ZMO TARIM KÖŞESİ - TARIM ALANLARINDA TOPRAK ÖRNEKLEMESİ VE TOPRAK ANALİZLERİNİN ÖNEMİ - ANADOLU MANŞET

ZMO TARIM KÖŞESİ - TARIM ALANLARINDA TOPRAK ÖRNEKLEMESİ VE TOPRAK ANALİZLERİNİN ÖNEMİ - ANADOLU MANŞET
KONYA
21.11.2012

ODA mız Üyesi Doç. Dr. Mehmet ZENGİN, “Bir toprak örneğine ait laboratuar analizleri ne kadar hassas ve doğru olursa olsun bu değerlerin geçerliliği, o örneğin alındığı araziyi temsil etme kabiliyetine bağlıdır” dedi.

 

TARIM ALANLARINDA TOPRAK ÖRNEKLEMESİ VE TOPRAK ANALİZLERİNİN ÖNEMİ

Toprak organik ve inorganik materyallerin parçalanmasıyla meydana gelen, içerisinde belirli oranlarda su ve hava bulunduran, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini içeren ve bitkilere durak yeri olan yeryüzünün parçalanmış üst katmanıdır. Fazlaca mineral parçacıklar ile biraz organik maddenin, yani humusun karışımından ibaret bir yığıntıdır. İnsanoğlunun yaratıldığı bir varlık olduğu gibi, tohum, fide ve fidanı bağrına basarak yeni bitkilerin, yani insan ve hayvanlar âlemi için yeni gıdaların meydana gelmesini sağlar. Bu özelliğini kaybetmeden uzun yıllar verimli kalması, her yıl artan dünya nüfusunu daha güvenli bir şekilde besleyebilmesi için toprağın karakterini öğrenmemiz gerekir. Bu da arazi etütleri ve tarladan/bağdan/bahçeden/seradan uygun zamanda usulüne uygun olarak alınan toprak örneklerinin tam teşekküllü laboratuarlarda verimlilik analizleri ile mümkün olmaktadır. Analiz sonuçlarına göre davranmak ve dengeli gübreleme ile hem onun sürdürülebilir verimliliği sağlanır, hem çevre kirliliği önlenir, hem de yurtdışına petrolden sonra en fazla para ödediğimiz kimyasal gübrelere daha az ödeme yapılır.

İyi Tarım Uygulamaları Yönetmeliği‘nin 6-e maddesinde "Toprak ve yaprak analizleri yapmak/yaptırmak gübrelemeyi analiz sonuçlarına göre uygulamak ve analiz sonuçlarını kayıt altında tutmak" konusu vurgulanmaktadır. Kârlı bir tarımın önünde duran en büyük engel arazilerin parçalı olması, çiftçi eğitimlerinin yetersiz olması ve girdilerin yüksekliğidir.

Toprak verimliliği veya diğer toprak araştırmalarıyla ilgili uygulamalara yön verecek laboratuar analizleri araziden alınan toprak örnekleri üzerinde yapılmaktadır. Ancak bir toprak örneğine ait laboratuar analizleri ne kadar hassas ve doğru olursa olsun bu değerlerin geçerliliği, o örneğin alındığı araziyi temsil etme kabiliyetine bağlıdır. Verimlilik analizleri için bozulmuş toprak örneği, çeşitli bilimsel araştırmalar için yüzey ve alt katmanlardan bozulmamış toprak örnekleri alınır. Tesadüfî örnek almada esas, araziyi oluşturan ünitelerden her birinin seçilme şansının eşit olmasıdır. Bu da arazinin biçimine uygun şekilde arazide zikzaklar çizilerek elde edilir. Bitkilerin çoğunluğu besin maddelerini genellikle üst toprak tabakasından aldıklarından, toprağın verimlilik durumlarının tespiti amacıyla yapılan çalışmalarda 0-30 cm derinlikten toprak örneği almak yeterlidir. Bağ ve bahçelerden veya bağ-bahçe yapılacak tarlalardan ise 0-30 cm, 30-60 cm, 60-90 ve hatta 90-120 cm‘lik derinliklerden toprak örnekleri alınmalıdır. Çünkü meyve ağaçları için üst katmanlardan ziyade alt toprağın özellikleri daha önemlidir. Meyve ağaçları derin köklü olduklarından ve o toprakta çok uzun ömür geçireceklerinden drenaj problemi olan ıslak ve tuzlu alt toprak uygun değildir.

