ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI'NIN " VETERİNER HİZMETLERİ, BİTKİ SAĞLIĞI, GIDA VE YEM KANUNU TASARISI TASLAĞI" HAKKINDA RAPORU

MERKEZ
01.03.2010
 

ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI‘NIN " VETERİNER HİZMETLERİ, BİTKİ SAĞLIĞI, GIDA VE YEM KANUNU TASARISI TASLAĞI"  HAKKINDA RAPORU

  

 Yetki karmaşası ve tutarsızlıklar olduğu, merkezi otorite ve buna bağlı yerel otoriteler tarafından gıda denetim ve kontrol hizmetlerinin etkin ve verimli olarak gerçekleştirilemediği, Bakanlığın bu yönde yeniden yapılandırılması gerektiği  yönüyle eleştirilen 5179 sayılı Kanun yerine geçmek üzere, Bakanlık yetkilileri ile AB Komisyon yetkilileri arasında yapılan görüşme ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nca 2006 yılında "Gıda Kanunu", "Yem Kanunu", "Gıda Hijyeni ile Gıda ve yemin Resmi Kontrolleri", "Veteriner Hizmetleri Kanun" Taslakları hazırlanarak 4‘lü hijyen paketi adı altında kamuoyunun görüşüne açılmıştır. Kanun taslakları kamuoyunun, Oda‘mızın da içinde bulunduğu, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının karşı çıkmaları üzerine geri çekilmiştir.  Bu defa taslaklar birleştirilerek "Veteriner Hizmetleri, Gıda ve Yem Kanun Taslağı "  olarak tek bir kanun adı altında tekrar kamuoyunun görüşüne açılmıştır. Bu Kanun taslağı da kamuoyunu baskısı üzerine geri çekilmiş ve 2009 yılı başında ise öngörülen Kanun‘da yukarıdaki konulara  "bitki sağlığı" ve "Zootekni- hayvan yetiştirme ve ıslahı"  konuları ilave edilmiştir. Tarladan sofraya gıda konsepti gerekçesi ile "Bitki Sağlığı" kanun taslağına dahil edilirken gıda güvenliğini doğrudan etkileyen "Su Ürünleri" ve "Bitki Yetiştirme ve Islahı" konuları taslağa dahil edilmemiştir. Taslak metin "Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı Taslağı" adı altında yeniden şekillendirilmiştir.

Kanun taslağında ana şemsiye gıda güvenilirliği olması ve bunun altında bitki, hayvan sağlığı ve su ürünleri olması gerekirken hayvan sağlığı ve refahı, hayvanların korunması, veteriner hizmetleri, veteriner sağlık ürünleri, zootekni ana unsur olarak ele alınmış bunun altında gıda güvenilirliği işlenmiştir.

 KANUN TASARISI;
* Genel Hükümler,
* Hayvan Sağlığı,
* Hayvan Refahı ve Zootekni,
* Veteriner Sağlık Ürünleri,
* Bitki Sağlığı,
* Gıda ve Yem,
* Hijyen,
* Resmî Kontroller,
* Cezaî Hükümler
* Çeşitli Hükümler
olmak üzere dokuz kısım, 42 madde ve 1 geçici maddeden oluşmaktadır.


Kanun Tasarı Taslağının 5179 sayılı "Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun" a göre farklılıkları ve değişiklikleri şunlardır.

1) Amaç ve kapsam bölümü, AB mevzuat hükümleri açısından yetersiz olduğu gibi 5179 sayılı kanunun amaç ve kapsam bölümüne göre de çok daha geridir. Amaç ve kapsamda, halkın beslenmesi konularına yer verilmemekle birlikte gıda ile temas eden madde ve malzemeleri ise yer verilmektedir.

2) Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanun Tasarısı Taslağı metninde hayvan sağlığı alanında görev alacak personelin tanımları net olarak belirlenmişken gıda, yem ve bitki sağlığı alanında görev alacak personelin tanımlarına yer verilmemektedir. Bununla birlikte gıda sektöründe EK:1 ile hangi iş yerlerinde hangi meslek mensubunun çalışabileceği, EK:2 ile de hangi işyerlerini hangi meslek mensuplarının denetleyebileceği belirlenmiştir. Bu durumu olumlu bir gelişme olarak görülmekle birlikte Sorumlu Yönetici müessesesinin kaldırılıyor olması, işletmeler için 30 beygir veya 10 işci çalıştırma sınırına bağlı olarak üretimin nevine göre hangi meslek mensuplarının çalıştırılacağına ilişkin sınır konulması kabul edilebilir değildir. Zira 30 beygir veya 10 işci çalıştırma koşulunun altında faaliyetlerini sürdüren işletmeler asıl uzman bilgisine ihtiyaç duyan ve çeşitli nedenlerle gıda güvenilirliğinin en çok ihlal edildiği işletmelerdir.

3) Kanun taslağının ikinci ve üçüncü kısmı, hayvan sağlığı, hayvan refahı ve zootekni ile veteriner sağlık ürünleri konusunu esas alarak hazırlanmış olduğu görülmekte, diğer konular sanki hayvan sağlığı ve veteriner hizmetlerinin bir parçasıymış gibi ele alınmaktadır. Hayvansal ürün tanımı içine hayvansal kökenli gıdalar da eklenerek, hem kanun içinde mükerrerlik oluşturulmuş hem de canlı hayvanlarla aynı madde içine konularak bu konudaki yetkiler tek bir meslek grubunun çalışma alanı içine aktarılmaya çalışılmıştır. Dolayısı ile hayvansal kökenli ürünler gıda bölümünden ayrılmaya çalışılmıştır. Oysa gıda alanında bilimsel sınıflama itibariyle diğer gıdalarda olduğu gibi, hayvansal ürünler de gıda tanımı içine girmektedir ve hayvansal ürünler bütün dünya da gıda mevzuatı hükümlerine tabi ürünlerdir.

4) Kanun taslağının beşinci kısmında; gıda ve yem güvenliği şartlarında eksiklik ve yetersizlikler vardır. 5179 sayılı Gıda Kanunu, hazırlanan maddeden çok daha ileri durumdadır. Metinde geçen güvenli gıda, güvensiz gıda, şüpheli gıda, tüketime uygun olmayan gıda gibi terimler açıklanmamıştır. Bu terimlerin tartışmaya ve yoruma ihtiyaç duymaksızın açık ve net olması gereklidir.

5) Sorumluluklar kısmında eksiklik ve yetersizlikler bulunmaktadır. Onaya tabi işletmelerin bakanlıkça belirleneceği ifade edilmektedir. AB mevzuatına göre, onaya tabi olan işletmeler hayvansal kökenli ürün işleyen gıda ve yem işletmeleridir. Hâlbuki ülkemizde, bütün gıda maddeleri üreten işyerleri gıda siciline kaydedilmekte ve her bir üretilen gıda maddesi için üretim izni verilmektedir. Bu uygulama, işletmelerin teknik ve hijyenik kapasitesinin yükseltilmesini sağlanmakta, haksız rekabete sebep olan kayıt dışı ile mücadele de önemli bir role sahiptir. Kaldı ki aynı Kanun Taslağının içinde yer alan üç faaliyet alanında "onay" anlayışının ve uygulama alanının bulunmasını anlamak mümkün değildir. Veteriner sağlık ürünleri biyolojik ürünler ile bitki sağlık ürünlerinin üretimi, ihracatı, ithalatı ve piyasaya arzı tamamen onaya tabiyken (bitki koruma ürünlerinin onay işlemlerinin kimlere verileceği de belli değildir. Yani bu alanda herkesin üretim, ithalat, ihracat ve satış yapacağı anlaşılmaktadır.), gıda ve yemde hangi ürünlerin onaya tabii olacağını Bakanlık belirleyecektir. Veteriner biyolojik ürünlerin tamamının onayının bir veteriner hekime ya da çalıştırana verileceği, veteriner sağlık ürünlerinin ise kimya mühendisi, kimyager, eczacı yada veteriner hekime verileceği kesin hükme bağlanmışken, insan sağlığının ana ögesi olan gıda alanında isteyen herkese onay verileceği anlaşılmaktadır ki böylesine mesleki taassup içinde olunması gıda alanına bakışı yansıtmaktadır.

6) Sorumlu Yönetici istihdam zorunluluğu kaldırılmış olup EK:1‘de verilen gıda ve yem işyerleri için konu ile ilgili meslek mensupları çalıştırma mecburiyeti getirilmiştir. Bu durum Sorumlu Yöneticilik müessesiyle yetersiz olan gıda denetim sistemine katkı sağlayan düzenlemeyi ortadan kaldırarak, babadan oğla geçen gıda üretim sürecine mühendislik bilgisini, atölyeden işletmeye, işletmeden fabrikaya dönüşüm zincirine katkı sağlayacak mühendislik yetkinliğini ve mühendislerin sahada istihdamını  yok eden bir dönüşümü ifade etmektedir.

 

6) Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu muhafaza edilmekte ancak yapısı ve çalışma şekli çıkarılacak yönetmeliğe bırakılmaktadır. Ayrıca, 5179 sayılı kanunda bulunan ulusal gıda meclisi ve gıda bankaları birliği, bilimsel komitelerle ilgili maddelere de bu taslakta yer verilmemiştir. Gıda Kodeksi bölümünde, ulusal gıda kodeks komisyonunun yapısı ve çalışma usulünün Bakanlıkça belirleneceği ifade edilmektedir. Öyle anlaşılıyor ki Bakanlık Komisyonun bugünkü yapısından rahatsızdır. Komisyon, meslek örgütlerinin sürece katkı sağlama olanağı sağlanmadığı için eksiklik taşısa da bakanlık, özel sektör ve üniversiteyi bir araya getirerek tarafların görüşlerini ortaya koymalarına ve kodekslerin daha kısa zamanda hazırlanmasına olanak sağlamıştır.

5179 sayılı kanunda bulunan ulusal gıda meclisi ve gıda bankaları birliği, bilimsel komitelerle ilgili maddeler bu taslakta yer verilmemiştir. Gıda bankalar birliğinin bu taslaktan çıkarılması olumlu görülmekle birlikte tarafların bir araya gelmesini sağlayan ve ulusal gıda politikalarının oluşturulmasında önemli görev üstlenmesi gereken ulusal gıda meclisinin ve risk değerlendirmesini bilimsel bir şekilde yapacak olan bilimsel komitelere taslakta yer verilmemesi ise anlaşılmaz bir eksikliktir.

 

7) Tüketici hakları, madde başlığında yer almasına rağmen madde içeriğinde tüketici hakları ile ilgili herhangi bir husus bulunmamaktadır. Ayrıca tüketicinin aldatılmasında ve yanıltılmasında önemli olan sunum ve reklam konusunda 5179 sayılı Kanun daha geniş tanımlar içerirken taslakta çok genel ifadeler kullanılmıştır.

 

8)Risk değerlendirme biriminin bağımsız, tarafsız ve şeffaflık esaslarına ve bilimsel kanıtlara göre Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca oluşturulacağı ifade edilmektedir. Uygulamayı da Bakanlık yapacağına göre burada ifade edilen ilkeler nasıl uygulanacak, bağımsızlık ve tarafsızlık nasıl sağlanacaktır şüpheyle bakmak gerekir. Kaldı ki bu yönde herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır.

 

10) Mevzuatta belirlenen şartları sürdüremediğini belirlenen işletmelerin kayıt ve onayı bir yıl süre ile askıya alınmaktadır. Bu çok uzun bir süre olup gıda güvenirliğini tehdit edebilecek bir süredir. Bu sürenin kısaltılarak makul bir süreye indirilmesi gerekir.

11) Mahalli idarelere bırakılan yetkilerin iptal edilerek Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde toplanmış olması denetim ve kontrol görevinin tek elde toplanıyor olması olumlu bir gelişmedir.

 

12) Kontrol görevlisinin kontrol sonucu her türlü karar almaya ve uygulamaya yetkili olduğu ifade edilmektedir. Kontrol görevlisinin geniş yetki ile donatılması olumlu bir gelişme olmakla birlikte bu yetkiler çok iyi tanımlanmadığı takdirde hakim durumun kötüye kullanması tehlikesini de taşımaktadır. Görev, yetki ve sorumlulukların kişinin algı, deneyim ve eğitim niteliğine bağlı olmasına izin vermeyecek şekilde açıkça tanımlanmasına gerek vardır. Denetçiler, kanunda öngörülen cezalara uygulamaya yetkili kılınmakta ancak denetçinin yetkinliği ile ilgili hükümler kanun tasarısında bulunmamaktadır. Avrupa Birliği‘nde gıda denetçilerinin ISO 17020 ‘ye göre akredite edilmesi zorunludur ve gıda denetçilerinin kolluk gücü gibi ceza verme yetkisi bulunmaktadır. Denetim biriminin ve denetçilerin ISO 17020 şartlarını karşılaması ile ilgili hususlara kanun tasarısında yer verilmelidir. Taslakta, hangi meslek mensuplarının hangi işlerinde denetleme görevi görecekleri Ek:2‘de verilmekle birlikte son yıllarda Fakültelerin mezun ettiği kişilere "........... Fakültesinden mezun olmuştur " diye diploma verdiği bilinmektedir, Mühendislik ya da mesleki formasyonu belirlenmemiş meslek mensuplarının Ek: 2‘ de tanımlanmış mesleki sınıflamalara nasıl intibak ettirileceği bir sorun alanı olarak görülmelidir.

 

13) İthalatta, ithalata uygun olmayan ürünler ithalatçının bilgisi dahilinde ne yapılacağı konusunda idareye yetki vermesi, bunun için uygun olmayan ürünün;

a)   Geri gönderilecek,

b)  Özel işleme tabi tutulacak,

c)   Başka amaçla kullanılmasına izin verilecek

d)  İmha edilecek, hükmü getirilmiş olması olumlu bir gelişmedir.

 

14) Bakanlığın yapacağı resmi kontroller karşılığında ücret alacağı hüküm altına alınmaktadır. Oysa Gıda güvenirliği hizmeti bir kamu hizmetidir. Kamu örgütünün kamu sağlığı adına yürüttüğü bir denetim hizmeti için ücret alması Türk hukuk sisteminde yer alan bir husus değildir. Dolayısıyla resmi kontrollerden ücret alınamaz. Bu hususun tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Denetim sisteminin etkin verimliliği ölçütünde halkın sağlığının korunacağı amacından uzaklaşılarak denetimlerden ücret alınacak olması çok tehlikeli bir gelişme olup Bakanlığın paraya ihtiyacı olduğu zamanlarda resmi kontrolleri artırmayacağı ve deli dumrul misali gelen geçenden ücret almak için bu yola başvurmayacağı nı kimse garanti edemez.

 

15) Cezai hükümlerin daha önce hazırlanmış 3 taslağa göre daha anlaşılabilir ve uygulanabilir hale getirilmeye çaba gösterildiği anlaşılmakla birlikte cezalarla ilgili olarak aynı Kanun metninde farklı cezai uygulamaların amaçlandığı görülmektedir ki bu durum hem Kanun yapma tekniğine hem de Kanun‘un ruhuna uygun düşmemektedir. Bir örnek olarak; onay alınmaması durumunda uygulanacak cezai müeyyidelerde veteriner ürünleri ve bitki koruma ürünleri için otuz bin TL ama gıda için on bin YTL ceza öngörülmüş olması durumu ilginçtir.  Bununla birlikte gıda güvenilirliği tehlikesi bulunan birincil üretim aşamasındaki ürünlere ilişkin ne yapılacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Oysa sorunların büyük bir kısmı birincil üretimden kaynaklanmaktadır.  Konunun taraflarıyla bir araya gelinip hükmün yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

 

16)Birinci üretim, kişisel tüketim ve geleneksel üretim, av hayvanları ilgili istisnalar getirilmesi olumlu bir gelişmedir. Ayrıca kurbanlık hayvan kesimleri ve kesim yerleri ile ilgili Bakanlığa istisnai hükümler getirme yetkisi verilmektedir.

 

 17) Taslak metin kanun yapma tekniğine aykırı olarak birden fazla birbiri ile ilintili ama bağımsız çalışma alanını aynı metin içine zoraki olarak bir araya getirmeye çalışmaktadır. Konuların birbirinden bağımsız olarak kendi alanını düzenlemesi gerekirken özellikle veteriner hizmetlerinin ilgili meslek grubu için kendi menfaat ve beklentilerini metne hakim kılma anlayışının ürünüdür.  Gıda alanındaki düzenlemeler veteriner hizmetlerinin altında kaybolmuştur. Oysa veteriner hizmetleri gıda güvenirliğini temin eden unsurların sadece bir alt grubunu temsil etmektedir. Kanun taslağındaki gıda bölümü halen yürürlükte bulunan 5179 sayılı Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair KHK‘nin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun‘un teknik ve içerik olarak oldukça gerisindedir. Dünyanın hiçbir yerinde bu şekilde bir Kanun bulunmamaktadır.

 

18) Halk sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetlerinin tam anlamıyla uygulanması, insan tüketimine sunulan her türlü gıda maddesinin gıda yasası kapsamında yer alması ile mümkündür. Taslakta, gıda değeri olmayan ev ve süs hayvanları, veteriner sağlık ürünleri, hayvansal yan ürünler yer alırken, gıda ile temas eden madde ve malzemeler, yeni gıdalar, fonksiyonel gıdalar, GDO lu ürünlerin kapsamda yer bulmaması, önemli bir çelişkidir.

19) Resmi Veteriner Hekim, Yetkilendirilmiş Veteriner Hekim gibi bir mesleğe işaret eden tanımların yapılması, denetim, resmi kontrol vb. tüm görevlerin Veteriner Hekimler üzerinden gerçekleştirilmesi anlamına gelmekte, bu durum gıda güvenliği sürecinde görev alan diğer mesleklerin yok sayıldığı ve Bakanlığın konuya nesnel yaklaşmadığını göstermektedir. Resmi Veteriner Hekim tanımıyla kamuda, Yetkilendirilmiş Veteriner Hekim tanımıyla ise özel sektörde veteriner hekimlere alan genişletme ve istihdam yaratma çabalarının yasa aracılığıyla zorlandığı açıkça görülmektedir. Taslağın Hayvan sağlığı vs. ile ilgili bölümlerinde resmi Veteriner hekime işaret eden vurgulamalar varken, bitki sağlığı, gıda ve yem bölümlerinde, resmi mühendislerin ve bu anlayışla yetkilendirilmiş mühendislerin yer almaması anlamlıdır.

 

 

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME:

* Taslak metin Kanun yapma tekniğine aykırı olarak birden fazla birbiri ile ilintili ama bağımsız çalışma alanını aynı metin içine zoraki olarak sokma girişiminin varlığını yansıtmaktadır ve geleneksel olarak ülkemiz Kanun yapma tekniğinden uzak bir metindir.

 

* AB ülkelerinin üretim koşulları ile şekillenmiş yaygın tüketim anlayışı gereği hayvansal ürünler % 70 oranında tüketilmektedir. Oysa, ülkemizdeki tüketim anlayışı bunun tam tersi bir seyir izlemektedir. AB uyum sürecinde, aday olan ülkelerin kendi tüketim profilinin ve geleneksel ürünlerinin korunması, çeşitli belgelerde ya da raporlarda yer almaktadır. Ayrıca, AB‘nin yayımladığı mevzuat hükümlerine göre ( hayvansal hammaddeler dışındaki ) tüm gıda maddelerinin üretim ve dış ticaretinde resmi kontrolör adı altında mühendisler imza yetkisine sahiptir. Dolayısıyla, AB ülkelerinde denetim ve kontrol hizmetlerinin tek bir meslek tarafından yürütüldüğü doğru değildir.

* TBMM‘ye sunulan taslakta sorumlu yöneticilik uygulamasının kaldırılması öngörülmektedir. Özellikle kayıt ve denetim dışı ile merdiven altı gıda maddesi üretiminin yoğun olduğu Türkiye‘de, hem işyerlerinin oto kontrolü, hem de kalitenin yükselmesi açısından büyük yararlar sağlayan, sorumlu yöneticilik uygulamasının kaldırılması, tüketici sağlığına yönelik önemli sorunlara yol açacaktır. Taslakta gıda ve yem üreten işyerlerinin onayı ve sorumlu yönetici çalıştırılması uygulamasına net ifadelerle yer verilmeli, belirsizlik giderilerek, konu yönetmelik ya da Bakanlık inisiyatifine bırakılmamalıdır. 

