X.TÜRKİYE ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİ TEKNİK KONGRESİ BİLDİRİLER KİTABI-1
Sayı:
138
2025
Sunuş
TÜRKİYE ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİ ONUNCU TEKNİK KONGREYİ SUNARKEN…
Baki Remzi SUİÇMEZ
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
1954 yılında kurulan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası tarafından 1965, 1970, 1990, 1995, 2000, 2005, 2010, 2015 ve 2020 yıllarında düzenlenmiş olan Türkiye Ziraat Mühendisliği Teknik Kongresi kapsamında; Cumhuriyetimizin kuruluşunun 2. yüzyılında ve ODA’mızın kuruluşunun 70. yılında, 13-17 Ocak 2025 tarihleri arasında, Ankara’da, Türkiye Ziraat Mühendisliği X. Teknik Kongresi’ni gerçekleştiriyoruz.
Türkiye Ziraat Mühendisliği Teknik Kongrelerinde; tarım sektörü ekonomik, sosyal ve politik tüm yönleri ve alt sektörleri itibariyle bilimsel yaklaşımlarla analiz edilip, yaşanılan döneme ilişkin sektörün açmazları saptanarak geleceğe yönelik öneriler geliştirilirken, üreterek büyüyen ve adil paylaşan, gelişmiş bir Türkiye hedefine ulaşılması hedeflenmektedir.
Ülkemiz tarım literatürünün en önemli kaynakları arasında bulunan Teknik Kongre kitapları, yayımlandığı dönemin tüm özelliklerini geçmişten geleceğe yansıtmakta, akademik ve mesleki dünya için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı niteliği taşırken, politika yapıcılar için de yol gösterici sağlam bir bilgi kaynağı olmaktadır.
Türkiye Ziraat Mühendisliği X. Teknik Kongresi’nde; Türkiye tarımı ve Tarımsal eğitim/öğrenim, günümüz koşulları yanında geçmiş 100 yıllık bir bakış açısıyla ekonomik, sosyolojik, politik açılardan tüm yönleriyle ele alınacak, 5 gün boyunca, 200’e yakın bilim insanı, 19 ana başlıkta, 80’e yakın bildiri sunulacaktır.
Cumhuriyetimizin 2. yüzyılını kutladığım süreçte, 1980’li yıllarda ülkemizde de uygulamaya başlanan ve günümüzde de devam eden neoliberal tarım politikaları sonucu; piyasayı düzenleyen tarımsal KİT’ler özelleştirildi, kamu kurumları işlevsizleştirildi, üretici kooperatifleri güçsüzleştirildi, tarımsal destekler azaltıldı, küçük üreticiler büyük şirketler karşısında korumasız bırakıldı, girdilerde ve ürünlerde dışarıya bağımlılık arttı, alan tümüyle kâr mantığıyla çalışan özel sektörün insafına terk edildi, üreticiler ve tüketiciler sürekli kaybeden taraf oldu.
Tarım, doğa koşullarına bağlı, mutlaka korunması gereken ve uzun vadeli planlanması gereken bir sektördür. Tüm dünyada özellikle küresel salgının ilk çıktığı günlerden bugüne kadar geçen sürede tarımın ve gıdanın yaşamsal önemi herkes tarafından kabul edilirken, tarım ve gıda sektörü “milli güvenlik sorunu” olarak görülmüş, gelişmiş ülkeler dahil ek ekonomik tarımsal destek paketleri ile korumacı politikalar uygulamaya konularak sektörün tümüyle serbest piyasaya bırakılamayacak kadar önemli ve stratejik bir sektör olduğu anlaşılmıştır. Ülkemizde ise; olağanüstü koşullarda bile somut korumacı politikaların yaşama geçirilmemesi, yerli üretimi ve üreticiyi koruyucu somut desteklerin gündeme gelmemesi, üreticilerimiz ve tüketicilerimiz boyutunda yaşanan sorunların giderek artması sonucunu doğurmuştur.
2020 yılı ve sonrası pandeminin olumsuz koşullarına ek olarak, yaşanan ciddi kuraklık, ülkemizde derinleşerek yaşanan ekonomik kriz, Rusya-Ukrayna savaşının ülkemize etkileri, yapısal ve altyapı sorunları çözülemeyen tarım sektörümüzü çok boyutlu yeni ve ciddi bir kriz ortamına sürükledi. Bu süreçte üretim ekonomisi yerine rant ve faiz ekonomisinde ısrar edilmesi, girdi ve ürünlerde dışa bağımlılığın kesintisiz sürdürülmesi sonucu üreticinin alandan çekilmesi hızlanırken sektör dışı piyasa aktörleri sektörü daha fazla etkiler hale geldi, kronikleşen gıda enflasyonu tüketicinin yeterli gıdaya ulaşmasını engelledi.
Tarımsal öğrenimin 179. yılını kutladığımız 10 Ocak Tarım Haftası 2025 etkinliklerimize, yükseköğrenimde devam eden nitelik ve sorunları çözülemezken, eğitim-istihdam planlamasının yapılmaması mezun olan meslektaşlarımızın çalışma ortamını zorlaştırmaktadır.
Tarım politikasında emek aleyhine sermaye lehine yapılan her düzenleme; yetersiz ve dengesiz beslenmeden yüksek gıda enflasyonuna, çarpık kentleşmeden çevre felaketlerine, toplumsal tahribattan kültürel yozlaşmaya kadar çok çeşitli alanlarda sorunlara neden olmaktadır.
Çok sayıda değişkeni ve bileşeni bünyesinde barındıran, sadece ekonomik değil toplumsal ve ekolojik bir üretim alanı olan tarıma yönelik politika belirlemede sadece ilgili Bakanlık/ların değil, neredeyse toplumun her kesiminin görüş ve önerileri dikkate alınmak zorundadır.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak diyoruz ki; üretimdeki sorunlara çözüm getirilmeli, üretim maliyetleri düşürülmeli, çiftçimizin kazandığı, tüketicinin makul fiyatlarla ürüne ulaşabildiği kamucu tarım ve gıda politikaları yaşama geçirilmelidir.
ODA’mız bu ortamda bilimden, doğadan, emekten ve halktan yana tavrını, giderek gelişen bir örgütlülük yapısı ile kamuoyunun gündemine taşımaya devam edecektir. Bu öncelikli kamusal çalışma ve sorumluluk alanımızda tarım sektörünün gelişimi için yeni ufuklar açacak Teknik Kongremiz de bu çalışmaların somut bir göstergesidir.
X. Teknik Kongre çalışmalarını uzun bir süredir yürütmekte olan X. Teknik Kongre Başkanı Prof. Dr. Gökhan SÖYLEMEZOĞLU ve X. Teknik Kongre Sekreteri Prof. Dr. Yener ATASEVEN başta olmak üzere, X. Teknik Kongre Düzenleme Kurulu Üyeleri Mehtap ERCAN BİLGEN, Özgür Cemile GÖKTAŞ KÜÇÜK, Aslı İLGEN, Mert Ulaş DİŞBUDAK ve Özgür SELVİ’ye, X. Teknik Kongre Bilim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Ahmet ÇOLAK, Prof. Dr. Aydın GÜNEŞ, Prof. Dr. Ayten NAMLI, Prof. Dr. Aziz EKŞİ, Prof. Dr. Celalettin KOÇAK, Prof. Dr. Gürsel DELLAL, Prof. Dr. Hayrettin KENDİR, Prof. Dr. Serap PULATSÜ, Prof. Dr. Yusuf Ersoy YILDIRIM, Doç. Dr. Erkan PEHLİVAN ve Doç. Dr. İlknur MERİÇ TURGUT’a, Kongreye bildirileri ile katkı sunan akademisyenlere ve uzmanlara şükranlarımızı sunarız. Kongre hazırlıklarını özveriyle gerçekleştiren ODA çalışanlarımıza, özellikle Funda GACAL ve Uğur KANDEMİR’e yoğun çalışmalarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.
X. Teknik Kongremizin mesleğimize ve meslektaşlarımıza yararlı olması dileğiyle...
Ekler