Toprak analizi belli bir arazi toprağının fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri ile gübre ihtiyacını ortaya koyan bilimsel bir yöntemdir. Tahlil yaptırmadan gübre kullanılırsa gereğinden çok veya az gübre kullanılır, yanlış cins gübre kullanılır, yanlış zamanda ve yanlış şekilde gübreleme yapılır. Toprak numuneleri gübreleme zamanından 1-2 ay önce ve toprak tavında iken alınmalıdır ki analiz süresi ve önerilen gübrelerin temini için zaman kalsın. Örnekler mesela 20 dekarlık bir tarlanın 5-6 değişik noktasından alınmalı ve aynı derinlikten alınan örnekler temiz bir yerde karıştırıldıktan sonra 1 kg‘lık paçal bir örnek halinde laboratuara gönderilmelidir. Tarla toprağı homojen değilse, yani mesela bir tarafta açık renkli, bir tarafta koyu renkli toprak var ise, bir taraf düz, bir taraf eğimli ise bu farklı yerlerden ayrı ayrı numuneler alınmalıdır. Toprak örneği alınırken zig-zag hattın köşelerindeki her noktada V harfi şeklinde 30 cm derinliğinde çukur açılır, daha sonra bu çukurun bir tarafından 3-4 cm kalınlığında bir toprak dilimi alınır.

Yol kenarları, ağaç dipleri, harman yerleri, hayvan yatmış yerler, su birikmiş, ırmak veya sel basmış yerler, önceden gübre yığılmış yerler ve sap, kök ve yabancı ot vb. yakılmış kısımlardan ekstrem değerler elde edileceğinden toprak örneği alınmamalıdır. Örnek alınırken bel veya burgunun toprağa dik sokulması ve örneğin muntazam bir şekilde çıkarılması gerekir. Toprak örnekleri kağıt kese, bez torba ya da poşetlere kuru şekilde usulüne uygun olarak arazinin büyüklüğüne göre bir veya birkaç tane alınıp torbaların içerisine örneği tanıtıcı kartlar konularak kısa zamanda laboratuara getirilirler. Tanıtıcı kart üzerinde örneği alanın adı-soyadı, görevi, arazi sahibinin adı-soyadı, örneğin alındığı yer, arazinin yüzölçümü, araziye geçen yıl ne ekildiği, bu yıl ne ekileceği, alınan ürünün durumu ve kalitesi, arazinin sulu veya kuru olduğu, sulanır ise sulama yöntemi vs. kurşun kalem ile yazılmalıdır.

Laboratuara gönderilen toprak örnekleri gölge bir yerde kağıt üzerine serilir, taş, çakıl, bitki kökü gibi kaba parçalar atılır, sert kesekler tahta merdane ile ezilir, toprak iyice kuruduktan sonra delik çapı 2 mm olan elekten elenip üstte kalan kaba kısımlar atılır, alta geçen kısım, torbasına ya da plastik kutuya konulur ve verimlilik analizleri için pH, EC (tuzluluk), organik madde, kireç, tekstür (bünye), makro besin elementleri (azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, kükürt) ve mikro besin elementleri (demir, çinko, mangan, bor, bakır, klor, molibden) tayinleri yapılır.
Toprakların verimlilik kapasitelerini bizzat toprak ve onun üzerinde büyüyen bitkilerden hareket ederek değerlendirmek bilimsel olduğu kadar da ekonomik bir zorunluluktur. Üretimin artırılmasında çok etkin olan araştırma çalışmalarının temeli önemli ölçüde laboratuar çalışmalarına dayanmaktadır. Bu nedenle laboratuarların modern alet ve ekipmanlarla donatılmış, konu uzmanı elemanlarla desteklenmiş olması gereklidir.