* Taslakta, "Bakanlık, bu Kanun kapsamındaki cezaî yaptırımların uygulanması ile ilgili yetkiler hariç olmak üzere, uygun göreceği görev ve yetkiler için kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri, birlikler, kooperatifler, vakıf ve üniversiteler ile işbirliği yapabilir. Bunlardan, Bakanlıkça belirlenen şartlara sahip olanlara, bu görev ve yetkilerin tamamı veya bir kısmı tamamen veya kısmen devredebilir veya hizmet alımı yolu ile yerine getirebilir. Bakanlık, devir yaptığı kuruluşları denetler" denilmektedir. Bu durum; uyumlaştırıldığı belirtilen 882/2004 regülasyonunun, resmi kontrol yetkisinin  (akredite olmuş analiz laboratuarlarında yapılacak analiz işlemleri dışında) özel kişi, kurum ve kuruluşlara aktarılamayacağı hükmü ile çelişmekte ve sonuç olarak bu durum, devletin asli görevi ve sorumluluğu olan gıda güvenliğinin sağlanması hususunun devredilmesi anlamını taşımaktadır.

* Resmi kontroller sosyal devlet anlayışı içinde merkezi hükümetin yapması gereken görevlerinden biridir ve Devlet olmanın gereğidir. Bu bağlamda, denetim ve kontrol hizmetlerin etkin ve yaygın şekilde devlet eliyle yerine getirilmesi gerekmektedir.  Yapılacak denetim ve kontrol görevlerinin ücretlendirilmesi alanın birilerinin menfaat sağlama isteminin dışa vurumudur. Bu durum hizmetlerin özelleştirilmesi ve yandaş sermayeye kaynak transfer etme anlayışına hizmet edecektir. Bununla birlikte sorumlu yöneticilik uygulamasının işletmeye-vatandaşa yük olduğunu ifade eden anlayışın, işletmeyi-vatandaşı müşteri gibi görerek hizmetleri özelleştirme düşüncesinin işletmeler için büyük bir mali yük getireceği de açıkken bu konudaki gerçek düşüncesi de açığa çıkmaktadır.

* Gıda alanındaki düzenlemeler veteriner hizmetlerinin altında kaybolmuştur. Oysa veteriner hizmetleri gıda güvenliğini temin eden unsurların sadece bir alt grubunu temsil etmektedir. Gıda güvenliği kavramı, bilimsel içeriğinin ötesinde bir meslek gurubunun bütün gıda alanına hakim olma anlayışına kurban edilmek istenmektedir.

* Taslak metin ülkemiz gerçeklerinden uzak, üretim yapımız, ekolojik faktörlerimiz, mikroklima özelliklerimiz ve genetik zenginliğimiz dikkate alınmadan hazırlanmış bir metindir.

* Bitki koruma alanında da bu düşünce net bir şekilde görülmekte olup, Bakanlıkça bu güne değin ve halen hızla yürütülmekte olan mevzuat çalışmalarıyla çelişkiler metne hakimdir.

* Kanun taslağındaki gıda bölümü halen yürürlükte bulunan 5179 sayılı Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine Dair KHK‘nin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun‘un teknik ve içerik olarak oldukça gerisindedir.

* Sorumlu Yöneticilik müessesesi ülkemiz gıda sektörüne bütün olumsuzluklara rağmen 1995 yılından itibaren önemli hizmetler görmektedir. Yetersiz gıda denetim kontrol sistemine etken olarak katkı koyan bir yapı kurgulamak gerekirken, işletmelere yol gösteren ve ülkemiz tarım ve gıda sektörüne teknik olarak katkı koyan ve de istihdam yaratan güçlü bir yapıya evrilmesi beklentimizi korurken sistemin bir meslek grubunun istemleri doğrultusunda yok edilmesi girişimini anlayışla karşılamak mümkün değildir.

* Ulusal programda yer alan ve yürürlükteki AB mevzuatına uyum sağlanması gerekliliği uyarınca,  AB‘ne uyum çerçevesinde 178/2002 sayılı AB direktifine göre 5179 sayılı kanunun eksik olan hususlarının giderilerek

 

•1-     Gıda, Yem Hizmetleri ve Resmi Kontrol,

•2-     Veteriner Hizmetleri,

•3-     Bitki Sağlığı Hizmetleri 3 ayrı Kanun olarak düzenlenmelidir.

 

* Gıda konusu tüm dünya devletlerinde olduğu gibi ülkemizde de olmazsa olmaz bir olgudur. Gıda güvenilirliğinin halen TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda görüşüldüğü üzere, Tarım ve Gıda Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısında yer aldığı şekilde Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü örgütsel yapısı içinde etkin olması mümkün değildir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde ayrı bir GIDA GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ kurulmalıdır. Avrupa Birliği‘nde olduğu gibi bilimsel ölçekte çalışan, gıdada risk faktörünü esas alarak metinler oluşturan ve tavsiye kararı üreten EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi ) benzeri TÜRKİYE GIDA GÜVENLİĞİ OTORİTESİ kurulmalı ve bağımsız olmalıdır. Bu iki kurum birbiri ile ilişkili çalışmalı ve siyasi otoritenin baskısından uzak olmalıdır.

 

  

TASLAK KANUNUN MADDELERİNİN İNCELENMESİ

  

  

BİRİNCİ KISIM      : Genel Hükümler

Birinci Bölüm  : Amaç, Kapsam, Tanımlar

Madde 1 - Amaç:

•·          Gıda güvenliği şemsiyesi altında yer alsalar dahi bitki sağlığı, hayvan yetiştiriciliği ve sağlığı, hayvan refahı, hayvan hareketleri, veteriner sağlık ürünleri, su ürünleri işleme, gıda ve yem gibi birbirinden farklı disiplinlerin tek bir Kanun bünyesinde toplanmıştır. Bununla birlikte "halkın beslenmesi" hususunun amaç kısmına dahil edilmesi gerekir.

 

Madde 2 - Kapsam:

•·                      Mevcut Taslak, gıda ve yem maddeleri yanında insan tüketimi amaçlı olmayan bitkisel ürünler, hayvansal ürünler, embriyo, semen ve veteriner sağlık ürünleri gibi çok farklı yaklaşımlara ve bu tür ürünlere yer vermesi nedeniyle uygulanabilirlikten uzak bulunmaktadır. Gıda güvenliği şemsiyesi altında yer alsalar dahi birbirinden farklı (bitki sağlığı, hayvan yetiştiriciliği ve sağlığı, hayvan refahı, hayvan hareketleri, veteriner sağlık ürünleri, gıda ve yem gibi) disiplinler tek bir Kanun kapsamında toplanmıştır. Birbirinden farklı disiplinlere dörtlü ya da beşli paket olarak tek bir Kanun kapsamında yer verilmesi, konular bazında bütünlüğün kaybolmasına, ilgili bölümlerin kısaltılmasına ve yeterince işlenememesine yol açmıştır.

•·                      Taslak bünyesinde yer alan farklı konular arasındaki hükümlerin yürütülmesi sırasında Bakanlık birimleri arasında dahi yetki paylaşımında sorunlar yaşanacaktır. Bu da, başta gıda ve yem sanayi olmak üzere tüm sektörün sıkıntı yaşamasına sebep olacak ve gelişmesine engel olacaktır.

•·                      Taslağın birincil üretim aşamasını da kapsaması, denetim ve kontrol hizmetlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde toplanması, izlenebilirlik gibi gıda güvenliği prensiplerinin birincil üretim aşamasında uygulanmasını sağlayarak ürün güvenliğinin geliştirilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bitkisel üretim kayıtları ve kimyasal kullanımın kontrol ve izlenebilirliğin sağlanması açısından da yeni düzenlemeler getirdiği de görülmektedir.

Madde 3 -  Tanımlar:

•·          Halen diğer Kanunlarda yer alan tanımlar  taslakta farklı bir şekilde tanımlanmıştır. Örneğin; halen 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununda yer alan "su ürünleri" tanımı ile Taslakta yer alan "hayvansal ürün" "Balıkçılık ürünleri" tanımları birbirinden farklıdır.  Bu da ilerde uygulamada sorun yaratacaktır.

•·          Hayvansal ürün tanımı ile gıda tanımının sınırları net olarak çizilmeli ve birbirinin alanlarını kapsamamalıdır.

•·          Taslakta kimi yerde ürün kimi yerde mal ifadeleri kullanılmaktadır. Tanımlarda ürün tanım var mal tanımı bulunmamaktadır. İfade birliği açısından tek bir terim kullanılmalıdır.

•·          Taslakta, tanımlarda "Bitki Sağlık Sertifikası" verilmekte ancak taslağın 17. Maddesinde bitki pasaportundan bahsedilmektedir. Halbuki uluslar arası terminolojide bitki pasaportu değil bikri sağlık sertifikası ifadesi kullanılmaktadır.

 

İKİNCİ KISIM: Hayvan Sağlığı, Hayvan Refahı ve Zootekni

Birinci Bölüm: Bulaşıcı hayvan hastalıklarının kontrolü ve yükümlülükler, İnsanlar Tarafından Tüketilmesi Amaçlanmayan Hayvansal Yan Ürünler ve Hayvan Hastalık Tazminatı

Madde 4 - Bulaşıcı hayvan hastalıklarının kontrolü ve yükümlülükler

Madde 5 - İnsanlar tarafından tüketilmesi amaçlanmayan hayvansal yan ürünler

Madde 6 - Hayvan hastalık tazminatı

  

İkinci Bölüm: Hayvanların Tanımlanması ve Kayıt Altına Alınması, Canlı Hayvanlar ve Hayvansal Ürünlerin Sevkleri ile Hayvan Satış Yerleri ve Satışa İlişkin Sağlık Koşulları

Madde 7 - Hayvanların tanımlanması, hayvanların, hayvan işletmelerinin kayıt altına alınması

Madde 8 - Canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerin sevkleri ile hayvan satış yerleri ve satışa ilişkin sağlık koşulları

Üçüncü Bölüm : Hayvan Refahı ve Zootekni

Madde 9 - Hayvan refahı

Madde 10 - Zootekni

Dördüncü Bölüm: Veteriner Hizmetleri ile ilgili Faaliyet Onayları

Madde 11 - Veteriner hizmetleri ile ilgili faaliyet onayları

  

ÜÇÜNCÜ KISIM: Veteriner Sağlık Ürünleri

  

Birinci Bölüm  : Veteriner Sağlık Ürünlerinin Onayı, Üretimi ve Sahibinin Sorumlulukları, Toptan ve Perakende Satışı, Tanıtımı, Uygulanması

Madde 12 - Veteriner sağlık ürünlerinin onayı, üretimi ve sahibinin sorumlulukları

Madde 13 - Veteriner sağlık ürünlerinin toptan ve perakende satışı, tanıtımı

Madde 14 - Veteriner tıbbi ürünlerin uygulanması

 

•·          Kanun taslağının ikinci ve üçüncü kısmı, hayvan sağlığı, hayvan refahı, hayvan hareketleri ve zootekni ile veteriner sağlık ürünleri konuları esas olmak üzere veteriner konularını detaylı bir şekilde içeren bir "Veteriner Hizmetleri Kanunu" görüntüsündedir.  Hayvansal kökenli gıdalara "hayvansal ürün" tanımı içinde yer verilerek, kanun içinde mükerrerlikler oluşturulmuş ve hayvansal ürünler, veteriner hekimliği disiplini yetkisinde toplanmıştır. Oysa, hasadı takip eden bitkisel ürünlerde olduğu gibi kesim ve sağım sonrasındaki et ve süt birer hammadde olup "gıda bilimi" konusunda eğitim almış personel tarafından çeşitli teknolojik işlemler uygulanarak farklı bileşim ve şekillerde katma değer katılarak yeni ürünlere işlenebilmektedir. AB mevzuatında hayvanların kesim öncesi ve kesim sonrası kontrolü hayvan sağlığı kontrolü resmi veteriner hekim tarafından yapılmakta olup bu aşamada hayvan sağlığı kontrolü bitmektedir. Taze et ve et ürünleri, süt ürünleri, su ürünleri ve bal, yumurta gibi hayvansal orijinli ürünlerini işleme tesislerinde yapılan resmi kontroller ise bir hayvan sağlığı kontrolü olmayıp gıda hijyeni ve işleme teknolojisi kontrolüdür. Ülkemizde bu konularda üniversite eğitimi alan Ziraat, Gıda, Kimya, Su Ürünleri, Balıkçılık Teknolojisi gibi Mühendisliklerin bu yasal yetkiye sahip olması gerekir. Halbuki, bu tip ürünler, gerek işleme teknolojisi gerekse ürünün taşıması gereken teknik özellikleri açısından bütün dünyada gıda mevzuatı hükümlerine tabidir. Bu durum yetki karmaşasına yol açacaktır.

•·          Yetkilendirilmiş veteriner hekim eliyle resmi veteriner hekim alanının rant ve yetki aktarımı yapılarak veteriner hekimlere özel imtiyazlar sağlama istemi metne hakimken neden resmi mühendis ve yetkilendirilmiş mühendis kavramının metinde yer almadığı ayrı bir sorgulama alnıdır. AB ile uyum adı altında mesleki taassubun ön plana çıktığı, ülkemiz koşulları ve menfaatleri göz ardı edilen metinde mesleki çatışmalara yol açacak ve kurumsal uyumu yok edecek çabaların metne yansımasını anlamak mümkün değildir.

  

DÖRDÜNCÜ KISIM: Bitki Sağlığı

Birinci Bölüm: Zararlı Organizmaların Kontrolü ve Yükümlülükler, Bitki Hastalık ve Zararlıları Tazminatı, Kayıt ve Bitki Pasaportu

Madde 15 - Zararlı organizmaların kontrolü ve yükümlülükler

Madde 16 - Bitki hastalık ve zararlıları tazminatı

Madde 17 - Kayıt ve bitki pasaportu

  

İkinci Bölüm: Bitki Koruma Ürünlerinin Onayı, Üretimi ve Sahibinin Sorumlulukları, Toptan ve Perakende Satışı, tanıtımı, Uygulanması

Madde 18 - Bitki koruma ürünlerinin onayı, üretimi ve sahibinin sorumlulukları

Madde 19 - Bitki koruma ürünlerinin toptan ve perakende satışı, tanıtımı

Madde 20 - Bitki koruma ürünlerinin uygulanması

  

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafınca bir taraftan bitki sağlığı konusunda müstakil mevzuat çıkarma yönünde çalışmalara yürütülürken diğer taraftan genel hüküm mahiyetinde bazı hususların Kanun Tasarı Taslağına ilave edilmesi zorlama bir düzenlemedir. Bitki hastalık ve zararlılarıyla ilgili hususları ve mücadeleyi kapsayan bitki sağlığı alanında yaşanan reçeteli satıştan tutun, zirai mücadele ilaçlarının satışı ve kontrolüne kadar bir sürü soruna rağmen hususun metne zoraki olarak sokulma isteği sorunları çözmek yerine daha da derinleştirecektir. Gıda alanına veteriner hekim hakimiyeti sağlamak için taslak metne veteriner hizmetlerinin sokulmasına karşı duruşun önüne geçmek amacıyla zorlama bir şekilde taslak metne bitki sağlığı alanının taşındığı düşünülmelidir.

  

BEŞİNCİ KISIM: GIDA ve YEM

 

Birinci Bölüm: Gıda ve Yem Güvenliği, Sorumluluklar, Gıda Kodeksi, Etiketleme ve İzlenebilirlik, Sunum ve Reklâm, Tüketici Haklarının Korunması

Madde 21 - Gıda ve yem güvenliği şartları

•·          Taslakta gıda maddelerinin Gıda Kodeksine uygun olarak türetilip tüketime sunulması belirlenmiş iken yem maddelerinin uyması gereken kriterler belirlenmemiştir.

 

Madde 22 - Sorumluluklar

 Taslakta sorumlu yöneticilik müessesesi kaldırılmakta, gıda ve yem işletmelerinin işin nevine meslek mensuplarının çalıştırmak mecburiyeti olduğu EK:1de tanımlanmaktadır. Ancak son yıllarda Fakülteler mezunlarına unvan vermemekte sadece "...........Fakültesinden mezun olmuştur." Şeklinde diploma verilmektedir. Dolayısıyla herhangi bir unvan almadan mezun olan bu fakülte mezunlarının gıda denetim sisteminde durumu ne olacaktır ve nasıl sorumluluk verilecektir bilinmemektedir. Bununla birlikte bir çok alt sektör için sadece 30 beygir güç kullanımı veya 10 işçi çalıştıran işletmeler için ilgi meslek mensuplarının çalıştırılma zorunluluğu asıl olarak denetlenmesi ve mühendislik bilgi ve birikimin sürece dahil olarak halkımızın gıda güvenliğini sağlama gerekliliğine karşıt bir durumdur. Zira zaten büyük işletmelerin gıda güvenliği konusundaki hassasiyetleri çok daha yüksek seviyededir. Kaldı ki 1995 yılından beri uygulanmakta olan Sorumlu Yöneticilik müessesesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının sürece sahip çıkmaması ve sahada yaşanan sorunlara rağmen gıda sektörüne ve halkımızın gıda güvenliğine katkı sağlamıştır. Asıl olan Sorumlu Yöneticiliği ortadan kaldırmak değil sorunlarını çözerek çok daha etkin bir yapıya kavuşturmak olmalıdır. Sorumlu Yöneticilik müessesesinin kaldırılmasıyla sektörde hizmet verip ekmek yiyen 15 000 civarında Ziraat, Gıda ve Kimya Mühendisi işsizler ordusuna karışacaktır.

  

Madde 23 - Gıda Kodeksi

•·          Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu(UGKK) muhafaza edilmekte ancak yapısı  ve çalışma şekli çıkarılacak yönetmeliğe bırakılmaktadır. UGKK‘nın yapısının Bakanlığa bırakılması bir takım sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Ayrıca, 5179 sayılı kanunda bulunan Ulusal Gıda Meclisi ve Gıda Bankaları Birliği, bilimsel komitelerle ilgili maddelere de bu taslakta yer verilmemiştir.

  

Madde 24 - Gıda ve yemlerde etiketleme ve izlenebilirlik, sunum ve reklâm, tüketici haklarının korunması

•·          "Tüketici Haklarının Korunması" konusu madde başlığında yer almasına rağmen madde içeriğinde herhangi bir husus bulunmamaktadır.

•·          Sunum ve reklâm konusu, 5179 sayılı Kanun‘da daha geniş ve kapsamlı hükümler yer alırken; yeni taslakta amaca hizmet etmeyen çok genel ifadelerle geçiştirilmiştir.

İkinci Bölüm: Hızlı Uyarı Sistemi, Acil Durumlar, Kriz Yönetimi, Risk Analizi, Kamuoyunun Bilgilendirilmesi, İhtiyati Tedbirler

Madde 25 - Hızlı uyarı sistemi, acil durumlar, kriz yönetimi

Madde 26 - Risk analizi, risk durumunda kamuoyunun bilgilendirilmesi, ihtiyati tedbirler

•·          Risk değerlendirmesi konusunda AB‘de olduğu gibi ayrı bir otorite kurulması gerekirken taslakta risk değerlendirme biriminin bağımsız, tarafsız ve şeffaflık esaslarına ve bilimsel kanıtlara göre Tarım Bakanlığınca oluşturulacağı ifade edilmektedir. Burada ifade edilen ilkelerin nasıl uygulanacağı, bağımsızlık ve tarafsızlığın nasıl sağlanacağı konusunda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

•·          Risk analizi prensiplerinden "risk değerlendirmesi" ve "risk iletişimi"nin uygulanması Bakanlığa bırakılmaktadır. Oysaki 178/2002/EC sayılı temel AB mevzuatında bu konular şeffaf, bilimsel çalışan bağımsız bir kurum tarafından yürütülmektedir.

  

Üçüncü Bölüm : Sularla İlgili Hükümler, Takviye Edici Gıdalar, Özel Tıbbi Amaçlı Diyet Gıdalar

Madde 27 - Sularla ilgili hükümler

Madde 28 - Takviye edici gıdalar, özel tıbbi amaçlı diyet gıdalar

•·          Sular ve özel tıbbi amaçlı gıdalar ile ilgili hükümler, doğrudan 5179 sayılı Kanundaki hükümler taşınarak belirlenmiştir.

•·          Taslakta, halen Sağlık Bakanlığı yetkisinde yürütülen tıbbi amaçlı bebek mamaları konusu yer almamıştır.

 

ALTINCI KISIM     : HİJYEN

  

Birinci Bölüm: Hijyen Kuralları, İyi Uygulama Kılavuzları, İşletmelerin Kayıt ve Onayı

Madde 29 - Hijyen kuralları, iyi uygulama kılavuzları

Madde 30 - İşletmelerin kayıt ve onayı

•·          Taslakta, onaya tabi işletme kavramı getirilmektedir. AB mevzuatına göre, Onaya tabi olan işletmeler hayvansal kökenli ürün işleyen gıda ve yem işletmeleridir. Hâlbuki ülkemizde, bütün gıda maddeleri üreten işyerleri gıda siciline kaydedilmekte ve her bir üretilen gıda maddesi için üretim izni verilmektedir. Bu uygulama işletmelerin teknik ve hijyenik kapasitesinin yükseltilmesini sağlamıştır. Halbuki AB kendi iç pazarında tüketime sunulan ürünlerin serbestçe pazarlanmasından kaynaklanan çeşitli sıkıntılar yaşaması nedeniyle etkin bir izin-tescil prosedürü getirmek için çeşitli çalışmalar yapmaktadır. 

•·          Halen var olan üretim izni uygulaması, ülkemizde kayıt dışılığın önlenmesi ve mevzuata uygun üretim bazında izin-tescil işlemleri yapılarak gıda güvenliğinin sağlanması açısından önemli bir işleve sahip bulunmaktadır.

•·          Mevzuatta belirlenen şartları sürdüremediğini belirlenen işletmelerin kayıt ve onayı bir yıl süre ile askıya alınmamaktadır. Bu çok uzun bir süre olup gıda güvenliğini tehdit edebilecek bir süredir. Bu sürenin kısaltılarak makul bir süreye indirilmesi gerekir.

•·          Taslakta onay prosedürü gerektiren işyerleri belirtilmelidir.

YEDİNCİ KISIM     : RESMİ KONTROLLER

  

Birinci Bölüm: Resmi Kontroller, İtiraz Hakkı, Resmi Sertifikalar, Kontrol Sonucu Uygun Olmayan Canlı Hayvan ve Hayvansal Ürünler, Laboratuarlar

Madde 31 - Resmi kontroller, itiraz hakkı, resmi sertifikalar

•·          Mahalli idarelere bırakılan yetkiler iptal edilerek tüm yetkiler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde toplanmaktadır. Kontrol görevlisinin Kontrol sonucu her türlü karar almaya ve uygulamaya yetkili olduğu ifade edilmektedir. Verilen bu geniş yetki çok iyi tanımlanmalıdır.

Hangi meslek mensuplarının hangi işlerinde denetleme görevi görecekleri EK 2‘de verilmektedir. Ancak, kanunda öngörülen cezaları uygulamaya yetkili kılınan denetçinin yetkinliği ile ilgili hükümler bulunmamaktadır.

•·          Bakanlık kanun kapsamındaki cezai yetkiler hariç olmak üzere uygun göreceği görev ve yetkileri devredebilmektedir.

Gıda güvenilirliği, tüm dünya‘da olduğu gibi AB‘de de en önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Tüketicilerin gıda güvenilirliği konusunda süregelen endişelerine Birliğin mevcut tepkisinin bir yönü, gıda güvenilirliği konularından sorumlu olan tüm hizmetleri Sağlık ve Tüketiciyi Koruma Genel Müdürlüğünde 1999‘da bir araya getirmek olmuştur. Bu şekilde, tüm mevcut kaynaklar birleştirilerek etkin gıda güvenliğinin sağlanması amaçlanmıştır. AB genelinde meydana gelen çeşitli krizlerin de etkisiyle Bakanlıklar yeniden kurulmuş ve gıda ve tüketici boyutu dikkate alınarak yeni birimler oluşturulmuştur. Devletlerin kendi sektörel yapıları ve ülke ihtiyaçlarını (tüketici alışkanlıkları ve üretim potansiyeli) göz önünde tutarak gıda konusunda farklı uygulamalarda bulundukları gözlenmektedir.

 

AB merkezi ve üye ülkeler itibariyle 178/2002/EC Tüzüğünün 2002 yılında yayımlanmasını müteakip değişik kurumlar tarafından yürütülen gıda kontrol sistemi, tüketicinin korunması ve gıda güvenliği odaklı bir yaklaşım içinde yeniden oluşturmuş ve hizmetler belirli bir birimde toplanmıştır. AB üyesi ülkelerde yapısal farklılıklar bulunmakla birlikte, gıda konusunda resmi kontrol ve denetimler resmi kurumlar tarafından yürütülmektedir.

 

AB‘nin Resmi Kontrollere Dair 882/2004/EC Yönetmeliği uyarınca;

Belirli kontrol görevleri, bir ya da daha fazla kontrol organına devredilebilmektedir. Bu durum, özellikle resmi numunelerin laboratuvarda incelenmesinde için geçerlidir.

Üye Devletlerin böyle bir yetki devrinde bulunması halinde, resmi kontrolleri yerine getirme görevinin devredildiği organların, yetkinlik ve bağımsızlıklarını sağlayacak, kesin biçimde tanımlanmış koşullara ve uluslararası tanınmış kurallara (EN 45004-Akreditasyon) uygun hareket etmesi gerekmektedir.

Belirli bir kontrol görevini bir kontrol organına devretmek isteyen bir Üye Devlet, diğer Üye Devletleri ve Komisyonu undan haberdar etmek zorundadır. Bu bildirim, Komisyonca değerlendirmeye alınarak uygulanıp uygulanmayacağı konusunda karar verilmektedir.

Yetkili otoritenin resmi kontroller ile ilgili belirli görevleri eyalet/il/ilçe teşkilatına devredebilmesi için; 

•·        Denetim birimlerinin "Denetim yapan çeşitli tipteki kuruluşların işleyişi ile ilgili genel kriterler" EN 45004 (= ISO 17020) Avrupa Standardına uygun olarak çalışıyor olması ve buna göre akredite olmuş olması gerekmektedir.

•·        Yetkili otorite, resmi kontroller esnasında alınan örneklerin analizini yürütebilecek olan laboratuarları belirlemelidir. Bu laboratuvarlar, "Test ve kalibrasyon laboratuarları için genel şartlara" ilişkin EN ISO/IEC 17025 şartlarını yerine getirmelidir.

•·        Yetkili otorite ile denetim birimi arasında etkin koordinasyonun olması gerekmektedir.

•·        Yürütülecek görevler ve koşullar tanımlanmış olmalıdır. Bu yetki devrinden "deli dana " hastalığının çıkmasının nedeninin laboratuarlardaki dikkatsiz çalışmalar olduğu belirlendiğinden bu yetkinin geri alınması AB ülkelerinde tartışılmaktadır.

  

Denetim Birimleri :

•·        Devredilen görevleri yürütebilmek için gerekli olan uzmanlık, donanım ve altyapıya sahip olmalı,

•·        Yeterli sayıda uygun bir şekilde nitelikli ve tecrübeli personele sahip olmalı,

 

Sonuç olarak;

•·        Devredilen yetkilerin gerçekleştirilmesi ile ilgili olarak tarafsız olmalı ve herhangi bir çıkar çatışması bulunmamalıdır.

•·        AB‘de özel sektöre devredilen denetim yetkisi bulunmamaktadır. Denetim kamu tarafından gerçekleştirilmektedir.

•·        İngiltere, Belçika ve Hollanda‘da özel laboratuvarlara analiz görevi devredilmiştir.

•·        Hemen her üye ülkede bağımsız bir "Gıda Otoritesi" bulunmaktadır.

•·        Denetimler, ülkenin idari yapısına bağlı olarak Bakanlıklar, bağımsız otorite ve işbirliği halinde yerel idarelerce yapılmaktadır.

•·        AB‘de denetçiler daha geniş yetkilere sahiptir.

•·        Risk değerlendirmesi ve risk yönetiminin kurumsal olarak birbirinden mutlak ayrılması gerekmektedir.

 

AB 27 Üye Ülkede;

•·        Kamu Denetimi                                 : 100%

•·        Kamu ve Yerel Otorite denetimi         : 44% (11/25)

•·        Bağımsız Gıda Otoritesi                    : 84% (21/25)

•·        Özel Sektöre Görev Devreden           : 12%(3/25)

(Hollanda, Belçika ve İngiltere‘de özel laboratuvarlara analiz görevi devredilmiştir)

Denetimlerden sorumlu birim*:

•·        Gıda Otoritesi                                   : 63 % (12/19)

•·        Bakanlıklar                                        : 26 % (5/19)

•·        Bakanlık ve Gıda Otoritesi                : 10% (2/19)

 

* Üye ülkelerde, Hollanda hariç olmak üzere resmi kontrol ve denetim görevi herhangi bir kuruluşa devredilmemiştir. Ancak ülkemizde olduğu gibi özel laboratuvarlar akredite olmak koşuluyla resmi numunelerin analizlerini yapabilmektedir. Hollanda gıda güvenliği kurumu kendi alanında uzmanlaşana kadar, beş yıllığına geçici olarak çiğ süt denetimi görevini, uzun yıllardır bu görevi yürüten alanında uzmanlaşmış Hollanda Süt ve Süt Ürünleri Kontrol İdaresine (COKZ) vermiştir. Beş yıl içerisinde görevi yeniden bünyesinde toplaması beklenmektedir.

Madde 32 - Resmi kontrol sonucu uygun olmayan canlı hayvan ve ürünler

  

•·          Resmi kontroller sonucunda uygun olmayan canlı hayvan ve ürünlere hangi işlemlerin yapılacağı tanımlanmakta ancak uygun olmayan ürün açık olarak tanımlanmamaktadır Uygun olmayan gıda ve yem maddelerinin "mevzuata uygun hale getirilmesi koşuluyla piyasaya arzı" gibi içeriği belli olmayan ifadeler sektörde haksız rekabeti doğuracak ve tüketici güvenliğini olumsuz etkileyecektir.

  

Madde 33 - Laboratuvarlar

•·        Laboratuvaraların çalışma usul ve esasları belirlenmektedir.

 

İkinci Bölüm: İthalat ve İhracatta Resmi Kontroller, Gümrükler ve Sınır Kontrol Noktaları

Madde 34 - İthalat ve ihracatta resmi kontroller, giriş ve çıkış gümrükleri ve sınır kontrol noktaları

•·          İthalat ve ihracat resmi kontrollerinde mevzuata aykırı bulunan ürünlerin "özel işleme tabi tutulması" ve "esas kullanım amacı dışında başka bir amaçla kullanımına izin verilmesi" gibi hükümler gıda güvenliği açısından bir risk oluşturmaktadır.

•·          Transit geçiş hükümlerinin ne şekilde yürütüleceğine net olarak yer verilmemiştir.

  

Üçüncü Bölüm : Resmi Kontrollerin, Veteriner ve Bitki sağlığı Hizmetlerinin Finansmanı ve Harcamalar

 

  

Madde 35 - Resmi kontrollerin, veteriner ve bitki sağlığı hizmetlerinin finansmanı ve harcamalar

  

•·          Bakanlık yapacağı resmi kontroller karşılığında ücret almaktadır. Halbuki Gıda güvenliği hizmeti bir kamu hizmetidir ve ücret alınamaz.

  

SEKİZİNCİ KISIM: CEZAİ HÜKÜMLER

  

Birinci Bölüm: Cezai Hükümler, Cezaların Uygulanması, Tahsili, İtirazlar

Madde 36 - Cezai hükümler, cezaların uygulanması, tahsili, itirazlar

•·          Cezai hükümler daha önceki taslaklara göre daha anlaşılabilir ve uygulanabilir hale getirilmeye çalışılmış olmakla birlikte birincil üretimden kaynaklanan olumsuzluklar için cezai hükümler getirilmemiştir. Gereğinden fazla Veteriner ilaçı ve pestisit kullanılması ve kalıntı limitlerinin belirlenen sınırların ötesinde tespiti halinde kim sorumlu olacak ve cezası ne olacaktır bilinmemektedir. Cezalar arasında orantılık olmalı, örneğin yasak bitki koruma ilacı ve veteriner ilacı kullananın cezası ayni olmalıdır.

Örnek:

2.c)"Gıda değeri bulunan hayvanlara uygulanması yasaklanan veya bu yönde uyarılar taşıyan maddeleri ihtiva eden veteriner tıbbî ürünlerini, gıda değeri bulunan hayvanlara uygulayanlara beşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Yasaklı maddeler ve yasaklı maddelerin uygulandığı hayvanlardan elde edilen ürünler hakkında mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir" denilirken

4.i) "Bakanlıkça kullanımı yasaklanan bitki koruma ürünlerini reçeteye yazanlara bin Türk Lirası idarî para cezası verilir." Denilmektedir ki bu durum bile Kanun yapma tekniğine aykırılık içermektedir.

 

•·          DOKUZUNCU KISIM: ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER

  

Birinci Bölüm: Komisyonlar ve İlgili Kuruluşlarla İşbirliği, İstisnai Uygulamalar

Madde 37 - Komisyonlar ve ilgili kuruluşlarla işbirliği

Madde 38 - İstisnai uygulamalar

•·          Birinci üretim, kişisel tüketim ve geleneksel üretim, av hayvanları ilgili istisnalar getirilebilmektedir. Ayrıca kurbanlık hayvan kesimleri ve kesim yerleri ile ilgili Bakanlığa istisnai hükümler getirme yetkisi verilmektedir.

Madde 39- Yetki

31. madde devredilebilecek yetkiler için burada tekrar düzenleme yapılmaktadır.

 

İkinci Bölüm: Uygulanmayacak Hükümler, Yürürlükten Kaldırılan Mevzuat ve Hükümler

Madde 40 - Uygulanmayacak hükümler, Yürürlükten kaldırılan mevzuat ve hükümler

Tasarıyla, Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu, Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun,  Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu, Yem Kanunu, Hayvan Islahı Kanunu ile İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu yürürlükten kaldırılıyor. Su ürünleri Kanunu, Hayvanları Koruma Kanunu, Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimler Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanunun da bazı maddeleri yürürlükten kaldırılıyor. 5393 sayılı Belediye Kanunu 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunların yer alan gıda ile ilgili hizmetler çıkarılmaktadır.

 

Geçici Madde 1:

•·          Taslakta yayımlanması öngörülen Yönetmeliklerin hazırlama süreleri belirtilmemiştir.

Geçici Madde 2:

Geçici Madde 3:

Madde 41 - Yetki

Madde 42 - Yürürlük

Madde 43 - Yürütme

  

Okunma Sayısı: 2314