak Yapısı, Tarımsal Gelişmelerin Dönemsel Değerlendirmesi”, “Türkiye’nin Toprak ve Arazi Politikası”, “Türkiye’de Tarım Politikalarındak1imler ve Sonuçları” ve “Tarımsal Yükseköğretimin Analizi” konuları konuşuldu.
“YETERSİZ BESLENMENİN NEDENİ ÜRETİM YETMEZLİĞİ DEĞİL”
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Koramaz dünya çapında yaşanan açlığın iklim değişikliği, göç veya savaş gibi konularla geçiştirildiğini söyleyerek, “Kapitalizmin eşitsiz gelişimi, yıllar boyu eşitsizliğe ve sömürüye maruz kalan bu coğrafyaların açlık ve sefaletle yüz yüze kalmasına neden olmuştur. Bu açıdan bakıldığında dünyada yaşanan açlığın ve yetersiz beslenmenin nedeni üretim yetmezliği değil, üretim ve tüketimin adalet yetmezliği. Bu durumun sorumlusu ise tarım ve gıda üretiminde tekelleşmedir.” diye konuştu.
TMMOB olarak sanayiden eğitime, üretimden planlamaya, beslenmeden sağlığa, enerjiden tarıma kadar her alanda tam bağımsızlık şiarıyla politikalar ürettiklerini kaydeden Koramaz, tarımsal anlamda dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması, açlık ve yoksulluğun önüne geçilmesinde hayati plan taşıdığını savundu.
“TARIMSAL ÜRÜN PLANLAMASI YAPILARAK İSRAF ÖNLENMELİ”
Gıda ve tarım sektöründe hakim olan neoliberal yasaların kaldırılması gerektiğini anlatan Başkan Koramaz şunlara değindi: ”Su ve toprak gibi hayati öneme sahip doğal kaynaklarımızın korunması için gerekli önlemler alınmalıdır. Tarım üreticileri doğru yöntemlerle desteklenip, üretim süreçlerinde tutulmaya çalışılmalı, üretici ile mühendislik bilgisi buluşturulmalı, tarımsal AR-GE` ye daha fazla yatırım yapılmalı, tarımsal ürün planlaması yapılarak israf önlenmelidir. Üreticiden tüketiciye doğrudan bir beslenme zinciri kuran, gıda üretim ve dağıtım zincirini kamusal denetime tabi tutan, kamusal destekleri üretime ve istihdama yönlendiren, gıda güvenliği ve gıda güvencesini önceleyen bir yaklaşım esas alınmalıdır.”
“BAĞIMSIZLIK ORTADAN KALDIRILMAK İSTENİYOR”
Tarım sektörünün geleceği için öncelikle verimli toprakların ve temiz su kaynaklarının korunmasının gerekli olduğunu ifade eden Koramaz, “Bağımsızlık ortadan kaldırılmak istenmektedir. TMMOB ve bağlı odaları, kent içerisinde halkın yaşadığı sorunlara, doğal alanlardaki tahribatlara karşı mücadele etmekte, kamusal yarar ve değerleri korumak amacıyla yürütülen dava süreçlerinde öncü rol üstlenmektedir. Tüm baskılara karşın mühendis, mimar, şehir plancıları ve diğer meslek örgütleri; kamu yararı, meslek ve meslektaş haklarına yönelik mücadelesini sürdürecektir.” değerlendirmesini yaptı.
“AÇLIK SORUNU ADİL OLMAYAN GELİR VE GIDA DAĞILIMINDAN”
TMMOB ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez dünya üzerinde üretilen tarım ve gıda ürünleri dünya nüfusunu beslemeye yetecek miktarda olmasına rağmen dünyada 800 milyonun üzerinde insanın aç kaldığını dile getirerek şu ifadelere yer verdi: “Ülkemizde ise insanlarımızın yüzde 22’si dengeli ve yeterli beslenememekte, yüzde sekiz buçuk oranında kesim ise açlık sınırında yaşamaktadır. Yaşanan bu açlık sorunu; adil olmayan gelir ve gıda dağılımından kaynaklanmaktadır.”
“KARMA EKONOMİ MODELİYLE TARIMDA ÖNEMLİ ADIMLAR”
Ekonomik bağımsızlığın tarımın modernleşmesi ve sanayileşme sayesinde kazanılacağını söyleyen Suiçmez, “Ekonomik bağımsızlık, tarımın modernleştirilmesinden ve de sanayileşmekten geçtiği için, özel sermayenin yeterli birikimi olmaması nedeniyle 1930’lara kadar uzanan liberal dönem bir yana bırakılarak, 1929 Dünya Krizi’nin de etkisiyle bir devlet politikası olarak uygulanan ‘devletçilik’ sayesinde, ‘karma ekonomi’ modeliyle bir taraftan tarımda önemli adımlar atıldı, hızla güçlü bir sanayi oluşturuldu, diğer taraftan uluslaşma sürecinde önemli aşamalar gerçekleştirildi.” ifadelerini kullandı.
