ZİRAAT MÜHENDİSLERİNDEN PETROKİMYA ENDÜSTRİSİ TEPKİSİ

ZİRAAT MÜHENDİSLERİNDEN PETROKİMYA ENDÜSTRİSİ TEPKİSİ
ADANA
15.03.2022
 

Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut, Adana’nın son dönemde Avrupa ülkelerinin plastik çöplüğü haline gelmesinin ardından şimdi de kirletici gaz ve atık üreten petrokimya endüstrisi ile gündeme gelmeye başladığını söyledi.

Türkiye’nin en bereketli topraklarının Çukurova’da bulunduğunu belirten Korkut, Adana’nın tarımsal üretim ile gündeme gelmesini istediklerini belirtti. Korkut, “Adana, ne yazık ki gıda ile katiyen yan yana anılmaması gereken kimyasal, plastik, petrol ve çöp gibi konularla gündeme gelmektedir. Daha henüz Avrupa’dan getirilip bereketli topraklar üzerinde dökülerek açıkta yakılan plastik çöplerin yarattığı zehirli etkinin düzeyi tam olarak anlaşılamamışken yeni plastik ve petrokimya yatırımları için Çukurova’nın pilot bölge olarak seçilmiş olması tarımsal üretim ve sağlıklı temiz gıda üretiminin kar hırsına kurban edildiğini göstermektedir” dedi. 

“KİMYASAL ÜRETİM FURYASINA KURBAN EDİLECEK”

Bereketli Adana topraklarının yeryüzünün en kirli sanayi faaliyetlerinden biri olan petrokimya endüstrisi için seçilecek en son kentlerden biri olduğunu belirten Korkut şöyle devam etti:

“Adana Valiliği öncülüğünde birçok kurum ve yerel sanayicinin katıldığı ve çeşitli petrokimya projelerinin nasıl destekleneceği, tarımsal nitelikli arazilerin bu kimyasal üretim furyasına nasıl kurban edileceği konuşulmuş ve Çukurova’nın artık tarımsal üretimle değil kimyasal üretimle gündeme geleceği süslü cümlelerle duyurulmuştur. Petrokimya endüstrisi, üretim esnasında çok miktarda su tüketimine ihtiyaç duymasının yanında çok önemli miktarda da kirletici gaz ve atık üretmektedir. Bu da yakın çevredeki tüm tarımsal üretimin bu zehirli atıklarla ve gazlarla kirletilmesi anlamına gelmektedir. Bunun denetimle engellenmesi mümkün değildir. Daha henüz plastik çöplerle ilgili denetimleri yeterli düzeyde yapamadığı için tüm Çukurova’nın adeta ‘çöpovaya’ dönüşmesine neden olan idarenin, devasa kimyevi madde fabrikaları ve petrokimya yatırımlarına alan açması ikinci bir Ergene Havzası ve Dilovası yaratılmasının da önünü açacaktır.”

“ÇUKUROVA’NIN KALBİNE HANÇER”

Petrokimya endüstrisi projelerinin hayata geçirilmesinin Çukurova’nın kalbine hançer gibi saplanacağını belirten Feyzullah Korkut, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sözü geçen toplantıda Sanayi Bakanlığı yetkilileri Hatay’dan Mersin’e bir bumerang şeklinde kesintisiz bir sanayi kuşağı fikrini övünçle dillendirmiştir. Bu fikir ve zihniyetin uzantısı olarak da yerel sanayiciler, üretim ve cirolarının artması için mevcut tesislerinin genişletilmesi maksadıyla vasfı ne olursa olsun civar tarım arazilerinin tesislere kazandırılması konusunda açık açık Sanayi Bakanlığı yetkilerinden taleplerde bulunmuşlardır. Sanayi Bakanlığı yetkililerinin de bu arazilerin sanayi alanı olması gerektiğini dillendirmiş ve artık ata topraklarının savunmanın modasının geçtiğini belirtmişlerdir. Çukurova’nın tarımsal geleceğini hançerleyecek bu fikir ve eğilimlerin ortalıkta bu rahatlıkla konuşuluyor olması karşılaştığımız durumun korkunçluğuna delalettir. Çukurova’nın tarımsal üretime, ekolojik yaklaşımlara, çöplerden ve tehlikeli kimyasallardan arındırılmaya ihtiyacı varken, zehirovaya dönüşmesine neden olacak yatırımlara açılması kabul edilebilir değildir. Planlanan yatırımların gerçekleşmesi sonucu Çukurova’dan üretilen tarımsal ürünlerin artık temiz olma ihtimali kalmayacaktır.  Bu durum Türkiye’nin gıda güvenliğini ve gelecek nesillerini tehdit etmekte ve stratejik olarak da ülkeyi dışarıya bağımlı hale getirecektir. Çukurova tüm Türkiye’yi besleyebilecek bir zenginliğe sahipken, kendini beslemekten/yetmekten mahrum bir zehir dümeninde boğulacaktır!”

 

Okunma Sayısı: 214
Fotoğraf Galerisi