ZMO 44. DÖNEM II. DANIŞMA KURULU

ZMO 44. DÖNEM II. DANIŞMA KURULU
ADANA
12.10.2015

Barış Mitingindeki patlama nedeniyle Danışma Kurulu çalışmaları sona erdirilerek, Ankara`ya dönüldü.

 

 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 44. Dönem II. Danışma Kurulu, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Onur Kurulu Üyelerimiz, Denetleme Kurulu Üyelerimiz, önceki dönem ODA Başkanlarımız, şube başkanlarımız ve bazı il temsilcilerimizin katılımıyla 9-10 Ekim 2015 tarihlerinde Adana‘da gerçekleştirildi.  

Danışma Kurulu‘nun ilk gün çalışmaları kapsamında, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi`nden Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ "Bitkisel Üretimde Tarım Toprak Ve Çevre İlişkileri", Prof. Dr. Adnan GÜMÜŞ "Suriyeli Sığınmacıların Yaşam Koşulları" ve İstanbul Şube Başkanımız Ahmet ATALIK "GDO`da Gelinen Son Durum" ile ilgili sunum yaptılar. Ayrıca Necla DEMİRCİ "Ergene Belgeseli" gösterimi yaparak, konuyla ilgili bilgi verdi. 

Danışma Kurulu toplantısının resmi açılışı, 10 Ekim 2015 Cumartesi günü gerçekleştirildi. Açılış törenine CHP Adana milletvekilleri Elif DOĞAN TÜRKMEN, Zülfikar İnönü TÜMER, İbrahim ÖZDİŞ, Bursa Milletvekili Orhan SARIBAL, önceki dönem CHP Ankara Milletvekili ve ODA‘mız başkanlarından Gökhan GÜNAYDIN, Mersin Mezitli Belediye Başkanı Neşet TARHAN ve önceki dönem başkanlarımız Mahir GÜRBÜZ, Sami DOĞAN, Turhan TUNCER ile sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.

Açılışta Adana Şube Başkanımız Semih KARADEMİR, ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR ve Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İ. Halil ELEKÇİOĞLU birer konuşma yaptılar.  

ELEKÇİOĞLU`nun konuşması sırasında, Ankara`da Barış Mitinginde patlama olduğu haberinin gelmesi üzerine Danışma Kurulu toplantısı sona erdirilerek, Ankara`ya dönülmesi kararı alındı.  

 

ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR`ün toplantıda yaptığı konuşma ektedir.  

 

Özden GÜNGÖR 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı 

Değerli konuklar, Ziraat Mühendisleri Odasının çok kıymetli önceki dönem başkanları, Odamızın Onur, Denetleme ve Yönetim Kurulu Üyeleri, şubelerimizin çok değerli başkan ve yöneticileri, il temsilcilerimiz, sayın meslektaşlarım ve değerli basın emekçileri; Adana Şubemizin ev sahipliğinde gerçekleştirilen 44. Dönem II. Danışma Kurulu Toplantımıza hoş geldiniz. 

Öncelikle büyük emekler vererek bu toplantının gerçekleştirilmesini sağlayan Adana Şube Başkanımız, Şube Yönetim Kurulumuz ve çalışanlarımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum.  

Sayın konuklar, hepinizin bildiği gibi Danışma Kurullarımızda, tarım sektörü ve özlük haklarımız açısından geride bıraktığımız dönemi değerlendirerek, önümüzdeki süreçte neler yapmamız gerektiğini planlıyoruz. Çok geriye gitmeye gerek yok, sadece son 3 yıla bakalım; TÜİK tarafından 2013-2015 döneminde tarım sektörünün gelişme hızı sırasıyla %3,5; %-2,1 ve son 6 ay için de %5,2 olarak açıklanmıştır.  

Sabit Fiyatlarla Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) Ve Tarım Katma Değeri-Büyüme Hızları 

Yıllar

 

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

Tarım Katma Değeri*

Tarımın Payı (%) 

Milyon TL

Büyüme,%

Milyon TL

Büyüme,%

2009

97,003

-4,8

9,768

3,6

10,1

2010

105,886

9,2

9,999

2,4

9,4

2011

115,175

8,8

10,604

6,1

9,2

2012

117,675

2,2

10,935

3,1

9,3

2013

122,476

4

11,315

3,5

9,2

2014

126,128

2,9

11,083

-2,1

8,8

2015*

62,295

3,1

3,752

5,2

6

*6 aylık geçici veridir.