Toprak örneğindeki bir parametrenin hakiki değeri ile analizde bulunan değer arasındaki farka hata denmektedir. Bu hatalar metotlardan, işlemlerden, alet veya cihazlardan, çözeltilerden ve analizciden kaynaklanmaktadır. Kullanılan terazilerin hatalı olması, ağırlıkların ve ölçü kaplarının ayarlanmaması, çözeltilerin ve kapların bileşimi, kullanılan kimyasal maddelerin saf olmaması veya depolanmaları sırasında bozulmaları, uygun olmayan ölçü kaplarının kullanılması, çözelti hazırlarken sıçratılması, iyi örnek alınmaması ve çözelti veya örneğin açıkta bırakılması, sıcaklık ayarının yapılmaması ve işlemlerin tam olarak uygulanmaması gibi nedenlerle analiz hataları ortaya çıkabilir.
İlimizde gübre kullanımı toprak tahlillerine göre yapılmamakta, bu da toprak verimliliğinde azalma ve su, toprak ve ürünlerde kirlenmeye neden olmaktadır. Bu nedenle gübrelemenin mutlaka toprak tahlillerine dayalı yapılması gerekmektedir. Fakat yapılan tahlillerin standartlaştırılması ve mutlaka iyi yorumlanması için Üniversite ve Araştırma kuruluşlarıyla işbirliği içinde hareket edilmelidir. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Gübre Bitki Besleme Araştırma Laboratuarı‘nda yapılan toprak analiz sonuçlarına göre, örneklerin yaklaşık %50‘sinde elverişli fosfor kapsamı yeterli düzeyin üstünde çıktığı ve uzmanların önermediği halde çiftçiler taban gübrelemesinde yine fosforlu gübre uygulamaktadırlar. Bu şekilde toprağın verimlilik ömrü uzamaz, bitkilerin toprakta mevcut demir ve çinkodan yararlanması azalır ve insanlarda kansere yol açan bir ağır metal olan kadmiyum toprakta birikebilir. Çiftçi eğitim çalışmaları ve toprak analiz laboratuarlarının artmasıyla henüz yeterli olmasa da toprağını analiz ettiren çiftçi sayısı giderek artmaktadır. Bunda Tarım Bakanlığımızın 50 dekardan daha büyük arazilerdeki teşvikleri toprak analizlerine bağlaması etkili olmuştur. Yöre çiftçileri son yıllarda tabana toz kükürt ve katı hümik asit gibi toprak ıslah maddelerinin kullanımını, kimyasal gübrelerin dengeli kullanımını, fertigasyon (gübreli sulama) ve yapraktan gübrelemeyi öğrenmeye başlamış ve benimsemişlerdir.

Konya İli topraklarının dört önemli problemi yüksek pH, fazla kireç, düşük organik madde ve ağır bünyeliliktir (killi). Bunların önüne geçmek için toprak ve gerekirse yaprak analiz sonuçlarına göre yeterli ve dengeli organik ve inorganik gübreleme yapılmalıdır. Toprakların verimliliğini artırıcı önlemler alınmalı, yeşil gübreleme yaygınlaştırılmalı ve anız yakılmasının önüne geçilmelidir. İlimizde araziler parçalı olduğundan rantabl gübre kullanımı mümkün olamamaktadır. Hâlbuki gelişmiş ülkelerde araziler çok büyük parseller halinde olduğundan gübre firmaları tarafından toprak analiz sonuçlarına göre o parselde yetiştirilecek bitkilere özel paçal gübre hazırlanarak araziye gönderilmektedir.

Konya İli‘nde yıllık kimyasal gübre (N + P2O5 + K2O) kullanımı 154.322,83 ton olup işlenen arazi başına 9.6 kg saf besin maddesi (N + P2O5 + K2O)/da düşmektedir. Bu miktar Dünya ortalamasından düşük, Türkiye ortalamasına eşdeğerdir. Bir alışkanlık gereği, toprak veya bitki analizlerine dayanmayan tek taraflı azot ve fosforlu gübre kullanımı yaygın olup yeterli organik gübre ve toprak ıslah maddesi üretimine rağmen bunlardan tam manasıyla yararlanılmamaktadır. Yanlış bir davranış olarak topraklardaki yüksek kireç içeriğine rağmen kireçli amonyum nitrat gübresi kullanılmakta, sonbaharda tahıl ekiminde 18-46-0 formülasyonu yerine 20-20-0 formülasyonlu gübre kullanılmaktadır. Damla sulamalı tarımda ise yanlış bir uygulama olarak sezon boyunca fertigasyonla verilecek gübrelerin tamamı önceden tabana verilmektedir. Mikro besin elementleri yapraktan birkaç kez yerine tek seferde uygulanmaktadır. Yaygın olmasa da N-P-K‘lı gübreler toprağa ilaveten yapraktan da verilmektedir. Kireçli arazilerde mikro besin elementi alımını artırdığı halde uygulama zorluğu nedeniyle pH düşürücü olarak toz kükürt kullanımına gerekli önem verilmemektedir. Diğer taraftan, iyi bir durum olarak katı ve sıvı formlu hümik asit kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.

                                                                                           Doç. Dr. Mehmet ZENGİN
                                                                                     Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi
                                                                                         Toprak Bilimi ve Bitki Besleme

Okunma Sayısı: 1247
Fotoğraf Galerisi