“ÜRETEMEZ DURUMA DÜŞEN ÇİFTÇİ ÜRETİMDEN UZAKLAŞMAKTA”
Geçmişten günümüze ülke genelinde yaşanan tarım sektörü problemlerini Suiçmez şöyle sıraladı: “Ülke düzeyinde mekansal ‘Arazi Kullanım Planlaması’ olmaması nedeniyle tarım arazileri, meralar, zeytinlikler özel yasaları olmasına karşın sahipsiz olup, yeterince korunamamaktadır. Tarım arazilerinde, ‘büyük ovalar’ dahil, ‘Tarımsal Üretim Planlaması’ yokluğu, üretim miktarı ve verimlilikte dalgalanmalara yol açmaktadır. Verimlilik ve ürün kaybı sorunları ciddi boyutlardadır. Tarımsal üretici örgütlenmesi dağınık ve etkisiz olup, farklı yasalarla birbirine rakip çok sayıda ve farklı statüde işlevsiz örgüt yaratılmakta, devlet güdümlü kooperatifçilikte vesayet ilişkisi sürerken, demokratik kooperatifçiliğe halen ideolojik yaklaşılmaktadır. İthalat üreticiyi terbiye aracı olarak kullanılmakta, üretemez duruma düşen çiftçi arazilerini ekmemekte ve üretimden uzaklaşmaktadır.”
“TEKNOLOJİK ALETE SAHİP OLUP OLMADIĞI SORGULANMADAN ÇEVRİMİÇİ EĞİTİM”
ZMO-Genç Ankara Üyesi Çınar fakültelerin bilimden, sanattan ve kültürden uzaklaştırılmak istendiğini, sosyal alanların yok edildiğini, nitelikli barınma hakkının alındığını, devlet yurtlarındaki denetimsizliğin ve yetersizliğin binlerce öğrenciyi tarikat ve cemaat yurtlarına mecbur bıraktığını dile getiren Çınar, “Pandemi döneminde çevrimiçi eğitime geçen Üniversitelerin teknik altyapısı sağlanmadan, öğrencilerin dersler ile ilgili materyallere erişimi organize edilmeden ve bütün öğrencilerin uzaktan eğitim programına katılımını sağlayabilecek teknolojik ekipmanlara sahip olup olmadığı araştırılmadan, çevrimiçi eğitime geçildi. Bu süreçte yaşanan plansızlık ve altyapı sorununu bütün öğrencilere başarısızlık diye mal etmenin kabul edilebilir bir durum olmadığının farkındayız. Mühendislik eğitiminde derslerin staj, ekip çalışması veya proje dersleri gibi birtakım yollarla uygulamaya dönüştürülmesi son derecede önemlidir.” dedi.
“MEZUN OLUR OLMAZ İŞSİZLİK SORUNU”
Yeterli laboratuvarı olmayan, nitelikli öğretim elemanı bulunmayan, araziye ulaşılabilirliğin, tarla görmenin, bitki incelemenin olmadığı ziraat fakültelerinde niteliksiz öğrencilerin yetiştirildiğini söyleyen Mehmet Çınar şunları söyledi: “Henüz öğrencilik yıllarımızda, gelecek kaygısına ve umutsuzluğa, mezun olur olmaz işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalacağımızın, işsiz kalmasak bile özel sektörde, güvencesiz ve mühendise yakışmayan ücretlere çalışmak zoruna kalacağımızın, kamuya açılan yetersiz kadroların liyakatsiz ve ehliyetsiz insanlarla doldurulduğunun farkındayız.”
“REKTÖRLER VE DEKANLAR ATAMA YERİNE SEÇİMLE GÖREVE GELMELİ”
Üniversitelerin mutlak merkeziyetçi bir sistemle yönetilmesi yerine idari, mali ve bilimsel açıdan özerk olması gerektiğini kaydeden Çınar, “Rektörler ve dekanlar atama yerine seçimle göreve gelmeli, akademisyenler ve öğrenciler üniversitelerde söz yetki ve karar sahibi olmalı, eğitimde nicelik ve nitelik sorunları çözülerek özgürce bilim ve teknoloji üretilmelidir. Eğitim istihdam planlaması yapılarak; fiziki mekanı dahil altyapısız, yeterli laboratuvarı olmayan, nitelikli öğretim elemanı bulunmayan, sonrasında işsiz kalmaya mahkum olan çok sayıda öğrenci arkadaşımızı mezun eden yeni fakülte ve bölüm açılmamalı, mevcutlarda da yetersiz koşulları içerenler bir an önce kapatılmalıdır.” ifadelerini kullandı. Konuşmacıların ardından plaketler verilerek hatıra fotoğrafı çekildi.
Haber: Kardelen UÇAK
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.