 

Bu rakamlar, 13 yıldır tek başına iktidarda olan AKP`nin tarımda çizmeye çalıştığı pembe tablonun gerçekçi olmadığını göstermektedir. Çiftçiler, köylüler, yetiştiriciler, süt üreticileri, kısacası tarımın her kesimi kan ağlamaktadır. Girdi fiyatları sürekli artarken, ürün fiyatları yerinde saymakta, verilen destekler ise yetersiz kalmaktadır. Sonuçta banka kredisiyle ayakta durmaya çalışan, borcunu ödeyemediği için tarlasına bankalar tarafından el konulan üretici sayısı her geçen gün artmaktadır. Sorunların çözümü için adım atması beklenen hükümetin, kendi üreticisini destekleyerek üretimi artırmak yerine, ithalat yapmayı tercih etmesi ise sıkıntıların daha da büyümesine neden olmaktadır.  

Günümüzde tarım tam bir kıskaç içindedir. Tohum, gübre, ilaç, akaryakıt gibi temel girdiler dışa bağımlı ve yüksek fiyatlıdır. Kredilendirme sistemi yabancıların kontrolüne geçmeye başlamıştır. İç pazar yabancı tarım ürünlerince istila edilmekte; yüksek değerli ürünlerin yanı sıra hububat ve bakliyat ithalatı da artmaktadır. Sonuçta girdi maliyetleri ile baş edemeyen yerli üretici giderek üretimden kopmaktadır. 

13 yıllık AKP iktidarı döneminde;(2015 yılı Ağustos sonu itibariyle) 

  • 50 milyon ton yağlı tohum ve türevleri ithal edildi. Toplam 31 milyar dolar ödendi.

  • 36,8 milyon ton buğday ithal edildi. Toplam 10,7 milyar dolar ödendi.

  • 16,6 milyon ton soya ithal edildi. Toplam 7,3 milyar dolar ödendi.

  • 10 milyon ton pamuk ithal edildi. Toplam 16,3 milyar dolar ödendi

  • 7 milyon ton ayçiçeği ithal edildi. Toplam 4 milyar dolar ödendi.

  • 4,5 milyon ton pirinç ithal edildi. Toplam 2 milyar dolar ödendi.

  • 13,1 milyon ton mısır ithaledildi. Toplam 3 milyar dolar ödendi.

    2015 yılının ilk 8 aylık (Ocak-Ağustos) döneminde;

 

  • Hububat ithalatı 4,6 milyon tonu geçmiş; karşılığında 1,3 milyar dolar döviz ödenmiştir. Mısır ithalatı ilk 8 aylık dönemde 2014 yılı bütünündeki ithalat miktarına ulaşmıştır.

  • 186 bin tona ulaşan mercimek ithalatı dikkat çekicidir.

  • Soya ithalatı 1,5 milyon tonu geçmiştir.

  • Pamuk ithalatı 500 bin tonu aşmış; karşılığında 850 milyon dolar döviz ödenmiştir.

  • 4 milyon tonu aşan yağlı tohum ve türevleri ithalatı için 2,7 milyar dolar döviz ödenmiştir.

    2015 Yılı Ocak-Ağustos Döneminde Ürün Bazında Tarımsal İthalat 

ÜRÜNLER

MİKTAR (Ton)

DEĞER (Bin $)

HUBUBAT (Toplam)

4.601.790

1.263.733

Buğday

2.739.205

753.688

Mısır

1.426.929

332.166

Pirinç

232.944

129.030

BAKLİYAT (Toplam)

 

 

Mercimek

186.448

138.695

Bezelye

71.956

23.606

SANAYİ BİTKİLERİ

 

 

Ayçiçeği

273.671

192.590

Soya fasulyesi

1.523.544

680.355

Pamuk

546.619

848.753

YAĞLI TOHUMLAR VE TÜREVLERİ

4.124.312

2.652.801

Yağlı tohumlar

2.159.474

1.175.879

Ham yağ

1.051.700

1.165.726

Küspe

898.257

285.452

Kaynak: TÜİK Dış Ticaret İstatistikleri Veri tabanı 

 

2014 yılı tarım bütçesi 9.1 milyar lira iken, geçen yıl sadece 8 kalem üründe, buğday, arpa, mısır, pirinç, mercimek, pamuk, soya fasulyesi ve küspesi için ödenen ithalat bedeli dahi tarım bütçesini aşarak 5.7 milyar dolar olmuştur. 2015 yılı için öngörülen tarım bütçesi 10.1 milyar liradır. Yılın ilk altı ayında aynı ürünler için ödenen ithalat bedeli ise 2.5 milyar dolara ulaşmıştır. Bir Kurban Bayramı daha ithal hayvanlarla ikame edilmiştir. Bu tablo ülkemize yakışmamaktadır.  

