ZİRAAT MÜHENDİSLERİ... - DÜNYA

MERKEZ
14.03.2007
 

TARIM DÜNYASINDAN / Ali Ekber Yıldırım

Jandarmayı saymazsak çocukluğumuzda köye gelen iki devlet memurunu bilirdik. Birisi kaymakam, diğeri ziraat mühendisi.

Köyün, köylünün ışığı, bilgi kaynağı, pusulasıdır ziraat mühendisleri.

Köy çocuklarının kaymakamlık veya ziraat mühendisliği hayali ile yaşamaları bundandır. Fakat son yıllarda bir çok köy çocuğu ziraat mühendisi göremez oldu.

Son zamanlarda köyden, köylüden koparılmaları, uzaklaştırılmaları onların suçu değil elbette. Köye gitmemekle suçlanan ziraat mühendisinin köye gidecek aracı var mı diye soran yok. Aracı varsa konulacak yakıt var mı?

Tarım politikasının iplerini IMF ve Dünya Bankası‘na teslim eden Türkiye, onların direktifleri doğrultusunda kamu harcamalarını kıstıkça kısıyor.

Sulama için yatırım yapılamıyor. Yılda 400 bin hektar alanın sulamaya açılarak yatırım yapılması gerekirken ancak 40 bin hektarlık sulama yatırımı yapılıyor.

Verimliliğin artırılması, üreticinin bilinçli üretim yapması için ziraat mühendisinin köye gitmesi, çiftçiye yol göstermesi gerekiyor. Ama ziraat mühendisleri köye gidemiyor.

Peki ne yapıyor?

Üretmemeyi teşvik eden doğrudan gelir desteğinin hesaplamasını yapıyor. Tarım il müdürlüklerinde veya ilçe müdürlüklerinde doğrudan gelir desteği hesapları ile görevlendirilen ziraat mühendisi mutsuz.

Tarlada bilgiye muhtaç çiftçi, ziraat mühendisi ile buluşamamaktan şikayetçi. O nedenle üretici de mutsuz, çaresiz.

Ülkede 85 bin ziraat mühendisi var. Bunlardan 10 bini işsiz veya geçici bir işte çalışıyor. Bu kadar işsiz mühendis dururken her yıl yüzlerce yeni mezun veriyor ziraat fakülteleri. Bunların bir bölümü mesleğini yapabiliyor, çoğu başka işlerde çalışmak zorunda bırakılıyor.

Tarladaki üretici bilgiden yoksun, ziraat mühendisi iş bulamamaktan şikayetçi. Bu iki kesimi buluşturmadıkça tarımda başarıyı yakalamak mümkün mü?

Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gökhan Günaydın‘a sorarsanız, Türkiye‘nin 160 bin ziraat mühendisine ihtiyacı var. Ancak, ziraat mühendisi ile köylü arasındaki bağın 1980‘li yıllardan sonra bilinçli olarak koparılması nedeniyle ziraat mühendisleri işsiz. İş bulanların önemli bir kısmı ise masa başı işlerde görevlendiriliyor. Çiftçiye, üretimi artırmanın yolunu gösterecek ziraat mühendisi, üretim yapmayan çiftçinin devletten ne kadar doğrudan gelir desteği alacağını hesaplamakla görevlendiriliyor.

Hangi mühendis istemez okulda öğrendiklerini tarlada uygulamayı. Ülkesine hizmet etmeyi. Bilgilerini ülkesinin yararına kullanmayı. Fırsat bulanlar, tarımda verimliliğin sağlanması, bilinçli üretim yapılması, doğru tekniklerin kullanılması için gecesini gündüzüne katarak üreticiye hizmet veriyor. Çoğu zaman hakettiğini almadan, alamadan.

Tüm engellere, engellemelere rağmen ziraat mühendisleri ülke tarımının gelişmesi, kırsalda yaşayanların refah seviyesinin yükselmesi için büyük bir çaba gösteriyor.

Yarım asırdan fazla bir süredir Ziraat Mühendisleri Odası, büyük bir özveri ve yurtseverlik bilinci ile tarıma katkıda bulunuyor.

Tarım arazilerinin talan edilmesine karşı çıkanların ön saflarında hep ziraat mühendisleri var. Çünkü toprağın değerini en iyi bilen onlar.

Atatürk‘ün kendi çabaları ile kurduğu Atatürk Orman Çiftliği‘nin yağmalanmasına karşı çıkanlar da onlar.

Mustafa Kemal Atatürk‘ün Yalova‘da arazi satın alarak kurduğu ve 1937 yılına kadar bizzat kendisi işlettikten sonra "tarım yapılması ve hilesiz meyve yetiştirilmesi" için halka bağışladığı Yalova Tarım İşletmesi‘nin turistik tesise dönüştürülmesi için yeşil sermayeye verilmesini yargı yoluyla engelleyenlerin başında da yine ziraat mühendisleri var. Atatürk‘ün mirasına sahip çıkmayı görev bilen de yine onlar.

Tarımla ilgili her yasal düzenlemeyi titizlikle inceleyen ve ülke yararına, tarım sektörünün yararına çıkması için çaba gösteren, çözüm üreten de onlar.

Anadolu‘da gittiğimiz her yerde onların, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın ve arkadaşlarının izlerine rastlıyoruz. Gitmedikleri il, ilçe kasaba yok. Bilgileri ile Anadolu‘yu aydınlatıyorlar.

Avrupa Birliği sürecinde çiftçiyi bekleyen tehlikelere dikkat çekiyorlar. Ülke potansiyelinin daha iyi değerlendirilmesi için eğitim çalışmaları ile çiftçiye yol gösteriyorlar.

Her yıl yapılan Tarım Haftası etkinlikleri, teknik seminerler ve çıkarılan yayınlarla tarım sektörüne ve ülke ekonomisine yol gösteren Ziraat Mühendisleri Odası, ziraat mühendislerinin özlük hakları ve sorunlarını da her platformda savunan gerçek anlamda bir sivil toplum örgütü. Bizim de her zaman yararlandığımız çok verimli bir internet sitesi var. Çalışmalarını bu sütuna sığdıramadığımız Ziraat Mühendisleri Odası‘nın www.zmo.org sitesini izlemenizi ve yararlanmanızı öneririz.

Bir başka önerimiz ise IMF ve Dünya Bankası programlarının Türkiye tarımına etkileri hakkında bilgilenmek istiyorsanız, Ziraat Mühendisleri Odası Tarım Politikaları Yayın Dizisi altında yayınlanan Dr. Necdet Oral‘ın "Türkiye Tarımında Kapitalizm ve Sınıflar" kitabını okumanız gerekir.

Okunma Sayısı: 605