ZORUNLU AÇIKLAMAYA ZORUNLU YANIT

MERKEZ
02.05.2009

—Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nı Gerçekleri Saptırmaya Değil, Göreve Davet Ediyoruz—

 

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın gıda güvenilirliğine aykırı, tüketici hak ve yararını görmezden gelen ve mühendislik mesleklerine karşı hasmane olarak nitelenebilecek tutum ve uygulamaları nedeniyle, artan gıda terörünü ve özlük haklarımıza yönelik sıklaşan saldırıları protesto etmek,gerçekleri kamuoyu ile paylaşmak üzere, 26 Nisan 2009 tarihinde, Ankara‘da, 2 binin üzerinde üyemizin katıldığı bir Basın Açıklaması düzenledik.

Sözü edilen Basın Açıklaması‘ndan sonra, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, web sayfasında "ZORUNLU AÇIKLAMA" başlıklı bir metin yayımlamaya başlamıştır. Ne yazık ki bu metinde, gerçeğin gücünü ve açıklığını örtmeye yönelik yeni ve yanlış ifadeler bulunmaktadır. Bakanlık, Oda‘larımızın açıklamasını düzeltme iddiası ile yaptığı açıklamada, gerçekle bağdaşmayan savlar ileri sürmektedir.

Ziraat Mühendisleri Oda‘mız, her zamanki saydam ve gerçekçi tutumu ile Bakanlık Açıklaması‘nda yer alan iddiaları, sırasıyla, bilgi ve belgeleri ile birlikte aşağıda ortaya koymakta ve çürütmektedir;

1 - Bakanlık, hazırladığı "Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı Taslağı" ile Sorumlu Yönetici istihdamının kaldırılmadığını iddia etmekte ve Odalarımızı kamuoyunu yanlış bilgilendirmekle suçlamaya çalışmaktadır.

BAKANLIĞIN İFADELERİ DOĞRU DEĞİLDİR. GERÇEKLERİ AŞAĞIDA AÇIKLIYORUZ;

A) 560 sayılı KHK ve halen geçerli olan 5179 sayılı Gıda Yasası‘nın 6 ıncı maddesinde Sorumlu Yöneticilik ile ilgili hükümler varken, yeni hazırlanan Taslağın hiçbir yerinde Sorumlu Yöneticilikten söz edilmemektedir. Yasada bulunmayan bir konu uygulanamayacağına göre, sorumlu yöneticilik tümüyle kaldırılmaktadır.

Zaten Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER, Fırıncılar Federasyonu‘nun 14 Mart 2009 günlü toplantısında, sorumlu yöneticiliğin yeni tasarı ile kaldırılacağını, övünerek ilan etmektedir. Bu konuşma, halen Ziraat Mühendisleri Oda‘mızın web sayfasında yayımlanmaktadır.

B) Bakanlık, Açıklamasında da belirttiği gibi, hayvansal gıda üreten işyerlerini onaylı, diğer işyerlerini kayıtlı işletme olarak tanımlamakta ve yalnızca onaya tabi gıda ve yem işyerlerinde "işin nevine göre konu ile ilgili en az lisans eğitimi almış personel çalıştırılır" hükmünü getirmektedir (Taslak 22 inci madde 8 inci fıkra).

Bu Tasarıyı hazırlayan herkes bilmekte ve ifade etmektedir ki, onaylı işletme hayvansal gıda üreten işletmeler olacak, buralarda da veteriner hekimler çalıştırılacaktır.

Sözü edilen Tasarıyı hazırlayan zihniyet, tümüyle AB hukuk - tarım düzenine yönelik bilgi eksikliği çerçevesinde ileri sürdüğü "Avrupa Birliği‘nde sorumlu yöneticilik yoktur" iddiası ile sorumlu yöneticiliği kaldırmaya çalışmakta ve gıda işini yalnızca veteriner hekimlere tahsis etmeye gayret etmektedir.

Kamu Yararına Aykırı Amacı Kamuoyuna Duyurulunca Telaşa Düşen Bakanlığı, Yeni Yanlışlar Yapmak Yerine Yanlıştan Dönmeye Davet Ediyoruz!

BİLİNMELİDİR Kİ, YUVARLAK AÇIKLAMALAR DEĞİL, GIDA TERÖRÜNÜ ÖNLEMEYE YÖNELİK SOMUT, AÇIK VE DOĞRU ADIMLAR KAMUOYUNU TATMİN EDECEK VE TARTIŞMALARI BİTİRECEKTİR.

Bu çerçevede Bakanlık, 5179 Sayılı Gıda Yasası‘nda ve alt Yönetmeliklerinde Belirtilen Sorumlu Yöneticilik Düzenlemesini Yeni Taslakta da aynen korumalıdır.

Gıda işletmeleri sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Sorumlu yönetici çalıştırmayan, hijyen kurallarına aykırı üretim yapan işletmeler, sahipleri kim olursa olsun yaptırıma tabi tutulmalıdır.

Bakanlığı Gıda Terörünü Önlemek Üzere Göreve Davet Ediyoruz !

2 - Bakanlık, haksız ve hukuksuz bayilik sınavı ve Reçeteli Tarım İlacı Satışı konusunda da kamuoyunu yanıltmaya çalışmakta ve bu uygulamaları Ziraat Mühendisleri Odası‘nın görüşlerine % 70 oranında uyarak yaptığı yolunda, gerçeğe tamamen aykırı iddialar ileri sürmektedir.

BAKANLIĞIN İFADELERİ DOĞRU DEĞİLDİR. GERÇEKLERİ AŞAĞIDA AÇIKLIYORUZ;

A) "Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmelik Taslağı" hakkında Ziraat Mühendisleri Odası‘nın görüşlerini, 30.4.2007 günlü yazımızla Bakanlığa gönderdik. Yönetmelik, bu görüşlerimizin hiçbirine uyulmadan, 11.10.2007 tarihinde yayımlandı. Okuryazarların ilaç sattığı ülkede, ziraat mühendisi mevcut bayiiler ve sisteme yeni girecek meslektaşlarımız için sınav zorunluluğu getirildi. Bunun üzerine, önce tüm Türkiye‘den Bakanlığı faks yağmuruna tuttuk, eşzamanlı olarak Ziraat Mühendisleri Odası olarak, 27.11.2007 tarihinde, Yönetmeliğin iptali için Danıştay nezdinde Dava açtık.

B) Bakanlık 2.2.2008 tarihinde sözü edilen Yönetmelikte bir değişiklik yaparak, mevcut bayiiler için sınav zorunluluğunu kaldırdı, yeni bayii olacak üyelerimiz için sınavda 80 puan alma zorunluluğu getirdi. Hukuka ve özlük haklarımıza aykırı bu Yönetmelik değişikliği için de, 28 Mart 2008 tarihinde iptal davası açtık.

ŞİMDİ SORUYORUZ: Bakanlığın iddia ettiği gibi, Oda‘nın görüşlerine % 70 oranında uyuldu ise, bu davalar neden açılıyor?

C) Zaten, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşarı Vedat MİRMAHMUTOĞULLARI‘nın halen "hurriyetim.com.tr" başlıklı internet sitesinin 22 Nisan 2009 tarihli bölümünde yer alan ve aşağıya aktardığımız sözleri, kendilerini yalanlar nitelikte. Şöyle diyor Bakanlık Müsteşarı;

"Meslek kuruluşları sınava itiraz ettiler, olur mu böyle şey dediler... Hiç hoplamayın dedik. Koç gibi sınavı yaptık"...

Aynı zamanda bir ziraat mühendisi olan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar‘ının kullandığı üslubu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Ancak üslup sorunu yanında, sözlerin içeriği özlük haklarımız açısından büyük önem taşıyor. Müsteşarın sözleri şöyle devam ediyor;

"Bu bayileri de sınava sokacağız. Geçenler bayii olacak. Kazanıyorsa helal olsun. İsterse ilkokul mezunu olsun"...

Görülmektedir ki, Bakanlığa hâkim olan zihniyet, tarımsal yükseköğretim, bilim ve hukuk konusunda ciddi zafiyetler taşımaktadır. Müsteşar‘ın ifadesiyle, 6 bin zirai mücadele bayiinin 2117‘si tarım eğitimi almamış kişiler tarafından işletilmektedir. Kaldı ki, bu sayılar konusunda da sürekli spekülasyonlar yapılmaktadır. Saydam ve hesap verebilir bir Bakanlık yapısının, mevcut bayii profilini ve bu profilde meydana gelen niceliksel ve niteliksel değişimleri, kendi web sayfasında sürekli güncelleyerek yayımlaması gerekmektedir. Bunu yapmayan Bakanlığın, kamuoyuna yansıyan rakamlar üzerinde tartışma yaratma çabası, çağdaş kamu yönetimi anlayışı ile bağdaşmamaktadır.

Bu sorunu hukuk yoluyla çözmek ve ilgisiz kişilerin zehir saçmasının önünde geçmek yerine, Bakanlığın ziraat mühendislerini sınava almak istemesinin anlaşılır bir tarafı yoktur !..

4 Ekim 2008‘da yapılan sınava, Müsteşarın açıkladığı gibi 3500 kişi değil, 2319 kişi katılmıştır. Başarı notunun 80 olarak belirlenmesiyle, sınav değil adeta fiili bir engellemeye dönen sınav sonucunda 26 kişinin başarılı olduğu açıklanmıştır. Tüm ısrarlı sorulara rağmen, bu 26 kişinin kimlikleri ve illeri, Bakanlık tarafından açıklanmamaktadır. Bir kez daha görülmektedir ki, Bakanlık bilgi saklama yolundaki yaygın tutumunu sürdürmekte bir sakınca görmemektedir.

Üstelik yapılan bunca yanlışlığın giderek artan faturasından sakınmak için, "Ziraat Mühendisleri Odası‘nın görüşlerine uyuyoruz" gibi gerçekle hiçbir ilgisi olmayan açıklamaların yapılmasından da geri durulmamaktadır.

Yönetmelik yayımlanmadan önce Oda‘mızın Bakanlığa gönderdiği görüşlere, yayımlanan Yönetmeliklere ve Dava dilekçelerimize bakıldığında, BAKANLIĞIN GERÇEKLERİ SAPTIRMA GİRİŞİMLERİ AÇIKÇA ORTAYA ÇIKMAKTADIR.

3 - Bakanlık, Reçeteli Tarım İlacı Satışı konusundaki plansız - aceleci - yanlış adımları ile sektörde bir kaos yaratmış olup, tüm uyarılarımıza rağmen girdiği bu yanlış yoldan dönmek yerine, Oda‘mızı suçlama telaşına girmiştir.

A) "Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı" hakkında Ziraat Mühendisleri Odası‘nın görüşlerini, 12.09.2008 günlü yazımızla Bakanlığa gönderdik. Yazımızda, reçeteli satış uygulamasının üretici ve bitki koruma ürünü açısından kapsamının daraltılarak, 9 tarım bölgesinden seçilecek pilot illerde uygulanmasını, aksi halde ortaya çıkacak kaostan korunmanın mümkün olamayacağını belirttik.

B) Yönetmelik, bu görüşlerimizin hiçbirine uyulmadan, 12.2.2009 tarihinde yayımlandı. Kamuda çalışan teknisyen - teknikerlere reçete yazma yetkisi tanınırken, ziraat mühendislerinin bitki koruma ürünü reçetesi yazma yetkisi, girecekleri sınavda başarılı olma zorunluluğuna bağlandı. Yasa, Tüzük ve bilime aykırı bu Yönetmeliğin tam yirmi bir adet düzenlemesinin iptali için, Ziraat Mühendisleri Odası olarak, 23.02.2009tarihinde Danıştay nezdinde Dava açtık.

C) Şimdi soruyoruz: "Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı Taslağı" nın 13 ve 14 üncü maddeleri ile veteriner tıbbi ürünlerinin toptan ve perakende satışını ve uygulanmasını veteriner hekimlere özgüleyen ve aynı taslağın 11 inci maddesi ile sadece veteriner hekimlerin herhangi bir sınava tabi olmadan muayenehane, klinik ve poliklinik açabileceğine ilişkin düzenleme getiren Bakanlık;

Sıra Zirai mücadele bayilerine gelince ilkokul mezunlarının, okuryazarların ilaç satmasına; kamuda çalışan tekniker - teknisyenlerin reçete yazmasına göz yummakta; ziraat mühendislerinin bayii olmasını ve reçete yazmasını sınava tabi tutmaktadır.

BU ÇİFTE STANDARDIN SEBEBİ NEDİR?

 

D) Bakanlık açıklamasında, Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce tüm alt yapı çalışmalarının tamamlandığı iddia edilmektedir. Bu açıklama tümüyle gerçek dışıdır. Şunun altını çizerek ifade etmek isteriz ki, Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 12 Şubat 2009 günü, reçete yazma yetkisine sahip bir tek serbest çalışan ziraat mühendisi bulunmamaktaydı.

Bununla birlikte Bakanlık, kamuda çalışan ziraat mühendisi - tekniker ve teknisyenlere yönelik olarak ve alel - acele düzenlediği kurslarla, kamu çalışanlarını yetkilendirmişti.

Şimdi soruyoruz: Herhangi bir köyde tarım yapan üretici, ürününe ilaç atmak için, İl ve İlçe Müdürlüğüne gidip masa başında reçete yazdırmak için hangi masraflara ve nasıl katlanacak? Bunun yanında, hastalık ve zararlı teşhisi yapılmadan masa başında yazılan reçete, uygulanmanın da kontrol edilemediği ortamlarda, gıda güvenliğini nasıl sağlayacak?

Reçete yazması karşılığında ortaya çıkabilecek sorunlar karşısında milyonlarca liralık tazminat taleplerinin söz konusu olabileceği ortamda; reçete yazanların bu hizmetleri kapsamında elde edecekleri kazanım ile ilgili hiçbir düzenlemenin getirilmemiş olması nasıl izah edilebilir?

Bakanlığın, "tüm altyapı çalışmalarını tamamlayarak yürürlüğe soktuk" dediği Yönetmeliğin, yürürlüğe girdiği günkü durumu yukarıda açıklandığı gibidir. Yani kâğıt üzerinde her şey tamam, gerçekte değişen hiçbirşey yok.

Oda‘mız, "Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" in yanlış içeriğine karşı çıkmak ve buna yönelik dava açmakla birlikte; üyelerinin hak ve yararlarını korumak adına, mevcut yanlış sistem içinde olabilecek en uygun çözümleri üretmeye gayret etmekte; bitki koruma alanında özverili öğretim üyelerimiz ile birlikte, Ziraat Fakültesi bulunan illerde yalnızca kurs masraflarının karşılanabileceği, bulunmayan illerde ise Oda‘nın yaptığı maddi katkılar ile reçete yazma eğitimi verme çabasını sürdürmektedir.

Bazı çevreler tarafından bu dikkatli ve özverili tutumun dahi eleştirilmeye kalkışılması, kimi zaman bilgi, kimi zaman da iyi niyet eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Zirai Mücadele Teknik Talimatları 1996‘dan beri yenilenmemiş, birçok üründe ruhsatlı ilaç yok, belirtilen dozlar ürün üzerinde çalışmıyor, uygulamada çok ciddi sorunlar var, sahte - kaçak ilaçlar piyasanın en az % 5‘ine hakim... Sorun listesini artırmak mümkün; ancak bunları çözmek üzere görev yapması gereken Bakanlık, ziraat mühendisliği camiası ile birlikte çalışmak yerine ben yaptım oldu anlayışı ile yeni sorunlar oluşturuyor...

4 - En traji-komik olan ise, Bakanlığın, tüm bu uygulamaları AB uyumu ve tüketicilerimize ve ihracata güvenilir ürünlerin sunulması için yaptığını iddia etmesidir.

A) Gıda sektörünün en az yarısı kayıt dışı iken, 400 binden fazla gıda üreten - satan - dağıtan noktayı 5 bin gıda kontrolörü ile denetlemeye çalışan ancak fiziken bu denetlemeyi etkin olarak gerçekleştirmesi mümkün olamayan Bakanlık; işletmelerde iç denetim sağlayan tüm Türkiye‘deki 6803 ziraat - su ürünleri mühendisi yanında, binlerce gıda ve kimya mühendisinin işini kaybetmesine ve gıda işyerlerinde içsel denetim hizmetlerinden uzaklaşmasına neden olacak düzenleme ile mi tüketici sağlığını koruyacak, AB uyumu sağlayacaktır?

B) Bitki koruma ürünleri alanında, AB‘de yasaklanmış 135 aktif maddenin 75‘ini yasaklamış olmakla birlikte, stoklar bitene kadar 2 yıl süreyle kullanımına izin veren, geriye kalan AB‘de yasaklı 60 aktif madde konusunda ise hiçbir düzenleme yapmayan Bakanlık, bu bakış açısı ile mi toplum sağlığını koruyacak önlemler almaktadır?

C) Tarım ilaçlarının okuryazarlarca dahi satılmasına göz yuman, tarım danışmanlığı sistemi konusunda olumlu bir ilk adım atmakla birlikte sistemi reçete yazma - uygulamayı denetleme - nitelikli destekleme ile entegre edemeyerek fiilen işlevsiz duruma getiren Bakanlık, bu tutumuyla mı çağdaş mühendislik uygulamalarını gündeme getirmektedir?

Görülmektedir ki, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘ndan beklenen, ODA‘larımızın haklı neden ve gerekçelerle yaptıkları Basın Açıklamalarını temelsiz savlarla yalanlamaya çalışmak değildir...

Bakanlık, çağdaş bir kamu yönetimi anlayışı doğrultusunda, mühendisliğe - bilime - hukuka saygılı bir tutum çerçevesinde, odalarla birlikte çalışarak sorunlara çözüm üretme görevini yerine getirmelidir.

Bilinmelidir ki, Ziraat Mühendisleri Odası olarak, ilkeli ve yapıcı olmak kaydıyla, meslek sorunlarımızın çözümü konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile işbirliğine ve beraber çalışmaya, her zaman olduğu gibi açığız.

Tersi gelişmelerin, ziraat mühendisliği mesleğine saygısız tutumların sürmesi halinde ise, 2 bin kişi ile Basın Açıklaması yapan ODA‘mız, 20 bin kişi ile miting yapmak da dahil olmak üzere, özlük haklarımızı korumak amacıyla, hukuk düzeni içinde tüm demokratik haklarımızı kullanma kararlılığı içindedir.

 

KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURULUR...

Dr. Gökhan GÜNAYDIN
Ziraat Mühendisleri ODASI
Başkan
(Yönetim Kurulu Adına)

Okunma Sayısı: 662