Değerli konuklar, Türkiye`nin giderek artan nüfusunu besleyebilmesi için tarımsal üretimini mutlaka artırması gerekirken, son çeyrek yüzyılda verimli tarım arazileri, ormanlar, meralar, kıyılar ve sit alanları rant uğruna yapılaşmaya açılmaktadır. 1990 yılından bu yana toplam tarım alanı 27.8 milyon hektardan, 23.9 milyon hektara inmiştir. Yani 4 milyon hektar tarım arazisi kaybedilmiştir.  

Yaşanan olumsuzluklar sonucunda kırsalda yoksulluk giderek artmakta, topraktan geçimini sağlayamayan çiftçi de tarımdan kopmakta ve kentlere göç etmektedir.  

Sayın konuklar, halk sağlığı ve toplumların geleceği açısından büyük önem taşıyan bitki koruma ürünleri alanında süre giden mevzuat karmaşası, birçok meslektaşımızın mağduriyetine neden olmuştur. ODA‘mızın açtığı tüm davalar ve soruna ilişkin görüşmelerde verilen sözlere rağmen, bitki koruma ürünleri bayi olmak isteyen ziraat mühendislerine getirilen sınav zorunluluğu kaldırılmamıştır. Bakanlık ziraat fakültelerinde 4 yıl boyunca eğitim gören meslektaşlarımızı ve tarımsal yükseköğrenimi dikkate almayan bu tutumundan vazgeçmek yerine, ziraat teknisyeni ve teknikerler ile eczacıların da bayi veya toptancı izin belgesi alabilmesine olanak sağlayan yönetmelik değişikleri yapmıştır. 

Değerli arkadaşlarım, bitki koruma ürünleri bilinçsiz ve yanlış kullanım halinde insan sağlığı, doğal çevre ve tüm canlılar için hayati tehlikelere yol açabilmektedir. Bu nedenle zirai ilaçlar, bu alanda eğitim almış uzman kişiler olan ziraat mühendisleri tarafından satılmalı ve yine ziraat mühendislerinin gözetiminde uygulanmalıdır. Halkımızın güvenilir gıdaya ulaşması ve ihracatta yaşanan sıkıntıların önüne geçilebilmesi ancak bu yolla sağlanabilir. Dolayısıyla bu alana ilişkin eğitim almayan ve bilgi sahibi olmayan meslek gruplarının bu ilaçları satmaları doğru değildir. Bitki koruma ürünlerini satma ve depolama yetkisinin yalnızca ziraat mühendislerine ait olduğunun bir kez daha altını çizerken, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı`nın yeni yönetmelik hazırlıklarında bu unsuru dikkate almasını beklediğimizi özenle belirtiriz.  

Sayın konuklar, bu memleketin geniş toprakları, zengin ekolojik olanakları ve çok sayıda nitelikli teknik personeli, tarım sektörünün bugün içinde bulunduğu sorunlu tabloyu, üreten ve hakça bölüşen yeni bir tabloya dönüştürmek için yeterli zemine sahiptir. Türkiye, tarım sektörüne gereken kaynağın aktarılması, etkin kamu yönetimi ve doğru politikaların uygulanması halinde açığı olan tarımsal üretimini birkaç yıl içinde kapatabilecek bir ülkedir. Ziraat Mühendisleri Odası bu hedefe ulaşabilmek için üzerine düşen katkıyı yapmaya her zaman hazırdır. 

Değerli konuklarımız, Danışma Kurulumuzun hem ülkemiz, hem de mesleğimiz açısından yararlı sonuçlar üreteceği inancıyla, beni dinlediğiniz için teşekkür eder, hepinize şahsım ve yönetim kurulum adına saygılar sunarım. 

Okunma Sayısı: 1011
Fotoğraf Galerisi