ZEYTİN KANUNU VE YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞMALARINA KARŞI BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI
Yönetmelik değişikliği teklifinin acilen geri çekilmesini istiyoruz.
Mitolojide barışı, bereketi ve ölümsüzlüğü temsil eden 6000 yıldır insanlığın hizmetinde olan kutsal ağaç zeytin dünyanın dar bir bölgesinde yetişebilmektedir. Türkiye‘de zeytinin yetişebildiği şanslı ülkelerden birisidir. Zeytincilik, Türkiye‘de yaklaşık 500 bin ailenin geçim kaynağını işlenen tarım alanlarının % 3.5 uğunu oluşturan bir sektördür. Zeytin üretimi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı beslenmede, istihdam sağlanmasında ve diğer sanayi kollarına pazar yaratmada yüksek katma değeri ile doğrudan ve dolaylı yoldan 10 milyon kişinin geçimini sağlamada, tarımsal ve sosyoekonomik yönden ciddi bir önem taşımaktadır.
Çanakkale‘de ülkemizin zeytin yetişen şanslı illerindendir. Ekilebilir alanların % 10‘u zeytinliktir. Zeytinliklerin tüm Türkiye‘de olduğu gibi % 75‘i engebeli arazilerde, % 90‘ını da sulanamamaktadır. Bu özellikleri dikkate alındığında zeytin yetişen engebeli ve sulanamayan alanlarda zeytin yerine ikame edilebilecek başka bir ürün yoktur.
Ayrıca da zeytinliklerin herdem yeşil kalması nedeni ile de önemli bir oksijen kaynağı ve karbon yutak alanlarıdır.
Zeytin yetişen bir ülkede ve bir ilde yaşamak ve bu değerlerden yararlanmak önemli bir ayrıcalıktır. Bu nedenlerle barışın, bereketin, sağlığın ve ölümsüzlüğün simgesi kutsal zeytin ağaçları dikkatle korunmalıdır.
Günümüzde paraya çevrilebilir ne varsa sömürmek için her yolu deneyen, binbir kurnazlığa başvuran ülkemizin yerüstü ve yer altı zenginliklerini onur kırıcı bedellerle ipotek altına alan çoğu yabancı şirketler ve işbirlikçiler şimdi gözlerini zeytinliklere dikmişlerdir. Amaçlarına ulaşabilmeleri için önlerindeki en büyük engel 3573 sayılı zeytinciliğin ıslağı ve yabanilerinin aşılattırılması hakkında kanundur.Söz konusu kanunun 20. maddesi "zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 km mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan , toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez ....." demektedir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanmakta olan zeytinciliğin ıslağı, yabanilerinin aşılattırılmasına dair yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik taslağı ile yasanın 20. maddesi işlevsiz hale getirilerek zeytinlik alanlar madenlerin, kirli sanayilerin talanına açık hale getirilmek istenmektedir.
Son olarak 26 Haziran 2010 tarihinde çıkarılan maden kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair 5995 sayılı kanun ile zeytincilik kanunumuz değiştirilmek istenmiş TBMM Genel Kurulundan bütün partilerin oybirliği ile yapılmak istenen değişiklik hükümleri çıkarılarak reddedilmiştir. Bu sonuncusu ile birlikte TBMM, 3573 sayılı zeytincilik kanununda yapılmak istenen değişiklik girişimlerini 4. kez reddetmiştir. Şimdi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yapılan girişim zeytinliklere karşı yapılan 5. saldırıdır.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının temel görevi ülkemiz tarımsal üretiminin ve bu çerçevede zeytinciliğin geliştirilmesi, ülke insanın sağlıklı beslenmesi için önlem alınması ve planlamalar yapılması gerekirken yürütmekle yükümlü olduğu Zeytincilik Yasasını , çıkarmak isteğinde olduğu yönetmelikle işlevsiz kılma girişimi kabul edilemez. Bu durum açıkça hukuk ihlalidir. Bir başka değişle hukukun arkasına dolanma girişimidir.Bu amaçla Tarım ve Köyişleri Bakanlığının devreye sokulması manidardır. Zeytinliklerin ve zeytincilerin yok edilmesi anlamına gelecek zeytincilik kanunu yönetmeliğinin değiştirilmesinin gerçekleşmesi durumunda gelinen nokta, zeytinciliğimizin ve sözün bittiği yer olacaktır. Bu girişim ülkemize ve ilimize yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bu nedenlerle yönetmelik değişikliği teklifinin acilen geri çekilmesini istiyoruz.
Bu amaçla başta çiftçilerimiz olmak üzere sağduyu sahibi tüm yurttaşlarımızı göreve çağırıyoruz.
Saygılarımızla
HİCRİ NALBANT
TMMOB Ziraat Müh.Odası Çanakkale Şube Başkanı
Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü