ZAFER GAZETESİ: YOK SOĞANIN CÜCÜĞÜ!... - 29 KASIM 2018
“Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi...”
Mahsuni
“Bakan Albayrak Fırsatçılarla ve stokçularla mücadeleyi en üst seviyede sürdüreceklerini, Polatlı çevresinde 200 bin ton soğanın fiyatlar yükselir beklentisiyle depolarda tutulduğunun tespit edildiğini açıkladı...” 21 Kasım 2018, Gazeteler...
“... Tavuklar da uykudaydı (....) Daha sokak lambaları sönmemişti doğal olarak soğan stokçularının evini basıp gözaltına almaları gerekiyordu. Çünkü devlet adamlarımızın birinci elden söylediklerine göre soğan stokçusu, ekonomiyi zayıf yerinden yakaladı, çökertiyordu.
Millet düşmanı!
Hain soğan!
Delilleri karartabilirdi.
Gözaltına alınması normaldi...”
Necati Doğru, 23 Kasım 2018, Sözcü Gazetesi...
“Mardin’de bir depoda 30 ton soğan ele geçirildi.” 22 Kasım, 2018, Star Gazetesi.
Bu haberin yayını üzerine aynı gün sosyal medyadaki yorumlar:
“Sağ mı Ölü mü ele geçirildi?”, “Soğanı bir miktar öldürmek iyidir...”
“Sanki silah veya uyuşturucu. Memleket oldu huniler ülkesi...”
Yine sosyal medyada yer alan “Soğan Lobisi”, “Soğan Komlosu” yorumları ile ortalık toz duman oldu. Hatta aralarından bunu, “Fransız Devrimi’nin ekmek fiyatlarındaki artış üzerine başladığını biliyor musunuz?...” diye yorumlayanlar bile oldu!...
Yok soğanın cücüğü!..
Şimdi bu toz bulutunu yavaşça kaldırıp bilinen gerçeklere bir göz atalım. Bir kere kuru soğan depolanmak zorunda. Zira depolanmazsa çürüyecek. Yoksa kışın yiyecek soğanı bulamazsınız. Yani, bizim bildiğimiz soğan öncelikle stokçuluk yerine çürümesin diye depolanır. Ancak, öte yandan acı soğan başkaldırmış, pazar tezgahlarından bize beş liradan nanik yapıyor!...
O zaman, ne olacak bu kuru soğanın hali?...
Önceki gün patatates, bugün soğan pazarda beş lira. Sadece onlar değil ki; TÜİK istatislerine göre Ekim ayı itibariyle bir yılda domates yüzde 142, patates yüzde 60, pırasa yüzde 38 artmış. Ayşe Teyze, Emekli Salih Öğretmen pazara çıkıp, “Soğan neden beş lira” diye sorduğunda pazarcının yanıtı “Soğan yerinde üç lira” oluyor. Ayşe Teyze gazetelere bakıyor, Salih öğretmen TV’ den haberleri izliyor, üretici “sovanı küf vurdu” diyor?...” Ajanslardan “Açlık sınırı 1.943, yoksulluk sınırı 6.328 lira” diye haberler geçiyor. O zaman, ister istemez istemez, Ayşe Teyze, Emekli Salih Öğretmen; tencereyi nasıl kaynatacağını düşünüyor. İster istemez, “Ekonomiyi planlayanların, Tarım Bakanı ve tüm bakanlık kadrosunun ne yaptığını soruyor”...
Aslında 2017 yılı performans programına bakıldığında; 23 Aralık 2016 tarihi itibariyle Tarım Bakanlığı kadrolarında 57 bin 175 personeli bulunuyor. Bununla birlikte halkın sofrasının olmazsa olmazlarından olan patetes, domatesin olağan üstü fiyat artışlarına bir de kuru soğan eklendiğine göre bakanlığın bu konuda ne yaptığını anlamak olası değil. Örneğin, sadece soğan değil; Tarım Bakanımızın bizzat söylediği gibi sebze, meyve neden “Tarlada bir, markette dört?...” Peki tüm bunları kim çözecek?... Yoksa, Türkiye bitti de, çözüm Sudan’ da 99 yıllığına kiralanan 12 bin 500 hektarlık arazilerden mi gelecek?...
Soğan hakkında en doğru bilgiye ulaşabilmek için durumu hem teoride, hem de sahada bu konuyu en yakından bilenlerine soralım dedik. İşte size Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO)’ndan köşemize gönderilen “Ülkemizde Kuru Soğan ve Patatesin Durumu-2018” raporundan alıntılarla soğan gerçeği: Ülkemizde 2017 yılında 2.1 milyon ton kuru soğan üretildi. Hatırlanırsa, geçen yıl soğan üreticisi zarar etmiş ve birçoğu ürünlerini tarlada bırakmıştı. Bu nedenle 2018 yılı soğan ekim alanımız 480 bin dekara, üretimimizde 1,9 milyon tona düştü. Bu yıl Adana ve Hatay başta olmak üzere birçok ilimizde doğal afetler ve hastalıklar nedeniyle kuru soğanda rekolte düşüşü yaşandı.
Çizelge-1.Türkiye’de Kuru Soğanın Durumu
Yıllar Ekim Alanı (da) Üretim (ton)
2012 722.319 1.735.857
2013 616.324 1.904.846
2014 600.441 1.790.000
2015 577.040 1.879.189
2016 604.026 2.120.581
2017 576.918 2.131.513
*2018 480.000 1.900.000
Kaynak: TUİK , *ZMO Tahminidir.
Raporda, ülkemizde kuru soğanın yıllık kişi başına tüketim ortalamasının 22 kilogram olduğu, fakat 2018 yılında tüketim miktarımızın 16-17 kg kadar düştüğü belirtiliyor. Üreticinin İlaç maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle soğan hastalıkları ile gerekli mücadele yapmaması nedeniyle, gerek hasat edilen, gerekse depolarda saklanan soğanlarda çürümeler, küflenmeler meydana geldiği vurgulanıyor. Bir kısım depoların uygun olmamasının da ayrı bir faktör olduğu belirtiliyor. Fiyatlarındaki artışın ardındaki gerçekler kısaca; girdi maliyetleri, doğal afetler, soğan hastalıklarının yanı sıra soğan üreten çiftçilerin örgütlü yapılarının olmaması, üretim planlaması yapılmaması, nüfusun artması şeklinde sıralanıyor. Üstelik bu nedenler ortadan kaldırılmadığı sürece “ Fiyat dalgalanmalarını her dönem yaşayacağız gibi görülmektedir.” deniliyor.
Sevgili tüketiciler, durum gayet basit. Öyle uzun uzun komplo teorilerine, kaosa gerek yok. An itibarıyla soğan üretimi-rekoltesinin az olduğu bir dönem yaşanıyor. Yani üretim tüketimi karşılayamıyor. Bu durumda da soğanın fiyatı yükseliyor, belki de bazı spekülatif fiyat artışlarına da zemin oluşturuyor?... Ancak bu acı soğanın ardındaki gerçekleri değiştirmiyor ki!... Önceki gün patatates, bugün soğan. Peki ya yarın?... Neden enflasyonda en önemli kalemi gıda enflasyonu oluşturuyor? Önemli olan Tarım Bakanlığınca güçlü yerli ve milli üretimi gerçekleştirebilecek politikaları öngörüp, zamanında gerekli önlemleri alarak verimli bir üretimi gerçekleştirebilmek. ZMO’ un raporunda yer aldığı gibi; girdileri ucuzlatmak, gerçekçi üretim planlamalarını yapmak, yerli ve milli üretimi desteklemek olmalı. Bakanlık dün patateste fiyatları düzenleyebilmek için Afrin’ den patates ithal etmişti. Belki bugün de Ukrayna’ dan soğan ithal edilecek, fiyatlar kısmen düşecek. Ancak bu sürecin kendi çiftçimiz, yerli ve milli üretimimizin zararı pahasına olacağı da asla unutulmamalı. Sahi, taşıma suyla değirmen ne kadar döndürülebilir?
Ayşe Teyze, Salih Öğretmen; “Ekonomiyi planlayanların, Tarım Bakanı ve tüm bakanlık kadrosunun ne yaptığını” sormakta haksız mı?...
Haber: FERDA HEKİMCİ
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız.