ZORUNLU AÇIKLAMA
- ZORUNLU AÇIKLAMA -
1954 yılında kurulan ve 52 yıldır tarım sektörüne hizmet vermekte olan TMMOB Ziraat Mühendisleri ODASI, 38 binin üzerinde üyeye sahip, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.
ODA’mız, tarım sektörü ile ilgili ulusal ve uluslararası tüm gelişmeleri yakından izlemekte, olayları deşifre ederek kamuoyuna anlatmakta, ülke – sektör – tarım çalışanları lehine kazanımların yaşama geçirilmesi için çaba göstermektedir.
Ziraat Mühendisleri ODASI, tüm bunları yaparken, iktidar gücünden uzak durmayı gerekli ve yararlı görür. Zira “iktidar nimetleri”nin kurumlar üzerinde yarattığı zaafiyetler, ülkemizde canlı örnekleriyle yaşanmıştır / yaşanmaktadır.
Kuşkusuz bu dirençli – onurlu tutum, emekten yana bu sarsılmaz bilinç; iktidarların her zaman ödetmeye hazır oldukları faturaları göğüsleyebilecek kadrolara gereksinim doğurur. Ziraat Mühendisleri ODASI, 52 yıldır bu kadrolar tarafından yönetilmektedir.
ZMO’nun hiçbir Başkanı, küçük mesleki – kişisel çıkarlarını karşılayabilmek için, hiçbir Bakan’a, “siz tarihin gördüğü en iyi Tarım Bakanı’sınız” deme onursuzluğuna düşmemiştir.
Çünkü ZMO, ülke çıkarlarını ve yararlarını, mesleki hak ve yetkilerinin alınmasına ilişkin günlük hesapların üstünde görür. Aynı paralelde olmak üzere ZMO, hak ve yetkilerin “kişisel ahbaplık ilişkisi” ile değil, hukukun, bilimin ve örgütlü yapının gücü ile alınacağını bilir.
Tüm bunların yanında ZMO, tarım sektörünü bir bütün olarak değerlendiren siyasal iradeye sahiptir. Başka bir deyişle, üretim çökmüşse, köylü yoksulluğa mahkum edilmişse; mühendisin yaşamının da kötüye gideceği açıktır. Bunun için ZMO, “mavi yaka – beyaz yaka ayrımı yoktur; bu ülkede tarım sektörü, köylüsü, teknikeri – teknisyeni, mühendisi ile bir bütündür” açıklamasını, Yönetim Kurulu Başkanı’nın ağzından, yurdun her köşesinde tekrarlar.
Bütün bu gerçeklere karşın, geçtiğimiz günlerde Türkiye Ziraatçılar Derneği’nin Genel Başkanı imzasıyla yayımlanan, gerçekleri saptırıcı ve Ziraat Mühendisleri ODASI’nın 52 yıldır onurla taşıdığı kurumsal kimliğe saldırmaya yeltenen açıklama, nefretle karşılanmıştır.
Maksatlı, tarım çalışanları arasında ikilik yaratırken küçük iktidarını pekiştirme amacını taşıyan bu açıklamanın, hak ettiği netlikle karşılanması gerekmektedir.
Sözü edilen maksatlı ve saygısız açıklamada; “Ziraat Mühendisleri ODASI’na egemen olan şovenist – elitist tutum”, “mesleki şovenizm”, “bu anlayışın tartışılması ve kınanması”, “savaş amacıyla kurulmuş olan ordunun ast – üst ilişkilerini ve mutlak disiplin anlayışını, sivil bir meslek grubunun iç ilişkilerine taşıma özlemi duyan sakat anlayış” gibi anlaşılması mümkün olmayan çarpıtmalara yer verilmektedir.
Öncelikle açıklamayı zorunlu kıldığı iddia edilen somut durumdan söz etmek isteriz. 17 Mayıs 2006 günü, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda, “Tarımsal Yayım Hizmetlerinin Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik Taslağı” hakkında, kurum ve kuruluşların görüşlerine başvurulmuştur.
Sözü edilen Yönetmelik taslağı ilk kez yayımlandığında, ODA’mız, her Yönetmelik taslağında olduğu gibi, ilgili komisyonları aracılığıyla görüş oluşturmuş ve görüşünü internetteki web sayfasında yayımlamaya başlamıştır.
17 Mayıs 2006 günkü toplantıya, ODA Başkanı’nın rahatsızlığı nedeniyle, Antalya Şube Başkanı’mız Sn. Vahap TUNCER ve Genel Sekreterimiz Sn. Ural ERSOY, yukarıda sözü edilen yazılı görüşümüzle birlikte katılmışlardır.
Ziraat Mühendisleri ODASI, yıllardır üzerinde çalıştığı, kendi iç dinamikleriyle hazırladığı taslağı Bakanlığa ilettiği “tarım danışmanlığı” gibi sektör açısından son derecede önemli olan bir konunun, doğru bir şekilde düzenlenmesi için katkı koyma çabası içinde olmuştur. Bu bağlamda ZMO, ziraat mühendislerinin her alanda değil, fakültede mezun oldukları uzmanlık alanına göre tarım danışmanlığı yapmalarını önermektedir. Örneğin “Tarla Bitkileri” bölümü mezunu bir ziraat mühendisi, hayvancılık alanında tarım danışmanlığı yapamamalıdır. Mezun oldukları bölüm dışında danışmanlık yapacakların, kamu veya özel sektör bünyesinde o alanla ilgili olarak en az 5 yıl görev yapmaları veya danışmanlık yapacağı alana ilişkin ciddi bir eğitimden geçmeleri ODA’mızın savunduğu tezler arasındadır. Aynı şekilde, ziraat mühendislerinin “tarım danışmanı” olarak işlendirildikleri ortamlarda, tekniker ve teknisyen arkadaşlarımız, “tarım danışman yardımcısı” niteliği ile hizmet üretmelidirler.
Nitekim, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın 25.09.2001 tarihinde yürürlüğe koyduğu “Zirai Karantina Fümigasyon Yönetmeliği”nde fümigasyon operatörü; “fümigasyon işlerinde yeterliliği Bakanlıkça tespit edilerek belgelendirilen ziraat mühendisleri”, fümigasyon operatör yardımcısı ise; “fümigasyon işlerinde yeterliliği Bakanlıkça tespit edilerek belgelendirilen ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenlerini” olarak tanımlanmaktadır.
Bilimsel esaslara dayalı, uzmanlığa saygı duyan bu anlayışımız, toplantıda ifade edilirken; “diş hekimi ve diş teknisyeni; subay ve astsubay; uzman – asistan” ilişkisi örnek olarak gösterilmiştir. Bu noktada iddia edildiği gibi, ordunun ast üst ilişkilerini disiplin açısından tanımlayan bir yaklaşım söz konusu olmamış, tersine mesleklerin uzmanlık açısından birbirini tamamlayıcı ilişkisi tarif edilmeye çalışılmıştır.
Bu bağlamda ZMO, hiçbir şekilde tekniker – teknisyen arkadaşlarımızı küçük görme gibi bir anlayışa sahip olmamıştır. ODA ortamlarında sürekli ifade edildiği üzere, teknisyen arkadaşlarımızın mezun oldukları meslek okullarında dersler ziraat mühendisleri tarafından verilmiş, birbirlerini tamamlayıcı özellikleri ile sözü edilen teknik elemanlar kamu ve özel sektörde omuz omuza çalışmışlardır.
Kaldı ki, yukarıda da ifade edildiği gibi Ziraat Mühendisleri ODASI, yarım yüzyılı aşkın demokrasi geleneğinin bir sonucu olarak, birçok örgütün savrulduğu küreselleşme sürecinde, emeğin en yüce değer ve bir bütün olduğunu yüksek sesle söylemekte, dirençli yapısını kararlılıkla sürdürmektedir.
Bu çerçevede, açıklıkla ifade etmek isteriz ki, Ziraat Mühendisleri ODASI yalnız tarım sektörü ile ilgili olumlu gelişmelerin peşinde değil, aynı zamanda aydınlık – demokratik – barışçı bir ülke idealinin de yılmaz savunucusudur. Bu proje, kuşkusuz, demokratik kitle örgütlerinde bu yapıyı içselleştirip önce örgütüne sonra ülkeye aktarabilen dürüst – çalışkan - çağdaş – ilerici yöneticilere gereksinim gösterir.
Türkiye’de örnekleri sıklıkla yaşandığı üzere, yirmi yılı aşkın süreyle aynı örgütlerde kendi iktidarını kendine özgü yöntemlerle korumaya çalışan, söylemde doğruluğu öne çıkarırken adı yolsuzlukla anılmış siyasilere plaket veren, temsilcisi olduğunu iddia ettiği meslek grubu da dahil olmak üzere sürgün ve haksız tayinlerden bir numaralı sorumlu olan kişileri ödüllendiren, küçük çıkarlar için iktidar ilişkilerine yaslanmayı marifet sayan anlayışların, yukarıda tanımlanan çerçeve ile hiçbir ilgilerinin olmadığı açıktır.
Türkiye’de tarım sektörünün teknik elemanları, tezgahlanmaya çalışan ilkel oyuna düşmeyecek kadar deneyim sahibidir.
Saygılarımla,
Gökhan GÜNAYDIN
Başkan